Hafızlık tâcını taktılar
Transkript
Hafızlık tâcını taktılar
\\ www.212haber.com // 15 - 30 KASIM 2015 Yıl:5 Sayı: 89 Fiyatı: 1 GÖRÜNMEZ EL KİMİN? STK’LAR OKULUNA SAHİP ÇIKIYOR OKULUN yapım çalışmalarını yerinde görmek ve gerekli teknik bilgileri almak üzere, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından ve okul müdürlerinden oluşan ekip şantiyeyi sık sık ziyaret etmeye ve okuluna sahip çıkmaya devam ediyor. SORUNLU YÜRÜYEN BİR PROJE HALİNE DÖNÜŞTÜ BİHADER Başkanı Kamber Çal, projenin her aşamasıyla sorunlu yürüyen bir proje haline dönüştüğünü belirterek, “Okul yapılacak diye Milli Eğitim’in geçici olarak başka bir okulda açtığı okullarımızda eğitim gören öğrencilerimiz çok sıkıntılı durumda. Bu açıdan inşaatımızın önümüzdeki eğitim-öğretim dönemine muhakkak yetişmesi gerekiyor.” diyor. Başakşehir Göçmen Konutları’nda Nisan ayında temeli atılan Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları aradan geçen 7 aylık bir sürece rağmen bir arpa boyu yol alamadı. Peki, vatandaşın talebine ve öğrencilerin eğitim sıkıntısına rağmen okulun yapımı neden yavaş ilerliyor? 8’DE PROJEYI KIM YA DA KIMLER YAVAŞLATIYOR? ‘Kaliteli beste yapanlar Hayal dünyasındaki robotlar gerçeğe dönüşüyor bir köşeye çekildi’ BIR DÖNEMIN ezilen kitleleri için umudun sesi olan, zamana yenilmeyen eserleri ile kalbimizde taht kuran sanatçılardan birisi olan Taner Yüncüoğlu, şu anda insanların müzik tüketiminin fastfood denilen tüketim tarzına dönüştüğünü belirterek, “Zaten insanlar kaliteye önem vermiyor. Dolayısıyla kaliteli beste yapanlar bir köşeye çekildiler. Gençler bu tür müzikler dinleyince, iyi müzisyenler ne yapacak? Yaptıklarını dinletemiyorlar.” ifadelerini kullanıyor. 12 ZEYTINBURNU Belediyesi Bilgi Evleri, 21. yüzyılın becerileri olarak tanımlanan eleştirel düşünme, problem çözme ve iş birliği sağlama gibi becerilerin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla “robot yapım atölyesini” faaliyete geçirdi. 17 Şehir dersleri başlıyor! ESENLER Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi’nin İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) ile ortaklaşa düzenlediği ‘Şehir Dersleri’ projesi ile Türkiye genelindeki imam hatip ve üniversite öğrencilerinin kentleşme ve şehir bilinci oluşturulması amaçlanıyor. 6 hafta sürecek eğitimlerin ilki 21 Kasım Cumartesi günü yapılacak. 9 Babalar 13 Hafızlık tâcını taktılar BAŞAKŞEHIR İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Hafızlık İcazet Programı’nda, Tunahan Kız Kuran Kursu ve İmam-ı Azam Camii Kız Kur’an Kursu’nda Hafızlık eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilere Hafızlık İcazet Belgeleri ve taçları takdim edildi. DAVUTOĞLU: GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM HAFIZLIK İcazet Töreni’ne telefonla katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, “Kızlarımızın her birini gözlerinden öpüyorum. Ailelerini ve hocalarını tebrik ediyorum. Ama en büyük teşekkürü evlatlarımız hak ediyor. Kuran’ı Kerim’i daima ezberlerinde tutmayı anlamını anlamayı, başkalarına anlatmayı ve içindekilerle de huzurlu bir şekilde yaşamayı Allah onlara nasip etsin.”şeklinde konuştu. 17 SEÇIM SIZIN BOĞAZ’DA YALINIZ VAR MI? Emin Batur / 6’da HAYRET MAKAMINDA HAYAT Mustafa Sabri BEŞER / 5’te buluşuyor 2 G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 www.212haber.com ‘Anne kendisini Hürrem baba da Polat zannederse çocuk da…’ Yazar Sevda Türküsev, “Algı operasyonu dediğimiz şey çikolata reklamında bile var. Artık kadınlarımız kendilerini cinsel obje olarak kullandırıyorlar. Fakir olan bile Hürrem yüzükleri taktı. Anne kendini Hürrem zannederse, baba kendini Kurtlar Vadisi’nin Polat’ı zannederse çocuk da kendini Pis Yedili'deki bir tip zanneder” dedi. B AŞAKŞEHIR Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen söyleşiye katılan Yazar Sevda Türküsev, ‘Algı Operasyonu ile Küresel Savaş’ başlığı altında Türkiye gündemini değerlendirdi. Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye, Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Basri Akdemir ve çok sayıda Başakşehirli vatandaş katıldı. Yazar Sevda Türküsev, “Bilinçaltını yönlendirme operasyonu gerçekleştirilmektedir. Bu, insanların beynini yönlendirmek için büyük bir silahtır. Ülkemizde bunu medya, sosyal medya ya da mahalledeki tabelalar üzerinden yapıyorlar. Televizyonda diziler üzerinden, reklamlar üzerinden kötü olan şeyleri iyiymiş gibi göstermeye başladılar. Aile yapısını bozmak için bir algı operasyonu yapıyorlar. Bunu da en çok kadınlar ve çocukları kullanarak yapıyorlar. İnancımızı yozlaştırmaya çalışıyorlar, ‘Hıristiyanlaştırılmış İslam’ modeli oluşturmak için aile yapımız üzerinde erozyon yapıyorlar.” dedi. olarak kullandırıyorlar. Fakir olan bile Hürrem yüzükleri taktı. Anne kendini Hürrem zannederse, baba kendini Kurtlar Vadisi’nin Polat’ı zannederse çocukta kendini Pis Yedili de ki bir tip zanneder” dedi. ‘UÇAKLAR KÖYLÜ KOKUYOR’ DİYORLAR Bu ülkenin vatandaşının kendilerini elit zannedenlerle aynı imkânlarla yaşamalarına tahammül edemeyen bir grup olduğunu söyleyen Türküsev, sözlerine şöyle devam etti: “Uçaklar köylü kokuyor, diyorlar. Bu ülkede eskiden zenginler uçağa binerdi. Ben, uçağa bineceğiz diye kendisine kıyafet diktiren insanlar biliyorum. Birtakım guruplar bizler gibi insanları kendilerinden üstün hissediyor. Bu insanların kendi algıları ile ilgili problemleri var. Halkı sürekli aşağılayıp, kendileri ile aynı görmeyen grup Ak Partinin başarısını hazmedemiyor. Ülkemizde Gezi’den beri oynanan oyun, siyasi kadronun kendi aralarındaki çalışması değil, bu gelişen Türkiye’nin üzerinde uluslara- rası güçlerin düzenlediği bir oyundur. Bizim medyayı kontrollü kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Okumayan bir toplum olduğumuzu belirten Türküsev, “Aile yapımızı kurtarmadan yeni nesilden bir şey bekleyemeyiz. Diziler, sosyal medyanın yönlendirmeleri ile çocuklar ailelerini yönetmeye başladı. Genç kızlarımız okuyup, öğrenmediği için dizilerdeki gibi zengin çocuklarının fakir kızlar için bayılıyor zannediyor. Hayat haddini bilmek ve bedel ödemekten ibarettir. Algı operasyonu dediğimiz şey çikolata reklamında bile var. Artık kadınlarımız kendilerini cinsel obje ‘HALKIN ZEKÂSI VE VİCDANI İLE DALGA GEÇTİLER’ Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Sevda Türküsev, “Gençlere geçmişte yaşadığımız zorlukları ve şu an geldiğimiz noktayı anlatmalıyız. Geldiğimiz noktanın farkına varmalıyız. Bizlerin bu özgürlüklere ulaşması kolay olmadı, bedeller ödendi. Bu halkın zekâsı ve vicdanı ile dalga geçtiler. 1 Kasım seçimlerinden sonra 360 derece dönenler oldu. Biz algı operasyonları ile mücadelemizi eğitimle yapacağız. Bir fikri savunacaksak onun tam zıddını da çok iyi biliyor olmamız gerekiyor. Hayat biraz deliliği göz almaktır ama aptalda olmamak gerekiyor” dedi. ‘Gençlerimizin uyanık olması gerekiyor’ Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, Sevda Türküsev’e katılımlarından dolayı teşekkür ederek çiçek takdim etti. Dikbaş, “Ülkemiz her alanda büyük gelişme gösterdiğinde tüm göstergeler çok iyi olduğu dönemde yani Türkiye uçuşa geçeceği zaman burnunu yere sürtmeye çalıştılar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi irademizle seçip 5 yılda bir sandıkla değiştirebileceğimiz Cumhurbaşkanını ‘diktatör, yezid’ gibi alçakça ifadelerle ile halkın gözünden düşürmeye çalıştılar. Aklımızla alay ettiler. Gençlerimizin algı operasyonları konusunda uyanık olması gerekiyor” dedi. // www.212haber.com G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 Elektrikli minibüse büyük ilgi İlk kez görücüye çıkardığı elektrikli yolcu minibüsünü Ankara’da tanıtan Emin Grup, fuarda yoğun ilgi gördü. Avrasya Güvenlik ve Trafik Fuarında tanıtımı yapılan aracın bulunduğu standı, İçişleri Bakanı Selami Altınok da ziyaret etti. K ONUT projelerinin yanı sıra geçen hafta İstanbul’da sergilediği elektrikli otomobil ile ilk kez görücüye çıkardığı elektrikli yolcu minibüsünü Ankara Avrasya Güvenlik ve Trafik Fuarında tanıtan Emin Grup, fuarda yoğun ilgi ile karşılaştı. 24 yıldır Elbirliği sistemi ile vatandaşları faizsiz ev ve araba sahibi yaptıklarını dile getiren Emin Grup Yönetim Kurulu Başkanı Emin Üstün, ‘’İnsanların hayatlarını kolaylaştıracak projeler üretmeye devam ediyoruz. Doğa dostu ve yerli imalat olan araçlar ile gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakacağız. Bakanımızın ziyareti ve yorumları da ayrıca bizi mutlu etti’’ dedi. ELEKTİRİKLİ ARAÇLARIN FAYDALARI NELER? Dönüşümünü yaptıkları araçların tamamen elektrikli olduğunu belirten Üstün, ‘’Araçların maliyeti mazotlu araçların yüzde 10’u kadar. Bizim aracımız 100 kilometrede yaklaşık 1 TL’lik elektrik tüketiyor. Bakım aralığı çok daha uzun ve CO2 salınımı sıfır. Dönüşüm işlemini bu gerçekleri dikkate alarak, ekonomiye ve çevreye daha faydalı bir iş yapmak için gerçekleştirdik’’ ifadelerinde bulundu. AYDA 100 ARAÇ ÜRETİLECEK Tesislerini aylık 100 araç kapasiteli olacak şekilde planladıklarını ifade eden Üstün, ‘’İlk olarak aylık 30 adetlik üretim yapma daha sonra bu sayıyı arttırma düşüncesindeyiz. İstanbul’da 2 servis ile 10 noktada hızlı şarj siste- Bilgievi öğrencileri Suriyeli kardeşlerini ağırladı Güvercintepe Bilgievi’nin bu yıl ev sahipliğini yaptığı “Suriyeli Yetim Çocuklarımız” programında, Suriye’den gelen yetim çocuklar ile bilgievi öğrencileri bir araya geldi. GÜVERCINTEPE Bilgievi’nin bu yıl ev sahipliğini yaptığı “Suriyeli Yetim Çocuklarımız” programında, Suriye’den gelen yetim çocuklar ile bilgievi öğrencileri bir araya geldi. Ülkelerinde ki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan çocukların bir nebze olsun yüzünü güldürebilmek amacı ile hayata geçirilen çalışma ile bir araya gelen çocuklar birlikte keyifli bir gün geçirdi. Bilgievi ve Suriyeli öğrencilerin buluşmasında Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş’ta çocukları yalnız bırakmadı. Güvercintepe Bilgievi’ne gelen Suriyeli öğrencileri Başakşehirli çocuklar karşıladı. Arkadaşlarına bilgievini gezdirdiler. Birlikte resim yapan gurup yine birlikte kendileri için hazırlanan yemeği yedi. Yemeğin ardından müzik kulübüne geçen minikler burada bağlama, keman ve gitar dinlediler. HEM SATIŞ HEM KİRALAMA YOLU ‘’Otomobili satın alıp, motor, depo, egzoz gibi petrol yakıta uygun ekipmanlarını söktükten sonra, elektrik motoru, pil paketi gibi uygun ekipmanları montajlayarak üreteceğiz. Elektrikli otomobilleri satacağımız gibi, kiralama gibi diğer şekillerde de hizmete sokacağız’’ diyen Üstün, otomobilin her türlü kullanıma uygun olduğunu söyledi. 3 mi kurmayı planlıyoruz. Bunun için gerekli çalışmalara başladık. Çok kısa bir süre sonra araçlarımızı piyasaya sunmuş olacağız. Yaptığımız pazar araştırmalarında uygun fiyatlı elektrikli araç için yoğun bir talep olacağını gördük. 2016 yılı için 600 adet araç satışı beklentimiz var. Şu anda üretim tesisi için yatırım aşamasındayız. Üretim tesisimizi 2016 yılı Mart ayı içerisinde devreye almayı planlıyoruz. Fuar da tanıtımını yaptığımız araçlar için sipariş de almaya başlayacağız’’ diyerek sözlerini noktaladı. // Programın devamında ise çok amaçlı salonda Bilgievi öğrencilerinden Melek Deli ve Helin Özel müzik öğretmenleri eşliğinde kardeşlik için hazırladıkları ‘arkadaşım’ adlı Arapça parçayı seslendirdiler. Ardından Tiyatro kulübü öğrencileri pantomim gösterisi gerçekleşti. Gösteriye katılan Suriyeli öğrenciler sahnede keyifli anlar yaşadı. Gurup daha sonra mandal takmaca, sandalye kapmaca oyunu, yüz boyama gibi etkinlikler gerçekleştirdi. Program, Suriyeli öğrencilerin sergilediği halay ile sonlandı. // 4 G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 WhatsApp’lı Gaziosmanpaşa Belediyesi ilçedeki çevre kirliliğini önlemek amacıyla, temizlik hizmetlerinde WhatsApp uygulamasını kullanmaya başladı. G AZIOSMANPAŞA Belediyesi ilçedeki çevre kirliliğini önlemek amacıyla, temizlik hizmetlerinde WhatsApp uygulamasını kullanmaya başladı. Artık vatandaşlar, WhatsApp uygulaması üzerinden temizlik kurallarına uymayanları ihbar edebiliyor. Hizmete alınan ‘532 205 5 666’ numaralı ‘Temizlik İhbar WhatsApp Hattı’na temizlik kurallarına uymayan, çöp çıkarma saatlerinden önce veya sonra çöp çıkaranlar ihbar edilebiliyor. Belediye bünyesinde oluşturulan 10 kişilik ekip, haftanın 7 günü 24 saat boyunca ihbar hattına gelen ihbarları anında değerlendiriyor ve çevre kirliliğine sebep olan vatandaşlar hakkında cezalandırma işlemi uyguluyor. “Temizlik İhbar” WhatsApp Hattı uygulamasını yerinde izleyen Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin ihbar hattı Usta, çevre kirliliği konusunda yerel yönetimlerden, eğitimcilere ve vatandaşlara kadar toplumun her kesiminden insana çok büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, “Bizler, Gaziosmanpaşa Belediyesi olarak ilçemizin temizliğine büyük önem veriyoruz. Ancak zamansız çıkartılan, gelişi güzel sokak aralarına ve evlerin önüne bırakılan çöpler çevremizi ciddi anlamda kirletiyor. Bu konuda, bizim yaptığımız temizlik çalışmalarının yanında, çevre bilinci oluşmuş duyarlı vatandaşlarımızın da çaba göstermesi son derece önemlidir. Duyarlı vatandaşlarımızdan WhatsApp üzerinden gelen ihbarlar üzerine Belediyemizce oluşturulan 10 kişilik ekibimizin gelen ihbarlara anında müdahale etmesiyle, zamansız çöp çıkartma alışkanlığını minimum seviyeye indirmeyi amaçlıyoruz” dedi. // En iyi kamu yayıncısı TÜYAP’ta TÜRKIYE Yazarlar Birliği tarafından 2014 yılının en iyi kamu yayıncısı seçilen Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 34. Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı’nda okuyucularla buluştu. 12 sene önce “Surların Öte Yanı Zeytinburnu” adlı eserle kamu yayıncılığına ilk adımı atan Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, kitapseverlerle Zamanı Aşan Taşlar, Çırpıcı ve Veliefendi Çayırları, Son Kale Çanakkale, Şehir Sokak Hafıza, Bilgelikler Divanı ve son eseri olan Necip Fazıl Kitabı adlı eserlerle buluşmaya devam ediyor. 2011 yılında Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği tarafından “ESKADER” ödülüne layık www.212haber.com görülen ve 2014 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından en iyi kamu yayıncısı seçilen Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 12 yıllık serüvene sahip eserlerini, TÜYAP Kitap Fuarı’nda 10’uncu salonda, 10304 C adlı standda 15 Kasım’a kadar sergiledi. // Katı yakıt denetimleri ile hava korunuyor ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ısınmadan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü için yetki devri alan Gaziosmanpaşa Belediyesi kömür satış noktalarında kontrollerine başladı. Ekipler kömür satışı yapılan noktalardan numuneler alarak, tahlil için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre ve Yakıt Analiz Laboratuvarına gönderiyor. Burada bir dizi işlemden geçen kömürün içinde bulunan maddelerin yeterli düzeyde olup olmadığı tespit ediliyor. Ayrıca işletmelerin yeterlilik belgeleri de kontrol ediliyor. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, kış mevsimi öncesinde kömür satış noktalarında denetimlere başladıklarını belirterek, "Çevre ve insan sağlığını gözeterek vatandaşlarımızın sağlıklı bir ortamda yaşamaları için bizlerin sorumluluklarının yanı sıra vatandaşlarımızdan da bazı isteklerimiz olacak. Vatandaşlarımız kömürlerini kömür satış noktalarından almalı, açık ve belgesiz kömürler satın almamalı. Esnafımızdan Mahalli Çevre Kurulu kararınca kriterleri belirlenen kömürleri satmalarını istiyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda belediyemize şikayetlerini iletebilir. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı olarak denetimlerimiz periyodik olarak devam edecek" diye konuştu. // G Ü N DEM www.212haber.com MUSTAFA SABRİ BEŞER [email protected] facebook.com/msbeser twitter.com/msbeser Hayret makamında hayat Düşünüyorum da hayatta olmak seçilmiş olmak demektir aslında, yani bir lütfu ilahiye mahzar olmak. Bu seçilmiş olmanın değerini ne kadar az düşünür olmuşuz? İnsanla! Milyonlarca dil vasıtasıyla konuşan şu hayat denen varlığın bir anlamı var mutlaka, onu hak etmek için ne yapmıştır ki insan? Hayatın insanda ki mahiyeti nedir? Niye verilmiştir bize, nasıl bir varlıktır hayat? Sıradan, olağan alışıla gelmiş bir şey mi? Yoksa bambaşka, benzersiz, canlı, kendine has, hayret verici, sürprizlerle dolu bir şey mi? Bu gibi sorular gün içinde ne kadar kurcalar aklımızı? Hayat hükmünü icra ederek görevini yerine getirir, hayatın en değerli varlığı olan bizlerse çoğu zaman ona karşı tepkisiz ve isteksiz bir eda ile bakarız, fakat görmeyiz. Ne acı! Bir şeyin bu kadar içinde olup bu kadar uzağına düşmek. Onu gündelik telaşların içinde yitirip gitmek. İnsan kaybetmekle kıymet anlayan bir varlık. Sanki hiç gitmeyecekmiş hep ona ait kalacakmış gibi düşünüp sahip olduğuyla ilgilenmez, neden?.. Oysa hayat, bir kerelik fırsatlardan biri ve bu yüzden çok değerli. Bu kadar değerli olan bir şeyi ihmal etme fikri beni hayrete düşürdüğünde bir soru sordum kendime; hayatla beraber sana verilmiş nimetlere bir bak, duyuyor, görüyor, hissediyor, nefes alıp veriyorsun, her şeyle bir bağ kurabiliyorsun hayat vasıtasıyla… Hayat her haliyle bu gün elinde var görünüyor, fakat sadece şu an için, peki yarın öbür gün daha sonraki gün için bir garantin var mı? Cevap: “Elbette yok!” İşte hepimizin bildiği ve cevabının aynı olduğu bu soru ve cevap hayretimi iki katına çıkarttı. Yeni bir şey mi keşfettim? Hayır, lakin bilmek, anlamak idrak etmek arasında ince bir çizgiden bakınca bu soru ve cevaba, hayata karşı kayıtsızlığıma daha da hayret ettim… Hiç beklenmedik bir anda ellerimizden aniden alınma ihtimali olan bir nimet…Bunu her halimle iliklerime kadar hissedip farkına varınca hayretim şaşkınlıkta zirveye vurdu adeta… O an hayat bende makamını buldu ve hayat gelip benim hayret makamıma oturdu! Provası da yok hayatın, yaşar, deneyimler ve öğrenirsiniz, insana her gün yeni bir şeyler getiren bu eşsiz varlığa hak ettiği değeri vermemek gafletin ta kendisi olsa gerek. Yaradan kendi “Esma”sından lûtûf edip vermişken, onun değerini bilmeden yaşamak… Hayatın içinde eğrilerde var doğrularda, onun içinde ne varsa muhatabı bizleriz. Evet, her şey mükemmel olmayabilir fakat ben hayatın kendisinden bahsediyorum. Beni yani insanı değerli kılanın hayatın kendisi olduğundan… Bir kere tadılacak bir nimet sadece. Bitecek olmasının iç sızısını duymak istemiyoruz belki ve bunun için ona karşı kayıtsız kalıyoruz, öylesine geçip gidiyoruz kıyısından köşesinden. Keşfetmeli artık, hayat sadece nefes almak değildir, iki dünyalık bir hayattan bahsediyor tüm kitaplar ve kâinattaki her sonsuz hece… Varlığını sonsuza taşımak arzusunda olan insan, hayata her gün yeni bir bakışla bir kere daha nazar etmeli, “Hay” sıfatının yansıması olarak bize verilen bu “Nimet-i İlahi” ye ve hayat her insanda makamını bulup yerleşmeli… “Hayat” sizde hangi makamdan bakar kendisine!?” www.212haber.com İMTİYAZ SAHİBİ Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti. GENEL MÜDÜR Halil Gölve GENEL KOORDİNATÖR Erol Çakır YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Abidin Koçoğlu YAYIN DANIŞMANI Necmettin Çakmak Emre Ustaosmanoğlu Metin Öztürk HUKUK DANIŞMANLARI Av. Adem Yıldırım Av. Ömer Geyik GÖRSEL YÖNETMEN Ümit Atıcı BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304 Başakşehir/İstanbul • Telefon: (0 212) 486 39 36 Web: www.212haber.com • e-mail: [email protected] Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00 Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur. Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir. GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR 15 - 30 KASIM 2015 5 Bağcılar'ın gururu oldular B AĞCILAR Belediyesi Engelli Atletizm Takımı sporcuları 37. Vodafone Kıtalararası İstanbul Maratonu’nda erkekler ve kadınlar kategorisinde ilk 3’ü paylaşarak Bağcılarlıları sevince boğdular. Geçtiğimiz yıl da Maraton’da başarıya imza atan atletler bu yılda Bağcılar’ı en iyi şekilde temsil ettiler. Yurt içinde ve yurt dışında katıldıkları maratonlardan ve diğer yarışlardan madalyalarla dönen Bağcılar Belediyesi Atletizm Takımı oyuncuları Vodafone İstanbul Maratonu’nda da madalyalar kazandılar. Tarihte kıtalar arası koşulan ilk yarış olma özelliğine sahip olan Vodafone İstanbul Maratonu’nda engelli erkekler kategorisinde Birol Kamar ipi 1’inci göğüslerken, Ömer Cantay 2’inci, Semih Görkem ise 3’üncülüğü kazandı. Yine kadınlar kategorisinde yarışan Bağcılarlı milli kadın atletler Zübeyde Süpürgeci kıyasıya geçen yarışta 1’inciliği kazanırken, Hamide Kurt ise ipi 2’inci göğüsleyerek büyük başarıya imza attılar. Bağcılarlı engelli sporcuların büyük bir gurur daha yaşadıklarını ifade eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, spora ve sporcuya verilen emeklerin karşılıksız kalmadığını anlattı. Özellikle engelli sporcuların yurt içinde ve yurt dışında katıldıkları yarışlardan madalyalarla döndüklerinin altını çizen Çağırıcı, duygularını şöyle dile getirdi: “Hamide Kurt kızımız Katar’daki Bedensel Engelliler Dünya Şampiyonası’ndan 2’inciliği kazanarak göğsümüzü kabartmıştı. Zübeyde Süpürgeci kızımızda 4’üncü gelerek büyük bir başarıya imza atmıştı. Engellilerimiz kendilerine imkanlar sunulduğunda neler yapacaklarını ispat ediyorlar. Onlara desteğimiz devam edecek.” şeklinde konuştu.// 6 G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 Seçim Sizin Boğaz’da yalınız var mı? eden birer kuruluş haline gelirdi. Ama maalesef bugün bu kuruluşlar; agresif kliklerin sözcüsü durumundadır. Daha bunun gibi etkin olmadığımız birçok kurum sayılabilir. Ancak Önce Boğaz… Peki, Neden Boğaz? Bir arkadaşım anlatıyor: ‘’2011 seçimlerinden sonraydı. Aynen şimdiki 1 Kasım gibi Ak parti seçimi kazanmış, çevremiz neşe içindeydi. Biz de seçimi değerlendirmek ve biraz da Boğaz havası almak için bir gemi kiralayarak Boğaz’a açıldık. Mimar ve Mühendislerin çoğunlukta olduğu gemide hali vakti yerinde iş adamları da vardı. Niyetimiz, Stresli geçen ama başarılı olduğumuz seçim değerlendirmesini yapmaktı. Sırayla herkes bir yandan fikrini söylerken, bir yandan da Boğaz’ın o muhteşem güzelliğini seyrede ede yol almaya başladık. Söz sırası bana geldiğinde: ‘Arkadaşlar!’ Dedim. ‘Size bir soru sormak istiyorum.’ Herkes dikkatle dinlemeye başladı. ‘Aranızda şu süzülerek yanından geçtiğimiz yalılardan her hangi birinde oturan var mı?’ Arkadaşlarımız ‘...oturan var mı?’ diye birbirlerine bakarken, ben ikinci soruyu sordum. ‘İkinci üçüncü derece akrabalarınızdan oturan veya eşinizin ikinci üçüncü akrabalarından oturan var mı? Bir sessizlik oldu. Yoktu. O gemide seyahat edenler, kendilerini varlıklı zannediyorlardı ama 3. Dereceden akrabalarının bile Boğaz’da yalısı yoktu. Bu sorularımdan sonra gemidekilerin o neşeli havası birden değişti.’’ Diyerek sözlerini bitirdi. Evet, gerçek buydu. 2011 seçimlerinden sonra da Boğaz da yokuz, 2015 seçimlerinden sonra da yokuz. Sadece Boğaz da mı? Hayır! Maalesef hala medyada da istenilen ağırlıkta değiliz. STK ve diğer yarı resmi kurumlar da bizde değil. Bir TMMOB Bir Tabipler Odası BARO vs. hiç birisinde etkin değiliz. Ve Nedense çevremizde memleketi kurtarmak(!) isteyen mücahitlere(!) bakıyoruz, hepsi milletvekili olmak için can atıyor. O gayretin ve harcanan paranın onda birini STK lar için harcansa, mezkur STK ların hepsi ülke menfaatlerine hizmet TÜRKİYE ANKARA’DAN AVRUPA BOĞAZ’DAN YÖNETİLİR Boğaz’ın görünmeyen o kadar büyük bir gücü var ki… Dünyanın önemli siyaset ve iş adamlarının toplandığı, ülkelerin geleceği ile ilgili kararların alındığı bir mekândır Boğaz. O muhite herkesi sokmazlar. Paranız olsa da sokmazlar. Yalılar satılmak istendiğinde en çok parayı verene değil, ‘tanıdıklar’ arasında en çok parayı verene devredilir. Bir gün eğer tanıdıklarınızdan, akrabalarınızdan birileri Boğaz’da Yalı sahibi olursa o zaman kazanacağımız seçimler gerçek sevince dönüşür. Bu İşin parasal ve nüfuz yönü… BOĞAZ’IN bir de STRATEJİK yönü var. Boğaz kontrol altına alınmadan İstanbul Fethedilememişti. Fetih için hazırlık olmak üzere 1395 yılında Yıldırım Beyazıt Anadolu Hisarını… 1452 yılında da Fatih Sultan Mehmet Rumeli Hisarını yaparak, Boğazı kontrol altına almışlardır. KANAL İSTANBUL Ayrıca İstanbul Boğazı dünyanın en önemli su geçiş yollarından birisidir. Bütün bunları göz önüne alarak; Cumhurbaşkanımızın Kanal İstanbul projesini bir an önce başlatmak istemesinin sebebi, böylece daha iyi anlaşılmış oluyor. Bu girişi yaptıktan sonra… 1 Kasım seçimlerini değerlendirmeye çalışayım. MESAJIN BÜYÜĞÜ AK PARTİYE Seçmen aslında mesajın büyüğünü Ak Partiye verdi. Genel merkeze ’’ Kafana göre takılamazsın…’’ dedi. Genel merkez bu mesajı gördü mü? Bence gördü. Ve tam olmasa da büyük oranda 1 Kasım seçimleri için gereğini yaptı. Dikkat edilirse aday gösterme konusunda 7 Haziran seçimlerine göre en büyük değişikliği Ak Parti yaptı. Adayların %50 sinden fazlasını değiştirdi. EMIN BATUR [email protected] ‘’Nasıl olsa iktidarız…’’ Havalarından vaz geçti. Kardeşlik vurgusuna, farklı kesimlerin haklarını gözeterek gönül tellerimize dokunacak mesajlar verdi. Her şeyden önemlisi seçmenin ‘’Çantada keklik’’ olmadığını ilk fark eden Ak Parti oldu ve kazandı. SEÇMEN ‘ÇANTADA KEKLİK’ DEĞİL Bence bu seçimin en harika mesajı budur! Seçmen gönül verdiği partilere ‘’Kurşun Asker’’ olmadığını gösterdi. Kitle partilerinde seçmenin bir partiden diğer partiye kayması anlaşılır bir şeydir de… Fikir ve dava partisi dediğimiz partilerdeki bu keskin dönüş belki de Türk siyasi tarihinde bir ilktir. Bundan dolayı araştırma şirketleri yerle bir, Muhalif TV yorumcuları mosmor oldu. Sosyologların incelemesi gereken bir seçim sonucu ile karşı karşıyayız. DAVA (FİKİR) PARTİ LİDERLERİNDEKİ RAHATLIK Seçmen bu sefer affetmedi. ‘’Bu saçmalıklarınızı sineye çekecek değilim…’’ diyerek bir nevi yıllardır peşinden gittiği gözü gibi koruduğu ’Dava partilerine’ ‘’YETER!’’ Dedi. ‘Her yanlışınızı tevil etmekten bıktım’ dedi. Çünkü sevdikleri Parti liderleri, iler-tutar tarafı olmayan şeyleri o kadar rahat bir şekilde söylüyorlardı ki, teşkilat ve taban tevil etmekten yoruldu. Bundan sonra Fikir Partileri; kaybettikleri seçmenini nasıl kazanacak bilemiyoruz. Tabii bunda Ak Partinin tutarlı politikasının da etkisi vardır. Seçmen belki de ilk defa sevdiği partinin etkisinde kalmadan bir mukayese yaptı. Ve bütün tahminleri alt-üst eden bir tercihte bulundu. ÖRNEK OLARAK ASGARİ ÜCRET Aslında verilecek örnek çok ama Asgari ücretle ilgili söylenenleri arz etmek istiyorum. Ak Parti lideri Sayın Davutoğlu asgari ücret 1.300 TL olacak diyor. Diğer liderler dünya kadar asgari ücretle geçinen seçmen var diyerek, hemen rayici yükseltme peşine düştüler. Biri 1.500 TL yapacağım dedi. Diğeri www.212haber.com 1.800.. 2.000, 5.000 TL diyenler oldu da onları kale almıyoruz. Şimdi seçmen 1.500 diyenle 1.800 diyeni seçmiyor da, neden 1.300 TL diyeni tercih ediyor? Çünkü Diğerlerinin dediğini ciddiye almıyor da ondan. Bu bir. İkincisi seçmen işsiz kalmaktansa 1.300 TL ye dünden razı. Neticede asgari ücretin yükselmesinden devlet zarar etmiyor. Tam aksine kar ediyor. İşverenin vergi dilimi artıyor, o da devletin kasasına giriyor. İşveren zarar etmemek ve işyerinin rantabl halde devam etmesi için ilk fırsatta işçi çıkarma yoluna gider. Mesele bu kadar basit. İşçi bu hesabı yapıyor da, Liderler işçinin bu hesabı yapacağını düşünemiyor. Seçim sürecinde Başbakan A. Davutoğlu çok işçi çalıştıran işverenlere ‘Bu rakamlar makul değil. Çıkıp açıklama yapın!’ Çağrısına uymadılar. Ak Partiyi nasıl olsa gidici, muhalefet partileri de yarın bunu unutur gider diye düşündüler ses etmediler. Şimdi 1.300 TL ile biz nasıl işçi çalıştıracağız diye kara kara düşünüyorlar. MR. NO 7 Haziran seçimlerinden sonra en çok akılda kalan şey Sayın Bahçeli’nin her teklife ‘Hayır’ demesiydi. Bundan dolayı kamuoyunda ‘Mr. NO’ olarak anılmaya başlandı. Bahçeli neden her teklife ‘Hayır’ dediğini bilemiyoruz. Seçmeni çantada keklik sandı. ‘Dava’ Partilerinin de çıkmazı bu ya zaten. Hâlbuki Halk çözümden yanaydı. Ülkenin hükümetsiz kalmasına kimsenin tahammülü yoktu Bahçeli, ne dersem teşkilat tevil eder yine beni haklı çıkarır diye düşündü. 1 Kasım’da bunun böyle olmadığını gördü. Sandıkta en büyük kaybı MHP yaşadı. MHP BÜYÜK BİR FIRSAT KAÇIRDI Hâlbuki aynı MHP hükumette yer alsa… Arkasından PKK ya karşı başlatılan bu operasyonların tamamı MHP den bilinirdi. Savunma Sanayi projeleri, Turan Ordusu vs. hep MHP nin hükumette olmasına bağlanırdı. MHP büyük bir sıçramayı yapması gerekirken, büyük oy ve milletvekili kaybını yaşadı. HDP Millet HDP ye Türkiye partisi olma fırsatını verdi. Ancak HDP Kandil’in paralelinde siyaset yapmaya devam etti. Suruç’ta patlayan bombalar HDP ye beklediklerinden daha fazla oy kazandırdı. 1 Kasım seçimlerine giderken aynı şeyi Ankara’da patlayan bombaların gölgesine sığınarak devam ettirmek istediler. Ancak Halk bu tip numaraları bir kere yutar. HDP Lideri Demirtaş Laik Kemalist medya desteğine çok güvendi. Entel Cihangir, Nişantaşı seçmenini de ‘çantada keklik’ gördü. Netice ortada. HDP az daha baraj altı kalıyordu. CEBRAİL PARTİ KURSA VE KAMALAK FETÖ Terör örgütü lideri Fethullah Gülen bir konuşmasında: ‘Cebrail parti kursa oy vermem demişti’ Saadet Lideri Kamalak ise Konya’da yaptığı konuşmada: ‘Papa Türkiye’de oy kullansa AKP ye, Peygamber Efendimiz oy kullansa…’ gibi dini terimleri alabildiğine zorlayan bir konuşma yaptı. Sayın Kamalak’ın bu konuşması, F. Gülen’in yaptığı konuşmanın ters yüz edilmiş halidir. Hâlbuki Kamalak’ın böyle şeylere tevessül etmesine gerek yoktu. Ak Partinin yaptığı dünya kadar yanlış var. Bir muhalefet lideri olarak bunlardan bahsetmesi gayet normaldir, hatta gereklidir de. Böyle zorlamalara gerek yok… Sayın Kamalak da seçmeni ‘çantada keklik’ görenlerden. Ancak bu konuşmayı yaptığı ve Milli Görüşün güçlü olduğu Konya’da bile Saadet Partisi 7 Haziran’a göre oylarının üçte ikisini kaybetti. CHP CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu geçen seferden dili yandığı için seçmeni artık ‘çantada keklik’ görmüyor. Hatırlarsanız bundan önceki seçimde ‘Tıpış tıpış oy kullanmaya gideceksiniz’ demişti de sonradan bin pişman olmuştu. Bu seçimde daha tedbirli davrandı ve az da olsa hem oyunu hem de milletvekili sayısını artırdı. SONUÇ 1 Kasım’da Ak Parti büyük bir zafer kazandı. Ancak bu her şeyin yolunda olduğunu göstermez. Kurulacak hükumetin şu 4 konuyu acilen tekrar ele almasını bekliyorum. •6284 Sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Karşı Şiddet kanunu. •Şehircilik, alt yapı ve konut politikalarının Milli Mimarimize uygun bir şekilde ele alınması •İstihdam •Servetin tek elde toplanmasının önüne geçilmesi… Bu konulara örnek vermeden maksadımız anlaşılmaz. Şimdilik başlıklarını veriyorum. Nasipse Daha sonra tek tek örneklendirerek yazmayı düşünüyorum. G Ü N DEM www.212haber.com 15 - 30 KASIM 2015 7 MICROSOFT BAŞAKŞEHIR LIVING LAB'I ZIYARET ETTI Eşinin emanetini kaptırmadı Genç yaşta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Güngören Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ali Arslan’dan boşalan yerine aday olan Sevgi Arslan seçimi kazandı. 1 1 Kasım Pazar günü yapılan genel seçimler ile beraber, Güngören Akıncılar Mahallesi'nde Muhtar seçimi de yapıldı. 9 Temmuz 2015 Perşembe günü vefat eden Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ali Arslan'dan boşalan koltuk için yeni muhtar seçimi yapıldı. Gazete365’in haberine göre, genç yaşta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Akıncılar Mahallesi Muhtarı Ali Arslan evli ve 2 çocuk babasıydı. Genç yaşta eşini kaybeden, geride kalan 2 çocuğu için hayata dört elle sarılan, Sevgi Arslan eşi Ali Arslan'ın koltuğuna oturmak için Akıncılar Mahallesi Muhtarlığı’na talip oldu. 2 adayın yarıştığı seçimde, Sevgi Arslan, 11 bin 534 seçmenin oyunu alarak Güngören Akıncılar Mahalle Muhtarı seçildi. Rahmetli eşi Ali Arslan'ın koltuğuna oturmaya hak kazanan Sevgi Arslan’ı ilk tebrik eden İstanbul Muhtarları Dayanışma Derneği Başkanı, Bahçelievler Siyavuşpaşa Mahalle Muhtarı Selami Aykut oldu. ‘Living lab çok etkileyici’ Başakşehir Living Lab’ı ziyaret eden Microsoft Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, “Başakşehir Living Lab çok etkileyici ve güzel bir alan” dedi. BBSK madalyaları topladı BAHÇELIEVLER Belediye Sor Kulübü (BBSK), yurt içinde ve yurt dışında göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Son olarak 24-25 Ekim tarihleri arasında yapılan ve tüm İstanbul yüzme kulüplerinin katıldığı Cumhuriyet Bayramı Yüzme Müsabakaları’na katılan BBSK, madalyaları topladı. Üsküdar Burhan Felek Yüzme Havuzu’nda gerçekleşti- rilen yüzme yarışlarına katılan 2005 ve 2006 doğumlu BBSK sporcuları, en iyi derecelerini yüzerek; 6 Altın, 4 gümüş ve 2 de bronz madalya alarak şampiyona da üstün performans gösterdiler. Gazete365’e bir açıklama yapan BBSK Başkan Vekili Selahattin Uyan "2010 yılında BBSK'yı kendi alt yapısından Türkiye ve Dünya şampiyonu sporcular yetiştirmek hedef ve gayesiyle kurmuştuk. Bugün bu hedeflere çok şükür ulaştık. Bu önemli müsabakalarda da bizim yine göğsümüzü kabartan küçük sporcularımızla Yüzme Şube Kaptanımız Çetin Bingül ve Yüzme Baş Antrenörümüz Çağatay Kahraman ile tüm teknik ekibe tebrik ve teşekkürlerimi sunar, daha birçok başarıya imza atmalarını dilerim” dedi. // MICROSOFT Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Başakşehir Living Lab’ı ziyaret etti. Microsoft Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdürlüğü adına Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç’ın katıldığı programa; Başakşehir Living Lab, CEO’su Ersin Pamuksüzer, Başakşehir Living Lab Genel Koordinatörü Ömer Onur, Bilgi İşlem Müdürü Bekir Selçuk Temel katıldı. Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, Başakşehir Living Lab Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürü Özge Şenöz eşliğinde merkezi gezdi. Yantaç, Başakşehir Living Lab bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Gezinin ikinci bölümünde Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, Başakşehir Living Lab, CEO’su Ersin Pamuksüzer, Başakşehir Living Lab Genel Koordinatörü Ömer Onur, Bilgi İşlem Müdürü Bekir Selçuk Temel ile bir toplantı gerçekleştirdi. Ortak yapılacak çalışmaların değerlendirildiği toplantıda Yantaç, Living Lab ile ilgili izlenimlerini şu şekilde aktardı: “Başakşehir Living Lab çok etkileyici ve güzel bir alan. Living Lab daha etkin olarak nasıl kullanılabilir bu konuda ortak çalışmalar geliştirilebilir." Başakşehir Living Lab Genel Koordinatörü Ömer Onur, “Burada yeni teknolojiler ve yeni uygulamalar konusunda tanıtımlar yapıyoruz. Bu tanıtımları ise showroomlar ve eğitimler vasıtası ile gerçekleştiriliyoruz. 10 yaştan itibaren eğitimlerimiz bulunuyor. Vatandaşlarımızın erken yaşlardan itibaren bilişim ve iletişim konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyoruz" dedi. // 8 G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 www.212haber.com KIZ İMAM HATIP OKULU’NU KIMLER ENGELLIYOR? Görünmez el kimin? Başakşehir Göçmen Konutları’nda Nisan ayında temeli atılan ve Projesini İstanbul Ticaret Odası’nın üstlendiği, Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları aradan geçen 7 aylık bir sürece rağmen bir arpa boyu yol alamadı. Peki, vatandaşın talebine ve öğrencilerin eğitim sıkıntısına rağmen okulun yapımı neden yavaş ilerliyor? Projeyi kim ya da kimler yavaşlatıyor? Görünmez el kimin? HACER TÜRKEL HALE SÜRECI ve inşaata geçiş safhalarında tüm yasal zorunlulukları tamamlanan ve Başakşehir Göçmen Konutları’nda Nisan ayında temeli atılan Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları aradan geçen 7 aylık bir sürece rağmen tabiri caizse bir arpa boyu yol alamadı. Başakşehirlilerin heyecanla eğitime başlamasını beklediği okulun inşaat çalışmalarını yerinde görmek ve gerekli teknik bilgileri almak üzere, Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, İlim Yayma Cemiyeti Başakşehir Şube Başkanı Abdullah Yasir Şahin, Başakşehir İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHADER) Başkanı Kamber Çal, Okul Aile Birliği Başkanı Fatih Mehmet Yıldırım, Halk Eğitim Müdürü Aziz Akdoğan, AK Parti Başakşehir İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Erol Çakır, Akşemsettin İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Mehmet Taburtepe, okul müdürleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan yaklaşık 30 kişilik ekip şantiyeyi ziyaret etti. Şantiye şefinden teknik bilgi alan ekip daha sonra inşaat sahasından ayrıldı. Daha önce de BİHADER yöneticileri ve Başakşehirliler okuluna sahip çıkma adına inşaat alanında toplanmıştılar. ❚❙ İmam Hatip’in yapılmasını kim/ler engelliyor? Başakşehir Göçmen Konutları’nda zaman zaman okulun yapımının durdurulması yönünde yasa dışı eylemler düzenlense de ihale süreci ve inşaata geçiş safhalarında tüm yasal zorunlulukları tamamlanan Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları devam ediyor; ancak her nedense projenin büyüklüğü ve üstlendiği kurumun ağırlığına rağmen inşaat kaplumbağa misali yol alıyor. Bu durum ise akıllara İmam Hatip okulunun yapılmasını engelleyen biri/leri/nin var olduğunu getiriyor. Peki, seçimler de olumlu geçmesine rağmen projeyi kim ya da kimler engelliyor? Vatandaşın talebine ve öğrencilerin sıkıntısına rağmen okulun yapımı neden yavaş ilerliyor? 3 yıldır bu projeyle ilgileniyoruz. Maalesef her aşaması ve her kademesiyle sorunlu yürüyen bir proje haline dönüştü. Birçok olumsuz durumla karşılaştık ama bugün elhamdülillah pozitif bir bakış açısı var; çünkü en KAMBER ÇAL azından temeller atıldı. Bu (BİHADER Başkanı) çok önemli bir süreç bizim için. Bu durum inşaatın artık başladığının göstergesi. Öte yandan maalesef bu okul yapılacak diye Milli Eğitim’in geçici olarak başka bir okulda açtığı okullarımız çok sıkıntılı durumda. Öğrencilerimiz tabiri caizse şu an sığıntı pozisyonundalar. Bu açıdan inşaatımızın önümüzdeki eğitim-öğretim dönemine muhakkak yetişmesi gerekiyor. Geçmişte yaptığımız işlerde ve bugün burada bu konuda sivil toplum kuruluşlarının gücünü gördük. Bu açıdan bütün İmam Hatip camiasıyla ilgili STK’lar olarak buradaki inşaatı hızlandırmak istiyoruz. Ziyaretlerimiz motivasyon amaçlı. Projeyle alakalı bir sıkıntı varsa müteahhide destek olmak ve inşaat sürecini olabildiğince artırmak istiyoruz ve bu minvalde inşaatın önümüzdeki döneme yetişmesi için gayret gösteriyoruz. Bu toplantıları inşaat belli bir kademeye gelinceye kadar devam ettireceğiz. Kız İmam Hatip Okulu’nun öğrencileri iki yıldır bir okulun çatı katında misafir olarak eğitim görüyor. İkili eğitim gören FATIH MEHMET YILDIRIM şu anda 500 (Okul Aile Birliği Başkanı) öğrencimiz var. Bu da önümüzdeki yıl bu öğrencilerin tamamının dışarıda kalması demek. Onun için bu okulun mutlaka ivedilikli olarak yıl sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. Biz Okul Aile Birliği olarak müteahhidimizden bu gayreti bekliyoruz. İnşaat teknolojisinin ilerlediği bu çağda ben inanıyorum ki bu okul rahatlıkla 2016 yılının Ağustos ayına doğru teslim edilir ve öğrencilerimiz rahatlıkla eğitimlerine kendi okullarında devam ederler. STK’lardan okul ne durumda diye birçok soru geliyordu bize. Biz de inşaatı yerinde görerek işin hızlanması noktasında ilgili kişilerden bilgi aldık. Biz her hafta burada olacağız ve okul bitinceye kadar takip edeceğiz. İlim Yayma Cemiyeti ve Başakşehirliler olarak biz Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun başından beri takipçisiyiz. Mehmet Emin Saraç İmam Hatip Lisesi’nin inşaatını konuştuğumuz dönemlerde bu binayı da konuşuyorduk ABDULLAH YASIR ŞAHIN ama bilindiği üzere şu ana (İlim Yayma Cemiyeti kadar birtakım engellemeler Başakşehir Şube Başkanı) çıktı. Son iki haftadır müteahhit çalışmalara hız verdi. Şantiye şefinin verdiği bilgiye göre üçte bir kapasiteyle çalışılıyormuş ama bu haftadan itibaren hız verileceğini söylüyorlar. Biz bundan sonra her hafta Salı sabahı geleceğiz ve inşaatın gelişmelerini takip edeceğiz. Şu anda Başakşehir’de eğitim gören ve bu okulda okuması gereken öğrencilerimiz adeta bir göçebe hayatı yaşıyor. Okullarımızın tekli eğitime başlamasından bahsediyoruz ama şu anda öğrencilerimiz kalabalık sınıflarda ve geçici mekânlarda eğitim görmeye çalışıyor. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılına kadar bir an önce okulun hazırlanmasıyla alakalı konuyu takip ediyoruz. H. MEHMET TABURDEMIR (İBB Akşemsettin İmam Hatip Ortaokulu Müdürü) Okulumuzun inşaatının bir an önce bitmesi bizim için hayati önem arz ediyor; zira biz şu an Akşemsettin Orta Okulu ile aynı binada eğitim veriyoruz. Bu yıl da okulumuza yoğun talep olmasından öğrenci sayımız bin 500’ ü buldu. Bu yüzden okulumuz ikili eğitim vermek zorunda kaldı. Ayrıca kantini ve bahçeyi de ortak kullanmak durumundayız. İnşaatın bir an önce bitmesini ve tekrar normal koşullarda tekli eğitime geçmeyi istiyoruz. Bu amaçla zaman zaman inşaatın gidişatını görmek ve yetkililerden bilgi almak için buraya geliyoruz. Sahibinden SATILIK DAiRE D-7 125 m2 0532 257 13 30 4. ETAP 1. KISIM www.212haber.com G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 Şehir dersleri başlıyor! Esenler Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi’nin ÖNDER İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ile ortaklaşa düzenlediği ‘Şehir Dersleri’ projesinin tanıtımı yapıldı. Proje ile Türkiye genelindeki imam hatip ve üniversite öğrencilerinin kentleşme ve şehir bilinci oluşturulması amaçlanıyor. 6 hafta sürecek eğitimlerin ilki 21 Kasım Cumartesi günü yapılacak. E SENLER BELEDIYESI Şehir Düşünce Merkezi’nin ÖNDER İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ile ortaklaşa düzenlediği "Şehir Dersleri" projesinin tanıtımı yapıldı. Proje ile Türkiye genelindeki imam hatip ve üniversite öğrencilerinin kentleşme ve şehir bilinci oluşturulması amaçlanıyor. Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Taşçı, ÖNDER İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu ile öğrenciler katıldı. ŞEHİR DERSLERİ İSTANBUL İLE ANLAMLI Programda konuşan Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Taşçı, İstanbul merkezli bir şehir dersleri yapılacağını belirterek, “İstanbul dün- yanın merkezi olduğu için şehir derslerinin İstanbul’da olmaması mümkün değil. Napolyon’un bir sözü var; 'Dünya tek devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu’ diye. İstanbul Batı Roma’nın 496’da yıkılmasından sonra 1923 senesine kadar dünyayı yöneten şehirdir. Yani İstanbul’dur. Sonra da cumhuriyetin kuruluşuna kadar başkent olmuştur. Halen de dünyanın önemli kentlerinden birisidir” diye konuştu. ŞEHRİN RUHUNU CANLANDIRALIM ÖNDER İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu ise, “Eskiden çok daha genel başlıkları konuşurduk. İmam hatiplilerle ilgili biz Anadolu’ya gidince, İstanbul’da onları ziyaret edince, eski mezunlarımızla konuşunca imam hatip ruhunun eksikliğinden zaman zaman bahsederiz. Özellikle 28 Şubat öncesinde imam hatiplerin daha iyi olduğunu bu dönemde sayının da artışı ile birlikte bir şeylerin eksik olduğunu söyleriz. Bu eksik olan şeyin ruh olduğunu da söyleriz. Doğrudur. Ruhumuz, heyecanımız ile ilgili eksiklerimiz var. Ama sadece imam hatiplerle ilgili değil, şehirlerimizde ruh ile ilgili eksiklerimiz var. Şehirlerimize de ruh katmamız gerekiyor. Şehirlerimizin var olan ruhunu tekrar canlandırmak açısından böyle projeler çok önemli” şeklinde konuştu ŞEHRİ TÜM YÖNLERİYLE ÖĞRENECEKLER Kentsel-kırsal mekânı ve planlamayı bütün bileşenleriyle yeniden düşünmek, kentlerin bugününü ve geleceğini kur- gulamak ve tartışmak amacıyla düzenlenecek eğitimlerde, alanında uzman akademisyenler ve sosyologlar, gençlere kendi sempozyumlarını yapma imkânı da sunacak. Eğitimlerle yarının mimarları ve kent bilimcilerinin, daha yaşanabilir kentler için geliştirebilecekleri farklı bir bakış açısı kazanması hedefleniyor. 6 hafta sürecek eğitimlerin ilki 21 Kasım Cumartesi günü yapılacak. 9 Beylikdüzü’nün yeni bir camisi daha oldu BEYLIKDÜZÜ Dereağzı Mahallesi’nde hayırsever vatandaş Ramazan Kızılkaya’nın yaptırdığı cami, bölge halkının ibadeti için hazır hale getirildi. Cami açılışı öncesi Kuran-ı Kerim Tilaveti okundu. Caminin Dereağzı Mahallesi’ne kazandırıldığını belirten Beylikdüzü İlçe Müftüsü Eyyup Demir, “Ramazan Kızılkaya’ya böyle bir hayır yaptığı için teşekkür ediyoruz. Ayrıca parkın düzenlemelerini tamamlayarak bölge halkına parkı açan Belediye Başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Beylikdüzü’ne ve memleketimize hayırlı uğurlu olsun. Vatandaşlar, vakıf ve dernekler olarak bu hizmetlere katkı vermeliyiz” diye konuştu. Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise ibadethanelerin huzuru, birliği ve beraberliği temin ettiğini vurguladı. İmamoğlu, maneviyatın yaşandığı bu noktaların insanlara ayrı bir güzellik kattığını belirterek, “Yapılarımızın, camilerimizin çevresinin havadarlığı çok mühim. Vatandaşlarımızı daha iyi ortamlarda buluşturmak adına hassasiyet gösteriyoruz. Beylikdüzü’nde bütün parklarımızı yenileyerek çevremizle bütünleştirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu caminin güzelliği de yapılan peyzaj ve çevre çalışmalarıyla ortaya çıkmış oldu. İhtiyaç olunan her duruma destek olacağımızı belirtmek istiyorum. Değerli dostumuzun hayrı kabul olsun. Bu güzel cami inşallah ülkemiz için bir araya geldiğimiz hayırlı anlara nasip olsun” şeklinde konuştu. // 12 G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 www.212haber.com ‘Kaliteli beste yapanlar MERVE KALAYCI bir köşeye çekildi’ Bir dönemin ezilen kitleleri için umudun sesi olan, zamana yenilmeyen eserleri ile kalbimizde taht kuran sanatçılardan birisi olan Taner Yüncüoğlu, şu anda insanların müzik tüketiminin fastfood denilen tüketim tarzına dönüştüğünü belirterek, “Zaten insanlar kaliteye önem vermiyor. Dolayısıyla kaliteli beste yapanlar bir köşeye çekildiler. Gençler bu tür müzikler dinleyince, iyi müzisyenler ne yapacak? Yaptıklarını dinletemiyorlar.” ifadelerini kullanıyor. T OPLUMSAL olayların tırmandığı dönemlere, başörtüsü mağdurlarının yaşadıklarına, tanıklık eden sanatçılar, İslami müziği Türkiye’de zirveye taşımışlardı. Müslümanların acılar içinde, kimsesiz bırakıldığı bu günlerde kulağımız ezgileri, gözümüz duygulara tercüman olan sanatçıları arar oldu. Seslendirdiği ‘Bayraktır Başörtüsü’ ezgisi bir dönemin acılarına tercüman olan Taner Yüncüoğlu ile İslami Müziğin sessizliğini konuştuk. Düşüncelerini samimi, esprili ve bazen de sitemkâr bir dille ifade eden Yüncüoğlu şimdilerde geleceğin yetenekli sanatçılarına Keman Öğretmenliği yapıyor. Koşulların albüm yapmaya elverişli olmadığını dile getiren Yüncüoğlu, Sosyal Medya hesabından yeni bestelerini hayranları ile buluşturmayı ise ihmal etmiyor. ❚❙ Yaptığınız müziği nasıl adlandırıyorsunuz? İslami Müzik, Yeşil Pop, Ezgi ya da… Bu sorunun cevabı çok zor aslında. İslami Sanatçı, İslami Müzik dediğiniz zaman kendinizi çok iddialı bir konuma sokuyorsunuz. Benim her yaptığım İslami’dir gibi. İnsanlar o zaman sana basit bir müzisyen şarkıcı gibi değil de bir İslam Âlimi gibi bakıyor. Dini konular da bilgili, her şeyi bilen… Buna ters bir durum gördüğünde tepki gösteriyor. Diyelim bir arkadaş İslamcı bir sanatçı gibi görünüyor. Sonra x bir partiye ya da cemaate üye oluyor. Diğerleri bu sefer diyor ki. Bozuldu, çok değişti. O artık bizden değil. Yani dinleyici kitlemizde bu şekilde ciddi bir kıskançlık var. Sen benimsin, başkasının olamazsın gibi bir mantık oluşuyor. Başka birşey söylemek istesen, hayır sen ezgi söyleyeceksin. Hâlbuki sanatçı bir arayış içindedir. Bazen değişik birşey yapar. Bazen dini duygularını anlatır. Âşık olur. Aşk şarkısı yapmak isteyebilir. Şiir yazar. Yapamaz mı? Hayır. Onu Orhan Gencebay yapar. Ferdi Tayfur yapar. Böyle bir algı ile sanatçıyı bir yere hapsetmiş oluyorlar. Ama bu hapsetmenin bir faydası da var tabi. Diyor ki dinleyici, hal dili ile ‘Sen benim gibi düşünen insanların duygularını dile getiren insansın. O yüzden bu tür konuları senin için uygun görüyorum ben’.Ezgi kelimesi oturdu. Diğer türlü her yaptığınız şey İslam’ı temsil ediyormuş gibi oluyor. Sen müzisyensin senin yapığın müzik İslam’ı temsil etmiyor neticede. Sadece İslami duygularını dile getirmiş oluyorsun. ❚❙ Müzikle tanışmanız ve bu dünyaya adım atışınız nasıl oldu? Dinleyicileri etkileyecek bir hikâyeniz var mı? ❚❙ İslami müzik neden bir zaman dilimine sıkışıp, oraya ait kaldı. Artık neden yapılmıyor? ❚❙ Öyleyse siz çağlar ötesi bir beste yapamadığınız için çağı da geride bırakıyorsunuz? Müzik yeteneği çok enteresan bir şey siz onu kendinizde keşfediyorsunuz. Bende diğer insanlarda olmayan bir taraf var. Birçok insanda var ama bendeki yeteneğin dozu yüksek. Bunu hissediyorsun ve bu seni çekiyor. İstek ve şevk geliyor. Motor Bölümü’nde okuyordum Endüstri Meslek Lisesi’nde. Müzik yeteneğimin olduğunu daha çocukken biliyordum ama üzerinde durmuyordum, gündemimde yoktu. Lise son sınıfta bir bağlama dinledim. Bağlama beni çok cezp etti. İçimdeki müzik duygusunu tetikledi. Bende başladım bağlama öğrenmeye. Sonra müzik okuluna girdim. O heves beni o okullara götürdü. Şimdilerde Bağlama, Ney, Ud, Keman, Piyano ve biraz da Gitar çalıyorum. Çok değişik düşünceler var bu konuda. Eski ihlâsımız kalmadı, dünyevileştik diyenler var. Çok fazla ürün olduğu için rağbet yok. Popüler müziğin büyük bir hızla yaygınlaşması, beslenilen kaynak konusundaki kısır döngü, maddi sorunlar… Bir müziğin beğenilmesi için onu önce piyasaya sunmanız gerekiyor. Bugün benim yaptığım bir bestemi insanların dinleyeceği hale getirmem, harcadığım zamanı saymıyorum, bin, 2 bin, 3 bin lira gibi bir maliyet demek. Bir dükkân açacaksanız sermaye lazım. Siz masrafı yaptınız, harcadınız ama müşteri gelmezse zarar edersiniz. Dükkânı kapatırsınız. Bizim camiadaki sanatçı arkadaşlarımız da bu duruma düştüler. Bunun sebebi dükkânı yanlış yere açmak değil. Bir eser yaptığınız zaman ona rağbet olması gerekiyor. Rağbet olması için de ihtiyaç olması lazım. Şu anda insanların müzik tüketimi fastfood denilen tüketim gibi… Zaten insanlar kaliteye önem vermiyor. Dolayısıyla kaliteli beste yapanlar bir köşeye çekildiler. Gençler bu tür müzikler dinleyince, iyi müzisyenler ne yapacak? Yaptıklarını dinletemiyorlar. Böyle bir sorunda var. Aslında İslami Müzik ya da Ezgi denilen şey tek yönlü değil birkaç yönüyle ele alınması gereken geniş ve karmaşık bir konu. Bir müziğin yaygınlaşması ve sevilmesi için bir defa insanların duygularına gerçekten tercüman olmanız gerekiyor. Bu yetmiyor tabi bunun yaygınlaştırılması lazım. Reklam dediğimiz bir şey var. Sanatçı bir eser ortaya koyuyor ve çok paralar verip reklam yaptırıyor. Neden? Çünkü insanların haberdar olması gerekiyor. ❚❙ İlk besteniz nasıl oluştu. ‘Söyleyebiliyorum artık beste de yapabilirim’ düşüncesiyle mi başladınız? İlk bestelerimden biri, Işıklar. Fakat piyasada bilinmem Ant Olsun Albümü ile oldu. İstanbul’a gelip Mehmet Burhan Genç ve Ahmet Mercan ile tanıştım. Çok ilgilendiler. Hala görüşürüz. Onların ilgilenmesi beni motive etti. Müzik okulunu okuduğum yıllarda Türkiye’deki bütün dindar insanlar müziğe karşıydı. Sevmiyor, istemiyordular. Çünkü kötü örnekleri görmüşlerdi. Müzik ya meyhanede ya barda, içki içilen yerlerde dinlenir gibi bir algı oluşmuş. Bıçağı ekmek kesmek için değil adam öldürmek için kullanıyorsunuz. Neticede bıçak kötüdür algısı oluşmuş. Dolayısıyla ben müzik okulunu bitirdiğimde başka işler aradım ama sonunda şöyle düşündüm, madem ben bu işi biliyorum. Bunu olumlu bir şekilde kullanayım. Dini düşüncelerime ters düşmesin iş yapış şeklim diye düşündüm. Benim yaşantımı olumsuz yönde etkilemesin. Ben pop şarkıcısı da olabilirdim. O imkânım vardı. Değişik mecralara girebilirdim ama girmedim. O duygular bizi farklı yönlere itti. ❚❙ Beste yaparken ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz? Beslenecek kaynak, ilham… Müzikten iyi anladığım için istediğim zaman beste yapabiliyorum. Hayatta en kolay yapabildiğim şey diyebilirim. Yani şu anda oturduğum yerde bir besteyi herhangi bir tarzda yapabilirim. Tabi burada kalite farklı olabilir. Bazen çok güzel besteler çıkar. Müzik tüketimi fastfood denilen tüketim gibi… ❚❙ Dünyanın dört bir yanından acı akıyor, feryat yükseliyor. Bu yaşananlar bir sanatçı için yeterli kaynak ve dinleyici için geçerli bir gerekçe değil mi? Bunun sebebi şu, eskiden internet çok yaygın olmadığı için birçok konuda bilgimiz yoktu. Mesela Afganistan’daki mücahitler için bir beste yaptık. Tek bildiğimiz şey şuydu; Rusya orayı işgal etti ve orada Müslümanları öldürüyor. Bu duygu içinde olduğunuz zaman bu eseri yaparsınız. Dolayısıyla güzel eserler çıkar ve çıktı. Fakat şimdi o kadar bilgi kirlenmesi var ki bir yerde bir olay çıkıyor. Olayın mazlumu da Müslüman, olayı yapan da Müslüman. Şimdi siz orada nasıl bir müzik yapacaksınız. Günümüzde doğrularla yanlışlar birbirine girdi. Muhtemelen bunlar dış güçlerin oyunu. Yani Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak gibi bir oyunun parçasıyız. O zaman siz Suriye’deki insanlar için nasıl bir beste yapacaksınız. Kesim mi güdeceksiniz? Yoksa sırf mazlumlar için mi yapacaksınız? Hadi yaptınız diyelim o Suriye’deki olaylar bir müddet sonra bitecek. Ve sizin yaptığınız o beste o zaman dilimine ait olarak kalmış olacak. Yani sizin, besteniz bir sanatçı gözüyle bakıyorum, burada çağlar ötesi bir beste değil, spesifik bir olayla ilgili bir beste haline gelecek ❚❙ Seçici dinleyicinin bulunmaması sanatçıyı sanatını icra etmekten alıkoymalı mı? Çözüm olarak ne öneriyorsunuz? Dünyadaki ünlü sanatçıların birçoğu devlet sanatçısıdır. Çünkü devlet desteklemiştir. O yüzden isim yapmıştır. Dede Efendi’den tutun da Mozart, Beethoven’a kadar çoğu devlet sanatçısıdır. Ya kral desteklemiştir, ya padişah desteklemiştir. Bu destek sayesinde sanatçı ürün üretebilir, bizde öyle olmadı. Halkımız bizi destekledi. Bu aslında çok güzel birşey. Gurur ve onur duyuyorum. Bizim insanımız bizi destekledi. Ne yaparak destekledi. Albüm aldı. Dinledi, dinletti, yaydı, tavsiye etti. Son zamanlarda bu olumlu gelişmeler fazla yok. Bugünlerde içkiden zehirlenip ölen insanlar var. Her şeyin iyisini yapan insan var. Kötüsünü yapan var. Bizim camiada iyi yapamayan insanlarda albüm yaptı ve garip tarafıdır ki sanatçıların, sosyal konumundan dolayı ya da bir yere ait olmasından dolayı daha çok tutuldu. Yani haksız bir rekabette oluştu. Bir sanatçının sanatını devamlı icra edebilmesi için çevredeki insanların onun değerini saptayabilmiş, anlayabilmiş olmaları lazım. Sanatçının değerlerine sahip olmasına, muhafaza etmesine yardımcı olması lazım. Sanatçının geçim kaygısı olmamalı. Destekleyenler bir geçim kaynağı oluşturmalı. Konser, ya da herhangi bir yerde bir iş olur. Bu şekilde sanatçı motive olur ve daha çok ürün ortaya koyar. Insanlar sanatçıların özel hayatlarını araştırırsa mutsuz olurlar müzikleri yaptım klasik tarzda. Biri dedi ki bu yapılmış, daha iyileri var dedi. (Farkında olmadan hakaret ediyor) Sen farklı bir şey yap. Nasıl yapayım dedim. Senfoni orkestrası ile mi yapayım? Yok, oda yapıldı dedi. Peki, ne yapayım? Ya Bulgaristan’da değişik bir çalgı aleti var. Onunla yap dedi. Allah Allah yahu sanatçı bu ne yapsın? Bunları söyleyen önemli mevkide bana akıl veren bir adam. Sanatçının engellenme durumu da var böyle. ❚❙ İslami içerikli eserlerin azalmasını, büyük ölçüde, dinleyicinin talep etmemesine mi bağlıyorsunuz? Bu konuda Türkiye’de dini, İslami içerikli eserler azalıyorsa burada talep edenlerde bir sorun olduğunu düşünüyorum. Çünkü siz talep ederseniz sanatçılar yapar. Özde insanlar beğenilmek ister. Sanatçı da iki kat takdir edilmek ister. Hatta ben bazen derim ki dinleyicilere o sanatçının özel hayatını merak etmeyin, araştırmayın. O neticede bir insan. O da sizin gibi etten, kemikten, onun da yanlışları var. Zaten hepimiz hataları olan kullarız. Tövbe kapısı onun için var. Dinimiz onun için var zaten. İnsanlar sanatçıların özel hayatlarını araştırırsa mutsuz olurlar. Bu sanatçı benim istediğim şeyi bana veriyor mu? İletişim organlarının çok fazla gelişmesi herkesin her şeyi bilmesine sebep oluyor. Ben bir gün yeni mehter ❚❙ Bir yere ait olup popüler olmak varken, dışarıda kalıp ‘Kara Koyun’ olmayı neden tercih ettiniz? Bir yere üye olmak sizin kalitenizi artırmaz. Siz neyseniz o’sunuz. Ben bu konuda şöyle düşünüyorum. Biz dini hassasiyeti olan insanlarız. Fakat belli bir yere angaje olursanız diğer Müslümanlar tabiri caizse, küsüyorlar. Bu da hoş bir şey değil. Ben bir sanatçı olarak bu bizden değil bakışını yaşamak istemiyorum. Bu tepkiyi görmek istemiyorum. Bu sebeple bir yere ait olmakta bana doğru gelmiyor. Beni yaptığım işi beğenirlerse dinlerler bir yere ait ya da üye olduğum için dinleyeceklerse hiç dinlemesinler. Burada insanların dini bakış açıları benim için kurumların üstünde bir durum. Sanatçıların dinleyiciler tarafından da bu konuda teşvik edilmesi lazım. Sen buranın, şuranın sanatçısı değil hepimizin sanatçısısın. Müslümanlık ortak paydası yetmeli. Yetmezse bölünmüşlük oluyor ve bu şuanda en büyük sorunumuz. ARKADAŞLARLA ANLAŞTIK VE ÇEKILDIK ❚❙ Siyasilerin konuşmalarından önce sahneye sanatçıların çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanatçı kullanılmamalı. Bir parti başkanı ya da dernek başkanı bir konuşma yapacak yani konuşmacı kebapsa sanatçıyı çorba olarak önden… Sanatçı sayesinde seyirci çekmek için yapılan organizasyonlar, sanatçıları yıpratan üzen şeyler. Belli bir ölçüde yapılmalı tamamen yok etmek mümkün değil. Yapılan güzel icraatların duyurulması için kullanılabilir elbette ama siyasi emellere alet edilmemeli. Bunu doğru yapanlarda var. Daha güzel bir hayat olur Müslümanlar için. ❚❙ Belediye organizasyonlarında sizi göremiyoruz. Davet mi almıyorsunuz yoksa kendi tercihiniz mi? Davet aldığım zaman katılıyorum. Reddetmek gibi bir tavrım yok. Davet almıyorsam kendimi hatırlatmamamdan kaynaklanıyor. X Belediye bir organizasyon yapacağı zaman aklına gelen 20 isim vardır. Ben 21. isem çağırılmıyorumdur. Bu gayet doğal bir şey. Hatırlatmak lazım kendini. Belediyelerde seyirci kaygısı ile popülerliği ön planda tutarak sanatçı tercih ediyorlar. Seyircisiz bir sanatçı belediye hakkında boş yere sanatçıya para ödüyor diye düşündürür. Bir sanatçının seyircisi olmaya bilir ama iyi bir sanatçıdır. Bu durumda yapılacak şey eşit dağılım ile başarılı sanatçıları da dinleyiciler ile buluşturmaktır. ❚❙ Neden piyasadan İslami müzik sanatçıları hep birlikte çekildi? Arkadaşlarla anlaştık ve çekildik. Dinleyenler de çekildi ki sanatçıda çekildi. İletişim halindeyiz, görüşüyoruz fakat sanat biraz da sırdır. Yaptıklarımızdan pek haberdar değiliz. “Eskimeyen Ezgiler” programı yapıyorum. Sanatçı arkadaşlarımı davet ediyorum. Her hafta bir sanatçı arkadaşım icabet ediyor. Bu anlamda birbirimizi destekliyoruz. ❚❙ Grup kurmak dinleyici kitlenizde farklı bir etki yaratabilir. Böyle bir şey düşündünüz mü? Türkiye’de grup kurmak çok riskli ve yanlış bir şey. Grup normal piyasada da yoktur. Olmuyor, dağılıyorlar. Grubun içine nefsaniyet giriyor. İnsan olmanın doğasında var. Şahsi meseleler sanatın önüne geçiyor maalesef. Sanatçılar bir araya gelip bir şeyler paylaşmalı zaman zaman. Bu ortam oluşturulmalı ve üretim devam etmeli. G Ü N DEM www.212haber.com Mana MERVE KALAYCI 13 Babalar buluşuyor Terapi M Hızlanan hayat insan üzerinde giderek yük olamaya başladı. Mana Terapi Danışmanlık bu konuya farklı bir yaklaşım getiriyor. Yaşanan değişimi aile üzerinden ele alarak, baba, anne ve çocuk rolünü üç kuşak üzerinden değerlendiriyor. "Baba Buluşmaları" gelenekten geleceğe köprü olan orta kuşak babalara özgü bir eğitim programı. Ve bir hafta sonra aynı tema ile anne eğitimi başlayacak.“Mana Aynasında Benlik” kitabının yazarı Bayram Ayaz’la Mana Terapi’yi ve eğitim çalışmalarını konuştuk. 15 - 30 KASIM 2015 ANA TERAPI’NIN bünyesinde hizmet veren, Mana Akademi “Baba Buluşmaları” eğitimi ile çalışmalarına start veriyor. Alanında uzman bir ekiple 12 kişilik katılımcı gruplardan oluşacak “Baba Buluşmaları” projesinde, Kasım ayının dördüncü haftası eğitime başlanacak. İsmin yalnızca bir tabela ismi olmadığını vurgulayan Bayram Ayaz,“ Mana Terapi’nin maddenin karşılığı olan mana anlamında olduğunu vurguladı. “Dilimize bir deyim olarak yerleşen ‘mana adamı’ ifadesiyle anlam kazanan zengin kimliğimizi bugünün sorunlarında bir liman olarak görüyoruz. Günümüzün gelişmeleri ve yenilikleri arasında kendini arayan insanın kaçırdığı ‘mana’ ya ayna tutma çabasındayız. Yaşadığımız değişim egolara mutluluk taşırken öte yandan benliklere farklı yansıyor. Bu yansımalar arasında adını koyamadığımız bir sıkıntı var. Bu sıkıntının arka planını çözebilmek adına köklerimizi fıtrat ekseninde yeniden tanımaya çalışıyoruz.”dedi. Modern Psikoloji’nin insan egosunu beslemesine karşın Mana Terapi’nin egoyu kontrol altında tutmaya yönelik bir bakış geliştirdiğine değinen Ayaz, egoyu tanımak ya da ‘kendini bilmek’ifadesi kültürümüzde çok vurgulanan bir tabir. Kendini bilmek,insanı egosundan daha derine yani kalbi anlamaya davet ediyor. Mana Terapi bu anlamda henüz ruh sağlığı bozulmamış insana koruyucu bir ruh sağlığı perspektifi çiziyor. Kendini bilmekten, kendini beğenmek noktasına gelen insana kendini bulacağı bir pencere açıyor. Sosyal medyada beğen simgesi ile insanlar birbirinin ‘ben’ değirmenine su taşıyorlar. Bu bakımdan‘kendini bilmek’ kişiye sorumluluk yüklediği için bunun sorgulamasını kaçırdık. O anlamlı noktadan uzaklaştık. Mana Terapi bu noktada kişiye farkındalık oluşturarak yeniden bir ayna tutmaya çalışıyor. Tekrar kendini bilmek ve fıtrat ekseninde, yaradılış ekseninde kendini gerçekleşmeye davet ediyor. Bu alanda gayret gösteren başka meslektaşlarımızda var ama Mana Terapip- ratikler üzerinden çözüme ulaşmayı amaçlıyor. Modern psikoloji insanın egosuna dokunmadan bir takım yamalar yaparak insanı ayakta tutmaya çalışıyor. Mana Terapi ego ya da nefsin farkındalığı için egosunu dizginlenmesi gereğine vurgu yapıyor. Böylece kendi gerçekliğine uyanarak bir ölçüde ruhsal anlamda iyileşme sağlayabilir.Psikoloji Bilimi insana farkındalık oluştururken nasihati ve değerleri hatırlatmayı önemsemez. Bunu bilimsel bulmaz. Mana Terapi manevi referansların bireyi savrulmaktan kurtaran tutucu bir özellik olduğunu savunur. Mana Terapi kişinin iradesini esas alır ve bu iradeyi güçlendirmeyi amaçlarBu anlamda manevi danışmanlığı esas almaktadır.”şeklinde konuştu. GELENEKLE GELECEK ARASINDA KÖPRÜ; ORTA KUŞAK BABALAR VE ANNELER Mana Terapi pratikler üzerinden insana ulaşmak adına iki çalışma yürütüyor. Mana Terapi ve Mana Akademi olarak ruhsal ve manevi danışmanlık, bireysel ve grup terapilerle hizmet veriyor. Ankara Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümü mezunu, aynı alanda Yüksek Lisans’ını da tamamlayan Bayram Ayaz, modern psikolojiye farklı bir bakış açısı ile bakıyor. Ayaz, “Mana Akademi olarak grup eğitim çalışmaları yürütüyoruz. İki etkinliğimiz var şuanda; Annelik Akademisi ve Baba Buluşmaları.‘Babam, ben ve çocuğum’,‘annem, ben ve çocuğum’ sloganıyla yola koyulduk. Üç kuşak arasında iki şeyi sorguluyoruz. Hayata bakış anlamında, benden önceki kuşak ile benden sonraki kuşak arasında nerede durmalıyım? Ne yapmalıyım? Önceki kuşak geleneklere bağlı bir kuşaktı şuan ki kuşak ise internetin kucağında. Bu anlamda bu iki kuşak arasında nerede durmalıyız? Diyoruz. Fikri anlamda ve pratikler açısından bir eğitim çalışması gerçekleştiriliyor. Bütünlük içinde bir bakış sağlıyor.Baba buluşmaları bu anlamda ilk eğitim çalışması. Şuna dikkat çekmek istiyoruz. Yeni kuşağın talep- lerinin, aile içerisinde öne çıkmasında sorunlar yaşanmakta. Çocuk merkezli bir algı var bugün ve ebeveyn üzerinde bir yüke dönüşüyor. Sorumluluk almayı sevmeyen bir kuşak var. Mana Terapi geleneksel aile yapımızın kodlarınaayna tutarak, rolleri tanımlayarak bugünkü algı ile buluşturarak gelenekle gelecek arasında yeni bir model ortaya çıkarmak amacında.”diye konuştu NEVŞEHIRLI ILE NEW YORKLU ARASINDA FARK OLMALI 140 karakter ya da bir paragrafla düşünceyi sınırlandıran sosyal medyanın etkisiyle hafıza ve düşünce derinliği yitirilmek üzere. Benliğini led ekranlarda arayan bir kuşağın küreselleştiğinden söz eden Bayram Ayaz, sözlerine şunları ekledi: “Batıda özgün değerlerini referans almayan genç modeli doğu toplumlarında da kendini göstermeye başladı. New Yorklu gencin yirmi dört saati ile Nevşehirli gencin bir günü arasında fark azalmaya başladı. Sosyal medya ve televizyon vasıtasıyla insanlar farkında olmadan küresel kültürünetkisi altında. Bunun bir proje olduğunu düşünüyorum. Manevi dinamiğe bağlı kültürleri birbirine benzetmeye çalışan bir proje. Bugün yaşanan krizin sebebi, aile de ebeveynler arasında ve çocukta roller eşitlenmiş olmasıdır. Aile içinde konum farkı ortadan kalkma aşamasındadır. Bize ait olamayan bu dönüşüm medya üzerinden benlikleri yapılandırıyor. Başta babalık rolü olması gereken yerde değil. Bu durum anne üzerinde bir yük. İşte Mana Akademi bu anlamda farkındalığı sağlamak için konuya dün bugün yarın yani üç kuşak üzerinden bakıyor. ”Annelik Akademisi 6’şar haftadan oluşan iki program, Baba Buluşmaları ise peş peşe 12 hafta sürecek. Bu eğitimin kayıtları Kasım ayının dördüncü haftasına kadar devam edecek.// 14 S AĞ L I K 15 - 30 KASIM 2015 Akciğer kanseri Akciğerlerimiz her insanda sağ ve sol olmak üzere, göğüs boşluğumuzu dolduran, vücudumuzdaki organ ve dokuların oksijen ihtiyacını sağlayan organımızdır. Akciğer kanseri, normal akciğer dokusunda olan hücrelerin , kontrol dışı çoğalarak ve artık akciğer dokusu özelliğini kaybederek akciğer içinde bir kitle oluşturmasıdır. Oluşan kitle, öncelikle bulunduğu yerde büyür. Daha sonra ise çevre dokulara, lenf veya dolaşım yoluyla uzak organ-dokulara yayılarak (lenf nodu,karaciğer, böbrek üstü bezi,kemik,beyin,karşı akciğer vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir. Akciğer kanserleri mikroskopik olarak iki ana gruba ayrılır. 1. Küçük hücreli akciğer kanseri 2. Küçük hücreli-dışı akciğer kanseri. KÜÇÜK HÜCRELİ AKCİĞER KANSERİ Daha nadir görülen bu gurup, oldukça hızlı seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış olarak karşımıza çıkar. Onkolojik tedaviye (Kemoterapi-Radyoterapi tedavisine) en iyi cevap veren Akciğer kanseri tipidir. KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ Tüm akciğer kanserlerinin %75' ini oluşturur. Yassı epitel hücreli, büyük hücreli ve adeno kanser gibi alt grupları vardır.. AKCİĞER KANSERİNE SEBEP OLABİLEN FAKTÖRLER •TÜTÜN; Sigara, puro, pipo içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan iğneyle parça alınır . Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patoloji bölümünde incelenmesi sonucunda kesinleşir. Eğer alınan parça teşhis için yetrli olmuyorsa açık biopsi denen Cerrahi yöntemle parça alınır ve aynı şekilde patolojik değerlendirmeye gönderilir. en önemli risk faktörüdür. Gelişmiş ülkelerde sigara içiminin başarılı olarak önlenmesi sayesinde, bu ülkelerde akciğer kanseri sıklığı oldukça azalmıştır. Sigarayı bıraktıktan 5 yıl sonra risk azalmakta, ancak tamamen bitmemektedir. Sigara içmeyen, ancak içilen ortamda yaşayan kişiler de risk altındadır. • RADYOAKTİF GAZLAR: Örneğin Radon: Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan,kokusuz radyoaktif bir gazdır. •ASBEST: Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. • VEREM HASTALIĞI: Tüberküloz olarak da bilinen hastalığın iyileşme dokusunda zamanla akciğer kanseri gelişebilir. Aynı şekilde yine geçirilen akciğer hastalıklarından sonra iyileşme dokusu denen SKAR dokusundan da gelişme ihtimali vardır. Dr. Yıldıray BEKAR Medical Park Bahçelievler Hastanesi Göğüs Cerrahi Hekimi Akciğerlerimiz her insanda sağ ve sol olmak üzere, göğüs boşluğumuzu dolduran, vücudumuzdaki organ ve dokuların oksijen ihtiyacını sağlayan organımızdır. BELİRTİLERİ Hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayete yol açmayabilir. Bu sinsi karakter, akciğer kanserini bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktördür. Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan biriyseniz, Mutlaka öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması durumunda Balgamda Kan Görülmesi, Öksürük ve Giderek Artan Nefes Darlığı, Teşhis kesinleşince, ayrıca karın veya beyine yönelik bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans görüntüleme ,Tüm Vucut Taraması olan PET CT ,kemik taraması (tüm vücut kemik sintigrafisi) gibi tetkikler yapılır. Böylece Hastalığın Aşamaları (Evreleme) belirlenir. Yani hastalığın yaygınlığını veya bir başka deyişle hangi aşamada olduğu (evresi) saptanır. Akciğer Kanserleri 4 Evreye ayrılır • Akciğerin küçük bir bölümündeyse • En yakın lenf bezelerine atlamışsa • Akciğer içinde, akciğeri saran zara veya iki akciğer arasındaki mediasten denen boşluğa veya buradaki lenf bezelerine yayılmışsa ilk 3 evre içinde ve onlarında alt birimlerinde değerlendirilir. • DAHA ÖNCEDEN AKCİĞER KANSERİ GEÇİRMİŞ OLMAK: Daha önceden akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş olanlarda tekrar Akciğer kanseri olma olasılığı vardır... • RADYASYONA MARUZ KALMAK: Nükleer enerji santrallerindeki patlamalardan, yada nükleer sızıntılardan etkilenenlerde kanser gelişme riski yüksektir. Yie benzer şekilde meme yada benzeri bir kanser nedeniyle göğüs kafesine ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır. www.212haber.com • Karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi ,beyin gibi uzak organlara yayılmışsa evre 4 olarak adlandırılır. Özellikle sırtta yada Göğüs kafesinde batıcı nitelikte göğüs ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdir. Ancak bunların hiçbiri olmadan, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve terleme gibi şikayetler ile de kendini belli edebilir. Hiçbir bulgu vermeyen hasta grubu da az değildir. TANI Tanımlanan şikayetlerle yada kontrol için doktora başvuran hastalara çekilen, Düz akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle görülebilir. Bu hastalara,öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir. Çekilen akciğer Tomografisinde Kitle saptanan hastaya, Kanser öntanısı ile BİOPSİ yapılır. Bu ya tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak Hastalığın amaliyat için uygun evrede olup olamdığını anlamak için mediastinoskopi denilen, boyundan yapılan bir kesiyle mediasten boşluğuna ışıklı boruyla bakılması ve bu işlem sırasında lenf bezelerinden örnek alınmasını içeren bir tetkik ayrıca yapılabilir. Eğer akciğer zarının iki yaprağının arasında sıvı birikmişse, hekiminiz kaburgaların arasından bir iğneyle girerek bu sudan patolojik inceleme için örnek alacaktır .Bu işleme ise torasentez adı verilir. TEDAVİ Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi: Hastalığın erken evrelerinde (evre I ve II, bazı evre III hastalar) ameliyatla tümörlü doku, etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak tedavi edilir. Bu yöntem Akciğerin bir lobu alınarak, etraftaki lenf bezeleri çıkarılarak uygulanır. Tümör yerleşimine ve evresine göre iki Akciğer lobu yada Bir taraf Akciğerin tamamı çıkarılabilir. Hasta , ameliyat sonrası tek akciğerle de yaşayabilir.Ameliyat sonrası ise çıkan patoloji raporuna göre, ilave tedavi olarak ; Radyoterapi (ışın) yada Kemoterapi(İlaç) tedavisi uygulanabilir. Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan evre III akciğer kanserinin esas tedavisi ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) ve radyoterapidir.Bu hastalarda iki yöntem sırayla uygulanır. Evre IV akciğer kanserinde kemoterapi yaşam sürenizi 3-6 ay kadar uzatacak ve hastalığa ait şikayetlerin azalmasını sağlayacaktır. Evre IV hastalıkta, ışın tedavisi kansere bağlı ağrı, kanama veya kemiğe ,beyine yayılma söz konusu ise uygulanır. Küçük Hücreli Akciğer Kanseri Tedavisi: Bu kanser türünün tedavisine hastalığın sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi ardışık veya eşzamanlı olarak uygulanır. Hastalığın beyine yayılma olasılığı yüksek olduğundan ayrıca beyine koruyucu amaçlı radyoterapi yapılır. Nadiren çok küçük çaplı tümörlerde cerrahi uygulanabilir.Yaygın hastalığın tedavisi ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen tekrarlama riski çok yüksektir. Kemoterapi sonrası tekrarlamalarda hastanın şikayetlerine veya hastalığın yayılım bölgelerine göre radyoterapi uygulanabilir. G Ü N DEM www.212haber.com 15 - 30 KASIM 2015 15 Acaba radyo programcıları tarafsız mı? S BU SORUNUN CEVABI BELKI ILGINÇ OLSA DA HAYIR. ON DÖNEMDE artan radyo dinleyicisinin, en çok ilgi gösterdiği yayınlardan biri, Radyo 7 ‘nin sabah kuşağı. Yılların haber spikeri ve sunucusu Mehmet Can’ın hazırlayıp sunduğu, 7 gün 7 Sabah Programı tam 16 yıldır devam ediyor. Standart haberler kadar, Mehmet Can’ın kendi yorumlarının ve tiyatral kabiliyetinin ağırlıklı hissedildiği yayın, hem haber almak isteyenleri hem de haberin arka planıyla, hedeflerini merak edenleri mutlu ediyor. Canlı bağlantılar, olay yeni muhabirleri, dinleyici yorumlarının etkin olduğu yayının önceliklerini ve hedeflerini sizin için konuştuk. ◆ İlk önce kendinizi biraz tanıtabilir misiniz? 1972’de İstanbul’da doğdum. Tahsilimi İstanbul’da tamamladım. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni 96 yılında bitirdim. O dönemden bu döneme kadar radyo programcılığı ve haber spikerliği yapıyorum. Uzun bir zaman geçmiş şimdi düşününce.. Ancak radyoculuk geçmişim 96’dan öncedir. 1993 yılında başladım ki, Türkiye’de özel radyoların hemen hemen yayın hayatına başladıkları yıl 93 yılıdır. Neredeyse 23. yılına yaklaşıyor Türkiye’deki radyo yayıncılığı. ◆ Neden Radyo 7? Radyo kitle iletişim araçları içerisinde en etkin olanlarından biri. 100 kilometre hızla giden bir otomobilde televizyon izlemek sizin son faaliyetiniz olabilir ama radyo dinlemek sizi bağlamaz aksine yola konsantre edebilir. Bütün hayattan haberdar olmanızı sağlayabilir. Hayatınızın neşe içinde geçmesini sağlayabilir. Otobüse biniyoruz, bakkala, markete gidiyoruz, metrobüse biniyoruz. Bizim toplumu yok saymamız akılla bağdaşır bir durum değil. Ne isteniyorsa, ne talep ediliyorsa yayında onu vermeye çalışıyoruz. Tebessüm ettiren, birleştirici umut aşılayan haberler de vermeye çalışıyoruz. “Kötü haber aslında iyi haberdir” sloganını kabul etmiyoruz. Evet kötü haberleri veriyoruz, ama iyi haberleri de dinleyicimizle paylaşmaya gayret gösteriyoruz. Radyo 7 iyi şeyler duymak için iyi bir adrestir. Bütün düşünsel doğallığımızı, öfkemizi, sevincimizi, toplumsal değerlere uyan bir şekilde yansıtıyoruz. Tabii hukuki çerçeve içİnde. Bizi farklı kılan da bu. Empati kurabildiğimiz insanlar bizi yüzlerce istasyona tercih ediyor ve en çok dinlenenler arasına taşıyor.. Çünkü dinleyicimiz bizi kendisi gibi görüyor. Hatta şöyle diyorlar; ” SAYENİZDE İÇİMDEKİ HER ŞEYİ SÖYLEDİM. SİZ BİZİM YERİMİZE KONUSUYORSUNUZ..” Zaten biz onların aynısıyız. Onlardan farklı değiliz. Bu durumdan da çok hoşnuduz. Dünyada radyo journalist diye bir kavram var, yani radyo haberciliği. Radyo spikerliği, radyo programcılığı. Yani çok süratle yayın yapabilen doğrulanmış bilgiyi en hızlı şekilde dinleyicisiyle buluşturabilen, teknik bir alt yapı gerektirmeden dinleyiciye an be an haberi buluşturabilen bir mecra radyo. En iyi adres ise Radyo 7. En kıymetli şey bilgi. Herkesin bilgiye kolay ulaşabileceği bir dönemi yaşıyoruz. Radyo, dinleyicisini sıkmadan, boğmadan belli bir yere mahkûm etmeden en zengin bilgiyi verebilen aracın kendisidir. Dinleyiciyi de kategorize etmez. ◆ Radyo habercileri nasıl çalışır? Kaynakları ve tavrı nasıldır? Radyo habercileri tıpkı TV haberciliği gibi, internet haberciliği gibi standart haber kaynaklarını kullanır. Haber ajanslar, portallar olur. Kendi özelleri olur. Biz Radyo 7 olarak özel habercilik yapıyoruz. Bazen biz gidiyoruz, bazen de stüdyoya konuğu getirerek dinleyiciyle buluşturuyoruz. Ortak paydayı, yaşadığımız herkesle aynı gemide olduğumuzu düşünerek yayınlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bazen olumlu, bazen de olumsuz görüşler alıyoruz tabi ki yayınlarımızla ilgili. Olumsuz yorumları da kayda değer buluyoruz. Çünkü ciddiye alınan işlere yorum yapılır diye düşünüyoruz. ◆ Hafta içi her sabah 07-09 arası 7 Gün 7 Sabah isimli yayını yapıyorsunuz. Bu yayında tarafsız mısınız? KÖTÜ YA DA İYİ HEPSİ HABERDİR Üzücü haberler verirken zorlanıyoruz. Ben kendi adıma zorlanıyorum. Radyo haberciliğinde doğallık çok önemlidir.. “Aksine biz tarafız. Tarafsızlık bir aldatmacadır. Biz bu ülkenin rayında gitmesine tahammül edemeyenlerin karşısındayız. Biz bu ülkede kaos olsun, bu ülkede anarşi olsun diyenlerin karşısındayız, bu ülkede umutlar olmasın, tipik bir Ortadoğu ülkesi olsun diyenlerin karşısındayız. Bizim taraf olduğumuzu bilerek dinlesinler. Ama iyi niyetimizden de , vatan ve millet aşkımızdan da emin olsunlar...” ◆ Peki, siz müzik programları da yaptınız, haber programları da. Hangisi daha mutlu ediyordu sizi? Beni mutlu eden, işimi iyi yapmaya çalışmak. Yayınım saat 07.00’da başlıyor ve ben her sabah 06.00’da işyerimde olurum. Program için, günün ihtiyaç, şart, beklenti, gündem, hatta hava durumuna uygun konuları seçer, muhataplarımızı ayarlar, hatta ne tür anonslar yapacağımı planlarım. Bu, işin kendisini ana hatları ile belirlemektir. Ama tabii ki, spontane gelişmeler, refleksler, söyleyişler ve duyurulara da radyo yayınında büyük yer vardır. Ve bende bunların neler olduğunu ancak yayında görebiliyorum. Bu benim içinde sürpriz oluyor. Şimdi gelelim asıl sorunuza; Radyo yayını da, haberler de çok keyiflidir. Her ikisini de yapmış biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Haberciliğin kitlesi biraz daha farklıdır. Hayatı daha ciddiye alan, yaşam alanlarını oluşturmuş, dertleriyle ilgili ve biraz olgun bir dinleyici vardır karşınızda. Bu olgunluk sadece yaşla ilgili değil, bunu da belirtmek isterim. Bazen çok genç bir dinleyiciyi, önemli bir haberle ilgili, çok ciddi dönüş yaparken görüyoruz. 16 G Ü N DEM 15 - 30 KASIM 2015 L /ladiesguzellik adies Güzellik & Spa uzman bir ekip, son teknoloji cihazlar eşliğinde ve müşteri memnuniyeti odaklı bir anlayış ile hizmet veriyor. Bir sağlıklı yaşam merkezi olarak da konumlanabilecek olan Ladies Güzellik & Spa’nın yönetiminde, sektörde 14 yıllık bilgi, birikim ve deneyim sahibi olan Genel Müdür Burcu Güleryüz bulunuyor. Başakşehir’de 2 sene önce hizmete giren Ladies Güzellik & Spa , geniş konsepti ve sunduğu hizmetler ile adından söz ettiriyor. Bayanların buraya geldiği zaman rahat hareket etmesi gerektiğini düşündük. Zaten o yüzden ismini “Ladies Güzellik & Spa” koyduk. ÖNCELIKLE LAZER EPILASYON NEDİR ? İstenmeyen tüylerin tedavisinde kullanılan en modern tedavi yöntemidir. Milisaniyelik atışlarla cilde uygulanan lazer ışını, hedef noktası olan kıl kökündeki melanin pigmenti tarafından emilir, çevre dokuya zarar vermeden cildi geçerek seçici olarak kıl kökünde yoğunlaşır, burada ısı oluşturur ve kıl kökünü tahrip eder. ❚❙ Sizce En iyi epilasyon lazeri hangisidir ? Lazer Epilasyon da kullanılan en dogru epilasyon lazeri ütüleme tipi lazerlerdir. Ütüleme lazerler tarafindan üretilen 808 nm dalga boyundaki ışın kıl kökündeki koyu rengi sağlayan melanin pigmenti tarafindan emilir, böylece ışık enerjisi ısı enerjisine dönüşerek kıl kökünü tahrip eder. Kalın ve ince kıl tiplerine uygundur. ❚❙ Peki Kim yapmalıdır ? Lazer epilasyon hafife alınmaması gereken oldukça ciddi bir estetik uygulamadır. Dolayısıyla cilt sağlığı konusunda tıbbi tecrübeye sahip, olası komplikasyonları kolaylıkla tedavi edebilecek bilgi ve beceriye sahip estetisyenler tarafından uygulanmalıdır. Bilimsel, tıbbi gerçeklere göre ve etik lazer epilasyon uygulaması yapılmalıdır; ticari amaç ile gerçekleşemeyecek sonuçlar vaat edilmemeli, kıl ve cilt yapısı analiz edilmeli, sözde garantiler (bitme, kesin sonuç vb.) verilmemelidir. ❚❙ Lazer epilasyon hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir? IPL ( intense pulse light ) ile yapılan epilasyonlar bir lazer epilasyon işlemi değildir. Seans sayısı ve sonuçlar lazer epilasyon başarısıyla kıyaslanamaz. Zannedildiğinin aksine koltukaltı lazer epilasyonun lenf bezleri üzerine hiçbir etkisi yoktur, çünkü hedef dokusu melanin yani kıldır. Bir diğer düşünce olan genital bölge lazer epilasyonu üreme organları, cinsel organ işlevleri üzerine hiçbir etkisi yoktur, çünkü hedef dokusu melanin yanı kıldır. www.212haber.com Genelde böyle konseptler karma olur ama ben buranın bu kadar kapsamlı ve bayanlara özel ilk yer olduğunu düşünüyorum.” Ladies Güzellik & Spa birçok yönden ayrıcalıklı bir merkez Genel Müdür Burcu Güleryüz, öncelikle Ladies Güzellik & Spa’nın misyon ve vizyonu dikkat çekiyor. “Burada yalnız- melaninden dolayı ciltte lekelenmeler olur. Cilt lekelerinde kullanılan tedavi yöntemleri; kimyasal peeling, dermaroller tedavisi, dermokozmetik ürün tedavileridir. Obagi ürünleri ile ücretsiz kimyasal peling uygulaması hizmeti veriyoruz. İlgilenenler; Obagi günleri hakkında sosyal medyadan bizi takip edebilirler. Obagi ile Blue Peel Rediance yani kimyasal peeling işlemini 4-6 seans, Genosys serumları ile 6-8 seans dermaroller tedavisi, Rejuvi ürünleri 8-10 seans dermokozmetik ürünleri lekeleri cilt altından atmayı, pürüzsüz cilde kavuşmayı sağlıyoruz. Göz çevresi Bakımı; Yoğun ışıktan dolayı sürekli gözlerimizi kısıyor, kaz ayaklarımızın yerleşmeleri için kolaylık sağlıyoruz. Bir de yoğun güneşli ortamlarda göz çevremizi de yeterince koruyamadığımız, genetik olarak göz halkalarının oluşumu hepimizi rahatsız eden konular arasında yer alıyor. Bu şikayetleri Genosys Eyecell’in minik gözrollerı ile 4-6 seansta engelliyor ve önüne geçiyoruz. Zamanı durduramıyorsanız, Eyecell ile 10 sene öncesine gidelim. MERKEZINIZDE YAPILAN CILT BAKIM ÇEŞITLERI NELERDIR? Akne Bakımında; Bazı hormonların aşırı salgılanması, fazla sebum üretimine, o da gözeneklerin tıkanmasına, böylelikle akne ve sivilce oluşumuna yol açmaktadır. Merkezimizde, Genosys ve Obagi ürünleri ile işlemi yapıp, sebum salgılarını dengeleyerek en az 4, en çok 8 seansta kontrol altına almayı başarıyoruz. Leke Bakımında; Aslında cilt lekeleri vücudun koruma önlemlerinden biridir. Cilt maruz kaldığı ortamdan (güneş, kalitesiz makyaj malzemeleri, zararlı kimyasallar vs.) kendini koruyabilmek için melanin salgılar. Nihayetinde cilt kendini korur ama ca bayanlara yönelik hizmet veriyoruz. Bunun sebebi; onların son derece özgür bir ortamda, ruhsal ve fiziksel olarak dinlenip, yenilenmeleri, kendilerini çok özel hissetmeleri ve buradan her anlamda mutlu ve memnun ayrılmalarını sağlamaktadır. Bu doğrultuda 10 kişilik bir ekip ile hizmet veriyoruz. Merkezimizdeki her birimin uzmanı ayrıdır. Kimyasal Peeling ile bebeksi deriyi ortaya çıkaralım…. Kimyasal peeling; çeşitli kimyasal ajanlarla deriye peeling uygulanmasıdır. Cildin daha sağlıklı canlı tabakasının ortaya çıkması için üst tabakanın soyulmasını ve dökülmesini sağlama işlemine peeling denir. Kimyasal Peeling; cildin yıpranmamış, sağlıklı olan tabakasını örten yıpranmış tabakanın, soyulmasını ve dökülmesini sağlayarak, zemindeki daha sağlıklı ve canlı tabakanın ortaya çıkarılması işlemidir. Sonuç olarak daha canlı, daha taze, daha gergin ve düzgün bir cilt ortaya çıkar. Her ayın bir günü Dermaroller Mucizesi; Dermaroller tedavi uygulamaları; üzerinde 540 adet iğne bulunan silindirik bir aparatın üzerine yerleştirilmiş iğnelerle ciltte milyonlarca delik açmak ve bu açılan deliklerden içeriye cildin ihtiyacı olan maddeleri özel farmasotik ürünleri geçirme işlemidir. Bu işlem sırasında iğnelerin ciltte oluşturduğu deliklerden salgılanan büyüme faktörleri, hyaloronik asit ve bunun gibi maddeler cildin yeniden yapılandırılması için kullanılır. Derma Roller sistemleri, kişileri sosyal hayatından uzaklaştırmadan, cildinde görünür izler kızarıklıklar yaratmadan, yaşam kalitesini bozacak herhangi bir durum oluşturmadan ENZİM PEELİNG uygulaması ile leke tedavisi yapar, cildi onarır, yapılandırır ve nemlendirir. Her biri, konusunda özel eğitimi almış, diplomalı uzmanlardan oluşuyor. Cihazlarımız Avrupa ve Amerika’nın son teknoloji ile geliştirilmiş cihazlarıdır. Cilt ve saç bakımında kullandığımız ürünler ise ine Avrupa ve Amerika’nın bir numaralı dermokozmetik ürünleri. Yüksek hijyen ise Ladies Güzellik & Spa’nın en önemli vazgeçilmezi.’’ LADIES GÜZELLIK & SPA DERKEN SPA OLARAK FAALIYETINIZ NEDIR? Spa alanında masaj seçenekleri, bölgesel incelme de vücut maske ve masajları ve tüm vücutta ölü deriyi atmak için vücut peelingi uygulaması yapılmaktadır. Masaj uygulaması fizyolojik esaslara dayanır, örneğin bir alana yapılan masaj, alttaki iç organlardan gelen ağrıyı azaltır ya da ortadan kaldırır. Kaslara yapılan masaj bir çalışmadan önce uygulanırsa, daha fazla kan hücumunu sağlayarak ve kasları hafifçe ısıtarak onları ekinliğe hazırlar ve kolaylaştırır. KALICI MAKYAJ IŞLEMINDE OLDUKÇA ISMINIZI DUYUYORUZ? Evet Başakşehir’ de yaptığımız kaş kontörü ve eyeliner çizimleri ile ismimizi duyurmayı başardık. Çünkü kaş kontörü ve eyeliner çizimi; tecrübe ve el becerisi gerektiren bir uygulamadır. Her kalıcı makyaj makinası bulunan kişi, bu işlemi uygulayamaz. Uygularsa da çok sık duyduğumuz üzere yapılan herhangi bir hata veya kalitesiz boya kullanımı, kişinin yüzünde kalıcı görüntü kirliliği ve hasar bırakmaktadır. Son olarakta sizleri Terasium AVM içerisinde Ladies Güzellik&Spa bir kahveye bekleriz... Odüllü sporcudan Falkon Spor Akademi Spor hayatına Katar’da başlayan ve profesyonel eğitimini Taekwondo’nun ana vatanı olan Güney Kore’de tamamlayan Naser Dergham, Falkon Spor Akademi ile Başakşehir’de eğitim vermeye başladı. 7 YAŞINDA spora başlayan Naser Dergham, ilk çalışmalarına evde kendi imkânlarıyla başladığı spor hayatına, aldığı ödüllerle devam etti. Okul arkadaşları tarafından dövülen Naser Dergham, durumu babasının öğrenmesi sonucu bir spor salonuna yazdırılıyor. Buradaki sosyal çevresinin ve öğrendiklerinin etkisiyle spora devam etme kararı alan Naser Dergham , evde özel dersler vererek kendini geliştiriyor. Naser Dergham, spor hayatını şöyle anlatıyor: “ Yaklaşık yedi yaşımda okul arkadaşlarım tarafından yediğim dayaklar yüzünden okula gitmek istemiyordum. Babam nedenini öğrenmek için okula geldi ve öğretmenimle konuştu. Dayak yediğimi duyunca beni hemen bir spor salonuna yazdırarak kendimi savun- en üst rütbe olan 7. Dan‘a kadar yükseldim ve evimde verdiğim derslere, açtığım ilk özel spor salonunda devem ettim.” 20 YAŞINDA ILK BIRINCILIK mayı öğrenmemi söyledi. Sporu oradaki çevremi, arkadaşlarımı çok sevdim ve devam etmeye karar verdim. Sonrasında da profesyonel eğitimimi tamamlamak üzere Güney Kore’ye gittim. Taekwondo’da 26 yıllık tecrübesiyle ahlaklı spor yapan öğrenci yetiştiremeye devam eden Naser Dergham, 20 yaşında Katar’da ilk birincilik ödülünü almış. 25 Yıl önce katar’da spor salonu olmadığını söyleyen Naser Dergham, “ Spor salonları Katar’da 25 yıl önce sadece güvenlik güçleri için eğitim veriyordu. İlk özel spor salonu Katar’a biz kazandırdık. Ziyaret için geldiğim İstanbul’u ve Türkleri çok sevdim sonrasında burada da spor salonu açmaya karar verdim.”dedi. Falkon Spor Akademi’de, ahlaklı, çevik, sağlıklı ve bir Şahin’in özelliklerini taşıyan sporcular yetiştirmeyi hedefledikleri için Şahin anlamına gelen Falkon kelimesini isim olarak seçtiklerini ifade eden Naser Dergham, “Uluslararası derecesi olan profesyonel hocalarla çalışıyoruz. Profesyonelliği önemsiyoruz. Taekwondo, Kung-Fu, Kik Box, Fitness, Aerobik, K.1 MMA, Muay Thai, Gymnastic dallarında, her alanda bir hoca bulunmak suretiyle eğitim veriyoruz. Sabah 10.00 akşam 10.00’da arasında açık olan spor salonumuzda en küçük 4 yaş grubuna eğitim vermekteyiz. Üst yaş sınırı olmamakla birlikte her yaş grubunun kendine özgü bir ders ve çalışma programı söz konusu.’diye konuştu. // G Ü N DEM www.212haber.com 15 - 30 KASIM 2015 17 Hafızlık tâcını taktılar B Başakşehir İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Hafızlık İcazet Programı’nda, Tunahan Kız Kuran Kursu ve İmam-ı Azam Camii Kız Kur’an Kursu’nda Hafızlık eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilere Hafızlık İcazet Belgeleri ve taçları takdim edildi. AŞAKŞEHIR İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Hafızlık İcazet Programı’nda, Tunahan Kız Kuran Kursu ve İmam-ı Azam Camii Kız Kur’an Kursu’nun, Hafızlık eğitimini başarıyla tamamlayan öğrencilerine Hafızlık İcazet Belgeleri ve taçları takdim edildi. Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene İstanbul İl Müftüsü Rahmi Yaran, Vali Yardımcısı Osman Ateş, Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin, Başakşehir İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan, İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, programa telefon ile katılım gerçekleştirirken, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet görmez ise mesaj gönderdi. Tunahan ve İmam’ı Azam Kız Kur’an Kurslarının birlikte organize ettiği törende 20 Hafız, Hafızlık İcazet Belgesini aldı. Törende Hafızlara seslenen İl Müftüsü Rahmi Yaran, “Kur-an’ı Kerim’i hıfz etmek suretiyle Hafız, aynı zamanda muhafız unvanını alan değerli Hafızlar ve daha önce Hafız olmuş kardeşlerim. Onların çok değerli anneleri, babaları, hocaları, aileleri, velileri, yakınları sizleri öncelikle sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Yolunuz açık olsun. Kur-an için ‘onun hafızı biziz’ diyor Allah. Sadece bir şeyi ezberleyen demek değildir hafız. Hafızlarımız Allah’ın hıfz vaadine vesile olan insanlar. Siz onu ezberinize aldınız. Onu alırken büyük bir sorumluluğu da aldınız. Bu şerefli bir sorumluluktur. Peygamberimiz buyuruyor ki, ‘Kur’an sahibi, bir deve sahibine benzer. Eğer ona itina gösterirse onu tutar orada ama onu bırakırsa da gider. Kur-an’ın tamamını tekrarlayarak muhafaza etmeye de ayrıca gayret etmemiz gerekiyor.”dedi. Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan program, taç merasimi, şiir dinletisi, ilahi korosu, secde gösteri ile devam etti. Babalarına plaket takdim eden hafızların anneleri için hazırladıkları videolar ise salonda duygu dolu anlar yaşattı. DAVUTOĞLU: HER BIRINIZI GÖZLERINIZDEN ÖPÜYORUM Hafızlık İcazet Töreni’ne telefonla katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, “ Hafızlık Merasimi’nde bulunmayı çok arzu ettim ama yoğunluktan fırsat olmadı. Ben Hafızlık tacını giyen kızlarımızı tebrik ediyorum. Kızlarımızın her birini gözlerinden öpüyorum. Ailelerini ve hocalarını tebrik ediyorum. Ama en büyük teşekkürü evlatlarımız hak ediyor. Kuran’ı Kerim’i daima ezberlerinde tutmayı anlamını anlamayı, başkalarına anlatmayı ve içindekilerle de huzurlu bir şekilde yaşamayı Allah onlara nasip etsin. Hepsini tebrik ediyorum.”şeklinde konuştu. İstanbul İl Müftüsü Rahmi Yaran’ın eşi Zennure Ya- ran ise, “ Hafızlarımızı tebrik ediyorum. Yüce Mevlam hayırlı, mübarek eylesin inşallah. Hocalarımızı tebrik ediyorum. Yüce Mevlam emeklerini boşa çıkarmasın inşallah ve özellikle aileleri tebrik etmek istiyorum. Onlar çocuklarını Kur’an Kursu’na yolladılar. Teşvik ettiler, destek oldular. Allah razı olsun. Kızlarımız Kur’an-ı Kerim’i ezberlediler, hafız oldular inşallah. Ama görevleri bitti mi? Asıl sorumlulukları şimdi başlıyor. Mana ve maksat üzerinde yoğunlaşacaklar, yaşayacaklar, yaşatacaklar ve toplumdaki yanlış Kur’an anlayışını düzeltecekler.”diye konuştu. Program, yapılan duanın ardından sona erdi. ‘Kardeşliği pekiştirmek için yola çıktık’ Aygüller Restaurant’ın geleneksel hale getirdiği "Aşure Günü" programlarının on ikincisini büyük bir coşku ile gerçekleştirdi. AYGÜLLER Restaurant’ın geleneksel hale getirdiği ‘Aşure Günü’ programlarının on ikincisini büyük bir coşku ile gerçekleştirdi. Akit TV Haber Spikeri İbrahim Bedir'in sunumunu yaptığı program sinevizyon gösterisi ile başladı. İlahiyatçı Üzeyir Kaya Kur’an tilavetinde bulundu. Aşure kazanı açılışında mazlum coğrafyalarda unutulmadı. Türk bayrağının yanı sıra Azerbaycan, Bosna Hersek, Mısır, Filistin ve Özgür Suriye bayrakları Aşure kazanında yer aldı. Açılış öncesinde İstanbul Müftü Yardımcısı Ahmet Bilgi, mazlumların kurtuluşu için dua etti. İstanbul Vali Yardımcısı Osman Ateş, Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin, Muş İl Müftüsü Recep Uzun, Başakşehir Müftüsü Remzi Pehlivan, Esenler Müftüsü Halil Şekerci, Bağcılar Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Muhittin Balta, İl Müftü Yardımcısı Ahmet Bilgi, Erne Medya Genel Koordinatörü Erol Çakır’ın da katıldığı programda konuşan Aygüller Restaurant Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Aygün, yıllardır düzenledikleri etkinliğin amacının kardeşliğe katkı sağlamak olduğunu belirterek, “Biz bin yıldır yaşadığımız bu topraklara kardeşçe paylaşarak geldik. Ayrılık gayrılık yok bizim mayamızda. Çanakkale Zaferi'ni hep birlikte elde ettik. Kürt, Türk, Çerkez, Laz herkes cephedeydi. Bugün bizi farklı düşüncelerimizle ayırmak isteyenler asla başarılı olamayacak. Çünkü; biz kardeşiz ve bölünmeyiz” diye konuştu. ZEYTINBURNU Belediyesi Bilgi Evleri, 21. yüzyılın becerileri olarak tanımlanan eleştirel düşünme, problem çözme ve iş birliği sağlama gibi becerilerin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla “robot yapım atölyesini” faaliyete geçirdi. Toplamda 12 hafta sürecek olan robot yapım atölyesinin eğitimleri İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Şişman’ın önderliğinde uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilecek. Hazırlanan eğitim programı doğrultusunda öncelikle robot yapım aşamasında kullanılan materyaller öğrencilere tanıtılacak ve ardından eğitim programı ilerledikçe bilgi evi üyeleri, birçok fonksiyonu yerine getirebilen robot uygulamalarını hayata geçirebilecek. Atölye çalışmaları tamamlandığında ise öğrencilerden tamamen kendi hayal ürünleri olan bir robot tasarımı yapmaları istenecek. Robot yapım atölyesine katılmak isteyen gençlerin www.bilgievi. org.tr adresini ziyaret etmeleri yeterli.// Başakşehir Müftüsü Remzi Pehlivan ise şu ifadeleri kullandı: “Filistin, Suriye, Arakan, Mısır, Doğu Türkistan, Irak ve diğer İslam ülkelerinde kardeşlerimizin durumu içler acısı. Ne yazık ki biz birlik olamıyoruz. Her gün bombaların altında olan ve zulüm esaretinde yaşayan Müslümanlar bizim kardeşimiz. Onların derdi ile dertlenmek boynumuzun borcu. Fakat gönlümüzden zulme karşı olmak geçse de yaşananlar ortada. Kendi dertlerimizle boğuşurken farklı ülkelerde Müslümanlar katlediliyor. Sessiz kalmamak ve yangını söndürmek zorundayız.”. // Madde bağımlılarına elini uzattı BEYLIKDÜZÜ Belediyesi ve C4 Recovery Solutions Vakfı işbirliği ile Beylikdüzü Gürpınar’da kurulan Danışma Takip ve Rehabilite Hizmetleri Merkezi hizmete açıldı. Bölgede uyuşturucu ve benzeri madde kullanan kişilere bu kötü alışkanlıklarından vazgeçmeleri amacıyla destek verecek olan merkezde uzman psikologlar ve key danışmanları görev yapacak. Bölge halkı, muhtarlar, STK temsilcileri, Beylikdüzü Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü ekipleri, başkan danışmanları, başkan yardımcıları ve meclis üyelerinin de Hayal dünyasındaki robotlar gerçeğe dönüşüyor katılımıyla Danışma Takip ve Rehabilite Hizmetleri Merkezi’nin açılışını yapan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurumun toplumda baş gösteren önemli bir konuya deva olacağını belirtti. Katılımcılarla birlikte merkezi gezdi, görevli psikologlarla sohbet etti ve grup terapilerinin olacağı salonda vakit geçirdi. Toplumsal bazda önemli mesajlar veren Başkan Ekrem İmamoğlu, “Madde bağımlılığı konusunda çok sayıda şikayet alıyoruz .İlçemizde hiç tahmin etmeyeceğimiz gençlerde buna rastlayabiliyoruz. Bir gün kamusal bir alanda kendim gezerken yüzüne baktığımda hiç ummadığım bir çocuğun düştüğü durumu bizzat yaşadım. Aslında tehlike bu kadar yakınımızda. Özellikle madde bağımlılığının son 5-6 yılda arttığını görüyoruz. Çok sorunlu bir ortamdayız. Bu sorunları el ele aşmamız gerekiyor. Konu bizim konumuz değil şu bakanlığın konusu diyebilirdik ancak bizim böyle deme şansımız yok. Belediyemizin ilgili birimleri dahilinde kendimizi sorumlu hissettik. İşbirliği konusunda uzman vakfımızdan yardım aldık” dedi. // 18 EMLAK 15 - 30 KASIM 2015 www.212haber.com Vadişehir’in Deniz manzaralı daireler 220 binden yeni halkaları geliyor satışta 2. ETAP SATIŞA ÇIKIYOR Başakşehir'in en yeni projesi Vadişehir, yeni etaplarıyla bölgeye adını verecek. 1.5 milyon metrekarelik şehir parkının yanı sıra başında konumlanan projenin basın toplantısında, Vadişehir yönetim kurulu başkanı Yüksel Akgül bölgedeki yeni yatırımlarına ilişkin bilgiler verdi. VIRA İstanbul projesi İstanbul Avrupa yakasında Beylikdüzü Kavaklı'da Beylikdüzü Belediyesi'nden hasılat paylaşımıyla alınan arsa üzerinde yaşama geçiriliyor. Toplam 27 bin metrekarelik alanı belediye tarafından rekreasyon alanı olarak kullanılacak olan Vira İstanbul projesinde teslimlerin Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Metrekare fiyatlarının 3.100 lira olduğu projede; nakit ve kredili alımlarda yüzde 6 indirim fırsatı sürüyor. Ayrıca yüzde 25'i peşin ödendiğinde kalan yüzde 75'lik miktar vade farksız 30 eşit taksite bölünüyor. Markalı konut projelerinin merkezi olmaya devam eden Beylikdüzü'nde ev alan yatırımcılar da her geçen gün değeri artan bölge sayesinde karlı çıkıyorlar. Proje konum olarak; E-5 ve metroya 2 dakika mesafede, Kavaklı sahil ve denize ise sadece 3 dakikalık bir lokasyonda konumlanıyor. West İstanbul Marina ve 2018 yılında tamamlanması planlanan metro hattı da projeye değer katacak diğer etkenler arasında yer alıyor. Projede yer alan daireler deniz manzarasına ve geniş yeşil alanlara sahip. Ayrıca proje sosyal donatıları ile de dikkat çekiyor. V ADIŞEHIR projesiyle bölgeye marka değeri kazandırdıklarını belirten Irmak Group Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Akgül yapılacak yeni etaplarla birlikte projenin şehir parkının yanı başında, yeni bir şehir oluşturacağını belirtti. Vadişehir projesinde altı aylık sürede yüzde 60 satış gerçekleştirdiklerini ifade eden Yüksel Akgül; ‘‘Satışlar beklentilerimizin üstünde devam ediyor. Projemiz lansmandan bugüne dek yüzde 50 civarında bir kazanç sağladı. Şuan metrekare fiyatlarımız 3.800 - 4.800 TL bandında. Proje tamamlandığında metrekaresinin 8.000 TL olmasını öngörüyoruz. Projede oluşturduğumuz mahalle konsepti büyük beğeni topladı. Dairelerimizin tamamını geniş ve ferah kullanım alanları sunacak şekilde tasarlandı. Projedeki en küçük dairemizin büyüklüğü ise 126 metrekare" dedi. BAŞAKŞEHİR BÖLGESİ VADİŞEHİR MARKASIYLA ANILACAK Akgül, “Başakşehir’in en değerli noktasında, 1.5 milyon metrekarelik şehir parkının bitişiğinde konumlandırdığımız Vadişehir projemizle ciddi anlamda bir ilgiyle karşılaştık. Projemiz donatıları ve konumu itibariyle bu bölgenin Vadişehir olarak anılmasını sağlayacak. Başakşehir bölgesi bizim son derece güvendiğimiz bir bölge. Önemli devlet yatırımlarının ve mega VADİŞEHİR’E İSTANBUL’UN EN BÜYÜK ŞEHİR PARKI GELİYOR projelerin bu bölgede yer alması da Başakşehir bölgesini öne çıkartıyor. Vadişehir projemiz de; toplam değeri 100 milyar doları bulan 3. Köprü, Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Metro ve çalışmaları hızla devam eden Havaray’ın da bulunduğu mega yatırımların çevrelediği bir merkezde yer alıyor.” dedi. BÖLGEDEKİ TÜM YATIRIMLARIMIZI ŞEKİLLENDİRDİK Akgül, “Projemizi lanse ettiğimiz günden itibaren ciddi bir ilgiyle karşılaştık. Vadişehir’in mahalle kültürünü yaşatacak konsepti müşterilerimiz tarafından beğenildi ve konumun getirdiği avantajlar da yatırımcıların talebini artırdı. Bizler de Vadişehir projemizde oluşturduğumuz bu ortaklığı devam ettirme kararı alarak, bölgedeki yatırımlarımıza yenilerini eklemek üzere çalışmalara başladık. Bu kapsamda Başakşehir bölgesinde Irmak Group, Çolakoğlu Yapı, Bordo Yapı ve İntes Yapı ortaklığıyla Vadişehir markalı yeni projelerimizi hayata geçireceğiz. Vadişehir’in yeni halkalarını oluşturacak bu projelerimizle birlikte 2025 yılına kadar bu bölgede aktif şekilde faaliyet göstererek yaklaşık 10 konutu hayata geçireceğiz. Vadişehir’e komşu ciddi bir arsa stoğumuz var. Vadişehir markalı bölgedeki ilk projemizin maliyeti ise 550 milyon TL” dedi. Akgül, “Bir anlamda da Başakşehir’in vadisine Vadişehir markalı projeler inşa ederken, bu vadiye de Vadişehir adını veriyor olacağız. Geçtiğimiz günlerde TOKİ’nin açıkladığı 1.5 milyon metrekare büyüklüğündeki şehir parkının çevresinde geliştireceğimiz yatırımlarımızla birlikte bu bölge İstanbul’un yeni yaşam merkezi olacak. Diğer bir anlamda da bu şehir parkı, Vadişehir projemizin bahçesi olacak. Parkın tüm alt yapısı hazırlandı. Bu park Avrupa genelindeki şehir parkları içinde sayılı bir yere sahip olacak. Projemizin hemen yanı başında yer alan vadide oluşturulacak şehri parkı 5,5 km uzunluğunda ve yaklaşık 3 kilometre eninde olacak. Kayaşehir’in merkezinden Vadişehir’e uzanacak sahada; koru alanları, parklar, bisiklet ve yürüyüş parkurları, dinlenme ve piknik alanları ile vatandaşların birincil ihtiyaçlarını karşılayacak sosyal tesisler yer alacak. Projede amfi tiyatro, gençlik merkezi, kafeteryalar, tırmanma duvarı, su sporu ve paintball alanlarına da yer verilecek. Dört etaptan oluşacak olan park, atlı güvenlik personeliyle korunacak.” şeklinde konuştu. Vadişehir’ de teslimler ise 2017 yılının ilk çeyreğinde başlayacak.// ‘Balon paranın olduğu yerde olur’ yaklaşık 100'ü 1965-1990 arasında babası ve kardeşleri tarafından yapılmış. 1990'dan bu yana ise kendisi 120 proje gerçekleştirmiş. Sektörde sık sık konuşulan 'emlak balonu' deyimi için, "Birileri bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunca böyle yorumlar ortaya çıkıyor" diyen İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, "Türkiye'de balon olması hem teorik, hem de rakam olarak mümkün değil." yorumunu yapıyor. İnşaatın dışında otomotiv, enerji, turizm ve sigorta sektörlerinde de yatırımları bulunan Serdar İnan ile gelecek projelerini ve faaliyetlerini Para Dergisi’nden İdil Taraklı’ya anlattı. İNANLAR İnşaat'ın temelleri 1965 yılında İstanbul Laleli'de Serdar İnan'ın babası ile amcasının 'İnan İnşaat' olarak faaliyete başlaması ile atılmış. İlk inşaatı Bakırköy'de amcası yapmış. O günden bugüne çok uzun bir yol alınmış ve şirket şu ana kadar 220 proje tamamlamış. Bunların ❚❙ Emlak balonundan bahsediliyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Emlak balonu ABD'de oldu. ABD'nin milli geliri 17 trilyon dolar. Balon paranın olduğu yerde olur. Türkiye'de balon olması için bir yıl içinde satışa hazır en az 1 milyon gayrimenkul olması gerekir. Bu da yaklaşık 100 milyar dolara karşılık gelir. Türkiye'nin mevduat tasarrufu ortada. ❚❙ İnşaat firmaları arasında farkınız ne? ❚❙ Yabancılara gayrimenkul satışını nasıl yorumluyorsunuz? Bizim beş sene garantimiz var. Bu süre içinde bizden kaynaklanan hataları, eksiklikleri tamamlamakla mükellefiz. Herkes tanıtım filmlerini gündüz çeker. Biz gece ve gündüz iki ayrı çekimle ortaya çıkarız. Çünkü bir binada gece ve gündüz estetiği diye bir şey vardır. Bina içi detayların kullanışlılığına çok önem veririz. Biz çok pahalı ve yüksek markalarla çalışmayız. Bizim için önemli olan estetiği, dokusu ve rengidir. İnşaatlarımızın ikinci eli de para eder. Yabancıya 'imarsız' arazi ve tarla satışı kesinlikle yasaklanmalı. Bugüne kadar satılmış olanlar da devlet tarafından enflasyon farkı hatta cüzi bir kar verilerek kamulaştırılmalı. Ama yabancıya imarlı arsa, bina bağımsız bölüm (konut, ofis) satışı devlet tarafından bir plan çerçevesinde özendirilmeli hatta teşvik edilmeli.Türkiye'de kişi başı milli gelir 10 bin dolar. Bunu 30 bin dolara getirmek mümkün değil. Çünkü Türkiye'nin yeraltı kaynakları, markaları, teknolojisi, işgücü yok. Türkiye'nin tek argümanı yabancıya imarlı konut satışı. İstanbul genelinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan, güneyde ise İngiliz ve Almanlardan talep var. Şu anda 4 milyar dolar civarında seyreden satışların 3-5 sene gibi kısa bir sürede 30 milyar dolara, 10-20 yıl gibi uzun bir sürede ise 100 milyar dolara ulaşması mümkün. ❚❙ Projelerinizde aidatlar nasıl? Bizde çok hizmet var. Hizmete göre aidatlar bizde ucuzdur. Çünkü masrafın bir kısmını yönetimden düşüyoruz. Örneğin ortak alana bir anaokulu yapıp kiraya veriyoruz. Kirayı da aidattan düşüyoruz. Bu kapsamda kafe, kuaför, havuz bar, market ve restoranlar yapıyoruz. Proje içerisinde; voleybol sahası, tenis kortu, basketbol sahası, yürüyüş yolları, spor alanları, çocuk oyun alanları, dinlenme alanları, fitness, sauna gibi sosyal donatılar yer alıyor. Bu ortak kullanım alanları ile sakinlerine keyifli zamanlar geçirebilmeleri için olanak tanıyor. Viraİstanbul Projesinde daireler, 1 oda 1 salon daireler 220 bin lira- 2 oda 1 salon daireler 380 bin lira,3 oda 1 salon daireler 460 bin lira ve 4 oda 1 salon daireler 670 bin liradan başlıyor. Metrekare fiyatlarının 3.100 TL olduğu projede; nakit ve kredili alımlarda yüzde 6 indirim fırsatı sürüyor. Ayrıca yüzde 25'i peşin ödendiğinde kalan yüzde 75'lik miktar vade farksız 30 eşit taksite bölünüyor. // Kirazlı Koru Evleri’nde lansman avantajı BAĞCILAR'IN en yeni konut projelerinden Kirazlı Koru Evleri'nde lansman avantajları devam ediyor. Güneşli Mahallesi'nde Mayra Yapı ve Tanışlar İnşaat imzasıyla inşa edilen Kirazlı Koru Evleri, 11 bin metrekarelik arsa üzerinde yükseliyor. 22 ay sonra teslim edilecek olan dört bloklu 232 daireli projede daireler 2+1, 3+1 ve 4+1 olarak planlandı. 350 bin lira seviyesinden başlayan fiyatlarla satılan dairelerin büyüklüğü 87 ile 205 metrekare arasında değişiyor. Türk hamamı, sauna ve buhar odası, çocuk havuzu, açık ve kapalı yüzme havuzu, fitness, 620 metre uzunluğunda yürüyüş parkuru, her daireye bir otopark ve misafir otoparkı bulunduğu projede 4 adet de ticari birim yer alacak. // Nurol Park’ta faizi sıfırlayan kampanya İSTANBUL’UN yeni Maslak’ı olarak gösterilen ve Basın Ekspres’in en prestijli noktasında hayat bulan Nurol Park, günümüz metropollerinde özlem duyulan ‘geleneksel mahalle yaşamı’ ile bugünün modern ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan karma projesiyle fark yaratıyor. Nurol GYO, hayatın merkezinde bir yaşam sunan projesi Nurol Park’ta Kasım ayı süresince eşsiz fırsatlarla hayallerinizdeki eve kavuşma imkanı sunuyor. Kampanya kapsamında ister peşin ödemelerde %10 indirim, ister 0 peşinat, isterseniz de 0% faiz ile Nurol GYO bünyesinde 50 ay vade fırsatı ile ev sahibi olunabiliyor. Ayrıca bütün bu avantaj paketlerinde KDV’nizi Nurol GYO karşılıyor. // E M L AK www.212haber.com ‘BEYAZ PARK TOPKAPI’ Istanbul’un kalbindeki proje Beyaz İnşaat’ın İstanbul’un en hızlı değer kazanan ve merkezi bölgelerinden Topkapı’da hayata geçirdiği Beyaz Park Topkapı projesi yoğun bir ön talep sürecinin ardından satışa sunuldu. B 15 - 30 KASIM 2015 EYAZ İnşaat’ın İstanbul’un en hızlı değer kazanan ve merkezi bölgelerinden Topkapı’da hayata geçirdiği Beyaz Park Topkapı projesi yoğun bir ön talep sürecinin ardından satışa sunuldu. Beyaz Park Topkapı’da lansman dönemine özel olarak dairelerin fiyatları 395 bin TL’den başlıyor. Beyaz Park Topkapı projesiyle toplam yaklaşık 86 bin metrekarelik inşaat alanında, 371 konut ve tamamı dört bin metrekareyi bulan ticari ünite alanları yer alıyor. Beyaz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Beyaz, “43 yıldır inşaat sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bu döneme kadar binlerce konuta, yüzlerce ofise imzamızı attık. Şimdi de İstanbul’un en değerli noktalarından Topkapı’da, Beyaz Park Topkapı projemizi 100 milyon TL yatırımla hayata geçiriyoruz. Son derece değerli bir lokasyonda yükselecek projemiz, bölgenin de gelişimi noktasında büyük önem taşıyor. Lansman öncesinde yoğun bir ilgiyle karşılaşmıştık. Bir çok yatırımcının da bu dönemde talebini aldık. Şuana kadar projenin %15’i opsiyonlu diyebiliriz. Lansmanın ardından son derece avantajlı fiyatlarla satışlarımıza da başlıyoruz.” dedi. 100 MİLYON TL’LİK DEV YATIRIM Topkapı’nın en değerli noktasında konumlanan proje, yaklaşık 86 bin metrekarelik alan üzerinde arsa bedeli hariç 100 milyon TL’lik yatırım ile yükseliyor. Son derece değerli bir bölgede yer alan Beyaz Park Topkapı projesinin 11 bin metrekaresi sosyal donatı ve peyzaj alanlarına ayrılarak sakinlerine ferah bir yaşam alanı sunacak. Proje bitiminde yaklaşık 1.200 kişinin yaşayacağı Beyaz Park Topkapı, estetik ve mimari özellikleriyle de dikkat çekiyor. İki etaptan oluşacak projenin mimarisinde Sabri Paşayiğit ve RGS İç Mimarlık’ın imzası yer alıyor. Adım İstanbul 452 bine satışta SAĞLAM zemin kuşağında büyüyen Başakşehir’de, 3. Köprü’den 3. Havalimanı’na, Kanal İstanbul’dan Kuzey Marmara Otoyol Projesi’ne kadar, devasa projelere ev sahipliği yapıyor. Adım İstanbul, yakın çevredeki geniş ulaşım seçenekleri, eğitim, sağlık ve sosyal olanaklarıyla yaşam kalitesini birkaç adım ileriye taşıyor. HER ZEVKE HİTAP EDEN DAİRELER Yaklaşık 86 bin metrekare inşaat alanının da, 371 konut ve dört bin metrekarelik ticari üniteden oluşan projede, 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1’den oluşan dört tip daire seçeneği sunuluyor. Projede daireler 70 metrekareden başlayıp 210 metrekareye kadar çıkıyor. CAZİP FİYATLAR, ALTERNATİFLİ ÖDEME SEÇENEKLERİ Bölgeye ve projenin donatılarına kıyasla ekonomik oranlarda tutulan fiyatlar, projeye olan ilgiyi artırıyor. Beyaz Park Topkapı’da 395 bin TL’den başlayan cazip fiyatlarla daire sahibi olunurken, alternatif ödeme planla- rıyla da ödeme kolaylığı sağlanıyor. 120 aya kadar anlaşmalı bankalar aracılığıyla uygun oranlarla kredi kullanılabilen projede; yüzde 25 peşinat ile Beyaz İnşaat bünyesinde 30 aya kadar da faizsiz taksitlendirme imkânı sunuluyor. 19 615 daire ve 120 ticari üniteden oluşan Adım İstanbul’da 2+1’den 5+1’e kadar 6 farklı daire ve 22 farklı m2 seçeneği bulunuyor. Adım İstanbul projesi, skylight’lı kapalı yüzme havuzu, fitness center, hamam – soyunma odaları, çocuk oyun alanları, dinlenme terasları ve su oyun havuzları gibi sosyal olanaklarıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, Şehir Parkı’na açılan caddesi ve cadde mağazalarıyla konut sahiplerine tüm sosyal olanakları bir arada sunuyor. Başakşehir’de kurulacak olan yeni kent meydanıyla komşu ko- numda bulunan Adım İstanbul, yaşamın tam kalbindeki yerini alıyor. Evlerinin altında yer alan cadde mağazalarında dünyaca ünlü markalar, şık kafeler ve alışveriş seçenekleri konut sakinlerini bekliyor. Burada dilediğiniz zaman güvenle yürüyüş yapabilecek, aileniz ve sevdiklerinizle birlikte dinlenme alanlarında keyifle zaman geçirebileceksiniz. Yeni İstanbul’un enerjisini kesintisiz olarak yaşayacağınız projede sosyal hayatın tam merkezinde yer alacaksınız. Lansman avantajıyla peşin alımlarda %10’a varan indirim fırsatı sunan projede fiyatlar 406.800 TL’ den başlıyor. // TÜM ULAŞIM AKSLARININ MERKEZİNDE İstanbul’un en merkezi noktalarından Topkapı’da yükselen proje, ulaşım açısından avantajlı bir konumda yer alıyor. Tüm ana arterlere çok yakın bir noktada konumlanan proje; Metro, Metrobüs ve diğer toplu taşıma hatlarına da kısa bir mesafede yer alıyor. İnşa çalışmalarının hızla devam ettiği proje, 2017 yılının Aralık ayında teslim edilecek. Türkiye’nin lider perakende kuruluşu BİM mağazalar zincirinin yeni halkası olan FİLE, mağazalarının 7. şubesini Başakşehir’de halkımızla buluşturuyor. Farklı bir satış modeli FİLE mağazalarında tüketicilerin gıda, kişisel bakım ve genel temizlik ihtiyaçlarını, iyi veya en iyi kalitede ve yüksek standartlarda üretilmiş ürünlerle, sürekli düşük fiyatlardan karşılamak hedefleniyor. Özel ve sıcak bir tasarımı olan bu mağazalarda tüketici kendi mahallesindeki çarşıda alışveriş yapıyormuş gibi rahat bir ortamda ihtiyaçlarını karşılıyor. FİLE mağazaları otopark imkânı olan yerlerde yaklaşık 1.000-1.500 metrekare alanda kuruluyor. Açılan FİLE mağazasının reyonlarında 3.500-4.000 arası farklı ürün satışa sunuluyor. Mağazada yine düşük fiyatlardan yüksek kalite standartlarında, güvenilir, sağlıklı ve taze meyve sebze, et, şarküteri, unlu mamuller ve kişisel bakım ürünleri özel olarak tasarlanmış alanlarda müşterilerin beğenisine sunuluyor. Yeni bir tedarik sistemi ile çalışan FİLE organizasyonunda ürün portföyünün yaklaşık %25’i özel markalardan oluşuyor. Bunlar arasında işlenmiş gıda ürünleri için çiftçi anlamına gelen “Harras”, kişisel bakım ürünleri için “Daycare” ve temizlik ürünleri için “Actisoft” özel markaları yer alıyor. 24.11.2015 tarihinde saat 10:00’da açılacak olan mağazamıza tüm Başakşehir halkımız davetlidir.
Benzer belgeler
Komşum aç yatmayacak
Kurtlar Vadisi’nin Polat’ı zannederse
çocukta kendini Pis Yedili de ki bir tip
zanneder” dedi.
Zehirleniyoruz
Başakşehir Göçmen Konutları’nda Nisan ayında temeli atılan
Başakşehir Kız İmam Hatip Okulu’nun yapım çalışmaları aradan
geçen 7 aylık bir sürece rağmen bir arpa boyu yol alamadı. Peki,
vatandaşın t...
`Hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak` Makro-Akyapı yeni
OKULUN yapım çalışmalarını yerinde görmek ve gerekli teknik bilgileri almak üzere, çeşitli sivil toplum
kuruluşlarından ve okul müdürlerinden oluşan ekip şantiyeyi sık sık
ziyaret etmeye ve okuluna...
Başakşehir - 212 Haber
vicdanı ile dalga geçtiler. 1 Kasım seçimlerinden sonra 360 derece dönenler