Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Transkript
Başbakan Thaçi'nin evine saldırı Gökçek’ten “Ana-Vatanına” 1 milyon euro Yardım Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kosova ziyareti çerçevesinde Prizren ve Mamuşa Belediyelerini ziyaret ederek, Annesinin doğum yerine 1 milyon euro değerinde yardımda bulundu. Kosova için hayati önem taşıyan Anayasasının yürürlüğe girişinin arifesinde Başbakan Haşim Thaçi’nin evine silahlı saldırı girişimi, Kosova gündeminde bomba etkisi yarattı. Başbakan, bu saldırının Kosova’nın bağımsızlığını, demokrasisini, kanun hakimiyetini, özgürlüğünü ve vatandaşlarının can güvenliğini tehlikeye sokamayacağını ifade etti. Haber sayfa 3’te Haber sayfa 10’da KOSOVA TÜRKLERÝNÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ Avrupa Birliði mi? Birleþmiþ Milletler mi? SAYI: 431 YIL: 10 Perşembe , 12 Haziran 2008 Fiyatý: 0.50 Kosova’da uluslararasý toplumun temsiliyeti ile ilgili tam anlamý ile bir karmaþa hüküm sürmeye devam ediyor. Birleþmiþ Milletler ile Avrupa Birliði bu konuda bir fikir birliðine halen varmýþ deðil. Kosova hükümeti, Anayasanýn yürürlüðe girmesi ile UNMIK’in Kosova’da milat olmasýný beklerken, UNMIK bu noktada o kadar kolay teslim olmayacaðýný sinyallerini veriyor. K osova 15 Haziranda en önemli tarihi günlerinden birini yaþayacak. Bu tarihte 17 Þubatta ilan edilen baðýmsýzlýk Anayasanýn yürürlüðe girmesi ile resmiyete de kavuþmuþ olacaktýr. Anayasa uzun çalýþmalar sonrasýnda Ahtisaari çözüm öneri paketine uygun bir þekilde hazýrlandýktan sonra meclisteki tartýþmalar sonrasýnda kabul edilmiþtir. Baðýmsýzlýk ilanýnýn dayandýrýldýðý Ahtisaari paketine göre Kosova’da uluslararasý toplumun varlýðýnýn B i r l e þ m i þ Milletlerden, Avrupa Birliði’ne geçmesi öngörülüyor. Ama Anayasasýnýn yürürlüðe girmesine günler kala uluslararasý toplumda bu konuda halen bir konsensüs saðlanmýþ deðil. Kosova’nýn baðýmsýzlýðýna karþý olan devletler, UNMIK varlýðýnýn devamý konusunda diretirken, Avrupa Birliði üye ülkeleri ise birliðe baðlý misyonun Kosova’da görev almasý için diretiyor. Bu konuda tam anlamý ile bir karmaþa hüküm sürmeye davam ediyor. Her kafadan bir ses çýkýyor desek yeridir. Anayasasýný yürürlüðe girmesinden sonra UNMIK’in karþý çýkmamsý durumunda Kosova kurumlarý ilk defa yönetim konusunda sazý eline alýp, gelecekleri ile ilgili türkü söyleyecekler. Kosova hükümeti, yetkileri kullanma konusunda hazýr olduðunu geçen haftalarda avazý çýktýðý kadar baðýrarak sesini duyurmaya çalýþmýþtý. Ama hükümetin beklentileri gibi yetki devri olmayacaða benziyor. Çünkü uluslararasý toplumda Kosova’da ki temsiliyet konusunda bir konsensüs saðlanmýþ deðil. Bu da yetkilerin devri konusunun o kadar kolay devralmayacaðýný açýkça kanýtlýyor. Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun, Anayasasýnýn yürürlüðe girmesinden sonra da UNMIK’in G ü v e n l i k Konseyi’nin 1244 nolu kararý gereði Kosova’da görev almasý gerekliliðine iþaret etmesi UNMIK’in var olan yetkilerini Avrupa Birliði’ne devretmeye yanaþmayacaðýnýn açýk bir göstergesi niteliðini taþýyor. Yani Anayasanýn yürürlüðe girmesi, Kosova’da var olan sorunlarý çözmekten uzak bir ihtimal olarak karþýmýzda duruyor. Rusya ve Sirbistan’ın Kosova’nın bağımsızlığını tanımamaya yaklaşmaması süreci içten içe çıkmaza sürüklüyor. Sırbistan’ın Kosova’nın bağımsızklığını tanımayacağını açıkça belli etmesinden sonra, Rusya’nın Priştine ile Belgrat aarasında müzakerelere davet etmesi çağrısı Kosova’nın uzun bir süre daha rahat nefes alamayacağınıı açıkça dünyaya duyurmuş oldular. Meclis Baþkanýndan EULEX’e özeleþtiri Meclis Baþkaný Yakup Krasniçi, EULEX’in Kosova’da görevi üstelenme konusunda geç kaldýðýný ifade ederken, ama birkaç ay içinde misyonun Kosova’da görevi üstleneceðini ve görevini layýðýyla yerine getireceði konusunda inancýnýn tam olduðunu söyledi. Haber sayfa 2’de P r i z r en B i r l i ð i ’ n i n 1 3 0 . y ý l d ö n ü m ü k u t l a n dý Haber sayfa 6’da Cengiz Aytmatov vefat etti Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un (79) tedavi gördüğü Almanya'nın Nuremberg şehrinde hastanede hayatını kaybettiği bildirildi. Haber sayfa 11’de Kosova Gelbart: “Sýrbistan Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný kabul etmeli” Perşembe, 12 Haziran 2008 2 ABD’de Demokrat Parti Baþkan Adayý Barak Obama’nýn danýþmaný Gelbert, Sýrbistan’ý Kosova politikasýný gözden geçirmeye davet ederken, Amerika açýsýndan Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn bir gerçeðe tekabül ettiðini söyledi. A BD Balkan eski özel temsilcisi Robert Gelbart “Amerika sesine” verdiði demeçte Sýrbistan’ýn siyasetini eleþtirirken, Sýrbistan’ýn artýk gerçeði kabullenmesi gerekliliðine iþaret etti. Sýrbistan hükümetinin Baþbakan Koþtuniça önderliðinde yürütmüþ olduðu siyasetin Sýrbistan’ýn geleceðini sabote ettiðini ifade eden Gelbart, “Sýrbistan þu anda kritik ve geleceði açýsýndan önemli bir dönemecin eþiðinde bulunuyor. Hükümet, Kosova ile ilgili izlemiþ olduðu siyaset Sýrbistan’ý Avrupa’dan uzaklaþtýrdýðý gibi halkýn geleceðini de tehdit ediyor ve yatýrýmlarýn Sýrbistan’a yapýlmasýný engelliyor. Bu yüzden de Sýrbistan hükümeti halkýnýn geleceðini kendisi olumsuz anlamda etkilemektedir. Sýrp halký artýk Sýrbistan’ý Avrupa’ya taþýyacak olan liderlere destek sunmalýdýrlar” diye konuþtu. Demokrat parti ve bunu izleyen diðer partilerin Sýrp halkýndan destek aldýklarýný da belirten Gelbart, bu siyasetin Sýrbistan’da ilerleme ve yeni iþ yerlerin açýlmasýna katkýda bulunacaðýný söyledi. Sýrbistan Baþbakaný Koþtuniça’nýn yönetiminde baþarýsýz bir siyaset yürüttüðün de altýný çizen Gelbart, Sýrbistan’ýn ekonomi alanýnda kaydettiði baþarý konusunda Demokrat Parti ve G 17’ye borçlu olduðunu söyledi. Son seçim- lerde Sýrp halkýnýn Avrupa opsiyonunu seçtiðine dikkat çeken Gelbart, Avrupa’da Sýrbistan’la barýþ ve Ýstikrar anlaþmasýný imzalamakla Sýrbistan’ý kendi arasýna kabul etmeye hazýr olduðunu gösterdiðini söyledi. Sýrbistan Radikal Partisini eleþtiren Gelbart, bu parti geçmiþi ile hesaplaþma durumunda olmadýðýný belirtirken, Sýrbistan Sosyalist Partisinin tutumunu ise sürpriz olarak nitelendirdi. Kosova konusuna da deðinen Gelbart, Baþbakan Koþtuniça, Kosovalý Arnavutlarla olumlu iþbirliðinde bulunma þansýný yitirdiðini belirtirken, geçmiþte yaþananlarýn yanlýþ olduðunu söyledi. Sýrbistan’ýn artýk Kosova gerçeðini kabul etmesi gerekliliðine iþaret eden Gelbart, “Kosova egemen bir devlet. Sýrbistan’ýn yeni hükümeti bu gerçeði artýk kabul etmelidir. Belgrat bu gerçeði kabul ettikten sonra Priþtine ile siyasi görüþmeler yapmalýdýr” diye konuþtu. Amerikan Demokrat Parti Baþkaný Barak Obama’nýn danýþmanlýðý görevini yürüten Gelbart, “ABD yeni baþkan adayý Obama Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný bir gerçek olarak kabul ettiðini belirtirken, “Priþtine, Kosova’da demokratik kurumlarýn kurulmasý için sorumludur” diye konuþtu. Meclis Baþkanýndan EULEX’e özeleþtiri Meclis Baþkaný Yakup Krasniçi, EULEX’in Kosova’da görevi üstelenme konusunda geç kaldýðýný ifade ederken, ama birkaç ay içinde misyonun Kosova’da görevi üstleneceðini ve görevini layýðýyla yerine getireceði konusunda inancýnýn tam olduðunu söyledi. M eclis Baþkaný Yakup Krasniçi, BM örgütü ve AB arasýnda Kosova’nýn yeni anayasasýnýn 15 Haziran’da yürürlüðe girmesinden sonraki yetki paylaþýmý ile ilgili anlaþmazlýkla ilgili yaptýðý deðerlendirmede EULEX’in göreve baþlamak için gereken hazýrlýklarý yapmakta geciktiðini söyledi. Krasniçi, “Artýk saklayacak bir þeyimiz kalmadý. EULEX, Kosova’da göreve baþlamak için yapmasý gereken hazýrlýklar yapamadý. Misyonun önümüzdeki birkaç ay içinde gereken sorumluluklarý üzerine alacaðýna inanýyorum. Uluslararasý toplum Kosova kurumlarýna sorumluluðu devrederken, EULEX ve Uluslararasý sivil yönetim Kosova kurumlarýnýn siyasi, ekonomi ve güvenlik alanýnda çalýþmalarýný denetleyecektir” diye konuþtu. Uluslararasý toplum arasýnda var olan anlaþmazlýk, 15 Hazirandan sonra Anayasanýn Kosova kurumlarýna veren yetkilerine etki etmeyeceðini belirten Krasniçi, “Yeni Anayasa ve onun yürürlüðe girmesi, Kosova kurumlarýn çalýþmalarý uluslararasý toplumun koordinasyonu ile gerçekleþecektir. UNMIK ve EULEX arasýn- da var olan sorun Brüksel ve New York arasýnda çözülmelidir” diye konuþtu. Kosova yeni anayasasýnýn yürürlüðe girmesi ile UNMIK Kosova’dan gitmeyeceðini belirten baþkan Krasniçi, “UNMIK’in Kosova ve vatandaþlarýna karþý düþmansal bir tavrý bulunmaktadýr. Bundan dolayý da bizim bu kuruma karþý düþmansal bir tutum içine girmemiz gerekmiyor. Onlar da Kosova vatandaþlarýnýn iradesinin yeni Anayasaya aktarýldýðýnýn farkýndalar. Kosova yeni Anayasasýnýn yürürlüðe girmesi ile UNMIK elinde var olan yetkilerin önemli bir kýsmýný Kosova kurumlarýna devredecektir” diye konuþtu. Kosova yeni anayasasýnýn 15 Hazirandan yürürlüðe girmesinden sonra karþýlaþacaðý en büyük sorunlardan birinin Kuzey Kosova olacaðýný belirten Krasniçi, “Kuzey Kosova’da sorunlarýn çözülmesi diðer bölgelere oranla daha zor olacaktýr. Bu sorunlarýn çözümü için zamana ihtiyaç duyulacaktýr. Kosova kurumlarýnýn fonksiyon etmesi ve demokratik geliþmeler yönünde çalýþmalarýmýzý sürdürmeliyiz” diye konuþtu. “EULEX Kosova’da görev alacak” Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan etmiþ olduðu Ahtisaari çözüm öneri paketi çerçevesinde Kosova’da asayiþ ve adalet konusunda yetki sahibi olacak olan EULEX Misyon Þefi Kermabon, “27 ülkenin rýzasý ile EULEX Kosova genelinde görev yapacaktýr” diye konuþtu. E ULEX þefi Ýv De Kermabon Kosova belediyeleri ziyaretleri çerçevesinde Kosova’nýn en sorunlu belediyesi olan Mitroviça’yý ziyaret ederek, Belediye Baþkaný Bayram Recepi ile diðer üst düzey yetkiler ile bir araya geldi. Kermabon belediye yetkilileri ile yaptýðý görüþmede Kosova’da EULEX misyonun görevi hakkýnda açýklamada bulundu. EULEX’in 27 Avrupa Birliði ülkesinin rýzasý ile Kosova genelinde göreve yapacaðýný ifade eden Kermabon, görev almak için yeni anayasasýnýn yürürlüðe girmesini beklediklerini söyledi.Anayasanýn yürürlüðe girmesi ile EULEX’in Kosova’da göreve resmen baþlayacaðýný belirten Kermabon, Kosova vatandaþlarý arasýnda göz ardý etmeden güvenlik saðlamaya hazýr olduklarýný söyledi. Kermabon, “Kosova’da KFOR komutaný görevindeki durumumdan bu yeni görevim deðiþiklik arz etmektedir. Eski görevime karþý bu seferki görevim denetlemek olacaktýr. Baþka bir deyiþle görevim düzenin ve yasalarýn saðlanmasýný denetlemektir. Ýþbirliði ile bunu saðlayacaðýmýza inanýyorum” diye konuþtu. Mitroviça’ya yaptýðý ziyaretin önemine deðinen Kermabon, durumun deðerlendirilmesi ve yeni göreve baþlayacak olan EULEX’in çalýþmalarý hakkýnda bilgi toplamak açýsýndan önemli olarak nitelendirdi.Mitroviça Belediye Baþkaný Bayram Recepi, Kuzey Kosova’da UNMIK varlýðýný kabul etmeyeceklerini belirtirken, ICO ve EULEX’in kararlarýný kabul edeceklerini belirtti. Recepi, “UNMIK’in yeniden belediye bünyesinde düzenlenmesi ile ilgili yetkimiz bulunmamaktadýr. Yeni anayasasýnýn 15 Haziranda yürürlüðe girmesi ile UNMIK’in sadece Kosova’nýn Kuzeyinde uygulanmasý diye bir þey söz konusu olamaz. Bunun uygulanma giriþimlerine de karþý çýkmak konusunda kararlýyýz” diye konuþtu.EULEX’in Kosova’da göreve baþlanmasý ile ilgili sorunlarýn yaþandýðýnýn farkýnda olduklarýný belirten Recepi, Kermabon’un görevini yerine getirme konusundaki kararlýlýða güvendiklerini ifade etti. Recepi, “Kermabon’un baþýnda bulunduðu misyon, kuzeyde de görev yapacaðýna inanýyorum. Bundan dolayý da onlarla iþbirliðine hazýrýz. Kosova’da düzen ve yasalarýn hüküm sürmesi konusunda kararlýyýz. Gümrüklerin göreve baþlanmasý ve kaçakçýlýðý önlenmesi en çok üzerinde durduðumuz konularýn baþýnda bulunuyor” diye konuþtu. Kermabon, Mitroviça ziyareti sýrasýnda Kosova polis birlikleri yardýmcýsý albay Yahe Avdiu ve Mitroviça UNMIK polis yetkilisi Gerald Chervier ile bir araya geldi. Kermabon ile gerçekleþen görüþmede Avdiu ve Chervier Mitroviça’da güvenlik durum hakkýnda bilgi verdiler. Kolonel Avdiu görüþmeden sonra yaptýðý açýklamada, Kosova polis birliklerini terk eden Sýrp polislerin görevlerine dönmesinden yana olduðunu söyledi. Kosova’da göreve baþlayacak EULEX mensuplarý ile iþbirliðine de hazýr olduklarýný belirten Avdiu, siyasi iþbirliði olmadan profesyonel iþbirliðinden de bahsedilemeyeceðini belirtti. 3 Perşembe, 12 Haziran 2008 Kosova Feith, gidiþattan memnun deðil K osova Uluslararasý Sivil misyon þefi Piter Feith, Mitroviça’da “Kontakt plus” radyosuna Kosova’da uluslararasý misyonun görevi hakkýnda bilgi verdi. Feith, Kosova’da paralel yönetimin kurulmasýný üzüntü ile karþýladýðýný belirtirken, “Kosova devletinin yönetimi, Kosova genelinde yönetimini sürdürmelidir. Ancak bu þekilde bir demokratik devletten bahsedebiliriz. Bunun dýþýnda topluluklarýn Kosova hükümetine karþý paralel organlar oluþturmalarý kabul edilemez bir olguya tekabül etmektedir” diye konuþtu. Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilaný ile kötü günleri geride býraktýðýnýn altýný çizen Feith, “Kosova’da topluluklar arasýnda barýþ ve huzurun saðlanmasý, onlarýn arasýnda dostluk köprülerinin kurulmasý, parlak bir geleceði temin etmek, Kosova’da çok uluslu bir toplumun kurulmasý artýk arzu edilen tablonun birer vazgeçilmezini oluþturuyor. Bu yüzden de bizler artýk Kosova’da karmaþanýn deðil de istikrarýn hüküm sürmesini ve bütün topluluklarýn bir arada yaþayacaðý bir devletin oluþmasýný istiyoruz” diye konuþtu. Başbakan Thaçi'nin evine saldırı K Enis TABAK osova Başbakanı Haşim Thaçi'nin Priştine'deki evine kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırı düzenlendi. Saldırı sırasında Thaçi'nin özel bir ziyaret gerçekleştirdiği, başbakanın eşi ve çocuklarının ise evde olduğu açıklandı. Polisin verdiği bilgiye göre Haşim Thaçi'nin başkent Priştine'ye bağlı Dragodan'da ki iki katlı evine balkondan girmeye çalışan bir kişiyi fark eden korumalar ateş açtı. Bunun üzerine korumalara bir grup saldırgan da ateşle karşılık verdi. Çıkan çatışma sonucu saldırganların çatışma sonrasında kaçtığı ve sonra yapılan araştırmalardan sonra yaralanan saldırgan polisin yapmış olduğu operasyon ile ele geçirildi. narak, gözaltına alındığı belirtildi. Açıklamada, 6 Haziran gecesi Priştine'nin Arberia semtinde bulunan Kosova Başbakanı Haşim Thaçi'nin evine saldırıda bulunan ve bu sırada güvenlik görevlileriyle çatışmaya girip yaralanan şüphelinin, babasının polis karakoluna gelip ihbar etmesi üzerine yakalandığı yer aldı. Polis tarafından sorgusu yapılan şüphelinin, hırsızlık için girdiği evin başbakan Thaçi'ye ait olduğunu bilmediği yönünde ifade verdiği kaydedildi. Polis Sözcüsü Arber Beka tarafından yapılan yazılı açıklamada, yaralı olan şüphelinin tedavi altına alındığı ifade edildi. Polis: Olay kontrol altında Polis sözcülerinden Arber Beka olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, saldırı sırasında Başbakan Taçi'nin güvenlik görevlilerinin saldırganlarla çatışmaya girdiği, 1 saldırganın da yaralandığını doğruladı. Beka, çatışmanın ardından saldırganların olay yerinden kaçtığını belirtirken, Başbakan Taçi'nin saldırı esnasında evde olmadığını, evde bulunan eşi ve çocuğuna da bir zarar gelmediğini söyledi. Bir saldırganın 2 katlı olan evin balkonuna çıkmaya çalıştığının görülmesi üzerine güvenlik görevlileri ile saldırganlar arasında silahlı çatışma çıktığını söyleyen Beka, saldırının hemen ardından polisin devreye girerek tüm gerekli tedbirleri aldığını kaydetti. Saldırgan yakalandı Kosova Başbakanı Haşim Thaçi'nin Priştine'deki evine saldırıda bulunan şüphelinin yakalandığı duyuruldu. Konuyla ilgili olarak Kosova polisi tarafından yapılan açıklamada, F.S.'nin (19), babasının ihbarı üzerine yakala- Başbakan, herkesi geleceğe bakmaya davet etti Evine kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırı düzenlenen Başbakan Haşim Thaçi, konu ile ilgili Başbakanlık binasında bir basın toplantısı düzenleyerek, Kosova halkının paniğe kapılmaması isteminde bulundu. Kosova’da bağımsızlık ilanından sonra her şeyin sakin olduğuna dikkat çeken Thaçi, bu ve bunun gibi diğer saldırıların Kosova'nın bağımsızlığını, demokrasisini, kanun hakimiyetini, özgürlüğünü ve vatandaşlarının can güvenliğini tehlikeye sokamayacağını ifade etti. Kosova’nın geçtiği bu önemli süreçte herkese büyük görev ve sorumluluklar düştüğüne işaret eden Başbakan, halkı hükümete bu süreçte arka çıkmaya davet etti. Thaçi, “Kosova’nın bağımsızlığı ilanı ile başlayan kritik süreç, halen canlılığını ve kırılganlığını korumaya devam ediyor. Anayasanın yürürlüğe girmesinin arifesinde evime düzenlenen saldırı benim ve hükümetimin kararlığına bir engel teşkil etmeyecektir. Hükümete, muhalefete, bütün siyasi objelere ve vatandaşlara bu süreçte düşen görev provokasyonlara kapılmadan geleceğe emin adımlarla ilerlememek düşmektedir. Ancak bu şekilde bağımsızlık ilanı ile başlayan süreç başarılı bir şekilde tamamlanmış olacaktır” diye konuştu. Birkaç gün içinde Kosova'da yeni anayasanın da yürürlüğe gireceğini hatırlatan Başbakan Thaçi, "En üst hukuki belge olan anayasada, özgürlük, güvenlik ve vatandaşların mülkiyeti temel değerleri teşkil etmektedir. Hiç kimse bu değerlere gölge düşüremez, bu değerleri tehdit edemez. Hiç kimse, hatta bu saldırı bile, Kosova'nın, Avrupa Birliği (AB) ve NATO içinde şerefli bir devlet olarak yer almasına yönelik çalışmalarımızı durduramaz" ifadelerini kullandı. Başbakana yönelik saldırı kınandı Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu, bir mesaj yayınlayarak, olayı sert bir şekilde kınadı ve suçluların yakalanmasını istedi. Muhalefetteki Ramuş Haradinay'ın Kosova Geleceği İçin Birlik Partisi de yayınladığı kınama açıklamasında "Bu tür saldırılar, Kosova'nın olumlu imajını zedeliyor." ifadelerine yer verdi. Başbakan Yardımcısı Hayreddin Kuçi, saldırının ardından hükümet yetkilileri için güvenliğin artırıldığını söyle- Kosova için hayati önem taşıyan Anayasasının yürürlüğe girişinin arifesinde Başbakan Haşim Thaçi’nin evine silahlı saldırı girişimi, Kosova gündeminde bomba etkisi yarattı. Başbakan, bu saldırının Kosova’nın bağımsızlığını, demokrasisini, kanun hakimiyetini, özgürlüğünü ve vatandaşlarının can güvenliğini tehlikeye sokamayacağını ifade etti. di. Kuçi, "Bu, Taçi ve ailesine yönelik direkt bir saldırı. Böyle bir saldırı sadece adli bir mesele değil; herhangi bir siyasi nefret ve tahammülsüzlüğün de ötesinde." diye konuştu. Kuçi, meselenin siyasi nefrete bağlı olduğuna inanmak istemediklerini sözlerine ekledi. Saldırının ardında kimin olabileceğine yönelik bir spekülasyona girmeyeceğini belirten Başbakan Yardımcısı Kuçi, yetkililerin hızlı bir araştırma ile sorumluları ortaya çıkarmasını istedi. Olayı araştırması için birlik kuruldu İçişleri Bakanı Zenun Pajaziti, Cuma gecesi Başbakan Haşim Thaçi’nin ailesine yapılan saldırının en kısa zamanda aydınlatılması ve işlerin daha iyi koordine edilmesi amacıyla, Özel Polis Birliğinin (Task Force) kurulması kararını aldı. Bu birlik, Başbakan Thaçi’ye yapılan saldırının aydınlatılmasıyla ilgili gelişmeler konusunda İçişleri Bakanına rapor sunacak. İçişleri Bakanı Zenun Pajaziti’nin imzasıyla kamuya sunulan bir bildiride, Kosova Başbakanına yapılan bu saldırıdan yaratılan durum nedeniyle böyle bir kararın alındığı ileri sürülüyor. Saldırı olayı ile ilgilenecek ve başında Kosova Polis Hizmetleri Komiser Yardımcısı Sheremet Ahmeti’nin başında bulunacağı Özel Polis Birliği, yetkili organ temsilcilerinden oluşacak. 4 Kosova Akda: “Trepça ve Brezoviça IV kademenin baþarýsýzlýðý” Perşembe, 12 Haziran 2008 A “Kosova organize suç cenneti olmayacak” Kosova’da son günlerde artan organize suç vakalarını ve Anayasasının yürürlüğe girmesinden sonraki durumu görüşmek için Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Polis yetkilerini bir araya getiren toplantıda, liderler sağduyu çağrısı yapıldı. C nayasasýnýn 15 Haziranda yürürlüðe girmesi ile UNMIK çerçevesinde çalýþmasýný sürdüren IV kademe misyonu tamamlýyor. UNMIK IV kademe yöneticisi Pol Akda düzenlediði son basýn toplantýsýnda Anayasanýn yürürlüðe girmesi ile IV kademenin çalýþmalarýna son vereceklerini söyledi. Akda, “Kosova bir sömürge ülkesi deðildir. Bu yüzden de Anayasasýnýn yürürlüðe girmesi ile burada artýk görevimiz sona eriyor. Bizim IV kademe olarak var olan yetkilerimizi Kosova kurumlarýna devredeceðiz. Çünkü, artýk burada kalmamýz için bir neden ve gereklilik yok” diye konuþtu. Akda uzun yýllardan beri IV kademe olarak hem baþarýlara hem de baþarýsýzlýklara imza attýklarýný söyledi. UNMIK IV kademenin baþarýlarýna deðinen Akda, Kosova’da saðlam ekonomi, pazar ekonomisi ve elveriþli vergi sistemin temellerini, özelleþtirme süreci ile özel biznis temellerini baþarýlý bir þekilde attýklarýný söyledi. Kosova’da saðlam bir vergi hizmetlerinin kurulduðuna da dikkat çeken Akda, bu hizmetlerin Kosova ekonomisine önemli katkýlar sunduðunu söyledi. UNMIK IV kademenin baþarýsýz çalýþmalarýndan da bahseden Akda, en baþarýsýz çalýþmalarýnýn “Trepça “ ve “Brezoviça”nýn özelleþtirilmesi olduðunu söyledi. UNMIK IV kademesini bu iki þirketin özelleþtirilmesi için New York ve Belgrat ile daha çok iliþkide bulunmasý gerekliliðine iþaret eden Akda, özel koþullar ile özelleþtirilen bazý þirket sahiplerinin üzerine aldýklarý görevleri yerine getirmediklerini söyledi. Kosova’da özelleþtirme sürecini de deðerlendiren Akda, þimdiye dek 30 kadar ihalenin yapýldýðýný belirtirken, büyük sayýda toplumsal þirketin bu süreçte satýldýðýný söyledi. Akda, Priþtine’de iki otelin belediye tarafýndan inþaat izni verilmediðinden dolayý bu konuda yatýrým yapýlamadýðýný ifade ederken, bunlarýn topluma karþý borçlarýný ödedikten sonra çalýþmalarýna baþlayabileceklerini söyledi. Avrupa Komisyonu bir ay önce UNMIK IV kademenin bu ayýn sonuna dek çalýþmalarýný sonlandýrmasý yönünde karar aldý. Kosova’da ekonomi sorunlarýn çözülmesi ile görevlendirilen UNMIK’in IV kademesi Anayasanýn yürürlüðe girmesi ile Kosova’da milat olacak. umhurbaşkanı Fatmir Seydiu, Kosova Başbakanı Hashim Thaçi ve Kosova Polis Hizmetleri (SHPK) yardımcısı Sheremet Ahmeti ile hafta içinde bir araya gelerek, Kosova’da güncel durum ile Anayasanın yürürlüğe girmesinden sonraki durumunu ele aldılar. Anayasasının yürürlük tarihinden sonra Kosova’da herhangi bir taşkınlığın yaşanmasına izin verilmeyeceği konusunda fikir birliğinde birliğine varan liderler, herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ettiler. Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu görüşme ardından yapmış olduğu açıklamasında Kosova’da istikrarın sağlanması konusunda kurumların üzerlerine düşen görevleri yerine getireceğini söyledi. Toplantıda da 15 Hazirandan sonra olabilecek bazı taşkınlıklar konusunda alınacak önlemleri ele aldıklarını ifade eden Seydiu, Kosova güvenliği için elinden geleni yapan SHPK’ya teşekkür etti ve başarılı çalışmalarının devamını diledi. Kosova’nın organize suçlar cenKosova’da uzun elektrik kesintisi kabusu bitmek neti olasına izin verilmeyebilmiyor. Geçen hafta Kosova B termik santralindeki ceğinin altını çizen Seydiu, arızadan sonra şimdi Kosova A termik santralindeki kurumların bunun önüne arıza yüzünden uzun kesintiler tekrar geçilmesi için gerekirse fazla varlığını hissettirdi. mesai harcayacağını söyledi. Başbakanı Hashim Thaçi toplanosova karanlıklardan bir türlü kurtulamıyor. Kosova tertıdan sonra yaptığı konuşmada, mik santraları adeta bozulmak için birbiri ile yarışıyorlar. Kosova Hükümeti olarak Kosova B termik santralı B 2 bölümünde arıza giderildikSHPK’ya ve Kosova İçişleri ten 4 dört gün sonra yine elektik kesintilerinde artış gözlendi. Bakanlığına her zaman gerekli desteği vereceğini söyledi. Artışın nedeni, Kosova A termik santralı A 4 bölümündeki Kosova’da organize suçların arızadan kaynaklandı. Kosova Elektrik Kurumu Basın Sözcüsü önüne geçilmesi için hükümet Nezir Sinani konu ile ilgili yaptığı açıklamada Cumartesi 19:00 olarak her tür çalışmayı yapmaya sularında Kosova A termik santralinin A 5 bölümünde arıza hazır olduklarını ifade eden yaşandığını söyledi. A 5 bölümü transformatöründe arızalandığını Başbakan, bu süreçte hem ifade eden Sinani, KEK çalışanlarının arızayı gidermek için çalışhükümete hem de polise büyük malarına başladıklarını söyledi. Sinani, A 5 bölümüm üretimden görevler düştüğünü söyledi. düşmesinden sonra sadece Kosova B termik santralın 280 mega Kosova polisine güvenlerinin vat elektrik üreten B 2 bölümü, 130 megavat elektrik üreten tam olduğuna dikkat çeken Kosova A termik santralın A bölümü ve 32 megavat üreten Thaçi, polis hizmetlerine her Uyman hidro santralinin elektrik ürettiğini söyledi. alanda gerekli desteği vermeye Elektrik üreten bu elektrik santralarının 442 megavat enerji hazır olduklarını tekrarladı. B den sonra A arızalandı K : 4 31 ý y a S KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ Haftalýk gazete Sahibi ve Genel Müdürü: Mehmet BÜTÜÇ Yazı İşleri Müdürü: Sencar KARAMUÇO Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO Kültür: Ýskender MUZBEG Yayýn Koordinatörü: Taner GÜÇLÜTÜRK Balkan ve Ankara Muhabiri: Erhan TÜRBEDAR Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK Muhabirler Koordinatörü: Enis TABAK Muhabir: Yüksel POMAK Spor: Ýsmail MAKASÇÝ, Abdülkadir BIYIKLI Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ Yazýlarda ortaya atýlan fikirler, yazarlara aittir. Gazetemizin resmi görüþü deðildir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlara aittir. e-mail: [email protected] [email protected] Adres: Adem Yaþari No: 8, Prizren/Kosova Tel. 029 623 503 Fax: + 381 (0)29 623 503 üretiminin tüketicilere yeteri derecede olmadığından kesintilere baş vurduklarını ifade eden Sinani, “Kosova vatandaşların elektrik enerjisi gereksinmelerini gidermek için saatte 800 ila 900 megavat üretilmesi gerekiyor. Şu anda mevcut kapasite bunu karşılayamadığından dolayı elektrik kesintilerine baş vuruyoruz. Kosova genelinde ABC kısıtlamaları yine uygulamada bulunuyor. A gurubunda yer alanlar yani faturalarını sıralı ödeyenlere 5 + 1, B gurubunda yer alanlara ise 4 + 2 ve C grubunda yer alanlar ise 2 + 4 elektrik kesintisi uygulamaya koymuş bulunuyoruz” diye konuştu. Kosova Enerji Bakanı Yustina Şiroka — Pula, yardımcısı Blerim Reca ve KEK Bordu yöneticisi Skender Krasniçi ile arıza olan Kosova A termik santralini ziyaret ederek arıza ile ilgili yakından bilgi aldılar. Kosova A termik santralında yaşanan arızadan dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirten Bakan Pula, KEK yetkililerinden arızanın en kısa zaman içinde giderilmesini istediğini söyledi. Pula, onarım yapılmadan önce arızanın araştırılması, onarım süresinin azaltmasını isteminde de bulunduğunu ifade etti. KEK yöneticileri ise Bakan Pula’dan Kosova A termik santralın onarımı için destek sunmaları isteminde bulunurken, onarımın kısa bir zaman içinde giderileceği vaadinde bulundular. Banka: Raiffeisen Bank Yeni Dönem Hesap No: 1502001000171635 Baský: “ALL COA IMPEX” basýmevi Prizren Yeni Dönem KTM Þirketi Danýþma Kurulu: Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý) Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk Uzmaný) Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi Sahibi) Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu Avukatý) Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný) “Yeni Dönem” Kosova Türk Medyasý Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni) yayýnýdýr. 5 Perşembe, 12 Haziran 2008 Kosova Rüker, Sırp belediye başkanlarının görevini uzattı P riştine Temas Artı gurubu büyükelçileri ile bir araya gelen Kosova UNMIK Yöneticisi Yoakim Rüker, Kosova’da Sırpların yoğun olan belediyelerde belediye başkanlarının görev sürelerini altı ay uzatma kararı aldıklarını açıkladı. Resmi olmayan bir kaynağa göre Rüker’in Temas Artı gurubu büyükelçileri ile yaptığı görüşme Rusların karşı çıkışlarından dolayı görüşmenin gerilimli geçtiği iddia edildi. Priştine’de Temas Artı gurubu büyükelçileri ile yapılan toplantıda UNMIK Yöneticisi Rüker, Sırpların çoğunluk oluşturdukları Nobrda hariç bütün belediyelerde 11 Mayısta yapılan seçimleri anket olarak değerlendirirken, seçimleri kazanan belediye başkanların seçilebilme önerisinde bulundu. Rüker’in bu önerisi batı diplomatları tarafından tepki ile karşılandı. Onlar Sırbistan’da yapılan seçimlerin Kosova’da geçerli olamayacağını belirtiler. Kosova UNMIK Yöneticisi Yoakim Rüker Kosova’da yoğun olan Sırpların yaşadıkları belediyelerde altı ay önce görevleri uzatma kararı aldı. Rusya’nın Priştine Eşgüdüm Bürosu şefi Andrey Dronov, Rüker tarafından imzalanan kararı tepki ile karşıladıklarını ve bu kararın son zamanlarda Kosova’da ne olduğunu göz önünde bulundurmayan yanlış bir karar olduğunu savundu. 17 Kasımda Kosova’da gerçekleşen yerel ve meclis seçimlerini boykot eden Sırplar çoğunluk olan belediyelerde eski yönetimi sürdürme başladılar. Bundan dolayı Kosova UNMIK Yöneticisi Yoakim Rüker, 2002 yılı seçimleri sonuçlarına göre Leposaviç, Zubin Potok, Zveçan ve Ştrpçe belediye başkanlarının görevlerini uzatma kararı aldı. Rüker, Nobrda belediyesinde elde edilen sonuçlara göre Arnavut belediye başkanının görev almasını karar bağladı. Rüker tarafından alınan kararın Kosova siyasi sahnesinde hiçbir değişiklik yaratmayacağı ve Sırplar ileride de paralel organlarını sürdürmeye devam edecekleri şeklinde yorumlandı. K Müftü diplomatik ziyaretini sürdürüyor osova bağımsızlığını ilan ettiği tarihten bu yanan bağımsızlığın İslam ülkeleri tarafından tanınmamış olması göze çarpmaktadır. Kosova’nın bağımsızlığını ilk olarak İslam ülkesi Afganistan, Türkiye, Senegal ve son olarak da Malezya tanıdı. Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde düzenlenen İslam konferansı toplantısına katılan Kosova İslam Birliği Başkanı Müftü Naim Trnava, İslam konferansı ülkelerinden Kosova’nın bağımsızlığı tanıması talebinde bulundu. Toplantıda İslam ülkeleri temsilcileri ile bir de bir araya gelme fırsatı bulan Müftü Trnava, onlardan ülkelerinden Kosova’nın bağımsızlığını tanıma talebinde bulundu. Kosova İslam Birliği Başkanı Müftü Naim Trnava İslam konferansı temsilcileri ile yaptığı görüşmeleri olumlu olarak değerlendirirken, İslam ülkeleri tarafından Kosova’nın bağımsızlığını kısa bir zaman içinde tanımasını beklediğini söyledi. Zübeyde Hanım derneği kaplıca tedavisi ve Türkiye gezisi düzenledi Z übeyde Hanım Kosova Türk Kadınlar Derneği geçen hafta içerisinde Türkiye’ye düzenlediği kaplıca gezisinden döndü. Toplam 21 kişinin Bursa’nın Karamustafa kaplıcalarına katıldığı kaplıca tedavisi sırasında çok sayıda gezi düzenlendi. Konya yolculuğu sırasında Akşehir’de Nasrettin Hoca’nın mezarını ziyaret eden bayanlar, Konya’da iki gece konukladılar. Mevlana türbesi ve Konya ziyareti sırasında Zübeyde Hanım Kosova Türk Kadınlar Derneğini Konya Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Başkanı Sadrettin Kütükçü kabul etti. Kütükçü, Zübeyde Hanım Kosova Türk Kadınlar Derneği Başkanı Birsen Gota’ya ziyaret anısına plaket verdi. Bir günlük Ankara gezisi sırasında Anıtkabiri ziyaret eden Zübeyde Hanım Kosova Türk Kadınlar Derneği, Ankara’dan sonra Türkiye’deki son durağı İstanbul’a geçtiler. İstanbul’da Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneğini ziyaret eden bayanlarımız, Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği Kadınlar Kolu Başkanı Suna Özkılıç tarafından ağırlandılar. Kosova gündemi Sencar Karamuço Tarzanlar aranýyor… B aþlýk belki dikkatinizi çekmiþtir. Ýçinizden ne Tarzan’ý, nereye Tarzan aranýyor. Tarzanlýk artýk bir meslek haline mi döndü? de ben bilmiyorum gibi benzer sorularý kendinize sormaya baþladýnýz. Ama aranan Tarzanlar, bir film çekimi için deðil de doðayý korumak ve ormanlara yeni fidanlar dikmesi için aranýyor. Siz þimdi baþlýðý neden doðacý yada doða dostu aranmýyor deðil de Tarzanlar diye koyduðumu merak ediyorsunuzdur. Sizi pek fazla da meraka düþürmeden anlatayým. Aranýzda Manisa Tarzan’ýný bilen varsa benim neden bahsetmek istediðimi anlamýþtýr. Manisa Tarzan’ý Amerikan Sinemalarýnýn vazgeçilemez karakteri Tarzan’ýn Türkiye’de ki çakma yani yan bir karakteri sanmayýn, çünkü yanýlýrsýnýz. Manisa Tarzan’ý bir film kahramaný deðil de Manisa halkýnýn kahramaný. Ýki Tarzan arasýnda yani film kahramaný Tarzan ile Manisa Tarzan’ý arasýnda ne bir akrabalýðý ne de birkaç ortak özellik dýþýnda bir baðlarý bulunmuyor. Manisa Tarzan’ý Manisa’yý giydirmek adýna ben soyunuyorum diyerek, film karakteri Tarzan gibi üstündeki eþyalarýný çýkarýp bu þekilde hayatýný sürdürmüþtür. Bu iki Tarzan arasýndaki temel benzerliktir. Bir diðer benzerlikte her ikisinin de yaþamýný ormanda sürdürmesidir. Bunun dýþýnda da her iki Tarzan arasýnda bir benzerlik bulunmamaktadýr. Konuyu fazla daðýtmadan Manisa Tarzan’ýna geçeyim. Kimdir bu Manisa Tarzan’ý. Manisa Tarzan’ý (Ahmeddin Carlak) kendini Manisa’nýn aðaçlanmasýna baþka bir deyiþle Manisa’nýn yeþile bürünmesine adamýþ bir çevre dostu. Cumhuriyetin kuruluþunun ilk yýllarýnda Manisa’ya yerleþen Tarzan, bahçývan yardýmcýsý olarak baþladýðý çevre ile tanýþýklýðýna, Manisa’yý yeþile bürümek için adamýþ bir halk kahramaný. Bugün Manisa’nýn çevresi yeþil ve aðaçlýk ise bu Tarzan’ýn özverisinin açýk bir ürünü. Tarzan, Manisa’daki hayatý boyunca, orman ve daðlarda aðaç dikmenin yanýnda vatandaþýn da bahçesini para almadan kendi düzenlemiþ bir þahýs. Orman, dað ve bahçe dýþýnda herhangi baþka bir iþle uðraþmamýþ olan Tarzan, Spil Daðýnda odundan yapmýþ olduðu kulübesinde hayatýný sürdüren doðadan (aðaçlardan, bitkilerden) baþka kimseyi dost edinmemiþ. Çevreye dikmiþ olduðu aðaçlarý ile yakýndan ilgilenen Tarzan, aðaçlarý kendi oðullarý gibi sevmiþ ve onlarý her tür tehlikeden sakýnmýþ. Ama Manisa’da modernleþme projesi çerçevesinde çevreye dikmiþ olduðu aðaçlarýn imar planý çerçevesinde kesilmesine dayanamayan Tarzan, kendini hastanede bulmuþ. Aðaçlarýn kesimine dayanamayan Manisa Tarzan’ý bu olaydan kýsa bir süre sonra hakkýn rahmetine kavuþmuþ. Tarzan ölmüþ ama o halen Manisa halkýnýn kalbinde yaþýyor. Çünkü o Manisa’nýn yeþiller diyarý olmasýnýn tek mimarý. Tarzan, tam anlamý ile Manisa’da bir halk kahramaný. Bunu geçen hafta Manisa’da en iyi bir þekilde gözleme fýrsatýna nail oldum. Tarzan’ýn hayatý ile ilgili tiyatrolar oynanýyor, çevre günleri düzenleniyor, parklar onun adýný taþýyor, çay bahçelerinde yaþlýlar gençlere Manisa Tarzan’ýný anlatarak o ölümsüz kýlýyorlar. Manisa Tarzan’ý örneðinde de görüleceði gibi bizim de Manisa Tarzan’ý gibi Kosova Tarzanlarýna ihtiyacýmýz var. Çünkü, Kosova’nýn da çevrecilere ve çevre dostlarýna acil ihtiyaç duyuyor. Kosova genel itibari ile bakacak olursak çevresi yeþillikler çevreli bir bölge olduðu bir gerçek. Ama her geçen gün gerek þehirleþme gerekse de piknik evleri adý altýnda ormanlarýmýz büyük darbe yiyorlar ve burada var olan yeþillikler yerini beton yýðýnlara býrakýyor. Bunun dýþýnda da var olan aðaçlar yaþlý olmakla birlikte Kosova’da kýþýn yakýt anlamýnda en fazla odun tüketiyor olmamýz, çevremde var olan aðaçlarýn da tehlikede olduðu bir gerçek olarak karþýmýzda duruyor. Bu tablodan da görüleceði gibi Kosova’nýn çevrecilere yani yeni aðaç dikecek olan gönüllülere ihtiyaç duymaktadýr. Bu yüzden de bu yazýmý siz deðerli okuyucularýma Manisa Tarzan’ýný anlatarak, bir þahsýn çevre konusunda neler yapacaðýný kanýtlamak istedim. Çünkü bizler her zaman baþkalarý çevreyi kirletirken ben niye temizleyeyim yada baþkalarý aðaçlarý keserken ben niye dikeyim mantýðýna yenik düþmememiz gerekiyor. Çünkü biz el ele verip, çevremizi yaþanabilir kýlabiliriz. Gelin hepimiz bir Kosova Tarzan’ý olalým ve Kosova’yý hak ettiði çevresel görünümüne kavuþturalým. Eðer aðaç dikemiyorsak, bari çevremizi kirletmemeye özen gösterelim, çevreyi kirletenleri uyaralým. Bu þekilde de çevremize bir destek vermiþ oluruz. Benden ne Tarzan ne de çevreci olur dersen, sadece çevreni kirletme bu da bize de yeter. Yeter ki içinde yeþil sevgisi olsun diyorum ve herkesi çevremize sahip çýkmaya davet ediyorum… Kosova 6 Perşembe, 12 Haziran 2008 Fevzi Karamuço K Kosova Cumhuriyeti ve spor mücadelesi osova, Avrupa 2008 Futbol Þampiyonasýnda bu yýl temsil edilemiyor. Kosovalýlar bugüne kadar olduðu gibi bu þampiyonayý televizyonlardan izleyecek. Çünkü baðýmsýzlýðýnýn tanýnmasý önünde var olan engeller Kosova futbolu önünde de set oluþturacak. Kosova, siyasette olduðu gibi sporda da bu konuda büyük mücadele vermeye mecbur kalacaktýrlar. Kosova’da 15 Haziranda Kosova yeni anayasasýnýn yürürlüðe girmesi ile UNMIK’in var olan görevinin sona ereceði ve yeni göreve EULEX’in baþlanmasý bekleniyor. Ama bu beklenti böyle olmayacak. Çünkü, Kosova statü sürecinde var olan anlaþmazlýklar bu süreçte de baþ gösterecektir. Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn tanýmasýnda büyük güçlükler baþ gösterdi. Kosova’yý ayný güçlükler spor alanýnda da bekliyor. Kosova futbol yetkilileri baðýmsýzlýk ilanýndan sonra Kosova’nýn uluslararasý futbol yarýþmalarýnda yer almasý için giriþimlerde bulundular. Kosova futbol yetkilileri, Kosova’nýn uluslararasý futbol arenasýnda yer almak için Avustralya’nýn Sidney kentinde 29 ila 30 Mayýsta düzenlenen 58. FÝFA kongresine adaylýk için resmi baþ vuruyu yaptýlar. Ama Kosova’nýn FÝFA’ya üyelik noktasýndaki anlaþmazlýk yüzünden gündeme alýnmadý. FÝFA yetkilileri Kosova futbol federasyonundan üyelik talebini görüþtüklerini ama toplantýnýn gündeminde yer almasý konusunda fikir birliðine varamadýklarýný savundular. Kosova futbol yetkilileri bundan ümitlerini kaybetmeyerek, Kosova’nýn 2009 yýlýnýn mayýs ayýnda düzenlenecek olan UEFA kongresinde bu sefer üyeliðe kabul edileceði ümidini besliyorlar. Kosova Futbol federasyonunun FÝFA’ya üye almasý için siyasette olduðu gibi Rusya ve Sýrbistan’ýn muhalefeti ile karþýlaþacaktýr. Ama UEFA üyeliði konusunda Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýyan 20 kadar Avrupa Birliði ülkesi Kosova’nýn UEFA’ya üye olmasýna ön ayak olacaktýr. Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýyarak Kosova’ya var olan desteðini açýk bir þekilde dýþa vuran Avrupa ülkeleri, futbolda da Kosovalýlarýn yanýnda olacaklardýr. UEFA tüzüðüne göre, BM örgütü tarafýndan tanýnan devletler UEFA’ya üye olabilirler ibaresi yet almaktadýr. Ama FÝFA tüzüðüne göre ise “kendi ülkesinde futbol yarýþmalarýný örgütlemeye kabiliyeti varsa FÝFA’ya üye olabilir” ibaresi yer alýyor. Siyaset ile spor birbirinden tamamen farklý þeylerdir ama birbirlerine etki ettiklerine çok defa þahit olduk. Siyaset çok defa futbol ve diðer spor sonuçlarýný etkiletebileceðini kanýtladý. Siyaset çok defa spor kurallarýna saygý göstermeden fair play’i çiðnedi. Kosova’nýn uluslararasý spor örgütlerine üyeliði konusunda en büyük engeli hiç kuþkusuz ki Rusya ve Sýrbistan oluþturacaktýr. Sýrbistan’ý Kosova sorununun çözümünde de destekleyen Rusya, bu yöndeki desteðini sporda da yapacaktýr. Rusya, Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn tanýmasýnda uluslararasý hukuka saygý isteminde bulunurken, ayný þeyi Kosova Cumhuriyetinin uluslararasý örgütlere üyeliði konusunda da karþý taraf olacaðýný açýk bir þekilde ifade etmiþtir. Kosova, bu noktadan sonra da Rusya ve diðer Sýrbistan destekçileri tarafýndan her alanda muhalefet ile karþý karþýya kalacaktýr. Kosova’yý uluslararasý iliþkilerde sui generis bir durum olarak gören dünyanýn bir çok ülkesi Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýndý. Ayný tutumun da Kosova’nýn spor alanýnda uygulanmasý bekleniyor. Avrupa’da futbol sýtmasý sürerken, Kosova’da önemli sýnavlar eþiðinden geçmektedir. 15 Haziranda Anayasasýnýn yürürlüðe girmesi ile yeni bir sayfanýn açýlmasý bekleniyor. Marthi Ahtisari’nin paket önerisine göre hazýrlanan bu Anayasa, Kosova’da UNMIK yönetiminin sona ermesini ve EULEX’in göreve baþlanmasýný öngörüyor. B Prizren birliðinin 130. yýldönümü kutlandý u yýl Prizren Birliðinin 130. yýldönümü dolayýsýyla Kosova genelinde farklý törenlerle kutlandý. Cumhuriyeti Baþkaný Fatmir Seydiu’nun himayesinde düzenlenen kutlamalar Priþtine’de Pazartesi günü törenli bir þekilde Kosova Halklar Tiyatrosunda düzenlendi. Priþtine’de düzenlenen törene Cumhurbaþkaný Fatmir Seydiu, Baþbakan Haþim Thaçi, Kosova Meclis Baþkaný Yakup Krasniçi ve çok sayýda siyasi, kültür, bilim adamlarý katýldýlar. Seydiu, Prizren Birliðini hakkýnda konuþurken, birliðin Arnavut tarihinde önemli bir oynadýðýný ifade etti. Prizren’de de kutlama düzenlendi Prizren’de Salý günü Prizren Birliðinin 130. yýldönümü kutlandý. Prizren’de kutlamalar Kültür evi salonunda düzenlenen tören ile baþladý. Ardýndan merkezi tören çok sayýda konuðun katýldýðý Prizren Birliði merkezinde düzenlendi. Prizren Belediye Baþkaný Ramadan Muya törende yaptýðý konuþmada, Prizren Birliði’nin Arnavut tarihinde büyük önem taþýdýðýný belirtirken, geçmiþte günümüze nesillerin bundan esinlendiðini söyledi. Arnavut sorununun bu güne dek halen çözülmediðine iþaret eden Baþkan Muya, Arnavut topraklarýnýn yarýsýndan fazlasýnýn Arnavutluk dýþýnda kaldýðýný söyledi. Prizren Birliðinin önemine deðinen Prizrenli tarihçi Enver Batiu, birliðin Arnavutlarýn asimile edilmesine karþý geldiðini söyledi. Prizren Birliði, Arnavut devletinin kurulmasý için tüm güçleri bir araya topladýðýný belirten Batiu, Arnavutlarýn elerinden alýnan topraklarý iadesinden baþka hiç bir þey istemediklerini söyledi. Prizren’de düzenlenen kutlamalar çerçevesinde “Agimi” KGSD ve Prizren’de etkinlik gösteren diðer derneklerle ortaklaþa bir eðlenceli program düzenledi. Ayrýca Prizren’in ad yapmýþ ressamý Budim Beriþa da Mehmet Paþa hamamýnda kiþisel sergisini beðeniye sundu. Priþtine’de düzenlendi uluslararasý konferans Prizren Birliðinin 130. yýldönümü dolayýsýyla Priþtine’de iki günlük bir uluslararasý toplantý düzenlendi. Toplantýya katýlan bilim adamlarý Prizren Birliði’nin 130. yýldönümü Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn kavuþtuðu bir dönemde gerçekleþtiðini belirtiler. Kosova Eðitim, Bilim ve Teknoloji Bakaný Enver Hocay, Baðýmsýz Kosova Cumhuriyetinde Prizren Birliði’nin 130. yýldönümünün kutlamasý büyük önem taþýdýðýný söyledi. Hocay, “Prizren Birliði’nin siyasi ve milli programý üç dayanaða dayanmaktadýr. Bunlar da siyasi baðýmsýzlýk, toprak bütünlüðü ve milli benliktir. Bu siyaset bu gün de devam etmektedir” diye konuþtu. Prizren Birliði’nin tarih olaylarýnda esin kaynaðý olduðunun altýný çizen Hocay, Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan etmesi ile 19 yüz yýlda yapýlan bir haksýzlýðýn düzeltildiðini söyledi. Prizren Birliði’nin siyasi program etkinliklerin kaynaðý olduðuna da dikkat çeken Hocay, buna uluslararasý desteðin olmadýðýný ama son yýllarda bu konuda da olumlu adýmlarýn atýldýðýný söyledi. Kosova Bilim Akademisi Baþkaný Recep Ýsmaili, Prizren Birliðinin 130. yýldönümü dolayýsýyla düzenlenen konferansýn geçmiþimizi daha objektif anlamak için fýrsat olduðunu söyledi. Prizren Birliðinin önemine deðinen Tiran Albanoloji merkezi yöneticisi Ardian Maraþi, Prizren Birliðinin Arnavutlarý siyasi etken olarak ortaya attýðýný belirtirken, Avrupa güçlerine Balkanlarda Arnavutlarsýz hiç bir þey yapýlamayacaðý gerçeði yansýttýðýný söyledi. Tartýþmaya katýlan diðer bilim adamlarý da Prizren Birliðinin önemine deðinirken, birliðin Arnavut tarihinde Arnavutlarý bir arada toplama iþlevini gördüðünü açýkça ifade ettiler. Alpay HALKO 7 Perşembe, 12 Haziran 2008 Balkan Sırbistan'da DS ve SPS'nin koalisyona yakın Y erel basında çıkan haberlere göre, Sırp Sosyalist Partisi (SPS) ve Cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in Demokrat Parti'si (DS) liderliğindeki Avrupa yanlısı güçler koalisyonu yeni hükümet konusunda anlaşmaya yakınlar. Partiler, kabine bakanlıklarının dağılımı dışındaki hemen hemen bütün detaylarda anlaştılar. Örneğin Blic ve Vecernje Novosti gazeteleri, DS'nin ortaklarının SPS genel başkanı Ivica Daciç'in yeni başbakan olmasına karşı çıktıklarını yazdılar. Blic, DS'nin Daciç'e güvenlik teşkilatlarından sorumlu başbakan yardımcılığı görevini teklif ettiğini öne sürüyor. Makedonya'da 193 sandıkta seçimler tekrarlanacak M erkez Seçim Komisyonu'ndan (MSK) 7 Haziran Cumartesi günü yapılan duyuruda, 1 Haziran seçimlerinde önemli ihlaller olduğu belirlenen 193 sandıkta (toplam 2 bin 975 sandıktan) 15 Haziran'da seçimlerin tekrarlanacağı bildirildi. Söz konusu ihlaller oy sahtekarlığı, seçmen sindirme ve bir kişinin hayatını kaybettiği ve bir düzine insanın da yaralandığı şiddet olaylarını kapsıyor. Yaklaşık 170 bin kayıtlı seçmen tekrar oy kullanacak. Tekrar seçimleri büyük olasılıkla iktidar koalisyonunu iki etnik Arnavut partisinden (Demokratik Bütünleşme Birliği ve Arnavut Demokrat Partisi) hangisinin kuracağını belirleyecek. VMRO-DPMNE tek başına iktidar olmaya yetecek kadar oy almasına karşın, iktidar koalisyonlarında Makedonya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturan etik Arnavutlar'ı temsil eden bir parti genelde bulunuyor. Anayasa Mahkemesi MAK'nın kararını onaylarsa, seçimler 15 Haziran'da tekrarlanacak. Yunanistan ve Fransa savunma ve güvenlik anlaşması imzaladılar F ransa ve Yunanistan arasında güvenlik ve savunma alanlarında stratejik işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma, Fransa Başbakanı Niclas Sarkozy'nin bir günlük Atina ziyareti sırasında imzalandı. Yunan hükümeti, "siyasi dayanışma ve karşılıklı desteğe dayanan bu ortaklık Avrupa ve Atlantik İttifakında savunmayı güçlendirecektir." dedi. Belgede, krizlerle başa çıkmadaki askeri ve sivil becerilerin artırılması yönünde çağrıda bulunuluyor. Ziyaretinde Sarkozy, 25 yıldan uzun süredir bir Fransız başbakanının Yunan parlamentosunda yaptığı ilk konuşmayı gerçekleştirdi. Konuşmasında Sarkozy, göçü vurguladı ve ortak bir "Avrupa sınır sistemi" kurma fikrini destekledi. Başbakan, Yunanistan'ın bir Fransız-Yunan ortak sahil güvenlik devriye sistemi kurma fikrine duyduğu ilgiyi dile getirdi. Hırvatistan nükleer enerji konusundaki tutumunu değiştirdi B aşbakan Ivo Sanader yaptığı açıklamada, Hırvatistan'ın nükleer enerjiye "karşı" tutumuna son vermek istediğini söyledi. Sanader Avusturya devlet televizyonuna verdiği demeçte, hükümetinin enerji arzında yaşanan sıkıntı ışığında nükleer enerji konulu bir tartışma düzenlemeyi planladığını belirtti. Başbakan, Zagreb'in nükleer enerji konusunda Avusturya ile benzer olan önceki tutumunun, konunun sadık bir destekçisi olan Fransa'nın tutumuna yaklaşacağını kaydetti. Sanader, ekonomi bakanlığının bu sonbaharda hazır olacak bir nükleer enerji stratejisi oluşturmakta olduğunu da belirtti. ER H AN TÜ R BE D AR Ankara Mektubu E-posta:[email protected] S Sýrbistan Demokratik Partisi Üzerine ýrbistan’daki teknik hükümetin Baþkan Yardýmcýsý Bojidar Celiç, 9 Haziran Pazartesi günü yaptýðý bir açýklamada, Avrupa yanlýsý hükümetin iþbaþýna gelmesi durumunda, Sýrbistan’ýn 15 Aralýk 2008’e kadar Avrupa Birliði’ne aday ülke statüsünü alabileceðini söyledi. Celiç, böyle bir Sýrbistan’ýn, Avrupa Birliði tam üyeliðinin gerektirdiði reformlarý 2012 yýlýna kadar tamamlayabileceðini de belirtti. Sýrbistan’daki demokratik blok bu þekilde Avrupa Birliði ile iliþkileri geliþtirmeye çalýþýrken, teknik olarak baþbakanlýðý devam eden Voyislav Koþtunitsa, Avrupa karþýtý söylemlerine devam ediyor. Normalde demokratik blok içinde sayýlan Koþtunitsa’nýn liderliðindeki Sýrbistan Demokratik Partisi’nin, son zamanlarda daha radikal duruþlu Sýrp siyasi partilerinden bile daha milliyetçi retorik kullanmakta olduðu dikkatlerden kaçmýyor. 2000 yýlýnda yaþadýðý devrimden sonra kýsa zamanda dünya ile yeniden bütünleþmeyi baþaran Sýrbistan, ayný iþi ülke içinde yapamadý. Her þeyden önce Sýrbistan kendi içinde bölünmüþ kalmaya devam etti. Slobodan Miloþeviç döneminde Sýrbistan siyasi sahnesi “demokratik blok” ve “demokratik olmayan blok”a ayrýlýyordu. Benzer bir bölünmüþlük günümüz Sýrbistan’ýnda da devam ediyor ve bu ülkede adeta “iki ayrý Sýrbistan” bulunuyor. Birinci Sýrbistan, Miloþeviç’in dönemine ait zihniyetle yaþýyor ve bütün milliyetçileri etrafýnda topluyor. Bu Sýrbistan’da liderliði, aþýrý milliyetçi görüþleriyle bilinen Sýrp Radikal Partisi yapýyor. Diðer Sýrbistan ise, demokratik güçlerin kontrolünde olup, Avrupa Birliði ile NATO gibi kuruþlara üye olmaya çalýþýyor. Ne var ki, Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilaný, demokratik Sýrbistan içinde erozyon etkisi yapmaya devam ediyor. Bir baþka ifadeyle, Sýrbistan’ýn demokratik bloku bölünmeye devam ediyor. Aslýnda Sýrbistan’daki demokratik blokta uzun süreden beri bir bölünmüþlük varlýðýný sürdürüyor. Nitekim bu blok içindeki sen-ben kavgasýnýn, Slobodan Miloþeviç’in Sýrbistan’da uzun süre iktidarýný koruyabilmesine yardýmcý olduðu biliniyor. Günümüzde Sýrbistan Cumhurbaþkaný Boris Tadiç’in liderliðindeki Demokratik Parti ile Baþbakan Voyislav Koþtunitsa’nýn liderliðindeki Sýrbistan Demokratik Partisi arasýndaki çekiþme, demokratik blok içindeki zayýflýðýn temel nedenini oluþturuyor. 2000 sonrasý yýllarda, Demokratik Parti’nin bir iktidar ortaðý olmasýna raðmen, Sýrbistan Demokratik Partisi’nin fiilen bir muhalefet partisi gibi davrandýðý dönemlere rastlanýyor. Örneðin, Demokratik Parti ülke ekonomisine ve reformlara öncelik verirken, Sýrbistan Demokratik Partisi uzun süre bazý moral deðerleri ilk planda tutuyor. Diðer taraftan, Sýrbistan Demokratik Partisi’nin temel özelliði, demokratik eðilimli siyasi partiler dýþýnda, sicilleri temiz olmayan Sýrp Radikal Partisi ve Sýrp Sosyalist Partisi gibi siyasi partilerle de diyaloðu sürdürmüþ olmasýdýr. Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilaný ardýndan yaþanan geliþmeler ise, Sýrbistan Demokratik Partisi’ni daha radikal bir duruþa iterek, Sýrp Radikal Partisi ile iyice yakýnlaþtýrdý. Dahasý, Sýrbistan Demokratik Partisi’nin lideri Koþtunitsa, sözde her þeyi halkýnýn istekleri doðrultusunda yapma vaadinde bulunmasýna karþýlýk, son dönemlerde halkýnýn isteklerini hiçe sayýyor. Sýrbistan’da Koþtunitsa’yý “yeni Sýrp diktatörü” olarak suçlayanlar bile bulunuyor. Genel olarak Sýrbistan Demokratik Partisi, Kosova olmadan Sýrbistan’ýn düþünülemeyeceðini söylüyor. Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýyan herkesin ise Sýrbistan’ýn düþmaný olduðunu söylüyor. Sýrbistan Demokratik Partisi’nin programýnda Avrupa yanlýsý olduklarý belirtiliyor ise de, son zamanlardaki söylemleri tamamen Avrupa karþýtlýðýna dayandýrýldýðý görülüyor. Nitekim günümüzde Sýrbistan Demokratik Partisi tipik bir Avrupa Birliði ve NATO karþýtý siyasi parti görünümünü sergiliyor. Belgrad’ýn yeni bir hükümet arayýþý içinde olduðu bir dönemde Sýrbistan Demokratik Partisi iktidara geçmeleri durumunda, Sýrbistan’ýn Avrupa Birliði yolunu týkayacaklarýný söylüyor. Yakýn bir geçmiþte Sýrbistan ile Avrupa Birliði arasýnda imzalanan Ýstikrar ve Ortaklýk Anlaþmasý’nýn ise Sýrbistan Demokratik Partisi açýsýndan hukuki geçerliliði bulunmuyor. Bütün bunlardan dolayý, Brüksel, Sýrbistan Demokratik Partisi’ni içermeyen Batý yanlýsý bir hükümetin Sýrbistan’da iþbaþýna gelmesini ümit ediyor. Genel olarak Batýlý ülkeler, Avrupa ve Atlantik kurumlarla bütünleþmeyi destekleyen bir hükümetin iþbaþýna gelebilmesi için, Sýrbistan’daki kulis faaliyetlerini aralýksýz sürdürüyor. Dünya Ortadoğu’da yükselen yıldız: Diplomasi Dünya Turu Ýngiltere’de üç çocuktan biri yoksul Ýngiltere’de çocuk nüfusunun üçte birini oluþturan 3,8 milyon çocuðun yoksulluk içinde yaþadýðý açýklandý. Hükümete baðlý birimler tarafýndan Birleþmiþ Milletler’in Çocuk Haklarý Komitesi’ne sunulmak üzere hazýrlanan raporda, Ýngiltere’de yoksulluk içinde yaþayan 3,8 milyon çocuðun 1,3 milyonunun “ciddi fakirlik” içinde olduklarýna da dikkat çekildi. Ülkedeki fakirlik çeken çocuk nüfusunun önündeki en büyük güçlüklerin depresyon, suç ve þiddete hedef olma korkusu, alkolizm, erken cinsel yaþam ve uyuþturucu kullanýmý olduðunu belirten raportörler, “Ýngiltere kadar zengin bir ülkede bütün çocuk nüfusunun üçte birine tekabül eden 3,8 milyon çocuðun fakirlik çekmesi kabul edilemez. Hele hele bu çocuklarýn 1,3 milyonunun ciddi fakirlik içinde yaþýyor olmalarýna inanmak çok güç” görüþüne yer verdi. ngiltere’de çocuklarýn “ciddi fakirlik çektikleri” bölgelerin baþýnda, baþkent Londra ve çevresiyle Galler ve Kuzey Ýrlanda’nýn geldiði bildirildi. Medvedev: Krizin sorumlusu ABD Rusya Devlet Baþkaný Medvedev, yaþanan küresel mali krizden ABD’yi sorumlu tuttu. 2’inci Uluslararasý St. Petersburg Ekonomik Forumu’nun açýlýþýnda konuþan Rusya Devlet Baþkaný Dimitriy Medvedev, ABD’nin dünya ekonomik sistemindeki öncü rolü ile “bu konudaki gerçek yeteneði” arasýndaki uçurumun mevcut küresel ekonomik krizin en önemli nedenlerinden biri olduðunu söyledi. Amerikan piyasalarýnýn büyüklüðü ne olursa olsun ve mali sistemi ne kadar güçlü olursa olsun, küresel mali piyasalarý idare edecek kadar yeterli deðil” diyen Medvedev, Rusya’nýn artýk küresel bir “oyuncu” olduðunu ve uluslararasý topluluðu desteklemesi gerektiði rolünün bilincinde bulunduðunu vurguladý. Pakistan hükümeti: Müþerref yargýlanmalý Pakistan’da öldürülen eski Baþbakan Benazir Butto’nun iktidardaki partisi Pakistan Halk Partisi’nin (PPP) sözcüsü, Devlet Baþkaný Pervez Müþerref’in görevinden ayrýlmasý ve “ihanetten yargýlanmasý” gerektiðini söyledi. Pakistan’da 18 Þubat’ta yapýlan, Müþerref muhaliflerinin zaferiyle sonuçlanan seçimlerden sonra iktidara gelen PPP’nin üst düzey yöneticilerinden ilk kez Müþerref hakkýnda böyle bir talebin gelmesi dikkat çekti. Hükümet sözcüsü Ferhatullah Babar, Ekim ayýndaki þaibeli seçimle yeniden 5 yýllýðýna devlet baþkanlýðý makamýna seçilen Müþerref’in anayasayý ihlal ettiðini, dolayýsýyla görevi býrakmasý gerektiðini belirtti. Ýktidar partisinin sözcüsü Babar, Müþerref’in bir de “ihanet suçundan yargýlanmasý” talebini dile getirdi. Pakistan’da ihanet suçunun cezasý idama kadar gidebiliyor. Baradey’den Ýran’a nükleer uyarýsý Uluslararasý Atom Enerjisi Kurumu Baþkaný Muhammed El Baradey, þüpheli nükleer faaliyetlerin, dünya barýþýný tehdit ettiðini ve askeri müdahale giriþimlerini tetikleyebileceðini söyledi. Ýsrail Ulaþtýrma Bakaný Mofaz’ýn, Ýran’ýn nükleer tesislerine saldýrý düzenlemelerinin kaçýnýlmaz olduðunu söylemesinin ardýndan, Uluslararasý Atom Enerjisi Kurumu Ortadoğu’da şu günlerde parlayan bir yıldız var: Diplomasi. Bu yıldızın öne çıkan adı ise İsrail. B ir nebze olsun etrafımıza bakalım. Ne görüyoruz? Tek şey: “Her yerde İsrail diplomasisi canlılığı.” Suriye’de, İsrail’in Dey El Zur kentindeki bir mevziye yönelik hava bombardımanı sonrasında savaşın eşiğine gelinmişken, bir anda barışın eşiğine taşındı. İsrail barışçıl girişimlerinde ilerleme kaydetmesi için Türkiye’ye yeşil ışık yaktı. İstanbul’da yeni müzakere ceniniyle aynı saatlerde Doha anlaşmasının doğması ve Tel Aviv ile Hizbullah arasındaki esir değişimi müzakerelerinin yoğunluk kazanması dikkat çekici bir tesadüftü! Gazze’de Mısırlılar İsrail’den güçlü işaretler almasalardı, üstlendikleri ateşkes çabalarına yoğunlaşmazlardı. 1979’daki Camp David anlaşmalarından bu yana ilk defa Mısır’la olan ‘soğuk barışın’ taraflar arasında Washington’un gözetiminde yeni stratejik diyalog başlatarak ‘sıcak barışa’ dönüştürülmesi çağrısı yapan İsrail sesleri çıkmaya başladı. Peki bu İsrail diplomatik kurlarının hedefleri neler? Konu Suriye ve Türkiye bağlamında gayet net görünüyor: Bu görüşmeler Türkiye’nin, İran nüfuzuna paralel olarak Ortadoğu politikalarının merkezine girmesini sağlıyor ve İsrail’in, Şam ile Tahran’ı uzaklaştırma yönündeki iddiaları da derinleşiyor ve haklı çıkıyor. Mısır’la stratejik diyalog önerisi için de bu iddia geçerli. Bu stratejik diyalog önerisi de, Lübnan ve Gazze’deki ateşkes çabalarıyla beraber, İran’la olan denge oyununa hizmet ediyor. Bu denge oyunu, Tahran’ın Arap halklarına önerdiği direniş projesini frenleyebilir. İsrail diplomasiyi savaş aracı olarak kullanıyor Fakat biraz duralım ve düşünelim. Şu an bölge semasında parlayan saf İsrail diplomasi altınının nihai hedefi, sadece barışçıl çözümlere ulaşmak değil. Suriye ile İsrail barışı mümkün, ancak İsrail’in iç şartları ve Suriye’nin yeni Beyaz Saray sakinlerinin eğilimlerini beklemekle ilgili hesapları düşünüldüğünde, barışın o kadar da yakın olmadığı görülebilir. Mısır’la stratejik diyaloğun hedefi, ılımlı ve dengeli yeni bölgesel düzene değil, sıcak bölgesel cepheleşmelere hazırlık içindir. Gazze ve Lübnan’daki ise sadece bir ateşkesten ibaret. Peki sonuç ne? Sonuç oldukça net. İbrani devleti diplomasiyi savaşa hazırlık için bir araç olarak kullanmaktadır. Minimum düzeyde, bu diplomatik hamlenin Condaleezza Rice’ın ‘ılımlılar ile radikaller’ arasında öngördüğü yeni stratejik kamplaşmanın ortaya çıkmasına destek olması mümkün. Maksimum düzeyde ise gerek başkan Bush dönemi bitmeden önce- ki İsrail’in tercihi bu yönde- gerekse de görev süresinin sona ermesi ardından- Bush’un tercihi bu yönde- İran’la bitirici savaşa ortamı hazırlayabilir. Her iki durumda da İsrail belirli kazanımlarla çıkabilir. Gerçekten ustaca bir oyun. *Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç, 4 Haziran 2008, Arapçadan çeviri: Halil Çelik Afrika’da “Obama-manya” devri ABD’de Barack Obama’nın Demokrat Parti’nin başkan adaylığını garantilemesinin ardından, babasının ülkesi Kenya başta olmak üzere birçok Afrika ülkesinde “Obama coşkusu” yaşanıyor. Reuters ajansı ise bu coşkuyu, “Obama-manya” olarak adlandırıyor. G eçtiğimiz hafta ABD’de Dermokrat Parti Başkanlığı’nı Barack Obama’nın elde etmesi, Afrika’da da sevinçle karşılandı. Kenya’da çocuklara şimdiden ABD’nin ilk siyah başkan adayı Barack Obama’nın ismi verilmeye başlandı ve Obama’nın Kenya’da yaşayan babaannesinini evinin önünde tüm dünyadan gazeteciler kamp kurmuş durumda. Uganda’da bir şehirde ise, önemli caddelerinden birine “Obama Bulvarı” adı verilirken, Nijerya’da hükümet güçleri ile savaşan militanlar, Obama’nın zaferi adına bir günlük ateşkes ilan etti. Reuters ajansında yayınlanan bir haberde, “Obama-manya” olarak adlandırılan bu durumun, geçtiğimiz sene boyunca Afrika’da zaten etkili olduğu, ama bu coşkunun siyahi senatörün başkan adaylığını garantilemesinden sonra tavan yaptığı belirtiliyor. İlk kez bir siyahın, dünya siyasetinin en önemli koltuğuna aday olmasının böyle bir coşkuyla karşılanması tabii ki normal. Senegal Başkanı Abdulaye Vadi de, “Bugün beyazların kendilerine siyah bir başkan adayı seçmesi ABD’de fikirsel bir devrimdir” sözleriyle bu Perşembe, 12 Haziran 2008 Baþkaný Baradey, Alman Der Spiegel Dergisi’ne konuþtu. Baradey, “Ýran, faaliyetlerini gizli tutarak sadece uzlaþmaya engel olmuyor, ayný zamanda dünyaya, çok kýsa süre içinde nükleer silah üretebilirim mesajý veriyor” dedi. Baradey, bu durumda Ýran’a yapýlacak olasý bir askeri müdahaleyi engellemenin kolay olmayacaðýný vurguladý. Diðer yandan Ýran, Ýsrail’in son tehdidine karþýlýk Birleþmiþ Milletlerin tepki göstermesini istedi. Nepal kralý tacýný vermeyi reddediyor Nepal’de Maocu gerillalarla tarihi anlaþma yapýlmasýnýn ardýndan yaþamýný artýk sade bir vatandaþ olarak sürdürmesi gereken eski Kral Gyanendra tacýný iade etmeyi reddediyor. Adýnýn açýklanmasýný istemeyen kaynak, eski kralýn kraliyete ait taþýnýr ve taþýnmazlarla ilgili envanter çýkarmak için kurulan komisyonla iþbirliði yapmaya yanaþmadýðýný ve tacýný da iade etmediðini belirtti. Ayný kaynak, “Bazý kiþilerin deðiþimi kabul etmekte zorlandýðýný görüyoruz. Eski kralýn ikametgahýný teftiþ etmemize izin verilmedi, kral da kraliyete ait mücevherler, taþýnýr ve taþýnmaz mallarýn sayýmý için bize pek de yardým etmedi” dedi. Kral Gyanendra 2001’de tahta çýkmýþtý ve 12 Hazirana kadar baþkent Katmandu’daki sarayýndan ayrýlarak banliyödeki konuta geçmesi gerekiyor. Etiyopya’da 4,5 milyon kiþi aç Etiyopya yönetimi, ülkede 4,5 milyon kiþinin acil gýda yardýmýna ihtiyacý olduðunu açýkladý. ükümetin, Afet Hazýrlýk ve Önleme Kurumu baþkaný Simon Mechale, ihtiyaç duyulan gýdanýn ancak yüzde 33’ünün karþýlanabildiðini ve gýda kýtlýðýnýn kritik boyutta olduðunu söyledi. Mechale, hükümet programý kapsamýnda düzenli olarak gýda ya da para yardýmý alan 8 milyondan fazla Etiyopyalý dýþýnda, 4,5 milyon kiþinin acil gýda yardýmýna ihtiyacý olduðunu kaydetti.Nüfusu 80 milyondan fazla olan Etiyopya’da hükümet, 75 bin çocuðun ciddi biçimde yetersiz beslenme kurbaný olduðunu açýklamýþtý. UNICEF’ten geçen hafta yapýlan açýklamada ise bu sayýnýn 126 bin olduðu kaydedilmiþti. UNICEF’in Etiyopya’daki temsilcisi Bjorn Ljungqvist, gerekli kaynaklara ulaþýlmasý halinde bu geçici krizin aþýlabileceðini belirtti. Artan gýda fiyatlarý ve kuraklýk nedeniyle, Afrika’nýn nüfusu en kalabalýk ikinci ülkesi olan Etiyopya’da, 1984-1985 yýllarýnda yaþanan ve 1 milyondan fazla kiþinin öldüðü açlýk felaketinin tekrarlanmasýndan korkuluyor. Hillary Clinton resmen çekildi durumu anlatıyor. Fakat bütün coşkuya rağmen, siyah senatörün başkan olması durumunda Afrika’ya elle tutulur yarar sağlayabileceğine dair şüpheler var. Dünyanın en fakir kıtasında milyonlar, Illinois senatörünün başkan seçilerek kendilerine mali yardım, ticaret imkanı ve siyasi destek sağlaması için umut besliyor. Ama birçok kişi de Obama’nın yarışta ipi bile göğüsleyemesi gibi bir sonucun gerçekleşebileceğinin farkında. Bu yüzdem Kenya’da bir günlük gazete, “Bütün bu kutlamalar braz erken olabilir, henüz gerçekten başkanlık olmadı” yorumunu yaptı. 8 ABD’de Demokrat Parti’nin baþkan adaylýðý yarýþýný, uzun bir mücadeleden sonra senatör Barack Obama karþýsýnda kaybeden senatör Hillary Clinton, resmen yarýþtan çekildiðini açýkladý. Clinton, seçimlerde bütün gücüyle Obama’yý destekleyeceðini duyurdu. Demokrat Parti’de baþkanlýk adaylýðýný kaybeden Hillary Clinton, kampanyasýnda yer alan görevlilerlere hitaben bir konuþma yaptý. Partiyi de Obama’nýn arkasýnda birleþmeye çaðýran Hillary Clinton, Obama ile arasýnda 16 ay boyunca yoðun bir mücadele yaþandýðýný ancak artýk bunun geride kaldýðýný söyledi. Clinton, Demokrat Parti’nin bir aile olduðunu ve her türlü kýrgýnlýðýn býrakýlmasý gerektiðini belirtti. Dünya Turu 9 Perşembe, 12 Haziran 2008 Türkiye Babacan: ABD ile aynı hedeflere sahibiz Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile Amerikan Dışişleri Bakanlığı binasında bir araya geldi. İ kili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından, iki bakan ve beraberlerindekiler çalışma yemeğinde görüşmeye devam ettiler. Çalışma yemeğinin ardından iki bakan, ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türk-Amerikan ilişkilerinin geçirdiği zorlu dönemin ardından bugünkü konumu ve AK Parti’ye yönelik kapatma davasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Rice, “Türk-Amerikan ilişkilerinin çok iyi bir yerde olduğuna inanıyorum. Elbette bazı zorlu konular oldu. Bunlara geçmişte birlikte yanıt verdik. Ancak inanıyorum ki biz, gerçekten çok geniş bir alanı kapsayan çeşitli konularda işbirliği içindeyiz. Hatta bunların hepsini bir görüşmede ele almak için zaman yeterli olmuyor” diye konuştu. Rice, Babacan ile görüşmede Kosova’dan Kıbrıs’a, Afganistan’dan Orta Doğu barışına, İran’ın yerine getirmesi gereken yükümlülüklerine kadar bir çok konuyu ele aldıklarına işaret etti ve gelecek hafta da Babacan ile Afganistan’daki bir konferansta yeniden bir arada olacaklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Rice, bu sık görüşme trafiğinin, iki ülkenin ilişkilerinin bulunduğu durumu gösterdiğini söyledi. Rice, Türkiye’nin, İsrail-Suriye yakınlaşmasında oynadığı rol başta olmak üzere Ortadoğu’da izlediği aktif politikanın, ABD tarafından “büyük memnuniyetle karşılandığını” Bakan Babacan’a ifade ettiğini anlattı. Condoleezza Rice ayrıca, Türkiye’nin, Afrika’da yeni misyonlar açma niyetinin de memnuniyet verici olduğunu belirterek, “Çünkü aynı değerleri paylaşıyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Rice ile bir çok kereler farklı ortamlarda görüşme fırsatı bulmasına karşılık, Amerikan Dışişleri Bakanlığında ilk defa bir araya geldiklerini ifade etti. Babacan, Rice ile çok yararlı görüşmelerde bulunduklarını belirterek, “Türkiye ve ABD, yakın müttefik ve ortaktır. Aynı değerleri bölgemizde destekliyoruz. Bunlar demokrasi, insan hakları, serbest piyasa ekonomisi gibi değerler. İlişkilerimiz çok daha kuvvetli” dedi. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Babacan, özellikle Irak’ta yürütülen işbirliğine işaret etti ve PKK’ya karşı işbirliğinin çok başarılı olduğunu söyle- di. Irak’ın istikrarının bölge için çok önemli olduğunu belirten Babacan, Irak’ın birliği ve toprak bütünlüğünün önemini vurguladı. Rice ile diğer kriz bölgelerine ilişkin görüşme yaptıklarını da belirten Babacan, Türkiye’nin, özellikle Ortadoğu barışına işaret etti ve İsrail ile Suriye arasında açılan yeni yolun, iyi sonuçlar vermesini umduklarını söyledi. ABD’nin, Türkiye’nin AB yoluna verdiği desteğe de işaret eden Babacan, Türkiye’nin gerçekleştirdiği reformların, sadece AB üyeliği için değil, bölge için de önemli olduğunu kaydetti. Kıbrıs’ta yeni bir iyimserlik havası bulunduğunu belirten Babacan, ABD’nin sahne gerisinden verdiği desteğe dikkati çekti ve Kıbrıs’ta çözüm umudunu dile getirdi. Babacan, “Gerek Orta Doğu, gerek Balkanlar olsun, ABD ile çok yakın işbirliği içindeyiz ve aynı hedeflere sahibiz” dedi. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin, İran’ın nükleer silah elde etmesine karşı olduğunu, ancak bu meselenin İran ile diyalog yoluyla çözülebileceğine inandığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile ikili görüşme ve çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Babacan, Türkiye’nin İran politikasına ilişkin bir soru üzerine, “Türkiye ve İran, bizler komşuyuz. Biz, bölgemizde nükleer silahlara karşıyız. İran’a yeni bir öneri paketi içeren altı ülkenin başlattığı son girişimi destekliyoruz. Biz, İran ile siyasi diyaloğun, bu konuyu çözmede yardımcı olacağına inanıyoruz” dedi. Babacan, BM üyesi olarak Türkiye’nin, İran’a yönelik BM Güvenlik Konseyi kararlarını desteklediğini de ifade etti. Rice da aynı soruyu yanıtlarken, İran’a, uranyum zenginleştirme programını bir kenara bırakması için yaklaşıldığını belirtti ve “İran hükümetiyle yapılacak şey, ne yaptığına ilişkin gerçeği söylemesini sağlamak. Kendi halkına, ne yaptığına ilişkin gerçeği söylemesini sağlamak. İran hükümetini, bizim, İran’ın sivil nükleer teknoloji hakkını reddetmeye çalıştığımızı söylerken duyuyorum. Bu doğru değil” diye konuştu. Daha önce Rusya’nın desteğiyle sivil girişimlerin desteklendiğine işaret eden Rice, “sivil nükleer işbirliği İranlılara açık” dedi. “TBMM Hiçbir Vesayeti Kabul Etmez” A nayasa Mahkemesi’nin baþ örtüsü düzenlemesini iptal etmesinin ardýndan gözler Meclis’te idi. Baþbakan Örtüsü Kararýný Baþ Deðerlendirdi. Türkiye Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, kararla ilgili deðerlendirmesini parti grubunda yaptý. Konuþmasýnda her fýrsatta milli egemenlik vurgusu yapan Erdoðan, “Ýstiklalimizin sembolü olan bu Meclis bugüne kadar hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi kabul etmedi, bundan böyle de kabul etmeyecektir” dedi. Baþbakan Erdoðan bu sözlerle baþladýðý partisinin grup toplantýsýnda, Meclis’in, milletin evi ve harim-i ismeti olduðunu ve 70 milyon sahibi bulunduðunu belirtti. Erdoðan, kaynaðýný anayasadan almayan hiçbir yetkinin kullanýlamayacaðýný vurguladý. Erdoðan,”‘Ben yaptým, oldu’ anlayýþýný demokratik rejimler kaldýrmaz. Hükümetler yaptýðýnda da kaldýrmaz, yasa koyucu yaptýðýnda da kaldýrmaz. Ama yargýçlar yaptýðýnda hiç kaldýrmaz. ‘Ben yaptým, oldu’ anlayýþý, demokratik hukuk devletlerinin kimyasýný bozar. Demokrasilerde rejimi korumak ancak hukuk içinde, hukukun üstünlüðü ilkesine, Anayasanýn baðlayýcýlýðýna sadýk kalmakla mümkündür. Özellikle kararlarý temyiz edilemeyen ve baþkaca bir denetime de tabi olmayan yüksek yargýnýn ‘ben yaptým, oldu’ deme lüksü yoktur, olmamalýdýr” dedi. Yasama ve yürütme organýnýn yanlýþ yaptýðýnda bu yanlýþýn yargýdan ve seçim zamaný milletten döneceðini vurgulayan Erdoðan, “Peki yargý erki yanlýþ yaptýðýnda nereden döner?” diye sordu. Baþbakan Erdoðan, yasama ve yürütmenin hem milletin denetimine hem de yargýsal denetime tabi olduðunu, yargý organlarýnýn da kararlarýndan dolayý eleþtiri dýþý tutulmasýnýn beklenemeyeceðini söyledi. Baþbakan, CHP’yi siyasetin alanýný daraltarak, erkler arasýnda yetki çatýþmasý çýkarmak istemekle suçladý. Erdoðan, “Peki bu CHP sözcüleri ne istiyor? Ben size söyleyeyim, anayasamýzda yetki sýnýrlarý açýkça çizilen yasama ve yargý erklerini karþý karþýya getirmek istiyorlar. Erkler arasýnda hiç yeri yokken, Türkiye’nin çözüm bekleyen aðýr meseleleri varken, uyum ve ahenk içinde birlikte çalýþmalarý gerekirken, bir yetki çatýþmasý meydana getirmek istiyorlar” dedi. Altýn Koza ‘Sonbahar’ýn Altýn Koza Film Festivali’nde en iyi film ödülü Sonbahar’a, en iyi yönetmen ödülü ise Ýnan Temelkuran’a gitti. A dana Büyükþehir Belediyesince düzenlenen 15. Altýn Koza Film Festivali’nde, ödüller sahiplerini buldu. Uzun Metrajlý Ulusal Film Yarýþmasý’nda “En Ýyi Film Ödülü” Özcan Alper’in yönetmenliðini yaptýðý Sonbahar adlý filmin oldu. Festivalde “Made in Europe” filmi Büyük Jüri Yýlmaz Güney Özel Ödülü’nü alýrken, filmin yönetmeni Ýnan Temelkuran “En Ýyi Yönetmen”, filmde rol alan Teoman Kumbaracýbaþý, Murat Öncül, Ali Çelik, Murat Makçý, Murat Kýlýç, Ruhi Sarý, Mustafa Kýrantepe, Hasan Þahintürk, Barýþ Yýldýz, Emin Gürsoy, Ýnan Temelkuran, Güven Ýnce, Kadir Çermik, Ali Rýza Kubilay, Öner Erkan, A. Mümtaz Taylan, Ýnan Ulaþ Torun ve Aykut Kayacýk “En Ýyi Erkek Oyuncu” ödülünü paylaþtý. Gecede ayrýca, Akdeniz Ülkeleri Uluslararasý Kýsa Film Yarýþmasý ve Öðrenci Filmleri Yarýþmasý’nda dereceye girenlere ödülleri verildi. Festival jürisini Derya Alabora’nýn baþkanlýðýnda oyuncu Baþak Köklükaya, müzisyen Cahit Berkay, yönetmen Ezel Akay, görüntü yönetmeni Hayk Kirakosyan, oyuncu Lale Mansur, sinema yazarý Murat Özer, yapýmcý Sadýk Deveci ve yönetmen-senarist Sýrrý Süreyya Önder oluþturdu. Güncel Gökçek’ten “Ana-Vatanına” 1 milyon euro Yardım Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kosova ziyareti çerçevesinde Prizren ve Mamuşa Belediyelerini ziyaret ederek, Annesinin doğum yerine 1 milyon euro değerinde yardımda bulundu. A nkara Büyükşehir Belediye Melih Gökçek, Başkanı Kosova ziyareti çerçevesinde Prizren ve Mamuşa Belediyelerini ziyaret etti. Gökçek, Prizren ve Mamuşa'ya 1 milyon euro değerinde yardımda bulundu. Gökçek, Prizren Belediyesi Başkanı Ramadan Muya ve Belediye üst düzey yetkilileri ile bir araya gelerek belediyenin karşı karşıya kaldığı güncel sorunlarını dinledi. Görüşme ardından basına yapılan açıklamada Prizren belediyesi Başkanı Ramadan Muya Ankara Büyükşehir Belediyesinin Prizren belediyesine yaptıkları desteklerinin hem maddi hem de manevi açıdan değerlerinin çok yüksek olduğunu belirtti. Ankara Büyükşehir Belediyesine müteşekkir olduklarını kaydeden Muya, Gökçek'in ziyaretinin iki ülke belediyelerinin aralarındaki işbirliğini yoğunlaştırması için bir fırsat olduğunu vurguladı. Muya, "Prizren'in Ankara Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla sahip olduğu park alanının Prizren halkı için çok büyük önemi var” diyerek Prizren Belediyesi ve halkının ilk defa böylesi lüks bir parka sahip olduğunun altını çizdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek annesinin doğum yeri olan Prizren’i ziyaretinde çok geç kalmışlığının farkında olduğunu belirterek bugünkü ziyaretiyle onu telafi etmeye çalıştığını belirtti. Gökçek annesinin vatanına olan yardımlarının bu kadarla kalmayacağını belirterek bunun Türkiye‘de ki iş adamlarının yapacakları yatırımlarla daha da ilerleyeceğini belirterek, bu ziyaretin esasında annesinin doğum yerini ziyaret etmek yanı sıra buradaki durumu yakından izlemek ve gereken doğrultuda adımlar atmak olduğunu vurguladı. Melih Gökçek, Prizren Şehir Parkı yenilenmesi yanı sıra Prizren Belediyesine 1 minibüs, 1 makam aracı, 20 bilgisayar, 1 tam teşekküllü eğitim laboratuarı ve çeşitli yardım malzemeleri bağışında bulunarak, yardım toplamının 1 milyon euro değerinde olduğunu belirtti. Prizren Belediyesi Başkanı Ramadan Muya, ziyaret anısına Gökçek'e Arnavut milli kıyafeti ile Prizren işlemeli bir tablo hediye ederek annesinin doğum yerinde bulunmanın hatırası olarak Gökçek’in hanımına Prizren’e ait sembolik hediye olarak da Prizren kadınının geleneksel olarak düğünlerde kullandıkları gömleklerden bir tane hediye edildi. Gökçek de Muya'ya hediye edilen makam araçlarının anahtarları ile el işlemeli bir vazo hediye etti. Prizren belediyesi ziyareti ardından iki belediye başkanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Prizren Parkı'nın açılışını yaptı. Ankara Büyükşehir belediyesi tarafından 1 milyon euro değerinde olan yardımların arasında Prizren ve Mamuşa Belediyelerine minibüs ve makam aracı, 1 çöp arabası, Prizren ve Mamuşa’da Park yapımı, 1 okula laboratuar malzemesi, 50 özürlü arabası, 20 bilgisayar ve çok sayıda Sosyal yardımlar yanı sıra gıda yardım paketleri de yer alıyor. Gökçek, Cumhurbaşkanına çıktı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Kosova ziyareti çerçevesinde Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu tarafından kabul edildi. Görüşmede iki ülke arasındaki işbirliği ve gelecek ile ilgili projeler ele alındı. Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu görüşme ardından yaptığı açıklamada, Kosova toplumu ile tümüyle bütünleşmiş Kosova Türk toplumunun, iki ülke ve iki ulus arasındaki iletişimde çok önemli rol oynadığını belirtti. Sunduğu destekten dolayı Türkiye'ye teşekkürlerini ileten Sejdiu, başta ekonomi olmak üzere, kültür, bilim ve tüm diğer alanlarda var olan ilişki ve işbirliğinin geliştirilmesinde kararlı olduklarını ifade etti. Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek yaptığı açıklamada, Kosova Cumhurbaşkanı ile çok yararlı bir görüşme yaptıklarını ve Kosova'nın bağımsızlığını kutlama fırsatı bulduklarını belirtti. Ankara Büyükşehir belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Ankara Belediyesi olarak, başta Priştine ve Prizren belediyeleri olmak üzere Kosova'da tüm belediyelerle her zaman işbirliği içinde olacaklarını ifade etti. Gökçek, "En önemlisi kültürel işbirliği geliştirmek ve diğer alanlardaki alışverişi yaygın hale getirmektir" dedi. Gökçek, Yağcılar’la görüştü İki günlük bir ziyarette bulunmak için Kosova’da bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Kosova Demokratik Türk Partisi-KDTP Genel Başkanı ve Çevre ve Alan Planlama Bakanı Mahir Yağcılar ile bir araya geldi. Yağcılar’la gerçekleştirdiği görüşmesinde Gökçek, Ankara’nın Kosova’ya yardımlarının devam edeceğini söyledi. Gökçek, Ankara Belediyesinin kısa bir tarih içerisinde Priştine’ye de bir park yaptıracağını söyledi. Bakan Yağcılar da Prizren ve Mamuşa’da parkların düzenlenmesi ve 1 milyon Avro değerindeki yardımları için Ankara Büyüşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek’e teşekkürlerini ifade etti. Enis TABAK - Yüksel POMAK Perşembe, 12 Haziran 2008 10 11 Perşembe, 12 Haziran 2008 Güncel Cengiz Aytmatov vefat etti Dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un (79) tedavi gördüğü Almanya'nın Nuremberg şehrinde hastanede hayatını kaybettiği bildirildi. Ü nlü Kırgız yazarı, çevirmen, gazeteci ve politikacı, 12 Aralık 1928'de Kırgızistan'ın Talas Eyaleti 'ne bağlı Şeker Köyü'nde doğdu. Bişkek'de Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Yazarlığa 1952' de başlayan Aytmatov, 1959'da Kırgız Pravdası gazetesinde muhabir oldu. Daha sonra Povesti Gori Stepey (Dağlar ve Steplerden Masallar) adlı öykü kitabıyla büyük ün kazandı. Bu eseri, 1963'te Lenin Ödülü'ne lâyık görüldü ve bu ödül onu aynı zamanda en genç Lenin Ödüllü yazar da yaptı. Eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme alan Aytmatov, eserlerinin çoğunda tema olarak aşk, dostluk, savaş döneminin acıları ve kahramanlıkları ile Kırgız gençliğinin gelenek ve göreneklerine bağlılığını seçti. Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içinde düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile 'tipik insan'ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır. Hikayelerinde milletinin temel mülkü olan milli hafızaya ait efsane, destan, masal, hikaye ve türküleri ve bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikayeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalıştı. Ayrıca hikayelerinde halkının değerlerini, dertlerini, varsa onun içindeki çürümeyi anlatan yazarın en önemli özelliği, özüne bağlılık, kendinden, halkından, coğrafyasından haberdar olma olarak kendini gösteriyor. Eserleri Türkçe'nin yanı sıra 150'den fazla dile tercüme edilerek milyonlarca baskıya ulaşan Aytmatov, 1958'de Kırgız Yazarlar Birliği Prezidyumu üyeliğine, 1962'de de Kırgız Sinematografi İşçileri Birliği birinci sekreterliğine getirildi. 1966'da SSCB Yüksek Sovyet'i üyeliğine seçildikten sonra da 1967'de SSCB Yazarlar Birliği Yürütme Kurulu üyesi olan ünlü yazar, 1968'de Sovyet Devlet Edebiyat Ödülü'nü aldı. Son yıllarda politikaya da atılan Aytmatov, Kırgızistan Meclisi'nde Talas Bölgesi Milletvekilliğinin yanı sıra Kırgızistan 'ın Benelux Devletleri büyükelçiliğini de yapmaktadır. Uluslararası Cengiz Aytmatov Vakfı Onur Başkanlığı'nın yanı sıra "Diyalog Avrasya" dergisinin yayın kurulu üyeliğini de yapan Aytmatov, uluslararası diyalog çalışmalarıyla da tanınmaktadır. Ankara’dan Prizren’e anlamlı yardım G eçen hafta içerisinde Prizren Belediyesi ziyaretinde bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek ve heyeti, Prizren’in HANDİKOS derneğine 45 adet tekerlekli sandalye hediye etti. Mamuşa Belediyesindeki engellilere 5 adet tekerlekli sandalye bağışlayan Ankara Büyükşehir Belediyesi, tekerlekli sandalye sıkıntısı çeken engellilere umut oldu. Ankara Büyükşehir Belediyesinin yardımları arasında tekerlekli sandalyeler yanı sıra koltuk değneği ve engellilerin ihtiyacını karşılayacak çok sayıda yardım vardı. Hafta içerisinde gerçekleşen ziyaret sırasında törenli bir şekilde iade edilen yardımlar sırasında açıklama yapan HANDİKOS Derneği Prizren Şubesi Başkanı Ali Daş, engellileri unutmadıkları için şükranlarını sundu ve bu anlamlı destek yüzünden Ankara Büyükşehir Belediyesine, böyle bir yardıma aracı olan Prizren Belediyesi yetkililerine teşekkürler etti. Türkçenin Kosova’sý Þehir Dedim Þeher Dedi Bilindiði üzre, bugün Türk dili, dünya üzerinde çok geniþ bir coðrafyada, birçok alfabe ve alfabe varyantýyla yazýlý olarak, birçok aðýz, þive ve lehçe biçimiyle de sözlü olarak yaþamaktadýr. Türkçenin bugünkü durumu elbette ki geçmiþin bazý olay ve geçiþlerinin tabii sonucudur. Özellikle son dönemde çalýþmalar ve fikirlerle sevindirici bir þekilde öne çýktýðý gözlenen Türk Dünyasý algýsýndan bakanlar, Türk Dünyasýnýn yakýnlaþmasýndan, kültürel beraberliðinden bahsedenler için Türkçe, temel noktada durmaktadýr. Bunun böyle olmasý da kaçýnýlmazdýr çünkü bütün kültürel iliþkilerin baþlangýcýnda, kararlaþtýrýlan veya var olan bir dil ve (ortaklýk gereken durumlarda) bir alfabe vardýr. Ýþte, bu denklemde de bugünkü Türk Dünyasý coðrafyasýnda, baðýmsýz devletler, özerk cumhuriyetler, özerk bölgeler ve Türklerin yaþadýklarý devletlerin konumlarý önem kazanýyor. Türkçenin geçmiþiyle yakýndan ilgilenen, çeþitli vesile ve çalýþmalarla Türkçenin geçmiþteki hâlleriyle beraber olan bir kiþi olarak, bugünkü bu arayýþlarýn çözümlerinin çoðunun geçmiþten çýkarýlacak tecrübelerle oluþacaðý kanaatindeyim. Tarihin yol gösterici özelliði de zaten böyle olgularda ortaya çýkar. Bir süredir, 1900’lü yýllarýn ilk senelerine ait bir Azerbaycan gazetesini inceliyorum. Bu gazeteyi incelerken, okurken aradýðým bazý sorularýn yanýtlarýnýn da bende oluþtuðunu hisseder gibi oluyorum. Türkçe gibi geniþ bir coðrafyada ve tamamen ayný þekillerle yaþamayan bir büyük dilde nasýl ortaklýk saðlanabileceði mantýðýnda bazý cevaplarýn, bu gazetenin sütunlarýnda gizli olduðunu görüyorum. Bakü’de çýkan bu Azerbaycan gazetesi Arap kaynaklý Türk alfabesiyle (Osmanlý alfabesi de diyebiliriz) yazýlmýþtý. O dönemki alfabe o idi. Gazetede Kafkaslar’ýn birçok aydýný ve okuryazarý yazýlarý, fikirleri ve özellikleriyle yer alýyordu. Dönem, daha sonrasýnda Türkler açýsýndan birçok sýkýntýyý da beraberinde getirecek ve Sovyetler Birliði’nin kuruluþuna gidecek olan bir dönemdir. Kafkaslar’da Ermenilerle Türkler çatýþma içindedirler. Ayný dönem, Osmanlý Devleti’nin de Batý devletlerince yaratýlan Ermeni sorunuyla uðraþtýðý döneme denk düþer. Zaten gazetede yer alan haberlerin ciddi bir kýsmýnýn da Ermeni-Türk (hatta Müslüman) çatýþmalarýndan söz etmesi de durumu göstermektedir. Bugünkü Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Karabað topraðý konusunda Ermenilerle yaþadýðý sýkýntýlarýn iyice belirginleþme dönemleridir o dönemler. Bugünkü bazý sorunlarýn doðuþ yerleri, doðuþ zamanlarý. Bu Bakü gazetesi dil açýsýndan incelenirse, Osmanlý alfabesiyle ve Türkiye Türkçesi imlasýna (Osmanlý) yakýn bir yazým þekliyle oluþturulduðu görülür. Oysa biz biliyoruz ki o dönem Azerbaycan coðrafyasýnda konuþulan Türkçe, bazý yönleriyle Osmanlý Türkçesinin dýþýna çýkabilmektedir. Bu da tarihî durumlarýn sonucuydu. O dönemin Azerbaycan konuþma dilinde Alpay ÝÐCÝ çok olmamakla beraber, var olan bütün farklýlýklarýna raðmen, bu gazete Osmanlý Türkçesi imla kurallarýnýn çok dýþýnda deðildir. Bundan da önemlisi, imla kurallarýnýn dýþýna çýkýlsa ve bazý sözlerin Osmanlý ve Azerbaycan muhitlerindeki farklý telaffuzlarýna bakýlsa da bunlarýn yazýda “ortak”laþmasýdýr. Evet, bu Azerbaycan gazetesi yazýda Osmanlý gazeteleriyle ortaklaþabilmiþtir. Peki, bu nasýl olmuþtu? Çok basit. Kullanýlan alfabe aynýydý ve bütün farklýlaþtýrmalara raðmen, Osmanlý coðrafyasýyla Azerbaycan coðrafyasý birbirinden baðýmsýz yaþamýyordu. Ýrtibatlar canlýydý. Azerbaycanlýlar kendi dillerine Türkçe diyorlardý, baþka bir þey deðil. Çünkü kendileri de Türk’tü, baþka bir þey deðil. Azeri, Azerbaycanlý gibi tabirler daha sonraki dönemlerde siyasî düzen tarafýndan uygun görülüp kullandýrýlacak tabirlerdi. Týpký, Özbek, Kýrgýz, Kazak gibi... Söz konusu gazeteyi okurken, ben Osmanlý yazý dili alýþkanlýðýný öðrenmiþ bir kiþi olarak okudum. Mesela, bugün Azerbaycan’da “þeher”, Türkiye’de “þehir” olarak telaffuz edilen ayný söz o metinlerde de vardý. Ben onu “þehir” diye okuyup geçtim. Ancak, Osmanlý alfabesini bilen bir Azerbaycanlý kardeþim o sözü okurken “þeher” diye okuyup geçebilirdi. Ben 1905’te Prizren’de yaþayan bir Türk aydýný olsaydým ve o gazete elime geçseydi, yine ayný þekilde okurdum. Ayný þekilde, 1905 yýlýnda Bakü’de yaþayan bir Türk de o gazeteyi okurken “þeher” diye telaffuz ederek okuyabilirdi. Her nasýl olursa olsun, bu gazete örneðinden hareketle bakacak olursak, yazý açýsýndan ortaklýðýn olduðunu görürüz. Benim bahsettiðim dönem 1900’ler. Bu dönemin daha da öncelerine gidilse de ayný ortaklýklara rastlanýrdý. Üstelik sadece Azerbaycan ve Osmanlý ile de sýnýrlý deðildi. Bugünkü Özbekistan, Tataristan vb. Türk coðrafyalarý da buna dâhil olurlardý. O dönemde Arap kaynaklý Türk alfabesinde bir ortaklýk vardý. Bu ortaklýk sonradan, özellikle Sovyetler Birliði yönetiminin Türkleri birbirinden koparýp küçük parçalara bölüp yönetmek sisteminden de dolayý bozuldu; bozduruldu. Önce kýsa bir süre Latin alfabesine geçildi, Türkiye de Latin alfabesine geçince, tekrar ortaklýk saðlandýðý için Sovyetler Birliði’ndeki Türkler, Kiril alfabesine geçirildiler. Bugün, Türk Dünyasý devlet ve bölgelerinde Latin esaslý alfabeler merkezinde bir ortaklýk oluþuyor. Birçok Türk devletinde ve bölgesinde Latin alfabesi esaslý Türk alfabeleri kullanýlýyor ama bu alfabeler esas açýsýndan ayný olmasýna raðmen, bir deðil. Mesela Türkiye’nin latin alfabesiyle, Azerbaycan’ýn veya Türkmenistan’ýn Latin alfabesi bire bir örtüþmüyor. Bunlar ileriki zamanlarda bir þekilde çözüme kavuþturulmasý þart olan konulardýr. Dostlar, ben yukarýda size ortak bir alfabe kullanýmýnda ne gibi ortaklýklara nasýl ulaþýldýðýný göstermeye çalýþtým. Alfabeler, dillerdeki sözlerin grafik listeleridirler. Seslerin görünür hâlidirler. Bu durum, Türkçenin ortaklaþtýrýlmasý ve standartlaþtýrýlmasý mantýðý açýsýndan sadece bir boyuttur. Ýþin telaffuz, söz daðarcýðý ve daha baþka boyutlarý da vardýr. Her þeyden önce, bütün iþler beyinlerde baþlayýp bitmektedir. Bütün bu ortaklýlar açýsýndan Kosova ve Makedonya Türklerinin ve hatta genelde Balkan Türklerinin, Türkiye Türkçesi merkezinde bir imla ve alfabe çizgisinde ilerlemeleri çok çok önemlidir. Bu, birlik ve anlama ortaklýðý açýsýndan mühim bir yoldur. Türk Dünyasý bakýmýndan geliþtirilecek yeni açýlýmlarda da Balkan Türkleri, ortaklýktan yana olmak durumundadýrlar. Güncel P Cevapsýz Sorular ve Prizren Kalesi rizren Kalesi’nin ne zaman inþa edildiði belirsizliðini korumaya devam ediyor. Yazýlý tarihi kaynaklarda da kale ile ilgili tam anlamý ile bir bilgi eksikliði mevcuttur. Yüksek ve kalýn duvarlarla sarýlý ve güneyden Þar daðý etekleri üzerine kurulmuþ olan Prizren Kalesi, tarih boyunca Prizren açýsýndan en önemli stratejik objelerin baþýnda bulunmuþtur. Kaleyi saran yüksek duvarlarýn uzunluðu 508 metre olup, kalýnlýðý 1 metreden 2,5 metreye kadar deðiþmektedir. Kalenin uzunluðu 208 metre, geniþliði ise 120 metredir. 530 metre deniz yüksekliðinde bulunan Kalenin bütün iç alaný 15,776 metredir. Prizren Kalesi, uzun zaman bu bölgelerde yapýlan savaþlarda þehri koruma ve buralardan geçen önemli ticaret yollarýný (Viya Egnaçia) kontrol etmek için hayati önem taþýmýþtýr. Son zamanlarda iyice harabeye dönüþen Prizren Kalesi, yüzyýllarca Prizren’in tarihi geçmiþinin ayaktaki en canlý örneði niteliðini taþýmaktadýr. Prizren Tarihi Eserleri Koruma Kurumunda kale ile ilgili çok az sayýda kaynak bulunmaktadýr. Kale ile ilgili kaynaklara IV yüzyýldan sonra Bizans tarihçilerinin bölge ile ilgili yazýlarýnda rastlanmýþtýr. Bizans yazarý Prokopi Cezares, “inþaatlar üstünde” eserinde Dardan bölgesinde Tarihi eserleri sýralarken, Prizren kalesinin varlýðýndan da bahsetmiþtir. Buna benzer XI yüzyýldan sonra Yakanes Skulices Bizans tarihçisi bölge tarihi eserleri çerçevesinde Prizren Kalesinin bulunduðunu da belirtmiþtir. Yukarýda belirtilen kurul uzmanlarý 1969 ve 2004 yýlýnda kalede arkeoloji araþtýrmalarda bulunmuþlardýr. Bu araþtýrmalar sonucunda yüzyýllara ev sahipliði yapmýþ olan kalede, haraplaþmýþ barýnma yerlerinin, dükkanlarýn, silah depolarý ile buna benzer yerlerin varlýðý kanýtlanmýþtýr. Bu araþtýrmalar sonucunda kalenin 4 tarihi dönemde yapýldýðý bilgisi paylaþýlmýþtýr. I. Dardan —Roma tarihi dönemi; V-VI yüzyýllarý arasýndaki döneme denk düþmektedir. Araþtýrmalar neticesinde Prizren Kalesinin temellerinin bu dönem “ içinde atýldýðý düþünülmektedir. II. Bizans idari dönemi olan VI. ve XIII. Yüzyýl arasýndaki dönemdir. Bu dönemde kalenin harap olmuþ bölümlerinde eski temeller üzerinde tamir inþaatýnýn yapýldýðý kabul edilmektedir. III. dönem ise XIII ve XIV yüzyýllar arasýndaki Ortaçað tarih dönemini ifade etmektedir. Bu dönemde bölge Çar Duþan’ýn idaresi altýndaymýþ. Duþan, Dubrovnik tüccarlarýnýn Prizren Kalesini kullanma isteklerini geri çevirmiþ. Bu dönemde de kale içinde kimi bazý harap bölgeler tamir edilmiþtir. Bu dönem tam olarak 1019 y. Bizanslar tarafýndan ilk olarak Prizren Kenti olarak anýlarak orada Kalenin de bulunduðu belirtilmektedir. IV dönem XV ve XX yüzyýllar arasýndaki Osmanlý Ýmparatorluk dönemidir. Bu dönemde kalede Mahmut Paþa Rotla idaresinde kalede en fazla tamir iþleri yapýlmýþtýr. 1870’lerde kalede camii, saat kule, zanaatçý ve diðer dükkanlar yaný sýra su deposu, silah deposu maðaralar, barýnaklar ve hatta deðirmen dahi bulunuyormuþ. Bu dönemde kale askeri kýþla olarak kullanýlmýþ. 1912 yýlýna kadar kale bir küçük kent konumunu korumuþ. Osmanlýlarýn bölgeden geri çekilmesini takiben kale harabeye dönerek, burada var olan binalar yýkýlmýþ, camii yok edilmiþken geriye sadece bugün de var olan kalenin temelleri kalmýþtýr. Arkeoloji araþtýrmalarýna göre kale bir küçük kent olup 3 bölüme ayrýlýyormuþ. 1.Yukarý kent bölümü 2. Aþaðý kent bölümü 3. Güney kent bölümü Kalenin karakteristik giriþ kapýsý batý bölümünde bulunmaktadýr. Kalýn duvarlarýn güney-batý bölümünde Osmanlýlardan yapýlmýþ, bir efsane top bulunmaktadýr. Efsaneye göre bu top, bir zamanlar 30 yıl sonra bir araya geldiler Altın Kuşak” olarak kabul edilen 1977/78 yılının IV Lise kuşağı 30’ncu mezuniyet yılını törenli bir şekilde 7 Haziran 2008 Cumartesi günü kutladı. “Altın Kuşak” içinde 3 doktor, 1 öğretmen ve birkaç iş adamı bulunmaktadır. 30’ncu mezuniyet yılını kutlayan IV-11 öğrencilerine ayrıca Arnavut öğrenciler de katıldı. 32 öğrencinin bulunduğu IV-11 sınıfından törene 18 öğrenci iştirak etti. 14 öğrenci çeşitli özeürlü sebeplerden dolayı kutlamada yerini alamazken, üç öğrenci de geçtiğimiz yıllarda hakkın rahmetine kavuştu. Törene Ürhan Şilik, Mergin Şkreli, Dr. Şadan Kotere, Suzan Bekteş, Yamin Paçolar, Fatime Arap, Dr. Ürcan (Brando) Şala, Gülşen Pula, Suzan (Alaybeg) Halko, Dr. Müjdat Kovaç, Şaban Papiç, Orhan Halko, Erdoğan Randobrava, Orhan Kaçka, Reşat Kantarci, öğretmen Perihan Randobrava, Naşide Süleyman ve Sevim Yağcılar. Öğretmenlerden ise törene, sınıf öğretmeni ve biyoloji öğretmeni Cemali Koro, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Celal Laçin, Tarih öğretmeni Bedrettin Koro ve Coğrafya öğretmeni Prof. Süleyman Randobrava katıldı. Buluşma saat 10 sularında ”Prizren Birliği” binasında gerçekleşti. Burada bir araya gelen öğretmen ve öğrenciler eski anılarını hatırlayarak, sohbet ettikten sonra hatıra fotoğrafını da çektirmeyi ihmal etmediler. Sohbetten sonra kente küçük bir gezi yapan ekip, “Beska” aile restoranında sohbetlerine devam ediyorlar. Perşembe, 12 Haziran 2008 12 1870 yýlýnda Prizren Kalesi Kalenin bugünkü harabe hali askeri iþlerde kullanýlýyormuþ. Daha geçlerde ise devlet ve dini bayramlarýn kutlanmasýnda top kullanýlýyormuþ. Bunlarýn yaný sýra XX yüzyýlýn sonlarýnda top, Ramazan ayýnda iftar saatini belirtmek için kullanýlmýþ. Kale içinde deðerli kültür tarih kalýntýlarýný içinde barýndýrdýðýndan 1948 yýlýnda devlet himayesine alýnarak, kalede bu tarihten sonra küçük tamir iþleri yapýlmýþtýr. Kale önemli stratejik bir yer olduðundan son savaþ sonrasýnda 2002 yýlýna kadar KFOR kuvvetleri tarafýndan da kullanýlmýþtýr. Süleyman Randobrava Törenle ilgili etkinlikler 16 sularında lisede ders başı yapmakla devam ediyor. Lise avlusunda eskisi gibi toplanan Türk ve Arnavut öğrenciler, zilin çalması ile 30 yıl önce okudukları sınıflara tekrar geri döndüler. Öğrenciler, okudukları sıralarına oturarak, ders dinlemek için hazır ola geçtiler. Sınıfa giren sınıf öğretmeni Cemali Koro IV/11 sınıfının not defterini (cedveri) açıp öğrencilerin isimlerini teker teker okuyarak, 30 yıl ile ilgili kısa bir konuşmada bulunuyor. Törene iştirak eden öğrenciler de 30 yıllık serüven içinde neler yaptıkları ile ilgili konuşma fırsatına sahip oldular. Program akşam saat 20 sularında OK Restoranında düzenlenen gece eğlencesi ile sona erdi. Bu etkinlikler çerçevesinde etkinliğe katılan bütün Türk ve Arnavut öğrenciler, gece boyunca unutulmaz anılar yaşayarak, güzel müzik ve zengin mutfağın tadını çıkardılar. Güncel Balkanlar’da Türk Halk İnançları 13 Perşembe, 12 Haziran 2008 Taner Kotle T Priştine Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrencisi ürkler ister galip,ister mağlup ve ister hakim olsunlar, hiçbir zaman hiçbir yerde milli dillerine ve inançlarına karşı besledikleri imandan sapmamışlar, eski soy geleneklerini unutmamışlardır. Miladın 800 tarihinden itibaren 1000 tarihine kadar iki asır içinde Türkler Şamanlıktan Nesturi Hıristiyanlığına ve Nesturilikten de Müslümanlığa geçmek suretiyle üç defa din değiştirdikleri halde dil değiştirm-emişlerdir. Türkler tarih boyunca İslamlıktan önce, boy boy ve yer yer kapıldıkları dinlerin etkilerinden, Türk Halk İnançları meydana gelmiştir. 2 Asır içinde 3ncü hak dini Müslümanlığı seçen Türkler ister istemez eski dinlerinin az çok etkisinde kalmış ve de İslam ile alakası olamayan eski inançlarını aradan asırlar geçmesine rağmen İslam’ın içinde sanki İslam’ın bir parçasıymış gibi Türk Halk İnançlarını mensubu oldukları dinlerinin içerisinde sürdürmektedirler. Tarihte hemen hemen bütün Türklerin toplu olarak inandıkları,katıldıkları ve seçtikleri tek din İslam olmuştur.Aşağıda verdiğim örneklerden göreceğimiz, Türklerin yaşadıkları farklı dinlerin, çevre ve devrelere göre bazı eski inanç motiflerinden birkaç örnek vererek, günümüzde bile yaşadığını göreceğiz. Ateşten Geçme: Türk halklarının ateş kültü ile ilgilidir. Raşid ad din, Ebul Gazi Bahadır’dan Ergenekon münasebeti ile biliyoruz. İlkyaz gündönümünde dağın demir kesimini eritmeye matuftur. Kaşgarlı Mahmut da demire uluhiyet veren Türk boylarından söz etmektedir. Demirin bulunduğu yere cin-perinin giremeyeceği inancı Anadolu ve Azerbaycan Türklerinde olduğu gibi Kosova-Balkan Türklerinde de vardır. İlkyaz gündönümünde 14 Mart’ta Prizren’de Daltulum denen dağ eteğinde halk tarafından oraya çıkılır ve yazın ilk günü kutlanır ateşler yakılır salıncaklar kurulur genç kızlar deflerle türküler söylenir.Akşam namazından sonra ise Prizren Kosova Tekkelerinde çeşitli törenler yapılarak Ergenekon’dan çıkışımız büyük bir heyecanla gün bugün kutlanmaktadır. Altay Türk halk inançlarında demir ve demirci kültünü toparlarken A. Tacemen; Türk inancında gökyüzü demircisi vardır. O, Şamanların kutsiyeti sayılır. Gök demircisi, yaptığı mucizeli aynalardan, yere atar. Yeryüzündeki şamanlar, bunları alırlar ve Şamanlık takımlarına ilâve ederler. Şamanlar Türk inancına göre, mucize yaratan büyük demircilerdir. Bu yüzden onlardan kötü ruhlar korkarlar. Demirci de çoğu defa halkı kötü ruhlardan ve hastalıklardan koruyan kişi sayılır. Buryatlar ve Sahalarda demir ve demirci kutsal itibarı görürler. Burada çok kere, demirci şamandan güçlüdür. Demirci isterse manevî gücü ile şamanı öldürebilir. Mavi Boncuk: Mavi gözün tekin olmayışı inancı Gök Tengri inancının bir ürünüdür. Türklerde mavinin kutsiyeti gökün mavi oluşundan gelir.Bu nedenle mavi tekin değildir.Mavi saygı celbeder. Mavi gözlü insanın nazarının çabuk geçeceği inancı Dağıstan,Anadolu, Balkanlar ve Kuzey Mesopotamya Türkleri de var. Azerbaycan da Göygöz’tekin değildir denir. Mavi gözün veya diğer nazar edici güçlerin olumsuz tesirinden kurtulabilmek için Mavi Boncuk veya başka cisimlerden yararlanırlar. Kosova Türklerinde ve Balkanlarda yaşayan Türk Akraba Topluluklarında da Mavi Boncuk inancı hala eski inanç ve kutsiyetiyle yaşamaktadır. Çocuk doğumlarında, sünnetlerde, evliliklerden tutunda odalarda, dükkanlarda, evlerin en önemli baş köşelerinde otomobillerde Mavi Boncuğa rastlayabiliriz. Ayna: Arkası sırlı yansıtıcı bir cam parçasıdır. Halk tasavvufunda ise yansıtıcı bir cam parçası olmakla beraber, aynı zamanda manevi sırlarda içermektedir. Aynanın cinleri topladığına inanılır. Bunun içindir ki gece aynaya bakılmaz, çocuklara aynaya bakılma izni verilmez.. Bazı hallerde ayna örtülür. Aynaya bakan kimse ‘Allahummesalli’ yi okur. Kosova Türklerinde genelde evimizin büyüklerince, geceleyin aynaya bakındığımız zaman uyarılar alırız! Örneğin: ‘Ceceylen aynaya bakılmaz’, ‘Adet dildır ceceylen aynaya bakılma ograrsın!’ gibi uyarılar duyarız evimizin büyüklerinden. Genelde Oğuz Türk boylarında bu tür inanç kültürü hala gün bugün yaygındır. Karabasan: Karabasan, ’Albastı’, ‘Al karısı’ inancı ve bu türden kara iyelerin çeşitli isimlerle tanınması Türk Toplulukları arasında çok yaygındır. Bunlardan korunmanın ve verdikleri zararı gidermenin de çeşitli yol- Kare Bulmaca No: 56 Soldan Saða 1.Olympique de Marseille’de oynayan Kosova’lý futbolcu 2.“Ireland Republic Army” — Ödenti, anayasa, kesenek 3.Alfabemizin 18. ve 15. harfi — Gemide (ip, halat, yelken) — A 4.Azotun kýsaltmasý — avanak — Elektrik direnç birimi 5.Türlü renklerden olan, kadýn ismi — Abd’li aktör Ford. Geçen haftaki bulmacanın çözümü NO:55 ları olduğuna dair inançlar vardır. En fazla istifade edilen kaynak ayet ve sürelerdir. Kosova Türklerince Karabasan adı yerine Agırbasan adı kullanılır. Agırbasan hakkında çeşitli söylentiler duyarız. Agırbasan’ın şapkalı ve korkunç bir yüzü olduğu söylenir, geceleyin uykuda iken Agırbasan kişiye musallat olduğunda, eğer o kişi Agırbasanın başındaki şapkayı çekerse zengin olacağınla ilgili söylentiler duyarız. Başka bir rivayete göre de eğer kişi, Agırbasan’ın etkisinden kurtulamadığı takdirde, öleceğine inanılır. Ardından Su Dökme: Türk Halk inancında, biri yolculuğa çıkarsa gittikten sonra annesi arkasından dua okur ve su döker. Böylece yolunun aydınlık gidişinin sağlıklı olacağına inanılır. Kosova Türklerinde ve Balkanlar’da yaşayan Türk Akraba Topluluklarında da ardından su dökme inancı vardır. Balkanların çeşitli bölgelerinde ardından su dökme inancı farklı farklı biçimlerde uygulandığı görülür. Örneğin: Bir kişi gurbete uğurlanırken arkasından annesi, kız kardeşi veya eşi tarafından ardına su dökülür, bu olay sırasında etrafı matem havası kaplar, gidenin arkasına ağıtlar yakılır, gözyaşı dökülür. Günahkarlara Geçit Vermeyen Kaya: Anadolu’da Hacı Bektaş Veli’de olduğu gibi günahkarlara geçit vermeyen kovukları vardır. Bu tür kaya geçitlerinden birisi de yedi uyurlar mağarasındadır. Doğu Anadolu’da Kars, Bitlis, Erzurum da mevcuttur. Balkanlar’da Osmanlının etkisiyle gelen Bektaşilik inancının etkisinden dolayı Kosova’nın Prizren şehrinin Sozi Türbesi olarak bilinen yerde geçit vermeyen kaya mevcuttur. İnanışa göre sadece iyi insanların kaya, delikten geçmesine müsaade eder, kötü insanların geçmesine asla izin vermez inancı yaygındır. Bu inancın derinliklerinde Türk Türeyiş destanlarından mağaradan veya ağaç kovuklarından çıkmış olma inancı da aranabilir. Tırnak Kesme: Tırnak gündüz kesilmeli hem el hem ayak tırnakları aynı günde kesilmemelidir. İnanca göre el ve ayak tırnakları bir günde kesilir ise aynı günde hem ölüm hem de düğünün olacağı inanılır bu büyük bir kötü günü kendi ellerinle hazırladığına inanılır. Gece tırnak kesenin kül başına denir.Tırnak yakılır daha ziyade gömülür. Tırnak kesildikten sonra el muhakkak yıkanmalıdır. El yıkanmaz ise, o elle tutulan yiyecek ve içecek haramdır. Kosova Türklerince Tırnak Kesmekle alakalı inançlar: Ayak ve El Tırnaklarının aynı günde kesildiği takdirde, uğursuzluk olacağı inancı yaygındır, hem ölümün hem de düğünün aynı günde olacağına inanılır. Geceleyin tırnak kesilmemesi inancı da hala gün bugün Kosova Türklerinde ve Balkanlar’da yaşayan Türk Akraba Topluluklarında da uygulanır. Gayptan Ses: Türk inançlarında gayptan tanıdık bir sesle çağırma vardır. Buna şeytan çağırdı, şeytan aldattı denir. Böyle hallerde Türklerin çoğu ‘Tövbe Estağfirullah’ derler.Balkanlar Kosova-Prizren’de ise ‘Tuz dügeym Tuz’ derler her bölgede farklı farklı dualar farklı farklı sözleri de duyabiliriz. Kendisini tanıdık bir sesle çağırıldığını duyan, bu sese ilgisiz kalıp cevap vermemelidir. Cevap verilmesi halinde cevap verenin başında iblis-cinin bir felaket getireceğine inanılır. Yukarıda Ortak Türk Halk İnançlarıyla ilgili verdiğimiz örnekler hala Türk dünyasında capcanlı bir biçimde yaşanmakta ve yaşatılmaktadır. Türk Halk İnançları, Türk Dünyasının sınırları içinde Adriyatik’ten Çin Seddine, Sibirya Ovaları’ndan Afganistan’ı kapsayan bir bölgede, asırlardan beri birbirlerinden uzak, habersiz yaşamış olan Türk Toplulukların, şu an farklı din mezhep tarikat inançları içinde olsalar bile ortak Türk Halk İnançları noktasında hepsi birleşmektedirler. Verdiğim örnekler Türklerin ister İslam’da, ister Şamanizm’de,ister Ortodokslukta ister farklı tarikat ve mezheplerde bu saydığım inançları hala içlerinde sanki mensubu oldukları o dinin bir parçasıymış gibi Türk Halk İnançlarını yaşatmaktadırlar. Kaynakça: Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları-1-(Kültür Bakanlığı/Ankara 2002Dr.Yaşar Kalafat) Balkanlar’dan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları-11-(Babil Yayınları/Ankara 2005Dr.Yaşar Kalafat) Türk Edebiyatı II (Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları/İstanbul 2006-Ahmet Kabaklı) Türkler Nasıl Bir Millettir (Ufukötesi Yayınları/İstanbul 2006-Mehmet Dikici) Hazýrlayan: Abdülhadi Taduþka Yukarýdan Aþaðýya 1.Barcelona’lý futbolcu messi 2.“Otorinolarinolog” kýsaltmasý — Lütetesyumun kýsaltmasý 3.Radyumun kýsaltmasý — Bayan aktör Ras. 4.Ýyotun kýsaltmasý — Eski BM genel sekreteri 5.Galatasaray futbolcusu Ümit. 6.Abd’nin eski baþkaný karter — Alfabenin 8. harfi 7.Sula her tarafý kaplý olan kara parçasý — kýzýl, kýrmýzý 8.Sodyumun kýsaltmasý — Yüreklendirmeye yarayan Ýspanyolca yaþa 9.Eskiden Rus kazaklarýn baþbuðuna verilen ünvan. Tank, agim, idi, arena, ra, anam, n, a, atak, li, neron, mis, adam, boza. Fot o : Na fi z L ok v i ça Agim Rifat Kültür Türk Dünyası Þiiri Tepkisizlik ÞÝÝRÝN ATEÞÝ Teþfik etmek, Kosova Türk þiirinin yolunu açýp tekrar tekrar ateþini yakmak adýna, bundan böyle bu sayfada usta þair Agim Rifat Yeþeren, her hafta bir þiirle çýkacak karþýnýza sevgili okuyucular. Kötüler Birleþti Battal toprak Yaban otlar alaný Yýlan sokar Diken batar Avcý vurur ceylaný Açarsýn: Ýftira! Kaparsýn: Küfür! Anlayamazsýn Herkes bilir Sen bilmezsin Hakkýndaki yalaný Ah Keloðlan Keloðlan Kötüler çoktan birleþti Ýyilerin birleþme zamaný Düþtük Dünyaya Dünyaya Üç beþ kadýnla konuþtuk Yattýk Adýmýzý çapkýn çýkardýk Koskoca sözler ettik Sonra satýldýk En küçük bir zevke kandýk Sevda dedik Sevgi dedik Yücelttik Nedir ki Kendimizden baþka hiç kimseyi sevmedik Çamurdan adamlar yarattýk Deðer diye duvarlara astýk Aldattýk Hem baþkasýný Hem kendimizi Medeniyetler kurduk Kurduðumuz medeniyetleri tek tek yýktýk yaktýk O da yetmedi gittik Evrenin derinliklerine girdik Vücudun her yerine Ýnsanýn yüreðine giremedik bir tek Perşembe, 12 Haziran 2008 1 Tepkisizlik alýp baþýný gitmiþ Körlüðün davulu çalýyor sokaklarda 2 Anlamýn kölesi olmadým hiç 3 Sabahý yýkýlmýþ bir gelecekle Tarihin yüzüne bakamayýz 4 Çekip çeviremediðin yaþam Sevincine ortak etmez seni 5 Düzmece eylemlerde arama beni 6 Kötünün ipiyle indiðin kuyudan Ancak cesedin çýkar güzelim Kötülük Çobaný Aramýzdaki çatlak saçmalýk gibi dikiþ tutmuyor Yolumuzu kesiyor kötülük çobanlarý Çoðunun elinde bir yaðdanlýk Kapý kapý dolaþýp ödül arýyor kendine Sýrt sývazlamalar iç dýþ kaþýmalarla Utanmadan nöbetini bekliyor aymazlýðýn 10. Hazýrlayan: Agim Rifat Bu aydýn bencilliði dönek çýkarcýlar Yok oluþun kuyusunda sabahlayýp Kýsýr tutkular suyu çýkmýþ sözlerle Deðerliden uzak çalým satýyor pazarlarda Adýný yitirmiþ koyaklarda gezip Ölümü terletiyor gölgesi Þafaðýn Sesi Erdemin rengini bulamamýþ Sularý kirli tepkisiz ve paramparça bir kuþak Kendisiyle oturmamýþ adýný yazmamýþ hiç Ezberi karýþýk yaþamýn tadýna alýþmadan Çözülmüþ küçük dirençlerde kalmýþ Yasýn kimyasý þafaðýn sesine çalýþmamýþ Acýyla el ele dolaþmamýþ sokaklarda Günlüðü yok kirli iliþkiler uzmaný Sevinçleri yorgun su baþýna inememiþ gölgesi Aðlamadan geçirdiði yaþamda Dalýnda bir çiçek koklayýp Bir kediyle göz göze gelmemiþ hiç Erdemle seviþmemiþ varoþlarda Mehmet Kýyat Türkçem’in Haziran sayýsý çýktý yýl yayýn hayatýný yaþayan Türkçem dergisinin tatil öncesi olan Haziran sayýsý basýndan çýkmýþ bulunuyor. Türkçem, bu kez de zengin bir içerikle günyüzü görmüþ. Derginin Sahibi ve Yazýiþleri Müdürü Zeynel Beksaç’ýn Editörden adlý yazýsýnda diðerleri arasýnda þunlar vurgulanýyor: “Yayýn hayatýnýn 10’ncu yýlýnda bulunan Türkçem, öncelikle sizlerle birlikte Kosova’da anadil zevkini beraber yaþatmaktan son derece mutlu olduðumuzu dile getirmek istiyoruz. Sizlerden, öðretmenlerden, Türkiye’den gelen olumlu düþünce ve mesajlar, bizlerin bu yolda daha bir emin adýmlarla yürümemiz için güç vermekte. Türkçem’in yolu sevgi ve hoþgörüden geçer.Türkçem, Kosova’da yaratýlan Çaðdaþ Türk Edebiyatýnýn geliþmesine aðýrlýklý olmakla birlikte, Balkan ve genelde Türk dünyasý edebiyatýna, ayrýca genelde dünya edebiyatýna tadýmlýk halinde de olsa yer vermeye özen göstermektedir.Türkçem, size elinden geldiðince bilgi daðarcýðýnýzý zengin kýlmak, nice güzellikleri sizlerle paylaþabilmek için günyüzü görmekte. Türkçem, sizlere edebiyatý 14 sevdirmek, edebiyata gönül vermeniz için çaba harcamakta... Vatanýmýz, mirasçýlarý olduðumuz bu topraklar artýk baðýmsýzlýða kavuþtu. Kosova Cumhuriyet oldu. Baðýmsýz devlet oldu. Avrupa’nýn en genç ülkesi oldu… Kosova Türkü’nün en büyük zenginliði konuþtuðu anadilidir. Bu hep vurgulandý. Bu dile olan aþinalýðýmýz, hep çýð gibi büyüdü. Dilimizle birlikte bizim gene olmazsa olmaz deðerlerimizden biri kuþkusuz ki anadilimizdeki eðitimimizdir. Bu deðerlerin vazgeçilmez savunucusu olan Türkçem, bundan böyle de bu sorumluluk duygusu içinde yoluna devam edecektir.” Editörün dile getirdiði görüþlere katýlmamak elde deðil. Varsýn Türkçem yayýn hayatýna devam etsin. Ýçindeki güzelliklerle öðrencilere ulaþýversin. Onlarýn dünyalarýna , bilgi daðarcýklarýna yeni bir þeyler ekleyiversin. Öðrencilerin edebiyata daha bir ciddi sarýlmasýna vesile olsun. Türkçem’in Haziran sayýsýný mutlaka alýn ve okuyun. 15 Perşembe, 12 Haziran 2008 Ýnsan duygusunu, düþünce ve hayalini yansýyan bir ayna olarak sanat ve kültür.. PRÝZREN’DE KÜLTÜR, SANAT VE ÞAÝRLÝK GELENEÐÝ XI ÞEYH HACI ÖMER LÜTFÝ EFENDÝ HAZRETLERÝ - c E serlerin bibliyografisinden görüldüðü üzere Hacý Ömer Lütfi Efendi hayatýnda 61 kadar el yazama eser yaratmýþtýr. Bu eserlerden 56‘sý Türkçe olurken, eserlerinden 4’ü Arapça, biri de Farsçadýr. Hacý Ömer Lütfi, Arapça ve Farsça olmak üzere 15 eseri de tercüme etmiþtir. Bu eserlerin büyük bir bölümü mütenevvi türde þiir olurken, el yazmalar arasýnda düz yazýlarý da vardýr. Dolayýsýyla Hacý Ömer Lütfi’nin þiirlerini beþ ana bölümde toplayabiliriz. Tasavvuf, Didaktik, Tarih, Sosyal ve Çocuk þiirleridir. Bugüne kadar Hacý Ömer Lütfi en fazla, tasavvuf ve melâmet alanýnda yazmýþ olduðu þiirleriyle ün yapmýþtýr. Verilen bibliyografiden Hacý Ömer Lütfi’nin özgün olan (çeviri ve tercümeler hariç) bütün el yazmalarýnýn (çeþitli boyuta olmak üzere) 3.325 sayfada yazýldýðý görülmektedir. Yayýnlamýþ olduðu bu 61 eserinde ise toplam 1.876 özgün þiir yer almaktadýr. (düzyazýlar hariç) XIX. asrýn sonlarýnda ve XX. asrýn baþlarýnda yaþayan þair, bütün düþüncelerini yazdýðý bu eserlerinde dile getirmektedir. Hayatý manasýyla kavrayan þair, hayatý süresince bu yaþamýn tabi kanunlarýndan çýkan iyi ve kötü taraflarýna katlanýyor. Lakin hayatýn bu kötü taraflarýný görmezlikten gelerek, bütün yaþamý boyunca daima iyilik ve insaniyetlik için savaþýyor. Ýnsanýn toplumda gerçek insan gibi kabul edilmesini ve insana gereken deðerin verilmesine var kuvvetiyle çalýþtýðý anlaþýlmaktadýr. Bütün hayatýný okumak ve yazmakla geçiren þair en fazla bilgiye önem vererek, bu konuda ilmin Yücelliðini ve dünya zevkinin de bilgide olduðunu çoðu dizelerinde vurgulamaktadýr: Gülzar-i zevk-i irfân âriftendir nümâyâ Var mý sefayý vicdan bak cahilin içinde. Bu çalýþmayý yapmaya baþladýðýmda bugüne kadar Hacý Ömer Lütfi’nin eserlerini muhteva eden sadece dört kitabýn ve bazý makale yazýlarýn mevcudiyetine rastladým: Hasan Fehmi Kumanlýoðlu: “Erkâný Hac ve Ýlhamý Kâbe”, Ýzmir 1976; Hasan Fehmi Kumanlýoðlu,“Prizrenli Hacý Ömer Lütfi Divaný” Karþýyaka-Ýzmir 1980; Mr. Tacida Hafýz “Hacý Ömer Lütfi Eserlerinden seçmeler TAN yayýnlarý 1992; Bir de 2004 yýlýnda Bal-Tam yayýnlarýnca Tacida Hafýz’ýn ilk kitabýn týpký yani ikinci baskýsý olarak nitelendirilen “Neoklasik Divan Þairlerinden Hacý Ömer Lütfi” kitabýdýr. Bu kitaplar yaný sýra Mr. Hamit Altýparmak, “Hacý Ömer Lütfi ve Tevârhîsi” Çevren dergisi, sayý 73, Priþtine 1989; Mr. Hamit Altýparmak Hacý Ömer Lütfi’nin Tevârhîsi’nde Kültür Anýtlarý, Çevren dergisi, sayý 79—80, Priþtine 1990; Nimetullah Hafýz “Prizrenli Seyh Haci Ömer Lûtfü ve Onun Yapýtlarý, Sesler sayý 60, 1971, Üsküp; Nimetulah Hafýz, Hacý Ömer Lûtfi, Çevren dergisi sayý 2, 1974 Pristine; Nimetulah Hafýz, “Hacý Ömer Lûtfinin Çocuk Þiirleri” Sesler sayý 83, 1974, Üsküp. Belki baþka yayýnlanan eserler de vardýr fakat biz onlarý bulamadýk. Bunu derken Hacý Ömer Lütfi’nin eserlerini ihtiva eden bu kitaplar dýþýnda baþka bir kitabýn yayýnlanmadýðý açýkça söylenebilir. Artý yayýnlanan kitaplarda Hacý Ömer Lütfi’nin bazý þiirlerinin de tekrarlandýðýný söylemek gerekir. Yaptýðým araþtýrmaya göre Hacý Ömer Lütfi’nin yukarýda anýlan kitap ve makalelerde toplam 250 civarýnda þiirinin yayýmlandýðý anlaþýlmakta. Bu ise bizlere bugüne kadar bu divan þairimizin sadece %15 kadar þirinin yayýnlandýðýný göstermektedir. Yayýnlanan þiirlerinin de çoðunun tekrarlandýðýný göz önünde bulundurursak bu sayýnýn daha az olduðu anlaþýlmaktadýr. (Mr. Tacida Hafýz “Hacý Ömer Lütfi Eserlerinden Seçmeler” kitabýnda 108 þiir: Çocuk 7, Divan 19, Tevarih 51, Hilliyet’ül Ekâbir 20, Hac Hediyelerimden 8 ve Sosyal þiirlerinden 3); Hasan Fehmi Kumanlýoðlu, Erkâný Hac ve Ýlhamý Kâbe kitabýnda 50 kadar þiir ve “Prizrenli Hacý Ömer Lütfi Divaný” kitabýnda, Divandan 77; Mr. Hamit Altýparmak “Hacý Ömer Lütfü’nün Tevarihsinde Kültür Anýtlarý” makalesinde 6 ve diðerleri) Bunu derken bu eserlerde yayýnlanan þiirler, Hacý Ömer Lütfi’nin bilinen þiirleridir, yani uzun zamandan beri Hacý Ömer Lütfi’nin yeni yayýnlanmamýþ þiirlerine veya diðer yapýtlarýna rastlanmamýþtýr. Yayýnlanan eserler bibliyografisinden Hacý Ömer Lütfi’nin teferruatlý bir biçimde bütün el yazma eserlerin mevcudiyeti bildirilmekte. Bu ise bizlere bu bibliyografide yer alan eserlerle ilgili bilgileri yayýnlamak için bu elyazmalarýn birilerin elinde veya özel kütüphanelerde bulunduðunu kanýtlamaktadýr. Böyle bir durum karþýsýnda ister istemez þu soru da ortaya çýkmaktadýr. Hacý Ömer Lütfi’nin bütün el yazmalarýn mevcudiyeti bilinirken, neden bugüne kadar bu el yazmalar yayýnlanmamýþtýr? Dolayýsýyla bu elyazmalarýn günümüze kadar gün yüzüne çýkarýlmamasý ve hala yayýnlamamasý Prizren ve Kosova Türk Divan Edebiyatý için büyük bir kayýp olduðunu açýkça söylemek gerekir. Onun için çoðu araþtýrmacýlar, bugüne kadar Hacý Ömer Lütfi gibi büyük bir Divan edebiyatý þairi ile ilgili bazý çalýþmalarýn yapýlmasýna raðmen, bu çalýþmalarýn þairin kiþiliðini ve yaratýcýlýðýný doðru dürüst aydýnlatýr nitelikte olmadýðýný bildirirken, Hacý Ömer Lütfi’ye þimdiye kadarkinden daha çok sahip çýkýlmasý yanýnda en kýsa zamanda bu þairin bütün eserlerini ihtiva edecek bir eserin yayýnlanmasýný da açýða vurmakla böyle durumu kýnamaktadýrlar. Eðer bazý kiþiler bu elyazmalarý çevirmek amacýyla bir yerden veya bir kiþiden almýþlarsa ve alýnan yere bugüne kadar iade etmemiþlerse, o zaman bu elyazmalarý en kýsa zamanda yayýnlamalarý gerekir ki bu el yazma þiirler de gün yüzünü görsün ve bu eserlerden edebiyatçýlarýmýz, öðrencilerimiz ve bu türe ilgi gösteren diðer kiþiler de yararlansýn. Eðer bunu yapmaya cesaretleri yoksa o zaman baþka birine verip bu el yazmalarý bir bütün olarak yayýnlasýn ve hak yerini bulsun. Çünkü Hacý Ömer Lütfi gibi büyük bir þahsiyet ve þairimiz bunu çoktandýr hak etmiþtir. Eserlerinin sadece bir bölümünün yayýnlanmasý sadece bura Türk toplumu ve yazýný için deðil, bütün toplumumuz için büyük bir kayýptýr. Hacý Ömer Lütfi’nin daðýnýk olan el yazmalarýnýn çoðunun nerde ve kimlerde olduðu “bilinmezken” Tevarih eserinin iki nüshasý bugün Prizren Tarihi Anýtlarý Koruma Kurumunda bulunmaktadýr. Ayrý ayrý tarihlerde yazýlan bu nüshalardan birini Kamil Tosko Efendi diðerini de Salih Çavoli Efendinin derleyip yazdýklarýyla ilgili malumatlarýmýz vardýr. Raif VIRMİÇA Kültür Hakk aþký ola elde berât ey dil-i þeydâ Girsin eline gevber-i ihsâni Huda’nýn Deýyâ-yý füyûzâtýna bat ey dil-i þeydâ Olmazsa bu dünyâda eser aþk-ý Huda’dan Yoktur sana ukbâda necat ey dil-i þeydâ Bil aþký ki sen Kâbe-i âmâl-i beþerdir Aþk ile kabul oklu salât ey dil-i þeydâ Hep aþk iledir kim ki olur makbûl-i ilâhî Savm ile dahi hacc-u zekât ey dil-i þeydâ Ýrfaný kazan hakk ile bul zevk-i müebbed Kehl oldu sana ayn-ý memat ey dil-i þeydâ LÛTFÎ umde-yi aþk ile kýl kalbini zinde Aþk oldu sana âb-ý hayât ey dil-i þeydâ AÞK ASUMANINDA EYLERÝZ PERVAZ Aþk asumanýnda eyleriz pervâz Biz nûr-ü cemâlin mübtelâsýyýz Genc-i nihândan keþf eder dil-râz Sýrr-ý kunt ü kenzin âþinâsýyýz. Meyletmez gönlümüz fikri taklide Her zaman mailiz sýrr-ý tecride Olmuþuz mazhar nûr-i tevhide Mizbah-ý Hüdâ’mn Ýndlasýyýz Hamdülillah mazharýz genc-i mesture Kalp oldu kalbimiz gülþen-i nura Girmiþiz hakk ile beyt-i ma’mûra Kâbe-i tevhidin reh-nümâsýyýz Bizcle kondu genc-i týlsým-i esma Bizdedir cevher-i sýrr-ý müsemmâ Gönlümüz olmuþtur arþ-ý muallâ Esrar-ý vahdetin biz âmâsýyýz Aþk-ý haktan baþka sohbet etmeyiz Aðyara asla ülfet etmeyiz Sultân-i cihâna minnet etmeyiz Þeyhü-l Arabýn biz gedâsýyýz. Anlaþmaz sýrrýmýz LÛTFÎ lâf ile Benzemez nurumuz necmi af ile Nâzilsek ne var arz-ý sâfile Kâf-ý dil mülkünün biz ankasýyýz. HÝLYET’ÜL EKÂBÝRDEN SEÇMELER DÝVANDAN SEÇMELER DÂÝMA OLMUÞ MURÂKIB HAZRET-Ý MEVLA SENÝ Dâima olmuþ murâkýb Hazret-i Mevlâ seni Þaþkýn adam gafletinden bilmiyor Mevlâsým Pesttir indinde cali ü mâle etmez iltifat Aþk içinde buldu âþýk rütbe-i bâlâsýný Tâc ü tahtýn terk eden Ýbn-i Edhemdir gönül Bir pula almaz cihanýn haþmet-i vâlâsýný Hur-ý in ü Cennet-i Tûbaya hiç etmez heves Dilberinden gayrý âþýk vermedi sevdasýný Dilde mahbubun bulan dilbend-i suret olmadý Gülþen-i kalbinde gördü dilber-i ra’nasýný Kiint ü kenz esrarýnýn bir cevher-i rahþâný var Günc-i dilde sakladý ol dürre-Ý beyzasýný Neflý kýlmýþ hakk ile ol kalbine rûh-ul kndüs Meryem-i dil sevmesin mi sevgili Ýsa’sýný Dil huzur-u hakla buldukta hayat-ý câvidân Gülsitân-i dilde buldu cennet-i âlâsýný Görmesin mi ehl-i dil LUTFÝ safâ-yi câvidân Hakk için terk eyledi dünyâsýný ukbâsýný AÞKA DÜ-CÝHÂN VARINI SAT EY DÝL-ÝÞEYDA Aþka dü-cihân varýný sat ey dil-i þeyclâ Bir köhne-hasýr üstüne yat ey dil-i þeydâ Oldunsa eðer aþk ile sen tâlib-i dîdâr Agyâra olan meylini at ey dil-i þeydâ Allah’a tevekkül ile uþþâk-i ilâhî Eyler o belâyâya sebat ey dil-i þeydâ Dert ehli bulur derd ü belâyâda terakki Bir derdine bin derdini kat oy dil-i þeydâ Dünyâda sana mahþer-i kübrâ da necattýr Târîkat-i Aliyye-i Melamiyye’den Þeyh Abdülmâlik Efendinin Târih-i Ýrtihâli Allah Gafâr 1327/1909 Bu Melâmi þeyhi zât-ý muhterem Göçti ihvân iglâsun bu rihlet Þeyh Recep Hulûsî’den ihlâs ile Himmet aldi irdi sýrr-i vahdete Sohbetinden zevk alýrdi ârifler Meclisi benzerdi dâr-ý cennete Nûr-i tehvîd ile fer buldi kulûb Döndi bir gülzâr-ý nûrâniyyete Mevt-i âlem mevt-i âlemdir bu gün Cân dayanmaz bunla nâr-ý fýrkata Mühr-i hak irdi kusûfenâ cihân Halk-ý âlem heb büründi zulmete Cisi hâkî gerçi (?) girdi makbere Rûh-i pâkî çikti arþ-i rifate Göçti ol A’lâ-yý illiyyîne tâ Hak ile irdi makâm-ý kurbete Lâmýna nâsutdan pervâz idüb Dâhil oldi gülþen-i kudsiyyete Kaydetten eyledi bir dem urûc Vâsýl oldi bâr-gâh-ý hazrete Görsün iltâf-ý hudâ-yý bî-hisâb Nâil olsun anda âlî-i devlete Zâten ol cânânýna muþtak idi Þimdi irdi rûh-i pâki vulsata Târihi Allâh Gafâr oldi bâk Gark ider gaffâr ol bahr-i rahmete Didi ihvâný þerþek âlîle Þeyhimiz girdi sara-yý vahdete Lütfi bende söyledim bu târihi Þeyh Malik Hilmi irdi izzete Sene 1347/1927—28 Kadın Yüzmek ve yürümek beyin için en iyi vitamin Yaz geldi. Kýþ boyunca yoðun bir tempoda çalýþan insanlar, tatil yapýp dinlenmeye hazýrlanýyor. Doç. Dr. Serdar Dað; tatilde sadece bedeni deðil, zihni de dinlendirmek gerektiðini söylüyor ve ekliyor: Tatilde bol bol yüzün ve yürüyün. Denizi ve güneþi vitamin niyetine kullanýn. Ýþi aklýnýzdan çýkarýn!.. N örolog Doç. Dr. Serdar Dað, yaz tatilinde beyni dinlendirmenin en etkin yollarýný anlattý. Tatilin yan gelip yatmak anlamýna gelmediðini belirten Dað, zihni güçlendirecek formülleri açýkladý: Yorulan beyni dinlendirmenin en iyi formülü nedir? Kural olarak herhangi bir ortamdan zarar görüyorsak, öncelikle o ortamdan uzaklaþmak gerekir. Yorulan beynimizin daha fazla yýpranmasýný önlemek ve onu dinlendirmek için en iyi formül; zaman zaman iþ ortamýndan uzaklaþmak, yani tatile çýkmaktýr . Tatil süresince spor yapmak, mümkün olduðunca açýk havada bulunmak, iþi düþünmemek ve hobilerimizle ilgilenmek; bizi zinde kýlar. Beyin tatilde dinlenir mi? Beyin ancak amaca uygun bir tatil yapýlýrsa dinlenir. Bazen tatil süresince ertelenen iþler yapýlmaya çalýþýlýr. Bu durum, sadece beynimizi bir iþten diðerine yönlendirmek ve onu daha fazla yormaktýr. Nasýl ki bilgisayarda biriken mail’leri hafýza dolduðunda temizlemek zorundaysak, tatili de sadece iþ ortamýndan uzaklaþmak olarak algýlamamalý ve bu süreci beynimizi iþgal eden olumsuz düþünceler ile iþ takýntýlarýný temizleyecek þekilde deðerlendirmeliyiz. Deniz ve güneþ, beynin dinlenmesine yardýmcý olur mu? Ýnsanýn ruh yapýsý mevsimlerle yakýndan ilgilidir. Güneþli havalarda insana mutluluk ve heyecan veren maddeler daha çok salgýlanýr. Yoðun ve stresli bir iþ temposundan sonra çýkýlan tatilde güneþle denizin birarada olmasý, beynin dinlenmesi için bulunmaz bir fýrsattýr. Yüzme, insan bedenine çok faydalýdýr. Bunun yanýnda deniz suyu özellikle güneþ ýþýnlarýyla birleþince, birçok hastalýða karþý koruyucu etki gösterir. Bazý hastalýklarýn tedavisine de yardýmcý olur. Örneðin; deniz suyunun sinüzitli hastalarýný, yarattýðý burun akýntýsý sayesinde rahatlattýðý herkes tarafýndan bilinmektedir. Deniz ve güneþ ikilisi sayesinde salgýlanan hormonlar, insana huzur verir. Ayrýca seks dürtüsünü arttýrýr ve duygusal heyecaný doruk noktasýna çýkarýr. Böyle bir ortamda zaten iþ akla gelmez. Böylece beynimiz, olumsuz düþüncelerden temizlenir. Bütün yýl yoðun çalýþanlara nasýl bir tatil öneriyorsunuz? Ýþ dünyasýnýn yoðun temposuna kendini kaptýrarak yýl boyu çalýþan insanlarda; beynin kap- asitesinin üzerinde zorlanmasýna baðlý olarak yorulmasýnýn yanýnda, yýpranma da gözlenir. Bazen bu durum depresif ruh hali, uykusuzluk, isteksizlik, panik atak, aþýrý sinirlilik ve her þeyi kafaya takma gibi hastalýk belirtilerine yol açar. Ýyi bir tatil; beyni dinlendirdiði gibi bozulan ruh halini de düzeltir. Ýnsan beyni, basit yöntemlerle daha verimli çalýþabilir mi? Beynin öðrenme kapasitesi sýnýrsýz ama biz çok az bir kýsmýný kullanabilmekteyiz. Beyni verimli kullanmak için kullanabildiðimiz sýnýrlý kapasiteyi, lüzumsuz iþgal etmemeliyiz. Düzenli ve doðru beslenme, spor yapma, stresten uzak durma, konsantre olunan iþ yapýlýrken belli aralýklarla dinlenme ve bol bol kitap okuma ile beyin daha verimli çalýþýr. Vücut geliþtirmek için yapýlan egzersizler, beynin dinlenmesine yardýmcý olur mu? Spor beyni dinlendirir, kan akýmýný arttýrýr ve beynin beslenmesini düzenler. Ama aðýr spor yapmak doðru deðildir. Vücudumuz için en kolay yapýlacak spor; düzenli ve tempolu yürüyüþtür. Vücut geliþtirmek için yapýlan aðýr tempolu sporlarýn, bazen beyin açýsýndan zararlarý olur. Fazla efor sarf etmek ve vücudu aðýrlýklarla zorlamak; kan basýncýný aþýrý derecede arttýrabilir. Bu da beyin kanamalarýna sebep olabilir. Ayrýca vücut geliþtirmek için alýnan bazý ilaçlarýn ve hormonlarýn, beyin ve sinir sistemine olumsuz etkisi vardýr. Ýki yýldýr sýnavlara hazýrlanan çocuklar, sýnav bitiminden hemen sonra sizce defteri kitabý birkaç ay kapatmalý mý? Ülkemizde öðrenciler robot gibi çalýþarak sýnavlara hazýrlanýyor. Zaman azlýðýndan dolayý beyni dinlendirecek ve rahatlatacak spor ya da müzik gibi sosyal faaliyetlerden yoksun kalýyorlar. Sýnavýn bitmesi, yoðun çalýþma temposundan çýkan öðrenciler için büyük rahatlýktýr. Sýnav sonrasýnda ders kitaplarý birkaç ay kapatýlmalýdýr. Bu dönemde roman okumak, spor yapmak veya tatile çýkmak; beyni dinlendirir ve geliþimine yardýmcý olur. Matematik, Türkçe ve Fen Bilgisi gibi dersler; beynin sadece sol tarafýný geliþtirir. Beynin sað tarafýný ise spor, kitap okuma, tiyatro gibi sosyal faaliyetler geliþtirir. Dahilere bakýldýðýnda; bu kiþilerin beyinlerinin her iki tarafýný da geliþtirdiklerini görürüz. Sadece beynin sol tarafýný geliþtirmek, beynin olaylar karþýsýnda düþünme kabiliyetini azaltýr. Bu yüzden sýnavlara hazýrlanýrken de, sosyal faaliyetlerde bulunmak gerekir. Perşembe, 12 Haziran 2008 Sýradan bir kadýn saçlarýný yýkamak, kurutmak ve þekillendirmek için senede yüzlerce saat harcýyor ama buna raðmen kadýnlarýn yüzde 81’i saçlarýndan çoðu zaman memnun olmadýðýný söylüyor. Oysa hayalinizdeki saça ulaþmak o kadar da zor deðil. Saçlarýnýzý soðuk suyla yýkamak, gerçek kýllardandan yapýlmýþ fýrçayla taramak gibi birkaç kolay yöntemle parlak ve saðlýklý saçlara kavuþabilirsiniz... 1 Parlak saçlar için 10 pratik yöntem Doðallýktan yana olun Plastik fýrçanýzý atýp, yerine doðal kýllardan yapýlmýþ bir fýrça alýn (yaban domuzu kýllý fýrçalarý tercih edin). Bunlar saçlarýnýzý fýrçaladýðýnýzda yaðlarý eþit olarak daðýtýr ve parlaklýk kazandýrýr. Alkollü ürünlere dikkat! Alkol, hava kirliliði ve rutubet saçlara doðal parlaklýklarýný kaybettirir. Saç köpüklerinin çoðu alkol içerir. Bu nedenle eðer saçlarýnýz kuruysa köpük yerine krem ya da serum kullanýn. 3 5 4 Kývýrcýklaþmasýný önleyin Saçlar gözeneklidir ve gözenekler havadaki nemi emer; bu da nemli havalarda saçlarýn istenmeyen þekilde kývýrcýklaþmasýna neden olur. Saçýnýzýn gün ortasýnda kývýrcýklaþmasýný önlemek istiyorsanýz, evden saçlarýnýzý tamamen kurutmadan çýkmayýn. 6. Silikon kullanýn Silikonlu ürünler saç derisinin tepesinde kalýr ve deriyi dýþ etkenlere ve þekil veren aletlere karþý korur; sürtünmeyi ve sýcaktan zarar görme ihtimalini azaltýr. Fakat bu ürünlüri çok kullanýrsanýz saçýnýz tepenize yapýþýr ya da yaðlanmýþ gibi görünür. 6 Isý tedavisi Çoðu kadýn sýcaðýn saçlarý kuruttuðunu düþünür. Fakat ýsý doðru þekilde kullanýldýðýnda saça parlaklýk verir. Kuaföre gidemeseniz de ayda bir saçýnýza maske ya da sýcak yað bakýmý uygulayýn. Ürünü saçýnýza sürdükten sonra, saçýnýzý çok sýcak bir havluyla sarýn. Ýyonlu aletlere yatýrým yapýn Saç kurutucular ve maþalar sadece saçlarýn kabarmasýný ve elektriklenmeyi önledikleri için deðil, saçlarýn saðlýklý olmalarýný saðladýklarý için de yatýrým yapýlmaya deðer ürünler. Ýyonlu seramik aletler, saçlara kýrýklarý önleyen negatif iyonlar üfleyerek saçlarýn güçlenmesini ve parlaklýk kazanmasýný saðlar. 9 2 Doðru þekilde yýkayýn Saçlarý haftada birkaç defa yýkamak yeterlidir. Ama saçlarýnýzý her gün yýkýyorsanýz; kremi önce kullanýn, sonra saçlarý durulamadan sadece saç diplerini þampuanlayýn. Ardýndan durulayýn. 4. Soðuk su iyidir Saçlarý soðuk suyla yýkadýðýnýzda üst deri kapanýr ve yumuþak, parlak bir yüzey elde edersiniz. Saçlarýnýzý kuruttuktan sonra soðuk hava vermeniz de buna benzer bir etki yapar. 7 16 8 10 Kývýrcýk saçlarýn bakýmý Eðer saçlarýnýz doðal olarak dalgalýysa, her altý veya sekiz haftada bir uçlarýndan biraz kestirmenizde yarar var. Ayrýca her zaman nemlendirici içeren bir þampuan ve krem kullanýn. 10. Dalgalarýnýz ýþýldasýn Kývýrcýk saçlar ayný yönde olduklarý zaman daha parlak durur. Bu yüzden büyük, yumuþak ve düzgün dalgalar küçük kývýrcýklardan daha çok ýþýk yansýtýr. Dalgalarý kuruttuktan sonra maþaya dolayýp birkaç saniye bekletirseniz, saçlarýnýz kalýcý bir þekilde dalgalý duracak ve daha parlak görünecektir. 17 Perşembe, 12 Haziran 2008 Gençlik Sinem Kobal ile samimi bir sohbet “Dadý” adlý dizide evin küçük kýzý rolüyle oyunculuða adým atan Sinem Kobal, “Hürrem Sultan”, “Lise Defteri” ve “Nefes Nefese” ve son pþarak “Selena” adlý dizilerin yaný sýra “Okul” ile “Dünyayý Kurtaran Adam’ýn Oðlu” filmlerinde rol aldý. Birçok televizyon programýnda da sunuculuk yapan Kobal, saðlýklý beslenme konusunda oldukça titiz. Oyunculuk yapýyor olmasýndan dolayý saðlýklý beslenmeye aþýrý özen göstermesi gerektiðini belirten genç oyuncu, formunu korumasýnýn sýrrýnýn doðru beslenme ve spor olduðunu söylüyor. Saðlýklý beslenme konusunda oldukça titizsiniz. Beslenme alýþkanlýðýnýzdan söz eder misiniz? Saðlýklý olmayan hiçbir þeyi yememeyeiçmemeye özen gösteriyorum. Sabah sýký bir kahvaltý yaparak akþama kadar fazla bir þey yememeye çalýþýyorum. Eðer öðlen çok acýkýrsam çok hafif bir þeyler atýþtýrýyorum. Akþamlarý da hafif yiyeceklerle idare ediyorum. Gazlý içeceklerden de kaçýnýyorum ama her zaman uzak kalmak mümkün olmuyor. Ama gün içinde çok fazla su tüketiyorum. Yemek yemekten mi çok fazla hoþlanmýyorsunuz yoksa formunuzu koruma adýna mý yiyeceklerden uzak kalýyorsunuz? Yemek yemeyi kim sevmez. Her tarafta birbirinden güzel yiyecekler varken nasýl olur da insan isteyerek uzak kalmayý düþünebilir? Gün içinde çok fazla yemek yemeyi düþünmemeye çalýþýyorum. Tatlýlar, çikolata? Can evimden vuruldum þimdi! Tatlý neyse ama çikolata... Çok seviyorum ama fazla yiyince yan etkileri oluyor. Kilo alýmý, sivilce gibi. Bizim gibi görsel iþ yapanlar yeme keyiflerinden fedakarlýk yapmak zorundalar. Bir de kadýn olunca fedakarlýk yapma katsayýsý artýyor. Dýþarýda yemek yemeyi seviyor musunuz? Arkadaþlarla zaman zaman dýþarýda yemek yiyoruz. Hamburger patates gibi fast-foodlardan uzak kalmaya çalýþýyorum ama her zaman mümkün olmuyor. Bazen de keyifli oluyor. Spor yapmaya biliyoruz... meraklý olduðunuzu Öyleyim. Sporu yalnýzca formda kalmak için yapmýyorum. Seviyorum da. Bol bol yüzüyorum, jimnastik yapýyorum, her fýrsatta voleybol oynuyorum. makyajlý olayým, her an saçlarým yapýlý olsun derdinde deðilim. Giyim tarzýnýz? Spor. Abiye giyinmem gerekirse de en rahat olanýný tercih ediyorum. Rahat hareket etmemi saðlayacak kýyafetleri alýyorum. Günlük yaþantýmda bir jean bir tiþört bana yeter. Sizin için hayatta olmazsa olmazlar nelerdir? Tabii ki ailem. En büyük çýlgýnlýðýnýz nedir ? Bir anda karar verip arkadaþlarla pijama partisi düzenlemek. Çok eðleniyoruz o partilerde. Bir de çýlgýnlýk hayalim var. Uçak kullanmak istiyorum. Uçakla taklalar atmayý hayal ediyorum. Film izlemeyi seviyor musunuz? Ben tam bir filmkoliðim. Müthiþ bir DVD koleksiyonum var. Her tür filmi izlemeyi seviyorum. Ayrýca mesleðim gereði, çekilen bütün filmler hakkýnda bilgi sahibi olmaya çalýþýyorum. Televizyon? Televizyon da izliyorum. Bu da her þeyden önce mesleðimin bir gereði. Oyunculukta hedefiniz nedir? Elbette iyi bir oyuncu olmak. Oyunculuðumla bir çok ödül kazanmak istiyorum. Yurtdýþýndaki projelerde de yer almak istiyorum. Türk Sinemasý’nýn idol oyuncularýndan biri olmak en önemli hedefim. Ünlü olmak keyifli mi yoksa zor mu? Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Evet, hem de çok. Türkiye’nin ve dünyanýn her yerini görmek istiyorum. Uzakdoðu ve Afrika’yý özellikle merak ediyorum. Bir gün mutlaka gideceðim oralara. Türkiye’de en çok tatil yaptýðým yer Bodrum. Bodrum’da olmayý çok seviyorum, orada çok eðleniyorum. Bazen keyifli bazen zor. Birilerinin yolda beni tanýmasý, gülümsemesi, halimi hatýrýmý sormasý hoþuma gidiyor tabii ki ama bazen tanýnmamak istiyorum, özgürlüðümü doyasýya yaþamak istiyorum. Hayýr, çok fazla düþkün deðilim. Kendimi iyi hissedecek kadar bakým yapýyorum. Bilirsiniz kadýnlarýn günlük bakýmlarý... Öyle her an Güzel bir aþk filminin kahramanýný canlandýrmak istiyorum. Öyle bir aþk filmi olmalý ki izleyen herkes kendini o filmin içinde hayal etmeli. Bakýmýnýza düþkün birisi misiniz? Hayallerinizdeki rol nedir? Fıkralar... Çocuk Perşembe, 12 Haziran 2008 ÇİZMELİ KEDİ 18 Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni.. *** Köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... Grubun başı köy halkına derki... - Hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. Köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. Hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. Karıların gözünü bağlayacağım. Gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elleyecek. Kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacağım... Derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. - Birinci kadın başlar. “ Bu değil, bu değil, bu değil BU!! “ kocasını ve kendini ölümden kurtarır. - İkinci kadın gelir. “Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, BU!”.. onlarda kurtulurlar. Üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. Kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. - Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, Bu Bizim Köyden Değil, bu değil, bu değil, Bu.... *** Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yaptırmak için ihale açar. İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan birer firma ve Türkiye'den de Temelin firması olmak üzere dört firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz Firması: - Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur, 30 metre enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz. derler. Amerikan Firması: - Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum 50cm fark olur. derler. Japon Firması: - Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum 20cm fark olur. derler. Sıra bizim Temel'e gelir. Temel: - lla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuuuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur. der!!! Raif Kerem Vırmiça Foto Haber B ir zamanlar, üç oğlu olan bir değirmenci varmış. Değirmenci ölünce büyük oğluna değirmen, ortanca oğluna eşek, küçük oğluna da kedi miras kalmış. Küçük oğlu bu duruma çok üzülmüş. “Kedi ne işine yarar ki insanın?” diye yakınmış. “Pişirip yiyemezsin bile.” Kedi bunu duymuş ve hemen cevap vermiş. “Kötü bir mirasa sahip olmadığınızı göreceksiniz efendim. Bana boş bir çuval ve bir çift de çizme verirseniz, neye yarayacağımı görürsünüz.” Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalan çocuk, kedinin istediklerini yapmış. Kedi çizmeleri giyince ayna karşısına geçmiş ve kendini pek beğenmiş. Sonra kilerden taze bir marulla güzel bir havuç seçip ormanın yolunu tutmuş. Ormanda çuvalın ağzını açmış, marulla havucu çuvalın içine yerleştirip bir ağacın arkasına saklanmış. Çok geçmeden taze sebzelerin kokusunu alan küçük bir tavşan çuvalın yanına gelmiş, zıplayıp içine atlamış. Kedi saklandığı yerden çıkıp çuvalın ağzını sıkı sıkı bağlamış. Ancak Çizmeli Kedi tavşanı efendisine götürmek yerine doğruca saraya gidip Kral’la görüşmek istediğini söylemiş. Kral’ın huzuruna çıktığında yere eğilerek, “Yüce Efendimiz, size Efendim Marki’den bir hediye getirdim,” demiş. Bu hediye Kral’ın çok hoşuna gitmiş. Üç ay boyunca Çizmeli Kedi saraya o kadar çok hediye götürmüş ki, Kral artık onun yolunu gözler olmuş. Derken Çizmeli Kedi’nin dört gözle beklediği gün nihayet gelmiş çatmış. “Bana sakın neden diye sormayın ve bu sabah ırmağa gidip yıkanın,” demiş sahibine. Çizmeli Kedi, o sabah Kral’ın Prenses’le, yani kızıyla birlikte ırmağın kenarından geçeceğini biliyormuş. O sabah, Kral’ın faytonu ırmağın yakınından geçerken Çizmeli Kedi telaşla yanlarına yaklaşmış. “Yardım edin! Yardım edin!” diye bağırmış. “Efendim Marki boğuluyor!” Kral hemen bir alay askerini ırmağa yollamış. Fakat Çizmeli Kedi bununla da kalmamış. Kral’a, efendisi ırmakta yüzerken hırsızların onun elbiselerini çaldıklarını söylemiş. (Oysa Çizmeli Kedi, efendisinin elbiselerini çalıların arkasına kendisi gizlemiş!) Kral, hiç gecikmeden Marki’ye bir takım elbise yollamış. Tahmin edeceğiniz gibi Çizmeli Kedi’nin sahibi, kendisine Marki denmesine çok şaşırmış, ama akıllılık edip hiç sesini çıkarmamış. Marki güzelce gyidirildikten sonra Kral onu gideceği yere götürmek için faytonuna davet etmiş ve kızıyla tanıştırmış. Prenses, iki dirhem bir çekirdek giyinmiş olan Marki’ye bir bakışta âşık olmuş. O sırada Çizmeli Kedi koşa koşa oradan uzaklaşmış. Çok geçmeden büyük bir tarlada ot biçen insanlara rastlamış. “Beni dinleyin!” diye bağırmış. “Kral bu yöne doğru geliyor. Size bu tarlaların kime ait olduğunu sorarsa ona efendim Marki’ye ait olduğunu söyleyeceksiniz. Yoksa sizi dilim dilim doğrattırırım!” Sonra Çizmeli Kedi bir süre daha koşmuş ve büyük bir tarlada buğday biçen adamlara rastlamış. Aynı şeyi onlara da söylemiş. Sonra tekrar koşmuş ve her rastgeldiği insana aynı şeyleri tekrarlamış. Derken Dev’in şatosuna varmış. Kral’ın Faytonu Çizmeli Kedi’nin geçtiği yerlerden geçerken Kral her rastgeldiği insana, “Bu tarlalar kime ait?” diye soruyormuş. Her defasında da aynı cevabı alıyormuş. Kral, Marki’nin bu kadar çok toprağa sahip olmasına şaşırmış. (Çizmeli Kedi’nin sahibi de öyle!) O sırada Çizmeil Kedi Dev’in şatosunda başka bir işler çevirmekle meşgulmüş. “Dev,” demiş Çizmeli Kedi, Dev’in nefesinin kokusundan iğrendiğini gizlemeye çalışarak. “Senin aynı zamanda müthiş bir sihirbazlık gücünün olduğunu söylüyorlar, doğru mu?” “Öyle diyorlarsa, öyledir,” demiş Dev alçakgönüllülükle. “Örneğin, istersen hemen bir aslana dönüşebildiğini söylüyorlar,” demiş Çizmeli Kedi. Bunu söyler söylemez Dev hemen kendini bir aslana dönüştürüvermiş. Çizmeli Kedi kendini dolabın üzerine zor atmış. Dev tekrar eski haline dönünce dolaptan aşağı inmiş. “Mükemmel!” demiş Çizmeli Kedi. “Ama fare gibi küçük bir şeye dönüşmek senin gibi cüsseli biri için imkânsız olmalı!” “İmkânsız mı?” diye gülmüş Dev. “Benim yapamadığım şey yoktur!” Dev bir anda fareye dönüşmüş, Çizmeli Kedi de onu hemen yutmuş. Derken Kral, Dev’in şatosuna varmış. Şatonun artık kime ait olduğunu tahmin etmişsinizdir herhalde! Çizmeli Kedi Kral’ın faytonunu şatonun yolunda karşılamış. “Bu taraftan gelin,” demiş. “Sizi bir ziyafet bekliyor.” (Dev o gün birkaç arkadaşına bir ziyafet vermeyi planladığı için yemeklerle donatılmış büyük bir masa hazır bekliyormuş!”) O gün sonunda Çizmeli Kedi’nin sahibi marki Prenses’le nişanlanmış. Bir hafta sonra da evlenmişler. Çizmeli Kedi’ye ne mi olmuş? Dokuz canından dokuzunu da sefa içinde sürmüş ve bir daha da fare avlamasına gerek kalmamış - ara sıra avlamış, o da kedi olduğunu unutmamak için. 19 Perşembe, 12 Haziran 2008 REPUBLIKA E KOSOVËS/REPUBLIKA KOSOVA/ REPUBLIC OF KOSOVA QEVERIA E KOSOVËS / VLADA KOSOVA / GOVERNMENT OF KOSOVA MINISTRIA E ARSIMIT, E SHKENCËS DHE E TEKNOLOGJISË MINISTARSTVO ZA OBRAZOVANJE, NAUKU I TEHNOLOGIJU MINISTRY OF EDUCATION, SCIENCE & TECHNOLOGY Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, yeni geliştirilen ders plan ve programları çerçevesinde I, II, III, V, VI, VII, VIII, IX, X, XI ve XII sınıflara ait aşağıda belirtilen dersler üzere (türk dili üzere öğrenim için) ders kitaplarını sağlayabilecek yayın evleri için İHALE Birinci sınıf - Müzik Eğitimi Yayınlıyor. İkinci sınıf - Müzik Eğitimi Üçüncü sınıf - Müzik Eğitimi Beşinci sınıf - Tarih Altıncı sınıf - Müzik Eğitimi Yedinci sınıf - Müzik Eğitimi Sekizinci sınıf - Türkçe - Müzik Eğitimi Dokuzuncu sınıf - Türk dili ve edebiyatı - Müzik Eğitimi Onuncu sınıf - Tarih Onbirinci sınıf - Tarih Onikinci sınıf - Türk Dili ve Edebiyatı Remateks Sh.A – Dragash Bu ihaleye kitabı yayınlayan telif haklarından dolayı hukuki konuşturması olmayan yayın evleri katılabilir. Kitap taslakları şu kriterlere uymalıdırlar: Ders programın uygun öğretim bilgileri içermeli, yeni bir öğrenim yaklaşımı sunmalı, taslakta kapsanacak konular öğrencilerin dikkatini çekecek öğretim araçlarına uyumlu olmalı, metinler (tümce türleri, uzunlukları vb.) yaş grubuna uygun olmalıdır. İhaleye katılım rumuzlu (şifreli) olacaktır. Taslaklar (komple olma kaydıyla) örnekleme ipuçlarını da içermelidirler; İhale 15 Eylül 2008 tarihine kadar açık kalacak; Ders plan ve programları, Eğtim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığında temin edilebilir. Dragash, Tel: + 381 (0)29 281 026, Fax: + 381 (0)29 281 027, Gsm: + 377 (0)44 120 332 E-mail: [email protected] DUYURU Yeni açýlacak olan iplik fabrikamýzda istihdam edilmek üzere aþaðýda belirtilen niteliklerde bay ve bayan elemanlar alýnacaktýr. Toplam alýnacak iþçi sayýsý 227 Dragaþ, Dragaþ çevresi çevresi ve Prizren’den alýnacaktýr. - Tekstil Mühendisi ve/veya Teknisyeni - Makine Mühendisi ve/veya Teknisyeni - Elektrik Elektronik Mühendisi ve/veya Teknisyeni - Kimya Mühendisi ve/veya Teknisyeni - Muhasebe ve Finans Sorumlusu/Elemaný — Ekonomist - Sekreter (Türkçe, Arnavutça ve Sýrpça dilleri konuþabilen) - Usta/Operatör /Makine bakým, Klima, Boyahane, Tesisat, Buhar kazaný) - Güvenlik Görevlisi - Forklitfçi - Vasifli/Vasifsiz iþçi Baþvurular en geç 25.06.2008 tarihine kadar teslim edilecek. - Ýþ baþvuru formu - 1 adet fotoðraf - Doðum kaðýdý fotokopisi - Kimlik fotokopisi ile þahsen aþaðýdaki adrese yapýlacaktýr. Remateks Dragash (Drateks — Dragash) Tel: 029 281 026 NOT: Ýþ baþvuru formu fabrikadan, Dragash iþ bulma kurumunda ve Prizren iþ bulma kurumundan alýnabilir. İsmet (Cepçi) Kazaz’ı Ölümünün 17. yılında rahmetle anıyoruz. Aradan yıllar geçse de dünde, bugünde, yarınlarımızda, hasretinle canımızda, özleminle kalbimizde, hayalinle özümüzde, sıcaklığınla her an her yerde bizimlesin. Aldığımız her nefeste sen varsın, yaşadığımız her an senle ve “senin için” yaşıyoruz. Yüreğimizdeki özleminle: Eşin: Firdez, Kızların: Türkan, Şükran, Oğlun: Selahattin, Gelinin: Visal, Damatların: Şefket ve Adnan, Torunların: Gençer, Dilek, Tuncay, İsmet, Cevdet Spor Perşembe, 12 Haziran 2008 Hewitt İngiltere'de iyi başladı A Hamilton, Raikkonen ve Alonso'nun yarış dışı ka ldığı olaylı Kanada Grand Prix'sin de kariyerinin ilk birin ciliğini elde eden BMW'den Robert Kubica, klasman liderliğ ine yükseldi. F ormula 1'de sezonun 7. yarışı olan Kanada Grand Prix'sini BMW'nin Polonyalı sürücüsü Robert Kubica kazandı. Sadece 13 aracın finiş gördüğü yarışta kariyerinin ilk zaferini kazanan sezonun flaş ismi, genel klasmanda puanını 42'ye çıkararak, Kimi Raikkonen'den liderliği devraldı. Gilles Villeneuve Pisti'nde yapılan yarışın startında herhangi bir değişiklik olmazken, 17. turda Force India pilotu Andreas Sutil'in kazasıyla başlayan olaylı yarış ilginç kazalara sahne oldu. Sutil'in kazasından iki tur sonra yarışı lider götüren McLaren pilotu Lewis Hamilton, pit çıkışında şampiyonanın bir diğer iddialı ismi Ferrari pilotu Kimi Raikkonen'e arkadan çarpınca iki sürücüde yarışa noktayı koydu. Uzun süre güvenlik aracı eşliğinde giden yarışta 3. sıraya kadar yükselen Renault'nun dünya şampiyonu pilotu Fernando Alonso da bitime 26 tur kala vites kutusu arızası nedeniyle aracını garaja çekmek zorunda kaldı. Bu kazaların ardından eline geçirdiği birinciliği finiş çizgisine kadar korumayı başaran BMW pilotu Robert Kubica, Kanada'dan galibiyetle ayrıldı. Formula 1'deki 3. sezonunda kariyerinin ilk yarışını kazanan Polonyalı sürücü, puanını 42'ye yükselterek pilotlar klasmanında liderlik koltuğuna oturdu. W o od s g e r i dö nü y o r ica'nın Kanada'da zafer Kub vrupa'da toprak kort sezonunun sona ermesinin ardından, tenis heyecanı yeşil çimlere taşındı. Çim kort sezonunun en prestijli turnuvası olan Artois Şampiyonası, İngiltere'de başladı. Daha önce 4 kez burada şampiyon olan Lleyton Hewitt, ilk güne yine iyi bir başlangıç yaptı. 2002 Wimbledon şampiyonu olan ve 4 defa Artois Şampiyonası'nı kazanan Lleyton Hewitt, İngiliz Josh Goodall karşısında rahat bir galibiyet aldı. İki seti de 6-4'lük skorlarla kazanan Hewitt, maçtan sonra, "Yeniden çimde tenis oynamak harika. Geçmişte burada başarılı olmuştum ve bunu bir kez daha başarabilirim." dedi. Rus tenisçi Marat Safin ise ilk tur maçında zorlandı. Dünya sıralamasında 488. sırada bulunan James Ward, Safin'den set almayı başarsa da ikinci tura yükselen dünya eski 1 numarası oldu. Safin mücadeleyi 4-6, 6-4 ve 6-1'lik setlerle kazandı. Tiger Woods 1,5 ay aradan sonra yeniden golf kortlarına dönüyor. Geçtiğimiz Nisan ayında oynadığı Masters sonrası hiç bir turnuvaya katılmayan Woods, Amerika Açık'ta mücadele edecek. 1 3 büyük turnuva kazanan golf dünyasının yaşayan efsanelerinden Tiger Woods sol dizinden geçirdiği ameliyatın ardından Amerika Açık'la beraber yeniden golf kortlarına dönüyor. Geçen sene Angel Cabrera'nın kazandığı Amerika Açık'ı Woods en son 2002 yılında ilk sırada bitirmişti. Woods bir süreden beri turnuva oynamamanın onu nasıl etkileyeceğini bilmediğini söylerken, “Rakiplerim belirli bir ritm içerisinde mücadele ediyor ve ben bir anda o mücadelenin içine nasıl girebileceğim bilmiyorum” dedi.akatlığı hakkında da konuşan Woods, ameliyat sonrası dizinin tam olarak iyileşmediğini, ama oynayabilecek kadar iyi durumda olduğunu söyledi. Mehmet Okur kadroda yok Türkiye A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın 2009 Avrupa Şampiyonası elemelerinde mücadele edecek aday kadrosu açıklandı. NBA'de forma giyen yıldız oyunculardan Mehmet Okur sakatlığı nedeniyle kadroda yer almadı. P olonya'da düzenlenecek 2009 Avrupa Şampiyonası'nın eleme grubu maçlarını oynayacak A Milli Takım'ın aday kadrosu açıklandı. NBA'de Orlando Magic forması giyen Hidayet Türkoğlu takımda yer alırken, Utah Jazz'da oynayan bir diğer yıldız oyuncu Mehmet Okur ise omzundaki sakatlık nedeniyle aday kadroda yer almadı. 18 oyuncunun yer aldığı A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın aday kadrosu şu isimlerden oluşuyor: Ersin Görkem (Antalya BŞB), Ersan İlyasova (Barcelona), Ümit Sonkol (Banvit), Engin Atsür (Benetton Treviso), Sinan Güler (Efes Pilsen), Barış Hersek (Efes Pilsen), Bora Hun Paçun (Efes Pilsen), Ender Aslan (Efes Pilsen), Kerem Gönlüm (Efes Pilsen), Oğuz Savaş (Fenerbahçe Ülker), Ömer Aşık (Fenerbahçe Ülker), Ömer Onan (Fenerbahçe Ülker), Semih Erden (Fenerbahçe Ülker), Cemal Nalga (Galatasaray Cafe Crown), Cenk Akyol (Galatasaray Cafe Crown), Hidayet Türkoğlu (Orlando Magic), Kerem Tunçeri (Real Madrid), Doğuş Balbay (Texas Longhorns).
Benzer belgeler
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
aşbakan Haşim Thaçi Salı günü AB ve NATO
üst düzey yetkilileri ile görüşmek üzere
Brüksel’e hareket etti. Başbakan, Brüksel
ziyareti sırasında AB Ortak Dış Siyaset ve Güvenlik
Yüksek temsilcisi Hav...
Kosova
yineleyen Kermabon, kısa bir zaman içinde Kuzeyde bulunan Zubin Potok ve
Leposaviç gümrük kapılarını da ziyaret edeceğini söyledi.
EULEX’in sonbaharda tam anlamı ile göreve başlayacağından duyduğu ...
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
verme zamaný gelmiþtir. Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan
etmesinden sonra bütün ülkeler baðýmsýzlýðýný tanýmasý
gerekmektedir. Baþkalarýnýn ne yapacaðýný bakmayacaðýz.
Bu
noktada
Kosova’nýn
baðýmsýzl...
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
yanýtlayan Di Carlo, Cumhurbaþkaný ile gerçekleþtirmiþ olduðu görüþmeyi olumlu ve geleceðe yönelik
olarak deðerlendirdi. Kosova ile ilgili ABD’nin net
bir tutumu olduðunu ve bu tutumda herhangi bir
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Sýrplar, Güvenlik Konseyi’nde Kosova ile ilgili yeni bir kararýn alýnmamasý için Rusya’ya sýðýnmýþ durumdalar. Rusya, Sýrplara biraz daha
zaman kazandýrmak adýna Priþtine ve Belgrat’ý bir heyetin z...
Ve görüşmeler start aldı - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
belirten Kermabon, Kosova vatandaþlarý arasýnda göz ardý
etmeden güvenlik saðlamaya hazýr olduklarýný söyledi.
Kermabon, “Kosova’da KFOR komutaný görevindeki durumumdan bu yeni görevim deðiþiklik a...
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan etmiþ olduðu Ahtisaari
çözüm öneri paketi çerçevesinde Kosova’da asayiþ ve
adalet konusunda yetki sahibi olacak olan EULEX
Misyon Þefi Kermabon, “27 ülkenin rýzasý il...
Newsletter
gerçeðini kabul etmesi gerekliliðine iþaret eden
Gelbart, “Kosova egemen bir devlet. Sýrbistan’ýn
yeni hükümeti bu gerçeði artýk kabul etmelidir.
Belgrat bu gerçeði kabul ettikten sonra Priþtine
il...