Grevlere Doğru
Transkript
Sözleşme İçin Greve Kağıtsızlara Çağrı Sende 1 Frank bağışta bulun 2 Ücret Dampingi 454 ücret dampingi tesbit edildi Irkçılıkla Mücadele 3 Irkçı saldırılara göçmelerin tepkileri 4 Nr. 7 | September 2007 | türkisch Erscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch İnşaat İşkolunda Neden Grev? Grevlere Doğru İnşaat işkolu için geçerli Toplu İş Sözleşmesi LMV olarak biliniyor (Landesmantel Vertrag) Diğer toplu iş sozleşmeleri gibi 2 veya 3 yıllık bir süre için sendikalarla işverenler arasında yapılıyor, bu süre bitmeden yeni sözleşme için taraflar görüşmeler başlıyor ve genel olarak yeni bir sözleşme yapılıyor veya mevcut sözleşme bir yıl daha uzatılıyor. Onbinlerce inşaat işçisi sokaklara döküldü. İşkolunda ki Toplu İş Sözleşmesine yapı işçileri Zürih’te yapılan ve 17000 sendika üyesinin katıldığı kitlesel bir mitingle ilk büyük tepkilerini dile getirdirler. Bu mitinge kadar inşaatlarda yapılan grev oylamalara katılan 36211 inşaat işçisinde 30598 i veya %85 i evet oyu kullandı. Böylece 30 Eylülde sona eren Toplu İş Sözleşmesi ile birlikte sendikaya bu işkolunda grevlere başlamanın yoluda açılmış oldu. Zürih’te ki mitinge katılan inşaat işçileri, toplu iş sözleşmesi savunma kararlığında olduklarını bir kez daha kamuoyuna ilan ettiler. ‚Greve hazırız’ diye mitingte yaptığı konuşmaya başlayan Unia sendikası işkolu sorumlusu H. Scheidegger, inşaat işçilerinin talebini hiç bir yanlış anlaşmaya frısat bırakmayacak şekilde dile getirdi. Grev oylamasının sonuçlarınıda resmen dile getiren işkolu sorumlusu, Unia sendikasının grev için gerekli tüm hazırlıkları tamamladığınıda sözlerine ilave etti. İnşaat işverenlerinin tek taraflı olarak toplu iş sözleşmesini fest etmeleri ile niyetlerini açığa vurduklarına dikkati çeken Scheidegger, 1 Ekim 2007 tarihinde itibaren bu işkolunda sözleşmeye bağlı olarak asgari ücretten, çalışma süresine kadar hiç bir bağlayıcı belirlemenin kalmadığını, bununla işverenlerin sonu belli olmayan bir serüven içine sürüklendiğini söyledi. Toplu İş Sözleşmesinin geçerli olduğu bugüne kadar, pek çok işverenin sözleşmenin bağlayıcı maddelerine uymadığını dile getiren Unia sendikası merkez sekreteri, sözleşmenin ortadan kalkması ile bu durumun işkolunda tam bir kaos durumu yaratacağını belirtti. Asgari ücret Toplu iş sözleşmesi tamda bu durumu önlmekteydi, yani komşu ülkelerden gelseler bile Isvicre de bir inşaatta çalışan işçilere toplu iş sözleşmesinde belirlenen asgari ücretler verilmek zorundaydı. Unia sendikası inşaat işverenlerinin bu girişiminin, yani daha az ücretle işçi çalıstırma imkanına yol açılmasının, diğer işkollarınıda etkiliyeceği ve genel olarak ücretler üzerinde ki baskının artacağını düşünüyor, bu nedenle mevcut durum sadece inşaat işçilerini değil İsviçre'de çalışanların tümünü ilgilendiriyor. Bu nedenle 22 Eylül de Zürihte yapılan miting te ayrı bir öneme sahip. Göcmen çalışanların, bu arada Türkiyeli göçmenlerin bundan daha da fazla etkilenecegini söylemeye ayrıca gerek yok. Konu ile ilgili diger bilgileri (özellikle Türkçe Horizonto ekinde ki yazıları) sendikanın web sayfasında bulabilirsiniz. bu tavrına rağmen binlerce işçi sendikaların düzenlediği mitinge katıldı. Ücret Dampingi İşçilere Tehdit Zürih’teki mitinge katılan işkolunda örgütlü diğer bir sendikanın Syna sendikasının başkanı K. Regotz’da, işverenlerin sosyal barışı imha İnşaat işkolunda 2002 yılında yapılan bir grevle İnşaat işçilerine 60 yaşında erken emekli olma hakkı kazanıldı. İşverenler şimdi bu ve benzeri hakları ortadan kaldırmak için sendiklarla toplu iş sözleşmesi yapmak istemiyorlar veya sözleşmede ki hakları kısmak için bunu bir santaj aracı olarak kullanmak istiyorlar. Bu neden İnşaat işverenleri birliği (Baumeisterverband) Haziran ayından toplu iş sozleşmesini tek taraflı olarak fesih etti. Böylece 1 Ekim 2007 den itibaren bu İnşaat işkolunda bir toplu iş sözlesmesi olamayacak. Bu işkolunda ki asgari ücretler bu toplu iş sözleşmesi çerçevesinden belirlenmekteydi ve bütün işyerleri buna uymak zorundaydı. Sözleşmenin ortadan kalkması ile bu zorunluluk ta ortadan kalkmakta. Başka bir deyişle işverenlere daha az ücretle işçi çalıstırma imkanı ortaya çıkacak. Bunun anlamı özellikle İsviçre ile Avrupa Birliği arasında ki ikili anlaşma ile gelen «serbest dolaşım» sonucu komşu ülkelerden buraya daha az ücretle işçi getirmenin kapısı açılmakta. Bu durumda işçi ücretlerinin düşmesi soz konusu olacak. etme yolunda olduklarını sözledi. Sözleşmesiz durumun ortaya çıkması ile sadece yasada belirtilen hakların bağlayıcı hale geleceğine dikkat çeken Regotz, inşaat işverenlerinin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden anladıkları tek şeyin ‘kendilerinin konuşup kendilerinin dinlemesi’ olduğunu dile getirdi. Mitinge katılna işçiler ise, işverenlerin mitinge katılmak isteyenleri tehdit ettiklerini belirterek, son haftalarda inşaatlarda işverenler tarafından estirilen havayı dile getirdiler. Son haftalarda birbiri üzerine işçilere, sendikaların düzenledikleri miting ve grevlere katılmamaları yönünde mektuplar gönderen veya işyerlerinde işçilere toplu olarak bu tür tehditlerde bulunan işverenlerin Bunu takiben mitingte yaptığı konuşmada Unia eş başkanı A. Rieger, bu güne gelene kadar işverenlerin izledikleri yolu dile getirdi ve ‚çalışanlar toplu iş sözleşmesi ile haklarını almak istiyorlar, buna işverenler engel olamaz’ dedi. İşverenlerin işçi haklarını koruyan toplu iş sözleşmelerine karşı tavır almaları ile İsviçre’de yeni bir dönemin başlayacağını belirten Unia başkanı, diğer işkollarının da bu tavrı izlemlerinin beklendiğini söyledi. Rieger, ‚bu mücadele İsviçre’de çalışan tüm işçilerin sorunudur, inaat işkolunda başlayan bu gelişmeye tüm çalışanlar birlikte cevap vermelidir. Buna engel olunmazsa ortaya bir kaos çıkacaktır. Buna bağlı olarak İkili Anlaşmalarla gelen serbets dolaşımda tehlikeye girecektir.’ dedi. Daha sonra mitingete konuşan Alman IG Bau sendikası başkan yardımcısı Dietmar Schäfer, ‚İsviçre’de bağlayıcı bir asgari ücretin or- tadan kalkması Avrupa içinde kötü bir işaret olacaktır’ dedikten sonra, ayni durumu daha önceki yıllarda yaşayan Almanya’da bu durumun binlerce işçinin işsiz kalması ile sonuçlandığına dikkat çekti. ‚Almanya’da, inşaat işkolunda yaşanan toplu iş sözleşmesiz durum, bu işkolunda tam bir karmaşa ortamı yarattı’ diyen Dietmar Schäfer, bunun iki yıla yakın bir sğre işverenlerin toplu iş sözleşmesi yapmak istememesinin sonucu olduğunu hatırlattı. İnşaat işçilerinin mitingine SP başkanı Hansjürg Fehr, mşlletvekili Jo Lang, ve SGB Başkanı P. Rehsteiner gibi İsviçre’nin tanınmış pek çok politkacısınında katılıp destek vermeside dikkati çekti. horizonte Kɩsa kɩsa Göçmen Komisyonu Unia sendikasının yıllık Göçmen Komisyonu Eylül ayı başında toplanarak, Unia sendikasının göçmenlere ilişkin yeni poltikasının belrilenmesi için tartışmaları başlattı. Bilindiği gibi en son Göçmen Yasası’nın kabul edilmesi ile sendikanın göçmen politikası tartışılmaya açılmış ve bu konuda Unia sendikasının temel görüşlerini tesbit eden bir bildirge yayınlanması kararlaştırılmıştı. Bu konuda hazırlanan ilk taslak Göçmen Komisyonu toplantısında tartışılmaya başlandı. Yeni göçmen yasasının 2008 yılında yürülüğe girmesi ile ortaya çıkacak sorunlarıda tartışan Komisyon,bu çerçevede SVP gibi partilerin ortaya attığı ‚Uyum Anlaşması’ gibi göçmeler üzerinde baskıları yoğunlaştıracak uygulamlara daha başından karşı çıkılması gerektiğinide kararlaştırdı. Bu yıl ikl defa yapılan SGB ye bağlı sendikalarının göçmen komisyonları ortak toplnatısında değerlendiren delegeler,bu olumlu girişimin devam ettirilemesin,de talep ettiler. Haziran ayı başında yürürlüğe giren Pansiyonm Kasa ile ilgili yeni değişikliğin, Unia sendikası tarafından yürütülen bilgilendirme faaliyetleri ile büyük bir sorun yaratmadan gerçekleştirildiğide delegeler tarafından dile getirildi. Satış Elemanları En son açıklanan rakamlar satış işkolunda işyerlerinin cirolarını arttırmaya davet ettiğini göstermekte olduğuna dikkati çeken Unia sendkası, satış elemanlarınında bu durumdan yararlanmaları gerektiğini, bu nedenle bu yıl ciddi bir ücret artışı yapılması gerektiğini açıkladı. Bu yıl yapılacak ücret zammı için Unia sendikası 150 Fr. lık bir ücret zammı talebinde bulunmayı kararlaştırdı. Buna ek olarak kadın çalışanların ücretlerinin daha fazla arttırılması için toplam ücretlerin %1 oranında bir miktarın tahsis edilmesi sendikanın tesbit ettiği talepler arasında. Geçtğiğmiz yıllarda satışların artmış olmasına karşın çalışanların sayısının azalması ile çalışanların daha yoğun çalışmak zorunda kalması bu ücret zammı talebinin başka bir gerekçesi. Satış işkolunda asagari ücretlerinde benzer şekilde arttırılmasıda sendikanı talepleri arasında yer aldı. Carrefour Coop geçtiğimiz günlerde Carrefour firmasınına ait satış yerlerinin Coop tarafından satın alındığı açıklanadı. Unia sendikası Coop işyerinden bu konu ile ilgili olarak, Coop için geçerli olan toplu iş sözleşmesinin Carrefour çalışanları içinde geçerli hale getirilmesini talep etti. İsviçre’de satiş işkollunda ki işyeri birleşmeleri bu girişimle daha da hızlandı. Unia sendikası bu gelişmenin özellikle tüketiciler için olumlu sonuçlar vermeyeceğini belirterek, bu birleşmenin yüklerinin çalışanların omuzuna yıkılmaması gerektiğini savunuyor. Satın alma kararını takiben Coop, bu işyerinde çalışanlara bu nedenle çıkış verilmeyeceğini açıklaması olumlu olarak karşılanırken, bu güne kadar sendikalarla bir toplu iş sözleşmesi yapmak istemeyen Carrefour’da çalışan işçilerin bu gelişme ile bir toplu iş sözleşmesine sahip olma imkanı ortaya çıktı. Böylece bu işyerinde çalışanların pek çok konuda yeni haklara kavuşmasıda gerçekleşmiş olacak. 2 Nr. 7 | September 2007 | türkisch 1 SFR = 1 SES Oberzeile Kağıtsızlara Çağrı İsviçre’de oturma izni olamadan yaşayan, çalışan, çocuk büyüten, varlığını gizlemek zorunda olan, kendini görünmez yapanlara, lemi düzenliyor. Amaç, İsviçre’nin en politik binası olan Bern’de ki Parleneto binasının tamiratına yönelik. Kağıtsızların katkısı İsviçre Parlementosu’nun tamiri için sende 1 Frank bağışta bulun. Yapacağın bağışla İsviçre kamuoyuna bir ses ver. Hırvat sanatçı Andreja Kulunãiç, Zürih’te ki ayni amaçlı sergisi Zürih Kağıtsızlar Bürosu (SPAZ) ve Shedhalle ile birlikte, kağıtsızlarla ve kağıtsızlar için bu ey- Bu tamirata ‚katkıda’ bulunmak için her kağıtsızdan 1 Frank bağışta bulunma çağrısı ile, toplum içinde görünmezden gelinen kağıtsızların varlığını topluma hatırlatmak, Bu elbette bir hediye değil, insanları bu konuda itmeye zorlayan bir davranış. Sembolik olarak Parlemen- tonun tamiratına katkıda bulunan kağıtsızlar, bu binada kalıcı bir yere sahip olmaları gerekli. Bu ses ile kağıtsızlar, kendilerini görünür hale getirecek, yeni yasaların onlara tanımak istemediği en temel insan haklarından yararlanma talebini yükseltmelerini sağlayacaktır. Bu eyleme katılmak için gerekli bilgileri www.1chf-1voice.ch adresinden bulabilirsiniz. Novamed Novamed Grevi ile Dayanışmaya Antalya Serbest Bölgesi’nde kurulu Novamed GMBH fabrikasında 26 Eylül 2006’da greve başlayan 81 kadın işçinin grevi birinci yılını doldurdu. Novamed GMBH, Fresenius Medical Care isimli tüm dünyada diyaliz sektöründe; diyaliz cihazı, diyaliz sarf malzemesi, diyaliz seti (AV set) üretiminde dünya pazarının büyük bir bölümünü elinde bulunduran çokuluslu şirket bünyesinde faaliyet gösteren bir fabrika. Fabrikadaki çalışma koşulları ise birçok serbest üretim bölgesi işyerinde olduğu gibi son derece vahşi. Çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu işyerinde ücretler düşük, çalışma koşulları zor. Günlük çalışma sırasında işçilere 15 dakikalık tek bir mola ve 25 dakikalık yemek arası veriliyor. İşyerinde yemek servisi yok, çalışma saatlerinde ve servis aracında dahi işçilerin birbiriyle konuşması yasak. Fabrikada çoğunluğu oluşturan kadın işçilere yöne- lik baskılarsa daha da zorluydu. Kadın işçilerin evlenmek için fabrika yönetiminden izin almaları gerekiyor, kadın işçiler asla insan yerine konulmuyorlardı. Evli kadınlar yönetimin belirlediği zamanlarda hamile kalıp çocuk doğurmak için sıraya girmeye zorlanıyorlardı. Mücadele başlıyor Novamed’in kadın işçileri bu çalışma koşullarına isyan ederek Petrol-İş sendikasında iki yıllık bir örgütlenme mücadelesine başladılar. Sendika çeşitli zorlukları aşarak 19 Nisan 2006 tarihinde toplu sözleşme yapma yetkisini aldı. Ancak Fresenius-Novamed yönetiminin baskıcı tutumundan dolayı, bir anlaşmaya varılamadı. Fresenius ve Novamed yöneticilerinin katı tutumu nedeniyle TİS görüşmelerinde uzlaşma sağlanamayınca işçiler, insana yakışır çalışma ve yaşam koşulları için 26 Eylül 2006 günü greve çıktılar. Greve çıkan 84 işçinin 82’sini oluşturan kadın işçiler, 1 yılını dolduran grevde bütün hayatlarını değiştiren bir deneyim yaşayarak, hem sermaye egemenliğine hem de erkek egemenliğine karşı mücadeleyi grev çadırlarında, dayanışma etkinliklerinde sürdürüyorlar. Novamed grevi 1. yılını doldururken, İstanbul’daki kadın örgütleri, kadın çevreleri ile sendika ve demokratik kitle örgütlerinden kadınlar tarafından oluşturulan «Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platformu» grevci kadın işçilerle ilgili bir dayanışma kampanyası başlattı. Novamed greviyle dayanişma kadin platformu Antalya Serbest Bölge’de kurulu Novamed fabrikasında 1 yıldır grevde olan 81 kadın işçiyle dayanışma amacıyla bir imza metni hazırladı. Toplanan dayanışma imzaları TMBB Başkanlığı’na ve Novamed Türkiye Temsilciliğine gönderilecek. Dayanışma imzalarınızı Sosyal Haklar Derneği web sitesinin iletişim adresine gönderebilirsiniz: [email protected]. İsviçre Göçmen ve İltica Yasaları Gözlem Kurumu Kuruldu 24 Eylül 2006 da halkoylaması ile kabul edilen yeni Göçmen Yasa’sının göçmenlerin aleyhine doğurması muhtemel etkileri takip etmek için kurulun ‘İsviçre Göçmen ve İltica Hukukunu Gözlem Kurumu’ çalışmalarını sürdürüyor. Yeni yıl başında yürürlüğe girecek olan bu yasalardan etkilenen göçmenlerin durumunu somut belgelerle takip etmek ve bunun doğurduğu sonuçları kamuoyun yansıtmak amacı ile kurulan gözlem kurumu ilk elden, yasal düzenlemelere belirleyecek olan belgeleri toplamakla işe başlamış bulunuyor. Yeni yasaların uygulanmaya başlanması ile gerek insan hakları gereksede hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesinin önü açılacağı düşüncesi ile kurulan Gözlem Kurumu, toplnadıkları bilgi ve belgeleri ilgili kurumların kullanımına aça- cak. Buna bağlı olarak kurum ayrıca ortaya çıkacak özel sorunlarla ilgili olarak müdahele etme, özel rapor hazırlama veya eyleme geçme gibi imkanlarıda programına almayı planlamakta. Birlikte çalışma Gözlem Kurumu bu amaçlarına ulaşabilmesi için öncelikle, bu yasa nedeni ile mağdur duruma düşenlerden doğrudan bilgi edinmesi gerekmektedir. Bir merkezde toparlanacak olan bilgiler bu alnada ki politik çalışmalar ve tartışmalara önemli bir katkı yapacaktır. Bu nedenle Gözlem Kurumu gerek tek tek bu yasadan etkilenen göçmenlerden gereksede göçmen kurumlarından gerekli bilgileri edinmesi gerekmektedir. Yeni yasa ile yaşam koşulları kötüleşen ve mağdur duruma düşen göçmenlerin doğrudan veya göçmen kurumları aracılığa durumlarını Gözlem Kurumuna bildirmeleri ile bu kurum üzerine düşen görevleri yapabilecek bir konuma gelecektir. İsviçre’de Ayrımcılık Yapılıyor İsviçre’de vatandaşlığa kabul sürecine ilişkin yeni bir rapor, mevcut sistemin ayrımcılığa dayalı ve bir çok açıdan da ırkçı bir nitelik taşıdığı iddialarını içeriyor. İsviçre’de ırkçı ayrımcılığa ilişkin federal komisyon tarafından hazırlanan rapor, mevcut sistemde geniş kapsamlı değişiklikler tavsiye ediyor - bu değişiklik istenen uygulamaların başında da herhangi bir topluluğun üyelerine, bireylerin vatandaşlık başvurularına ilişkin oy kullanmalarında izin verilmesi geliyor. İsviçre, Avrupa’da vatandaşlığa kabul yasalarının en sıkı olduğu ülkelerin başında geliyor; örneğin, bir yabancı ülke vatandaşının İsviçre vatandaşlığına başvurmadan önce en az 12 yıl İsviçre’de yaşamış olması şartı aranıyor. Ayrıca İsviçre’de doğmuş olmak, vatandaşlık hakkını da beraberinde getirmiyor. Vatandaşlık Hakkı BBC muhabiri Imogen Foulkes’un Bern’den gönderdiği habere göre, rapor, İsviçre’nin vatandaşlık sistemini değiştirmesi gerektiğini vurguluyor. Mevcut sisteme göre, yabancıların vatandaşlığa yerel köy ve kasaba meclisi üzerinden başvurmaları gerekiyor; bu kişiler, ilk olarak bir vatandaşlık komisyonuna çıkıyor ve İsviçre vatandaşı olma isteklerine ilişkin soruları yanıtılyorlar. Daha sonra, bütün bir cemaatin katıldığı gizli oy ya da el sayımıyla yapılan bir oylama yapılıyor. Rapora göre, ırkçı ayrımcılıklardan zarar görebilecek bir uygulama bu. Rapor, Kosova kökenli ve özürlü bir adama ilişkin vakayı örnek veriyor. Söz konusu kişinin vatandaşlık başvurusu, tüm yasal kriterleri yerine getirmiş olmasına karşın, Müslüman kimliğinin yanı sıra özürlü olmasının vergi mükellefleri üzerinde yük oluşturduğu gerekçesiyle reddedilmiş. Ayrımcılık Örnekleri Yardım Çağrısı Gözlem Kurumunun bu görevleri yerine getirmesi için ayrıca mali yönden de desteğe ihtiyacı vardır. Bunun için Gözlem Kurumu, ilk elden 100 kişiden 100 Fr. lık yardım alınmasını için bir kampanya başlatıı. Bu kampayaya destek vermek isteyenler aşağıdaki adreslere müracaat edebilirler. Vania Alleva Kampanya 1000x100.–: Schweizerische Beobachtungsstelle für Asyl- und Ausländerrecht, 3011 Bern, Postkonto 60-262690-6. Bilgi vermek ve birlikte çalışam için: [email protected] oder T 071 222 99 64 (Deutschschweiz), T 022 818 03 50 (Romandie) Raporda, başvurusunun en fazla reddedilme ihtimali olan kesimlerin Balkanlar ve Afrika’dan gelenlerle Müslümanlar olduğu belirtiliyor ve vatandaşlığa kabulün belli bir topluluk değil, seçilmiş bir kurul tarafından yapılması gerektiği tavsiye ediliyor. Bununla beraber böyle bir karara muhalefetin oluşmasına da kesin gözüyle bakılıyor. İsviçre’de gelecek ay yapılacak genel seçimlerde yabancılar meselesi kilit önem taşıyor. Kamuoyu yoklamalarında şu sıralarda sağ kanat İsveç Halkının Partisi önde gidiyor. Parti, İsveç’te yaşayanların kimin İsviçreli olacağına kimin olamayacağına karar vermesinin demokratik bir hak olduğunu savunuyor. horizonte Otel ve Lokanta İşkolu Çıraklara Herkese 13.Aylık Asgari Ücret Otel ve Lokanta işkolu için geçerli Toplu İş Sözleşmesi çerçevesinde yapılan yeni bir anlaşma ile, bu işkolunda çıraklık eğitimine yapan genç çalışanlar için de asgari ücretler tesbit edildi. 2007/2008 eğitim yılı için tesbit edilene ve otel lokanta işkolunda ki bütün işletmeler için geçerli olan çıraklar için asgari ücretler şöyle: Otel lokanta işkolunda çıraklar için asgari ücretler Olgunluk Diploması (EFZ) için 3 yıllık Temel eğitim 1. Çıraklık yılı 2. Çıraklık yılı 3. Çıraklık yılı Fr. 1020 Fr. 1300 Fr. 1550 2 yıllık mesleki eğitim (EBA) diploması 1. Çıraklık yılı 2. Çıraklık yılı Fr. 1020 Fr. 1300 Mesleki eğitim diploması, EBA, aldıktan, kısa eğitimle Olgunluk Diploması EFZ almak isteyenler 1. Yılda 2. Yılda 3 Nr. 7 | September 2007 | türkisch Fr. 1300 Fr. 1550 Olgunluk Diploması (EFZ) aldıktan sonra bir yıllık mesleki eğitimini devam ettirenler Fr. 1750 Çırakların tatil, çalışma süresi gibi çırakları ilgilendiren diğer konularda her türlü bilgiyi Unia sendikası bürolarından edinebilirsiniz. Ağustos ayı sonunda toplanan Unia sendikası otel ve lokanta işkolu konferansı, işverenlerle varılan ücret zammı anlaşmasını onaylarken, bu yılın sonunda yapılacak olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, tüm çalışanlara 13. aylık hakkını öncelikli hedef olarak tesbit etti. Bu işkolunda çalışan yaklaşık 200 000 işçi varılan anlaşmaya göre yıl başında yğzde iki oranında ücret zammı alacak. Buna bağlı olarak asgari ücretler 3300 Fr. Yükselirken, meslek eğitimi olan çalışanlar için için asgari ücret 3730 Fr. olacak. Böylece asgari ücretlerde ki artma, pahalılık oranı çıkartıldıktan sonra reel olarak %1.5 oranında gerçekleşmiş oluyor. Otel lokanta işkolundan sorumlu Unia sekreteri Mauro Moreti bunun daha önceki yıllarda ki artışlardan yaklaşık iki misli daha fazla olduğuna da dikkat çekti. Ancak Unia sendikası bu ücret zamlarının, bu işkolunda ki düşük ücretler dikkate alındığında hala yeterli bir düzeye ulaşmadığı görüşünde. Bu işkolunda ki ücretlerin arttırıl- Seçim 2007 21 Ekim’de yapılacak Parlemento seçimlerinde milletvekil adayı olan M. Akyol’a sorulan bazı sorular ve cevapları Artık yeter. ması için 2001 yılından bu yana yoğun çaba gösteren Unia sendikasının bu çabaları ile 2001 yılında 2510 Fr. Olan asgari ücretler bu süre içresinde yaklaşık 800 Fr. artmış oldu. Denner durch Migros (türkisch) Denner için Sözleşme Bu yılın ortasında Migros’un Denner’i almak istediği açıklanmış ve İsviçre’de tekel durumunda olan bu iki büyük satış yerlerinin birleşmesinin mevcut rekabet yasalar çerçevesinde hangi şartlarda mümkün olabileceği Parlementonun yetkili komisyonu tarafından incelenmeye alınmıştı. Migros’un en yakın rakibi Coop ik hafta önce bunun mümkün olduğunu gösterdi, Carrefour firmasını satın alan Coop, kendi işçileri için geçerli olan Toplu İş Sözleşmesinin bu işyeri içinde geçerli olacağını açıkladı. Bu sözleşme ile Carrefour çalışanları daha fazla tatil, daha iyi bir Pansiyon Kasa, erken emeklilik ve çalışma süresi elde edecekler. Geçtiğimiz günlerde bu komisyon, birleşmeye yeşil ışık yakarak, bunun için ne gibi şartları yerişne getirmesi gerektiğini kamuoyuna duyurdu. Unia sendikası ise, Migros işyerinde çalışanların bir toplu iş sözleşmesi sahip olmasına karşın Denner çalışanlarının böyle bir sözleşmesi olmadığına dikkat çekerek, Migros toplu iş sözleşmesinin Denner çalışanları içinde geçerli olması gerektiğini açıkladı. İşçileri yeni haklar Denner içinde bunlar geçerli, geçtiğimiz yıllarda sendikaların toplu iş sözleşme taleplerini sürekli olarak red eden işyeri yönetimi, sadece Usego işyerinde devaldıği Egerkingen dağıtım yerinde bir sözleşme bulunuyor. Denner tarafından satın alınmadan önce bu işyerinde bir sözleşme bulunuyordu ve Denner Unia sendikasının ısrarlı mücadelesi ile bu sözleşmeyi kabul etmek zo- Birleşmenin sonu. runda kalmıştı. Unia sendikası, satış işkolunda bu yıl meydana gelen işyeri satın almaları ve birleşmeleri sonuc, çalışanların haklarının kaybolmaması için mücadele etmeyi sürdürüyor. Bununla ayni zamanda bu satış yerlerinden alışveren eden insanlarında desteğini almaya devam ediyor. Daily job Ücret Dampingi Örneği İnşaat işkolunda işler her zamankinde daha iyiye gidiyor, inşaat firmaları yeterli kalifye işçiyi bulmakta zorlanıyorlar, bu nedenle Daily Job gibi işçi kiralayan firmalarda yeterince ‚meşguliyet’ bulabilmekteler. Komşu ülkelerden getirdikleri işçileri çeşitli firmalara kiralamak en karlı işlerden biri. Sadece Kanton Bern’de son bir yıl içinde AB ülkelerinden 4433 işçiye kısa süreli çalışma izni verilmiş, özellikle Almanya’dan gelenler bunların içinde en büyük grubu oluşturmakta. İnşaat işkolunda geçerli olan (en azından Eylül ayı sonuna kadar) Toplu İş Sözleşmesi, bu şekilde çalışan işçilerinde sözleşmedeki tüm haklardan ayaralanmasını öngörmekte. Ancak Daily Job gibi firmalar bu ‚mecburiyetin’ kendileri içinde geçerli olduğunu bir türlü kabul edemiyorlar. Çalıştırdıkları işçilere bu hakları vermemekte hala ısrar ediyorlar. Şöyle ki, Daily Job sürekli olarak asgari ücretten az ücret ödüyor. Grekeçesi, Almanyada mesleki eğitim yeterli değil veya meslek sahibi olanlar için, en az İsviçre’de çalışma gerekli. I Gene ayni firma Pansiyon Kasa için prim ödememek için tam üç aylık iş sözleşmesi yapmakta. Bu üç aydan sonra bir kez daha ufak değişikliklerle yeni bir üç aylık sözleşme yapmakta. Oysa yasalar bu tür ‚zincirleme sözleşmeleri’ açık bir şekilde yasaklamakta. I Bu firmada çalışan bir işçi haklarını almak istediğinde veya Unia sendikasından bu konuda yardım istediğinde hemen cezalandırılmakta. Bu konuda girişimde bulunan işçiler hemen işten çıkarılma ile tehdit edilmekte. I Daily Job gibi işçi kiralayan firmalar inşaat işkolunda çalışma koşullarının sürekli olarak kötüleştirilmesine neden olmaktadırlar. Bir yandan sagari ücretin altınca ücret öderken bir yandan da sosyal sigorta primleri doğru hesaplanmamaktadır. Başka bir deyişle toplu iş sözleşmesine uyan işyerleride baskı altında kalmaya başlamaktadır. Bu nedenle Daily Job gibi firmalara engel olmak acil bir görev olarak sendikaların önünde bulunmaktadır. Bu nedenle Unia sendikası bu gibi firmaların önünde eylemler yaparak, kamuoyunun dikkatini bu noktaya çekmeye çalışıyor. Kanton yçnetimlerine çağrıda bulunarak bu tür uygumalara karşı etkin önlem almaya çağırıyor. Sanırız ilk defa Türkiyeli kökenli göçmenleri temsilen seçimlere katılma oluyor. Neden böyle bir ihtiyaç çıktı? Sorunuz kısmen doğru, daha öncede Türkiye kökenli adaylar vardı, bunların bir kısmıda göçmen kurumlarını temsilen aday oldular. Özellikle Basel da hatırı sayılı bir biçimde göçmen kökenli adayların poltika içine girmesi söz konusu oldu. Son yıllarda göçmenler arasında İsviçre vatandaşı olanların sayısının artması ile her türden ve boydan Parti bu oy potansiyeli kazanmak için bir şeyler yapmaya başladılar. İtalyan kökenlilerin oyların kazanmak için bir İtalyan kökenli aday gösterildi. Ancak İsviçre Göçmen Platformu olarak bizler ilk defa bir Parti ile birlikte bir aday listesi oluşturduk, ama bundan da önemlisi bir seçim propaganda programı hazırladık. Diğer partilerden farklı olarak göçmenler için bir çalışma yapmanın yanısıra, göçmenler tarafından hazırlanan bir program hazırladık. Bizler için politika yapanlara, artık bizde politika yapmak istiyoruz dedik. İsviçre Emek Partisi sizleri aday gösterdi. Neden PdA? PdA geçtiğimiz dönemde diğer ilerici parti ve kurumlarla birlikte seçimlere katılmaktaydı. Bu yıl ki seçimler içim iki önemli konuyu ön plana çıkarma gerekliliği vardı, ilkin yükselen ırkçılığa net bir cevap vermek, diğeri kapitalizmin doğası gereği toplum dışına itilen çeşitli kesimleri topluma yeniden kazanılması gerektiğine dikkat çekmek. Ancak bu öneriler AL gibi diğer partiler tarafından kabul görmedi. Bu arada göçmen kökenli İsviçre vatandaşı bir göçmen partisi kurma girişiminde bulunmayı tartışmaya başlamışlardı. PdA gerek bu kesime gereksede diğer ilerici göçmen kurumlarına, yukarda belirtilen amaçlar doğrultusunda ortak bir seçim çalışması yapmayı önerdi. Böylece göçmen kurumları için yeni bir perspektif ortaya çıktı, doğrudan politikaya müdahele etmek. Oluşturulan aday listesinde ki adayların yarısının göçmen kökenli olması ve ilk iki sıranında gene göçmen kökenli olması bunun bir göstergesi. Seçimlerde amaç kuşkusuz seçilmek, parlementoyo girmek, ama bu seçim çalışması için öncelik ırkçılıkla mücadele etmek. Sözleşmesiz Durum? Ekim ayı sonuna kadar geçerli olan toplu il sözleşemesi, sendikalara bu tür işçi kiralayan firmaların en azından sözleşme kurallarına uymasını sağlamak için onları kontrol imkanları veriyor. 1 Ekim’den sonra sözleşmesiz bir durumun ortaya çıkması ile bu imkan da ortadan kalkıyor. Başka bir deyişle bu işkolunda çalışma koşulları ve ücretlerin kontrolu neredeyse imkansız hale geliyor. Resmi makamların açıklamalarına göre bu güne kadar 454 ücret dampingi olayı resmen tesbit edilmiş durumdaç Bu nedenle Unia sendikası sözleşmesiz bir durumun devam etmemesi için gerekli mücadeleyi devam etmekte. Mehmet Akyol, PdA Liste 23, ZH horizonte İsviçre Hastalığı 6 (devam) Benlik bilinci Bu noktada bir tehlikeye de dikkat çekmek gerekir sanıyorum. Doktorlar bazı durumlarda yanılabiliyorlar. Hiç bir röntgen çekilmeden, hiçbir işlem yapılmadan, psikosomatik rahatsızlık, yani «göçmen hastalığı» diye teşhis konuluyor. Bunun örnekleriyle karşılaştık. Arkasından işte beyin tümörü ya da akciğer kanseri çıkıyor. Tabii ki, bazen çok geç kalınmış oluyor. Bu büyük bir tehlike. Hiç bir şekilde özrü olmayan bir hata. Böylesi bir olayı bir genç delikanlıda yaşadık. Baş ağrısı, baş ağrısı, baş ağrısı… İlk izlenim, bu tipik bir köy özlemi durumu. Baş ağrısı filan derken, bir de gördük ki, organik bir şey var. Bir bakın, bir de «EG» çekelim. Bir de baktık ki, iri bir kanama, yarım elma büyüklüğünde bir kanama ve yaygınlaşmak üzere. Hemen müdahale edildi ve genç kurtuldu. Böyle bir çok olay oluyor. Ben onun için her şeye rağmen baştan film çekilmesinden yanayım. Bir Tehlikeye Dikkat Arkadaşlar konuyla ilgili bir adım daha atıp, tıpta çok kullanılan bir kavramı, konuya yabancı olanlara biraz sıkıntı verse de, anlatmak istiyorum. Ama konuşmayı götürmek bakımından çok önemli. Psikiyatride «benlik bilinci» diye bir laf var. Benlik bilinci, kişinin kendisinin kim olduğunu bilmesi, ben benim diyebilmesi olayı. Bu olayda benlik bilinci, yazgı belirleyici derece önemli. Çünkü, bütün bu bizim göç sürecinde ya da başka süreçlerde, günlük yaşantıda karşılaştığımız olaylar, o bizim en iç, en çekirdek bölümümüz olan benlik bilincinde yansısını buluyor. İnsanda, ancak kendisinin haberdar olabildiği bir yer var. Dış dünyada başka hiç kimse benlik bilincimiz hakkında bir bilgi sahibi olamaz. Onu sadece biz biliyoruz ve bu tür, bizim rahat yaşamamızı engelleyen, kendimizi evimizdeki gibi hissetmemizi engelleyen herhangi yabancı bir ortamda, üzülmeye başlayan, «bana neler oluyor böyle?», «ben neredeyim?», «kimim?» filan diye soru sormaya başlayan bölüm, o benlik bilinci bölümüdür. Ne zaman ki, o benlik bilinci bir miktar huzursuzlandıktan, bir miktar rahatsızlandıktan, bir miktar matlaştıktan sonradır ki, zaten bizde bir takım organ şikayetleri başlıyor. Ya da daha ileri gidip psikoz durumu ortaya çıkıyor. Nasıl oluyor bu? Kas kasılmaları Hep denir ki, bütün kas kasılmaları bir miktar bilinç dışı, benlik bilincinin üzgünlüğüne daha doğrusu korkusuna bağlıdır. Korkan insanın kasları kasılır. Genel bir laf bu. Wilhelm Reich’ın çok güzel tespitleri vardır, der ki, «her kas kasılmasının belli bir psikopatolojik öyküsü vardır.» Genellikle bizim insanlarımızda görülen yaygın sırt ağrıları, yaygın bel ağrıları, baş ağrıları, aslında, uzun süreler içinde yaşandığı halde ayrıntıları bilinmeyen bir toplumun neden olduğu kronikleşmiş korkunun sonuçları… Bu korkuyu öyle büyük bir korku olarak algılamayalım, ama kendisini babasının evinde gibi hissetmediği bir yerde yaşayan insanların hissettiği huzursuzluk, belli bir dönem sonra kas kasılmalarına neden olabiliyor. Gene bu nedenle 60 lı yıllarda kitlesel olarak göçmen işgücünü buraya getirdiler, ancak gelenler buraya kök saldı, artık onları ucuza çalışmaya zorlamak o kadar kolay değil. Çareyi göçmenlerin gözünü korkutarak ucuza çalıştırmakta bulan çevreler var. Demokrasi Tehlikede Diğer bir neden kapitalizmin bizzat kendi karekterinde, kendini tehlikede gördükçe kend, demokrasini bir kenara atmakta hiç bir sakınca görmez. Şimdi böylesine günler yakınlaşmış gibi gözüküyor. Bu nedenle ırkçılık demokrasiyi tehdit ediyor diyoruz. Gene ırkçılığı bir avuç azınlığın mantıksız davranışı olarak görenlerede katılmıyoruz, Irkçılığa Karşı Koşu Artık geleneksel hale gelmeye başlayan Zürih’te ki yıllık Irkçılığa Karşı Koşu’nun altıncısı Eylül ayı başında yapıldı. 400 metrelik bir Parkur’da yapılan koşuya katılanlar, kaç tur koşabilirlerse, kendilerini destekleyen her tur başına belli bir miktarı bağış olarak bir kuruma vermeyi taahüt ediyorlar. Bizzat kendileri katılamadıkları için pek çok kişi koşuya katılanları desteklediler. Aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 100 e yakın koşucu bu yıl Zürih’teki Baeckeranlage’de koşuya katıldılar.Bu yıl ki koşuya çok sayıda sendikacının katılımı dikkati çekti. Unia eşbaşkanı A. Rieger’in yanısıra pek çok sendikacı koşuda yer aldı. 40 000 Franken toplandı Ne demek kas kasılmasının ruh bilimsel çözümü? Bu kas kasılması, bir anlamda, içimizdeki o benliğin bir bölümünü olsun ikinci bir zırhla örtme çabasıdır. Yani bir panzerle içimizin o bölümünü, dış dünyanın saldırılarına, uyarılarına karşı bir tür koruma refleksidir kasların kasılması. Genellikle görünmeyen, bilinmeyen düşmanın hep arkadan geleceği tahmin edilir. Ama bütün hayvanlarda da bu böyledir. Bir kedi, bir köpek çok uzaklardan bir düşman sesi duydukları zaman ilk önce bütün ense kasları kasılmaya başlar. Bizdeki eklem ağrıları, sırt kasları ağrıları gibi en yaygın psikosomatik şikayetlerin çoğu zaman böyle bir nedeni var. Yani, kronikleşmiş olumsuz yaşam koşullarına karşı bir tür savunma mekanizması… Çok sadeleştirerek anlatmaya çalışıyorum, bunun daha ileri gittiği bir dönemde, eğer artık benlik bilinci belli bir gücünü iyiden iyiye bu savunma mekanizmasını kurmaya ayırıyorsa, o zaman bu koşullarda, kişi benliğin bir bölümünü gözden çıkarır. Ne demek bu gözden çıkarmak? Psikiyatride benliğin bir bölümünün gözden çıkarılması olayı, daha ileri düzeyde bir rahatsızlığın başlama aşamasını çağrıştırır. O zaman benlik, artık kendisini o hale getiren gerçek dünyayı bir fantezi dünyası gibi yaşamaya başlar. Bu herkes için söz konusu, ama göçmenlikte bunun belli bir potansiyel tehlike içerdiğini söylemek mümkün. O zaman bir bakıyorsunuz ki, büyük sıkıntıları olan, büyük korkuları olan bir insan elinde bir zincir şarkı söyleye söyleye sokaklarda dolaşmaya başlıyor. Bir küçük depresyona, bir küçük psikoza girmenin ön yolları böyle başlıyor olabilir. Irkçılıkla Mücadele İsviçre’de son günlerde artan ırkçılıkla ilgili çeşitli nedenler dile getirilmekte. Temel neden sermayenin ucuz işgücüne duyduğu ihtiyaç kuşkusuz. 4 Nr. 7 | September 2007 | türkisch ırkçılık bu sistemin bir ürünü, onun ihtiyaçlarına cevap veren bir ideoloji. Göze Batmak Irkçı saldırılara karşı göçmelerin ilk tepkileri, başlarını kuma gömerek gözden ırak olma şeklinde oluyor, göze batmazsak üzerimize gelmez diye düşünüyorlar. Oysa ırkçılığın en yaygın olduğu yerlerde hemen hemen hiç göçmen yok gibi. O zaman göze batmak gerek, politikaya girerek, parlementoya girerek, biz burdayız, bu toplumun bir parçasıyız, bu toplumun sorunlarının çözümünde bizde varız diyerek. Bu diğer göçmenleride cesaretlendirecek, onları mücadeleye çekecektir. Ama bununla ırkçılık ortadan kalkmaz, yukarda belirtildiği gibi, ırkçılık kapitalizmin kapıkulu, ihtiyacı olduğunda onu öne sürecek, yani ırkçılık, ancak kapitalizmle mücadelenin başarıya ulaşması ile ortadan kalkacaktır. Koşu ile bu yıl ki beklentilerin üzerinde bağış toplandı ve toplanan 40.000 Fr. lık bağış daha önce kararlaştırıldığı gibi ‚Zürih Kağıtsız Göçmenler Danışma Bürosuna’ (SPAZ) verildi. Bu Schlemmer, Rieger, Scheu. yıl ki koşunun organizasyonu Unia Zürih şubesinin aktıif desteği ile gerçekleştirilirken, gerek ırkçılıkla mücadele gereksede kağıtsız göçmenler gibi göçmenleri ilgilendiren iki konuda, sendikalar çalışamşarını sürdğrmeye kararlı olduklarını gösterdiler. Söz konusu büro İsviçre’de oturma izni olmayan göçmenlere çalışma hayatından, sağlık sorunlarına kadar çeşitli konularda danışmanlık yapmakta ve yardımcı olmaktadır. İki Soru İki Cevap Tamamlama Yardımları Soru: 1991 yılından bu yana İsviçre’de (Bern) yaşamaktayım, iki yıl önce sağlığımın bozulması ile çalışamayacak duruma geldim ve Maluliyet Sigortasına müracaat ettim. Bir ay önce bana Maluliyet maaşı bağlandı. Maluliyet maaşı,İsviçre’de çalıştığım süre az olduğundan 1053 Fr. olarak hesap edilmiş, Buna ek olarak Pansiyona Kasa’da bana 780 Fr lık bir Maluliyet maaşı bağladı. Eşim bir temizlik işinde çalışıyor ve yaklaşı 1000 Fr. civarında geliri var. Oturduğumzun evin kirası 778 Fr. olmasına karşın günlük ihtiyaçlarımızı karşılamkta zorlanıyoruz. Bu durumda Tamamlama Yardımı alma hakkımız varmı? Bunun için nereye müracaat etmeliyim? Cevap: Evet bu durumda Tamamlama yardımı alma hakkınız var. Bunun için bulunduğunuz yerde ki Emeklilik be Maluliyet Sigortası (AHV) Tamamlama Yardımı bürosuna müracaat etmelisiniz. Alacağınız miktar, bulunduğunuz yerin durumuna göre hesap edilir. Mevcut yasalara göre gelirinizle gideriniz kıyaslanarak ne kadar tamamlama yardımı alacağınız şi şekilde hesaplanır. Yıllık Gelir Genel günlük ihtiyaçlar için yıllık gider (Kişi) Yıllık ev kirası Hastalık Sigortası (2 Kişi), (Bu miktarlar her belediye için ayrıdır) Toplam Fr. 8 376 Fr. 44 922 Yıllık Gider IV-Maluliyet Maaşı Pensionskasa IV-Maluliyet Maaşı Diğer gelirler (Eşin geliri) Toplam Fr. Fr. Fr. Fr. Karşilaştırma Gider Gelir Fark = Tamamlama Yardımı Fr. 44 922 Fr. 33 996 Fr. 10 926 Fr. 27 210 Fr. 9 336 12 636 9 360 12 000 33 996 Baika bir deyişle size ayda 910 Fr. (veya yılda 10926 Fr.) tamamlama yerdımı bağlanması gereklidir. Tamamlama Yardımı İçin Gerekli Şartlar Tamamalama Yardımı, Maluliyet Sigortasından (IV) Maluliyet Maaşı almaya veya gene maluliyet Sigortasından en az 6 ay gündelik almaya hak kazanma durumunda verilmeye başlanır. Maluliyet Sigortasından en az dörtte bir Maluliyet Maaşı bağlanmış olması yeterlidir. Başka bir deyişle en az % 40 oranında sürekli çalışamama durumun ortaya çıkmış olması gereklidir. Ancak bunlar gerekli ön şartlaradır. Gerçekten tamamala yardımı alma hakkınız olup olmadığının ayrıca gelir ve gideriniza göre hesaplanması gereklidir. Örneğin yarım maluliyet maaşı almaya haka kazanılması durumunda, hesap yapılırken sizin yarım gün çalışma imkanınız olduğuda göz önünde tutulur. Başka bir deyişle hesap yapılırken, gerçekten bir işte çalışıp ücret alıp almadığınız dikkate alınmadan, yarım günlük bir işte çalışıyormuşsunuz gibi hesaplama yapılır. Buna ek olarak tamamlama yardımı almaya hak kazanmak için ya İsviçre veya Avrupa Birliği ülkesi vatandaşı olmak veya en az kesintisiz olarak son 10 yılda İsviçre’de ikamet etmiş olmak gereklidir. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgileri www.ahv-iv.info Web Sayfasından veya AHV bürolarından edinebilrisiniz. Beilage zu den Gewerkschaftszeitungen work, area, Événement syndical | Herausgeber Verlagsesellschaft work AG, Zürich, Chefredaktion: Marie-José Kuhn; Événement syndical SA, Lausanne, Chefredaktion: Alberto Cherubini; Edizioni Sociali SA, Lugano, Chefredaktion: Françoise Gehring Amato | Redaktionskommission M. Akyol, M. Pereira, M. Komaromi, H. Gashi, M. Martín | Sprachverantwortlich Mehmet Akyol, Mehmet Özler | Koordination Mira Komaromi | Layout Simone Rolli, Unia | Druck Solprint, Solothurn | Adresse Redaktion «Horizonte», Postfach, 8021 Zürich, [email protected] www.unia.ch
Benzer belgeler
Ayrımcılıkla Mücadele
zammı kadar ücret artışı sağlanmalı
İşkolunda ekonomik durumunun
beklenenden daha iyi gerçekleştiğine dikkat çeken delegeler, çalışnaların bundan hak ettikleri payı almaları gerektiğine dikkat çekt...
Yapı İşçileri Haklı
getirilmesini talep etti.
İsviçre’de satiş işkollunda ki işyeri birleşmeleri bu girişimle daha da
hızlandı. Unia sendikası bu gelişmenin özellikle tüketiciler için olumlu sonuçlar vermeyeceğini bel...
Daha Fazla Ücret
krize rağmen 2009 yılında yapı işkolu giderek artan bir şeklide büyümeye devam ettiğini göstermekte. İsviçre’nin her yanında devam
eden inşaatlar ve yapı işverenlerinin dolu sipariş defterleri zate...
Ücret eşitliği: Salyangoz hızı ile ilerleyemez!
Benzin istasyonlarında
çalışanlar: Ulusal TİS
Bu yıl bahar ayında, İsviçre Benzin
İstasyonu İşverenler Birliği, İsviçre
Ticaret Odaları Derneği, Syna ve Unia
3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır
Olgunluk Diploması (EFZ)
aldıktan sonra bir yıllık mesleki
eğitimini devam ettirenler
Fr. 1750
2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet
tartışmaları başlattı. Bilindiği gibi en
son Göçmen Yasası’nın kabul edilmesi ile sendikanın göçmen politikası tartışılmaya açılmış ve bu konuda Unia sendikasının temel
görüşlerini tesbit eden bir ...
Bizsiz İsviçre olmaz
katıldığı kitlesel bir mitingle ilk büyük tepkilerini dile getirdirler. Bu mitinge kadar inşaatlarda yapılan grev oylamalara katılan 36211 inşaat işçisinde 30598 i veya %85 i evet oyu
kullandı. Böy...