2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet
Transkript
Göçmen Hakları İçin İmza İmza Kampanyası BM Göçmenleri Koruma Anlaşması imzalansın 2 İşten Çıkarılma İşyeri kapanmasına yerine kısa çalışma yapılsın Hastalık Sigortası 3 Primlerin ödenmesi için kimlerin yardım hakkı var 4 Nr. 1 | Februar 2009 | türkisch Erscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch Unia sendikası Refarandum için imza topluyor Soyguna Karşı Halkoylamsı Aralık ayında, pansiyon kasa emekli aylıklarının %10 kısılması konusunda parlementonun aldığı karara karşı Unia sendikası halkoylaması yapılması için imza toplamaya karar verdi. Pansiyon kasada biriken primlerin, emekli aylıklarını belirleyen dönüşüm oranını 2015 yılında %6.4 e indirilmesi kararı Unia sendikası açısından, çalışanların sosyal haklarına karşı sigorta şirketlerinin bir soygun girişimi olarak nitelendirildi ve daha şnce olduğu gibi Unia sendikası bu konuda ki hassasiyetini, bu uygulamaya karşı aktif bir cevapla dile getirdi. Unia çalışanların ücretleri kadar sosyal haklarının korunması ve geliştirilmesini önemli görmekte. Bu nedenle sosyal sigortalar konusunda ki gelişmeleri takip ederek, çalışanların haklarının kısılmak istenmesine karşıda mücedele etmekte. Yasa Değişikliği Parlemento tarafından Pansiyon Kasa yasasında yapılan değişiklik halen %7 (kadınlar için %7.05) olan dönüşüm oranının %6.4 e indirilmesi ile pansiyon kasa emekli aylıklarının yaklaşiık %10 oranında düşmesi anlamına gelmekte. Hükümetin daha önce yaptığı bir değişiklikle pansiyon kasa emekli aylıklarını düşürmüştü. Daha bunun sonuçları belli olmadan emekli aylıklarının ikinci bir sefer düşürülmesi, sosyal politikalar açısından, sigorta şirketlerinin çalışanların cebine el atmasından başka bir anlama gelmemekte. Ekonomik krizi sonucu ekonomik olarak alım gücü azalmaya başlayan çalışanlara karşı hükümetin bir yasa değişikliği ile bunu dahada derinleştirilmesi İsviçre’de geniş tepkilerede neden oldu. İsviçre Emek Partisi (PdA) ve emekli derneği Avivo’nun bu yasa değişikliğine karşı halkoylamasına gitme kararı almasını Unia sendikası izledi. Bu konuda yapılan açıklamada, İsviçre Anayasası’nın, resmi emekli kasası ile pansiyon kasa emekli aylıklarının, en son kazancın %60 kadar olması gerektiği yönündeki belirleme, bu yasa değişikliği ile ayaklar altına alınmış olacağına dikkat çekilerek, bu oylamanın ayni zamanda anayasal hakları korumak anlamına geleceği belirtildi. Yük çalışanlara Konu ile ilgili olarak hükümet tarafından parlementoya sunulan yasa önerisi, sigorta şirketlerinin, pansiyon kasalarda biriken primlerden elde ettikleri gelirlerin, ekonomik gelişmeler sonucu azaldığı bu nedenle dönüşüm oranının 2011 yılında %6.4 e ind,r,lmesi öngörülmekteydi. Parlemento ise bu konuda sadece uygulamanın 2011 yerine 2015 tarihine ertele yönünde bir değişikliği yeterli görmüştü. Bilindiği gibi sendikalar, ekonominin yolunda gittiği yıllarda, pansiyon kasa primlerini işleten sigorta şirketlerinin bundan elde ettikleri gelirlerin en azından bir kısmını çalışanlara aktarması gerektiğine dikkat çekmişti. Sigorta şirketleri bu dönemde elde ettikleri karları kendilerine saklarken, şimdi karları düşmeye başladığında bunu hemen çalışanlara yüklemek istemektedirler. Bu anlama sözkonusu yasa değişikliğine karşı çıkmak bir anlamda sendikaların en doğal görevi. Yasa değişikliği gerçekleşecek olursa emekli aylıkları şu şekilde değişecek. Bugün Pansiyon Kasa da biriken primleri örneğin 100.00 Fr. olan bir çalışan emekli olduğunda yılda 7000 veya 7050 Fr. emekli aylığı almakta. Yasa değişikliğinden sonra bu miktar 6400 Fr. düşecek. Yasa değişikliğine engel olmak için en az 50.000 imzanın toplanması gerek. Unia sendikasının tüm büroşarında bunun için gerekli imza formları elde edilebilir. 8 Şubat 2009 Halkoylaması İkili Anlaşmaya Evet ex-press İsviçre Avrupa Birliğinden soyutlanmamalı. İsviçre’de 8 Şubat’ta halkoyuna sunulan yasa tasarısı, İsviçre ile Avrupa Birliği arasında ki İkili Anlaşmaları, AB ye yeni üye olan ülkeler için genişletilmesini öngörmektedir. Sendikalar, bu genişleme ile ücretler üstünde baskının artmasına engel olacak önlemleride içeren bu anlaşmaya evet derken, sözkonusu yasa tasarısına hayır oyu vermenin, İsviçre ile AB arasındaki ilişkileri çıkmaza sokacağı ve bununda İsviçre’de çalışanlar açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı görüşünde. Bu konuya ilişkin sendikalar tarafından yapılan bir açıklamada, İkili Anlaşmaların İsviçre ekonomisini bugüne kadar olumlu yönde etkilediğine dikkat çekildi. Bilindiği gibi sendikalar, İkili Anlaşma ile gelen serbest dolaşımın, ücretleri etkilememesi için gerekli önleyici tedbirlerin yasalarda yer alması şartını öne sürmüşlerdi. Serbest dolaşımın ücretleri olumsuz yönde etkilememesi için bu yasaların yanısıra, çalışma koşullarınında sendikalar tarafından aktif denetlenmesi gerekitiği bilinci ile sendikalar bu alanda da gerekli girişimlerde bulunmaktaydılar. Unia Delegelerinden Evet Aralık ayı sonudan toplanan Unia sendikası Delegeler Meclisi’de benzer şekilde, ikili anlaşmanın genişletilmesine evet deme kararı aldı ve ayni zamanda İsviçre hükümetini önleyici tedbirler konusunda daha duyarlı olmaya çağırdı.Bu konuda delegerler arasında yapılan yoğun tartışmalar, konunun çalışanlar açısından ne kadar önemli olduğunuda göstermekte. Özellikle ekonomik krizin günlük hayatı daha çok etkilmeye başladığı günümüzde, ücretleri etkileyecek her türlü gelişmeye karşı toplum daha hassas davranmakta. Bu anlamda sendika üyeleri, ikili anlaşmasının genişletilmesinin getireceği tehlikeleride dikkate almak zorunda. İkili Anlaşmaların Sonuçları Bütün bunlara rağmen delegeler, ikili anlaşmaların bugüne kadar çalışanları kazandırdıklarının, kaybettirdikelerinden daha çok olduğu görüşünde birleşmekteler. İkili anlaşmalar olmadan İsviçre ekonomisinin bugünkü gelişim düzeyinde olmayacağı, bununda işsizliğe neden olacağıda bilinen gerçeklikler. Benzer şekilde, İsviçre’de yaşayan AB ülkesi vatandaşlarının bu anlaşmalarla daha fazla haklara sahip oldukları, sezon işçileri statüsünün kalkmasının bile önemli bir adım olduğunda bir gerçeklik. Bunların İsviçre göçmen politikasının belirlenmesinde önemli bir rol oynadıklarıda bilinmekte. Ücret ve Sosyal Dampingine Hayır İsviçre’nin İkili anlaşmalara ihtiyacı var, n İsviçrenin iharacatının %70 Avrupa Birliğine yapılmakta n İkili anlaşmalara ve serbest dolaşım İsviçre açısından hayati önem taşımkta n Başta Avrupa Birliği vatandaşı 400.000 göçmen işçi olmak üzere tüm göçmen işçiler ikili anlaşmalarla daha fazal hakka sahip oldular Serbest dolaşım ile ortaya çıkacak olumsuz gelişmeler karşı önleyici tendirler bir gereklilik n Ücret kontrollü daha da etkin hale gelecek n Yabancı firmalar, İsviçre’de yaptıkları işleri resmi makamlara bildirmek zorunda n Asgari ücretleride belirleyen toplu iş sözleşmeşeri artık daha etkin n Geöici işlerde öalışanlar için geçerli yeni toplu iş sözleşmesi, asgari ücreti belrileyen maddeleri ile birlikte yürürlükte n Ücret dampingi yapmanın cezası arttırıldı horizonte Kısa kısa İşsizlik Artıyor Hergün haberlerde birbiri ardından işyerlerinin işten çıkarma kararları veya işyeri kapatma kararı almaları yer almaya devam ediyor. Bankacılık sektöründa başlayan işten çıkarmalar kısa bir zaman içerisinde tüm işkollarının sardı. Aralık 2009 itibarı ile işsiz sayısı 118.762 ye yükseldi. Aralık ayı içinde 11.100 işçi daha işini laybetti ve Kasım 2008 de %2.7 olan işsizlik oranı rekor bir artışla %3 e yükseldi. Gene bir ay içinde işsiz göçmenlerin sayısı 48.658 den 54.546 yükseldi. Daha Haziran 2009 da işsizlerin sayısının 91.477 ve işsizlik oranının %2.3 olduğu dikkate alınırsa kısa zaman içinde bu gelişmenin gerçekleşmesi oldukça düşündürücü. Öte yandan çalışanların %27 si göçmenlerden oluşurken, işsizlerin % 45 ini göçmen olmasıda dükkat çekmekte. Cenevre Cenevre Şehir Parlamentosu’nun %56’sı bayanlardan oluşuyor. Seçmenlerin fikrine bakılsaydı, partilerin listelerindeki bayan sayısı, biraz daha fazla olabilirdi. Cenevre Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bir araştırmanın başyazar yardımcısı olarak, Cenevre Şehir ve Eyalet Parlamentosu’ndaki kadınların temsilciliğini yapan ve Cenevre’nin 2007 seçim yılında Cenevre’de bir mucize gerçekleştiren Lorena Parini : «İsviçre prömiyeri ve feministlerin bakış açısına göre 2007 oldukça neşeli bir yıldı.» dedi. Şehir Parlamentosu’nda şu an kadınların sayısı erkeklerin sayısından daha fazla. Cenevre, parlamentodaki %56’lık kadın oranıyla İsviçre’de öncü durumunda. Lozan, Zürih, Basel ve Bern’de, parlamentodaki kadın sayısının oranı sadece %30 ve %40 aralarında oynuyor. Pahalı Sağlık Bundan böyle, hastane tedavileri hem kısalacak hem de daha pahalı hale gelecek İsviçre’deki hastane tedavileri hem kısalıyor hem de daha pahalı hale geliyor. Hastanelerin sayısı azalıyor, fakat personel sayısı artıyor. İstatiksel bilgilere göre, 2007 senesinde hastalar, ortalama 10,9 gün hastanede kalarak tedavi gördüğü; bu bilgiler 2001 senesi ile kıyaslanınca, hastaların , ortalama 2 gün daha hastanelerde kaldıklarını belirliyor. Buna rağmen hastanelerdeki günlük geceleme ücreti, 2003 ve 2007 seneleri arasında yükselerek, 1018 Frank’tan -ortalama- 1140 Frank’a çıktı. Yeni Hastane Düzenlemesi, bir diğer kısıtlama olarak da İsviçre’deki hastane sayısını azaltıyor. 1998 senesinde 399 olan hastane sayısı 2006 senesine kadar 333 hastane sayısına düştü. 2007 senesinde ise bu rakam 321’ e düştü. Buna karşın, hastanede çalışan personel sayısı fazlalaşarak 2003 senesinde 123.500’e, tam gün çalışan personel sayısı ise 2007 senesinde 131.000’e çıktı. Yaşlı Bakım Evleri’nin günlük masrafı 236 Frank! İsviçre’nin bazı bölgelerinde yaşlılar evlerinin günlük masrafı, ortalama 236 Frank olarak belirlendi. Nr. 1 | Februar 2009 | türkisch İsviçre Birleşmiş Milletler’in Göçmenleri Koruma Anlaşmasını imzalasın Göçmen Hakları için imza Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Göçmen günü olarak ilan edilen 18 Aralık günü, İsviçre’de ki göçmen kurumlarının çatı örgütü olan FIMM tarafından, İsviçre’nin Birleşmiş Milletler’in Göçmenleri Koruma anlaşmasına girmesi için bir imza kampanyası başlattı. FIMM tarafından yapılan açıklamada, FIMM e bağlı 840 göçmen derneği tarafından Nisan ayına kadar özellikle politik haklara sahip olmayan göçmenlerden imza toplanılmasına başlandı. Toplanan bu imzalar daha sonra İsviçre Parlementosuna verilecek. Birleşmiş Milletler’in Göçmenleri Koruma Anlaşması 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Bunu takiben İsviçre parlemento üyesi P. Rechsteiner, hükümete, bu anlaşmaya girme konusunda bir soru önergesi verdi. Önergeye cevap olarak İsviçre hükümeti, o dönem yeni bir göçmen anlaşması hazırlığında olduklarını, bu nedenle söz- konusu anlaşmayı imzalamanın doğru olmayacağını belirterek, bu konunun daha sonra incelenmesi gerektiğini bildirdi. Anlaşma yürürlükte Bilindiği gibi yeni Göçmen Yasası 2006 yılında halkoylamasına sunuldu ve kabul edildi. 2007 yılı başında yeni yasanın yürülüğe girmesini takiben göçmen kurumları hükümetten bir kez daha bu konunun incelenmesini talep etmekteler. Bu anlaşma esas olarak çalışan göçmenlerin temel haklarını garanti altına almaktadır. Bunlar arasında, zorla çalıştırılma ve işkencenin yasaklanması, yaşama hakkı, yaşama güvenliği, adaletli yargılanma hakkı, söz ve düşünce özgürlüğü gibi sosyal ve politik haklar bulunmaktadır. Bir ‘Göçmen ülkesi’ olan İsviçre’nin bu anlaşmayı imzamlası, özellikle burada yaşayan göçmelere karşı olumlu bir işaret olacak, benzer şekilde İsviçre’nin diğer ülkelerde oluşan olumsuz görünümünün hatırı sayılır bir biçimde düzeltecektir. Uluslararası Anlaşma Birleşmiş Millletlerin 18 Aralık 1990 tarihindeki yapılan genel kurulunda kabul edilen Göçmen çalışanların ve onların ailelerini karumak için Uluslarası Anlaşma, her devletin bu doğrultuda gereken yasal değişiklikleri yapmasını öngörmektedir. Aralık 200 de ise Birleşmiş Milletler bu günü yani 18 Aralığı uluslararası göçmen günü olarak ilan etti. Oturum Hakkı İçin Yıl sonunda İsviçre’de oturum izni olmayan ama burada yaşayan göçmenlerin bir kiliseyi işgali ile başalayan süreç ilk sonuçlarını vermeye başladı. tesbit etmek zorunda kaldılar. Bu durumu protesto için başlatılan eylem, daha sonra St. Jakobkirche kilisesine taşındı. Kanton yönetimi ile yapılan görüşmeler sonunda kiliseyi işgal eden oturumsuz göçmenler, mücadelelerini başa türlü devam ettirmek için işgal eylemine son verdiler. Mücadeleye devam Zürih Kantonu öncelikle oturum izni olmayan ama zor durumda olan göçmelerin durumlarını incelemek için bir komisyon kurmaya karar verdi. Benzer şekilde Zürih Göçmen Dairesin’nin içinde bulunduğu karmaşada kamuoyuna bu vesile ile yansıdı. Noel tatili öncesi Zürih’te bulunan Predigerkirche’nin oturum izni olmayan göçmenlerce, sorunlarını kamuoyuna duyurabilmek için işgal edilmişti. Bür yıl öncede gene ayni günlerde, yeni Göçmen ve İltica Yasalarının yürürülüğe girmesini protesto amacı ile GrossmünsterKirche işgal edilmişti. Bunu takiben bir yil içinde özellikle oturum izni olmayan göçmenler, Zürih Göçmen Dairesi’nin katı ve zaman zaman insanlık dışı davranışlarını Bunu takiben oturumsuz göçmenler Kanton Zürih’te bulunan siyasi partileri teker teker ziyaret edip durumlarını anlatmaya başlamış bulunuyorlar. Yapılan ilk görüşmelerse, çok az poltikacının Zürih’te göçmelere karşı uygulamalardan heberleri bile olmadığını ortaya çıkardı. Yeni iltica yasası ile iltica talebinde bulunanlara günde 8.50 Fr. Lık Migros alışiveriş kuponu verilmekte ve her hafta kaldıkları barınakları değiştirmek zorunda bırakılmaktadırlar. Yeni yasa, zor durumda olan göçmenlere insani oturum verme imkanının kanton yönetimlerine verilmesine karşın, 2008 yılında Zürih Kanronu tek bir göçmene bile bu hakkı tanımadı. Kilise işgalini gerçekleştiren göçmenler, Zürih kanton yönetiminin sürekli olarak Federal Yönetimin arkasına saklanarak kendi sorumluluklarından kaçtıklarını belirtiyorlar. Oysa Kantom yönetimi yasaların kendilerine sağladığı imkanları, göçmenler lehine olduğundan kullanmak bile istemiyorlar. 2 Vatandaşlık yasasında 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren yeni değişikler yürürlüğe girdi Yeni Vatandaşlık Yasası Yürürlükte İsviçre vatandaşlığına geçişi İsviçre düzeyinde asgari orandada olsa düzenleyen ve vatandaşlığa geçişin red edilmesine karşı itraz hakkını getiren yeni vatandaşlık yasası 1 Ocak 2009 tarihinde yürülüğe girdi. 1 Haziran 2009 tarihinde yapılan halkoylamasında göçmen düşmanı SVP nin ‚demokratik vatandaşlığa geçiş’ adı altında lanse ettiği yasa önerisinin red edilmesini takiben, İsviçre hükümeti, oylama öncesi söz verdiği biçimde vatandaşlık yasasında bir dizi değişiklikleri, 1 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe koyma kararı aldı. SVP nin önerisinin kabul edilmesi halinde, her belediye, vatandaşlığa başvuru konusunda son kararı alma hakkı edecek, başka bir deyişle alınan karara itiraz hakkı tümü ile ortadan kaldırılmış olacaktı. Yürürlüğe giren yasa değişikliği ise, bir vatandaşlık başvurusu- nun red edilmesini yazılı olarak gerekçelendirilmesi öngörmekte ve bu red kararına karşı kantonal mahkemeler nezdinde itiraz davası açılması hakkını getirmekte. Benzer şekilde yeni yasa değişikliği, vatandaşlık müracaatı sürecinde, müracaat eden kişilerin özel yaşantılarına ilişkin bilgilerin korunmasınıda garanti altına almakta. Keyfi uygulama Bu değişikliklere İsviçre’de vatandaşlığa geçiş sürecinde ki keyfi uygulamalar kısmende olsa engellenmekte, her belediyenin kendi istediği biçimde vatandaşlık müracaatlarını incelenmeside asgari ölçüde de olsa belli normlara başlamaktadır.Elbette yapılan bu değişiklikler olumlu ama yetersiz. Göçmenlerin bulundukları ülke vatandaşlığına geçmelerinin tüm Avrupa ülkelerinde İsviçre’den çok az olduğu dikkate alınırsa bu konuda yapılması gerekenlerinde çok olduğu ortaya çıkar. Sosyal Sigortalar Sosyal Haklarda Değişiklikler Sosyal Sigortaları ilgilendiren yasalarda 1 Ocak 2009 tarihinde yürülüğe giren değişikler bir dizi sosyal haklar değişiklikler getirmekte. Bunlardan en önemlileri aşağıda belirtildiği gibidir. Çocuk Parası Yürülüğe giren yeni yasa ile çocuk parası ilk defa olarak bütün İsviçre’de asgari miktarlar belirlendi. Buna göre çocuk parası en az 200 Fr. olarak belirlendi. Eğitimine devam eden gençler içinse bu miktar 25 yaşına kadar en az 250 Fr. Geçmişte kısmi çalışanlar, çalıştıkları oran kadar çocuk parası alırken, yeni yasa tüm çalışanlara çocuk parasının tam olarak verilmesini sağlamakta. Buna ek olarak kantonlar belirtilen asagari miktarlardan daha fazla çocuk parası verme imkanıda bulunmakta. Bazı kantonlarda bu miktar geçmiştede belirlenen asgari miktarda daha fazlaydı, bu kantonlarda ki uygulamlarında devam etmesi gerekmekte. Yapılan bir açıklamada, yeni yıldan itibaren sadece 15 Kanton’da asgari miktarda ödeme yapılmakta diğer 11 Kanton’da ise bu miktar belirlenen asgari mikatrın üstünde. Pansiyon Kasa Yeni yılda Pansiyon Kasalarda biriken primler için belirlenen asgari faiz oranı bir kaz daha %2.75 ten %2 ye düşürüldü. Hükümet tarafından alınan bu karara gerekçe olarak ekonomik kriz gösterildi. Pansiyon Kasa Yasası hükümete, her iki yılda bir (veya olağanüstü durumlarda yılda bir sefer) pansiyon kasalarda biriken primlere en az ne kadar faiz verilmesi konusunda inceleme yapıp bu miktarı belirleme imkanı tanımakta. Yasanın yürülüğe girdiği tarihte %4 olan bu miktar sürekli olarak hükümet tarafından düşürülmüştü. Gerekçe her seferinde ayni oldu. Buna karşın ekonominin iyiye gitiiği ve pansiyon kasa primlerini işleten sigorta şirketlerin rekor kar ettikleri dönemde, hükümet bu primlere verilen faizleri yükseltmeyi aklına bile getirmemişti. Emekli Sigortası Yeni yıldan itibaren emekli aylıklarıda yasalarda belirtilen miktarlarda arttırıldı. Buna göre asgari emekli aylıkları 1105 ten 1140 Fr. a yükseldi. Benzer şekilde ek tamamlama aylıkları için belirlenen yıllık miktarda evli eşler için 28.080 Fr. diğerleri içinse 18720 Fr. a yükseldi. Mevcut emekli sigortası yasası,emeklki aylıklarının her iki yılda bir ücret ve fiyatlardaki gelişmelere bağlı olarak yükseltilmesini öngörmekte. Annelik Tazminatı Askerilk hizmeti yapanlara ve doğum yapanlara verilen, çalışamama tazminatlarıda yıl başından itibaren en fazla 245 olacak şekilde arttırıldı. En son 1999 yılında bu tazminatlarda artış yapılmış, daha sonra yürürlüğe giren Annelik Tazminatı ile bu miktar önem kazanmıştı. Yapılan açıklamaya göre bu tazminatları ödeyene kasadan geçen yıl içinde, doğum yapan annelere toplna 16 Milyon Fr. buna karşın askerlik hizmeti yapanlara 61 Milyon tazminat ödenmiştir. horizonte Nr. 1 | Februar 2009 | türkisch Gece çalışanların ek zamma hakları var Sürücülere Gece Zammı Kamyonlar geceleride durmuyor. Unia sendikası tarafından açılan bir davada mahkeme gece çalışan kamyon sürücülerinin gece zammı alma hakları olduğuna karar verdi. Sürekli olarak çalışan bir sürücünün, gece zammı istemesi sonucu işten çıkarılmasına karşı açılan davada mahkeme hem çıkışın haksız olduğuna hemde işyerinin geriye dönük olarak gece çalışması için ek bir zam vermesini kararlaştırdı. Her sabah taze sebze ve meyva almak için gece saatlerinde çalışmaya başlayan ve sabahın erken saatlerinde bunları satılacakları işyerlerine ulaştıran kamyon sürücüleri bu karar öncesine kadar gece çalışmaları için ek bir zam almamaktaydılar. Müntschemier de ki Schwab-Guillod AG işyeri tüm İsviçre’ye sebze dağıtan firmalardan biriydi. Burada çalışan sendika üyesi Johan, gece çalışması içim ek zam isteyince işten çıkarılması ile başlayan hukuki süreç sonunda, sürücülere yasaların tanıdığı bu hak verilmek zorunda kalındı. İş mahkemesinde açılan davada, sürekli olarak gece çalışanlara tanınan %10 ücretli tatil hakkının, her çalışan için geçerli olduğuna ve bunun sonucu kampyon sürücülerininde bu hakka sahip oldukları tesbit edildi. Mahkeme ayrıca yasal bir hakkını istediği için işten atılan işçiye işyerinin tazminat idemesineda karar verdi. En fazla kim AB’li oluyor AB’nin resmi istatistik ku- lar, 23 binle Iraklılar, 21 binle Ekvarumu Eurostat, 2006 yılında torlular ve 20 binle Sırplar izledi. en çok AB vatandaşlığına geçenlerin Türkler olduğu- Hangi ülkelerde Türkler AB üyeleri arasında Almannu duyurdu. Eurostat’ın verilerine göre, 2006’da 735 bin kişi AB vatandaşlığına geçerken Türkler 64 binle ilk sırayı aldı. AB vatandaşlığına geçişlerde Türk vatandaşlarını 48 binle Faslı- ya, Avusturya ve Danimarka’da ilk sırayı, Belçika ve Hollanda’da Faslıların ardından ikinci sırayı ve İsveç’te Iraklı ve Finlilerin ardından üçüncü sırayı, Fransa, Polonya ve Romanya’da ise 4’üncü sırayı aldı. 2006’da AB vatandaşı olan 64 bin Türk’ün 33 bin 388 ile yarıdan fazlası Alman vatandaşlığına geçerken 7 bin 542’si Avusturya, 6 bin 274’ü Fransa, 3 bin 407’si Hollanda, 3 bin 204’ü Belçika, 2 bin 921’i İsveç, bin 125’i Danimarka, 36’sı Polonya ve 2’si Romanya vatandaşlığına kabul edildi. Geri kalanların da diğer ülkelerden vatandaşlık aldığı belirtildi. Yetersiz Toplu İş Sözleşmesi Geçtiğimiz yıllarda bahçecilik işkolunda toplu iş sözleşmesi yapılması doğrultusunda sendikaların taleplerine karşın, bu işkolunda ki işveren sendikası tek taraflı olarak bir toplu iş sözleşmesi hazırlayarak kamuoyuna sundu. Bu maddelerin hiç bir şekilde bir toplu iş sözleşmesini asgari şartlarının yerine getirmediği son derece açık, hatta mevcut toplu iş sözleşmesiz çalışma koşullarını dahada kötü bir hale getiemekte. Genel Geçerli değil Bu nedenlerle işveren kurumu, 18.000 işçinin çalıştığı işkolunda bu sözleşmenin genel geçerli ilan edilmesi için girişimlerde bulunmadı. Bunun için öncelikle Unia sendikası ile görüşmelerin yapılması gerekli. Bu nedenle Unia sendikası işvernlere çağrıda bulunarak, gerçekten bir toplu iş sözleşmesi ismine uygun bir sözleşme yapılması için görüşmelere başlanılması çağrısında bulundu. Kuşkusuz Unia sendikası bu işkolunda gerçek bir toplu iş sözleşmesinin gerçekleştirilmesi için en azından bu işkolunda çalışan işçiler arasında sendika üyesi olanların mutalaka arttırılması gerektiğinide bilmekte. İşten Çıkarmalara Son Verilmeli Son zamanlarda giderek artan işyeri kapanmaları ve toplu çıkışlara karşı Unia sendikası hükümetten acil olarak önlemler alınmasını talep etti. Bunlar arasında özellikle kısa çalışma imkanının ön plana çıkarılmasını, işyeri kapanması yerine kısa çalışma imkanlarının yaratılmasını istedi. kısa çalışma süresi 4 aydan 6 aya çıkarılmalı İşverenlerin son aylarda, siparişlerin azalması veya tümüyle kaybedilemesini takiben işyerlerin toplu işten çıkarma veya işyerini kapatmaya yönelmelerine engel olunması gerektiğini belirten Unia sendikası, hükümeti bu konuda en kısa zamanda gerekli yasal değişiklikleri yapmaya çağırdı. Ekonomi Bakanı Doris Leuthard’a bu konuda yazılı olarak taleplerini sunan Unia sendikası, bunların mümkün olduğu kadar acil bir şekilde hayata geçirilmesini talep etti. Bu talepler kısaca şu şekildedir. Bir işyerinin kısa çalışmaya başlamsı halinde, belli bir bekleme süresi boyunca işverenlerin kısa çalışma parası ödemesi zorunluluğu olması, işyerlerini, kısa çalışma yerine toplu işten çıkarmaya itmektedir. Bu nedenel işverenler için bekleme süresi hemen bir güne indirilmelidir. Kısa Çalışma sırasında meslek eğitimi İşyeri kapasitesinin %85 ten fazla kullanılamaması halinde Bahçecilik İşkolu’nda İşveren sendikası JardinSuisse, bu işkolunda ki meslek kurumları ile birlikte hazırladıkları bu toplu iş sözleşmesi görüşmelerine, sendikaların katılmasını istemediklerini baştan belirtmişlerdi. Toplu İş Sözleşmesi adı altından sunulan metine bakıldığında bunun nedenini anlamak çok da zor değil, haftada 43 saat olarak belirlenen çalışma süresine karşın asgari ücret olarakta 3000 Fr. belirlenmiş. Unia sendikasının katılmasına engel olunula görüşmelerde ortaya çıkan sonuçlat ise kısaca şu şekilde, n Bahçecilik meslek eğitimini yapmış bir işçiye, yapı işkolunda benzer bir işte çalışan işçiden ayda 2000 Fr. daha az ücret n Vasıfsız işçiler için belirlenen asgari ücre 3000 Fr., haftalık çalışma süresü ise 43 saatt n İşverenin isteği doğrultusunda günlük çalışma 11 saata kadar uzatılabilecek, haftada 6 gün çalışma mümkün ve tüm fazla mesailer yıl sonunda hesaplanıp ödenecek. Ekonomik krizin somut sonuçları Mevcut işsizlik sigortası yasası, işsizler için mesleki eğitimi öngörmekte, buna bağlı olarak kısa çalışma yapan işyerlerinde de bu işyerindeki çalışma şartlarına uygun mesleki eğitim imkanları sunulmalıdır. Avrupa Birliğinde göçmenler ex-press Mevcut yasa hükümete böylesine durumlarda, kısa çalışma süresinin altı aya kadar uzatma imkanını tanımakta. Bu nedenle mevcut durumdan etkilenen işyerlerine bir an önce bu imkandan yararlanam hakkı tanınmalıdır. İşverenler için bekleme süresi azaltılmaldır Sosyal Sigorta prim ödemeleri işsizlik sigortasınca ödenmelidir Kısa çalışmanın gerçek bir altarnatif haline gelebilmesi için, kısa çalışma süresince sosyal sigorta primlerinin işsizlik sigortası tarafından ödenmesi hem çalışanlara hemde işverenler bir kolaylık sağlayacaktır. Unia sendikası ekonomik koşulların hızla kötüye gittiği günümüzde hükümetin bu konuda gerekli duyarlılık göstermesi ve zamanında gerekli önlemleri almasını beklediğinide açıklamasında vurguladı. Çıraklara 13. aylık için İmza Kampanyası Unia sendikası tarafından yürütülen ‚çıraklar altın değerinde’ kampanyası çerçevesinde, çıraklara 13. aylık talebi konusunda bir imza kampanyası başlatılması kararlaştırıldı. Geçen yıl Unia seniakası gençlik komisyonu tarafından 1800 çıraşın katılımı ile yapılan bir araştırma sonucu, çıraklık eğitimi yapan genç işçilerin üçte birinin 13. aylık almadıklarını ortaya koymuştu. Söz konusu araştırma ayni zamanda çıraklık eğitimi yapan gençlerin %55 nin, aldıkları ücretin, emeklerinin karşılığı olmadığı görüşünde olduğunu ortaya çıkarmıştı. Benzer şekilde 13. aylık alan çırakların genel olarak ücretlerinden pek şikayetçi olmadıklarıda dikkati çekmişti. Çıraklar altın değerinde’ kampanyası bu konuyuda gündeme getirerek, çıraklı eğitini yapan tüm genç işçilere 13. aylık hakkı tanınması için imza toplamaya başladı. Kuşkusuz bir 13. aylık bu genç çalışanların bütçesi için önemli bir katkı olacak. İmza kampanyası Sebze toplayan işçiler. 3 Unia sendikası gençlik grubu tarafından toplanmaya başlanan bu imzaların 2009 ilkbaharında işveren kuruluşlarına ve yetkili resmi makamlara verilmesi planlanmakta. 31. Mart 2009 tarihine kadar yürütülecek bu kampanya ya ka- Fabian Fischer, 15 tılmak için sendika bürolarından gerekli imza formları elde edilebilir veya Interner üzerinden www.unia. ch/jugend adresinde doğrudan imzalanabilir. İlgi büyük İmza kampanayısına daha başlangıçta gösterilen ilgi, bu talebin ne kadar güncel olduğunu göstermekte. Bunun yanısıra gençlerin, gerek eğitim gerekse de çalışma koşulları konusunda ki şikayetlerini dinleyen Unia sendikası, bu konularda önümüzde ki dönemde yeni çalışmaları da başlatmak istemekte. Meslek eğitiminin her işkolu için önemli bir konu olduğu bilinci ile Unia sendikası bu alanda daha aktif bir rol üstlenmek istemektedir. ✏ Elena Obreschkow horizonte Nr. 1 | Februar 2009 | türkisch Bir Soru Bir Cevap Hastalık Sigortası Yardımı Soru : Dört yıldan beri İsviçre’de yaşıyorum ve B Oturum İznim var. İsviçre’de çalışanların az kazançları olmaları halinde, onlara hastalık sigortası primleri için yardım yapıldığını duydum. Bu doğru mu? Eğer böyle bir imkan varsa bundan nasıl yararlanabilirim? Cevap: Evet doğru, vergilendirilemeye tabi tutulan yıllık kazancın belli bir miktarın altında olması halinde, İsviçre’de hastalık sigortası primlerinin ödenmesi için bir yardım yapılması sözkonusudur. Bu miktar kantonlara ve medeni durumunuza göre değişmektedir. Bundan yararlanmak için yapılması gerekenlerde her kantonda farklıdır. Bazı kantonlar, bu hakka sahip olanları, vergi için beyan ettikleri miktarlara bakarak otomatik olarak tesbit etmekte, bazı kantonlarda ise bunun için her taleplinin yazılı olarak müracaatı gerekmektedir. Örneğin Bern Kantonu, her yıl vergi bayannamesi verenlerin bilgilerin dayanarak kimlerin bu yardıma hak kazandıklarını tesbit etmekte ve bu kişilere yardımı göndermektedir. Ancak vergi beyannamesi verme zorunluluğu olmayanlar, örneğin B-Kimliği olanlar, kendileri yazılı olarak bir müracaatta bulunmaları gerekmektedir. Aşağıda kantonlara göre bu bu konuda bilgi alabileceğiniz ve müracaatta bulunacağınız resmi makamların lsitesi bulunmaktadır. AG, SVA Aargau, Prämienverbilligung, Kyburgerstrasse 15, 5001 Aarau, T 062 836 81 60, F 062 836 83 92, AI, Gesundheitamt des Kantons Appenzell AI, Marktgasse 10d, 9050 Appenzell, T 071 788 94 52, F 071 788 94 58, AR, Ausgleichskasse des Kantons Appenzell AI, Kasernenstrasse 4, Postfach 1074, 9100 Herisau, T 071/354 51 51, F 071/ 354 51 52, BE, Amt für Sozialversicherung und Stiftungsaufsicht, Abteilung Krankenversicherung, Forelstrasse 1, 3072 Ostermundigen, T 0844 800 884, F 031 633 77 01, BL, Sozialversicherungsanstalt Ortadoğu da des Kantons, Basel-Landschaft, Hauptstrasse 109, 4102 Binningen, T 061 425 23 32, F 061 425 24 99, BS, Amt für Sozialbeiträge, Grenzbacherstrasse 62, 4021 Basel, T 061 267 86 65, F 061 267 86 44, FR, Caisse de compensation du canton de Fribourg, Section assurance-maladie, Impasse de la Colline 1, 1762 Givisiez, T 026 305 52 52, F 026 305 52 62, GE, Service de l‘assurance-maladie, Route de Frontenex 62, Case postale 6255, 1207 Genève, T 022 5461900, F 022 5461919, GL, Kantonale Ausgleichskasse, Zwinglistr. 6, 8750 Glarus, T 055 646 6782, F 055 646 67 83, GR, Sozialversicherungsanstalt des Kantons Graubünden, Ottostrasse 24, 7000 Chur, T 081 257 41 11, F 081 257 42 22, JU, Caisse de compensation du canton du Jura, Rue BelAir 3, 2350 Saignelégier, T 032 952 11 11, F 032 952 11 01, LU, Ausgleichskasse Luzern, Würzenbachstrasse 8, 6000 Luzern 15, T 041 375 05 05, F 041 375 05 00, NE, Service de l‘assurance-maladie, Case postale 3076, Faubourg de l‘Hôpital 3, 2001 Neuchâtel, T 032 889 66 30, F 032 889 60 92, NW, Ausgleichskasse Nidwalden, Stansstaderstrasse 54, 6371 Stans, T 041 618 51 00, F 041 618 51 01, OW, Kantonale Steuerverwaltung, Prämienverbilligung KV, St. Antonistr. 4, Postfach 1564, 6061 Sarnen, T 041 666 62 94, F 041 666 63 13, SG, SVA St. Gallen, Brauerstrasse 54, 9016 St. Gallen, T 071 282 66 33, F 071 282 69 10, SH, Sozialversicherungsamt, Oberstadt 9, 8200 Schaffhausen, T 052 632 61 11, F 052 632 61 99, SO, Ausgleichskasse des Kantons Solothurn, Postfach 116, 4501 Solothurn, T 032 686 22 09,, SZ, Ausgleichskasse Schwyz, Abteilung übertragbare Aufgaben, Rubiswilstrasse 8, Postfach 53, 6431 Schwyz, T 041 819 04 25, F 041 819 05 25, TG, Krankenkassenkontrollstelle der Wohnsitzgemeinde., TI, Ufficio dell‘assicurazione malattia, Via Ghiringhelli 15a, 6501 Bellinzona, T 091 821 93 11, F 091 821 93 99, UR, Amt für Gesundheit, Klausenstrasse 4, 6460 Altdorf, T 041 875 22 42, F 041 875 21 54, VD, Organe cantonal de contrôle de l‘assurance-maladie, Ch. de Mornex 40, 1001 Lausanne, T 021 5574747, F 021 5574750, VS, Ausgleichskasse des Kantons Wallis, Abteilung Zulagen, Av. Pratifori 22, 1951 Sion, T 027 3249111, F 027 3249112, ZG, Ausgleichskasse Zug, Baarerstrasse 11, Postfach 4032, 6301 Zug, T 041 728 32 30, F 041 728 24 28, ZH, Anträge direkt bei der Wohnsitzgemeinde: Für die Landgemeinden: Sozialversicherungsanstalt des Kantons Zürich, Röntgenstrasse 17, Postfach, 8087 Zürich, T 044 448 50 00, F 044 448 55 55, Für die Stadt Zürich: Städtische Gesundheitsdienste, Walchestrasse 31, 8035 Zürich, T 044 412 11 11, F 044 412 23 93 Göçmenler ve Avrupa Birliği AB’nin ortak bir emek göçü politikası olabilir mi? AB ülkelerinin göç alanındaki ortak politikalar geliştirmeye dönük çabaları, 1970’lerin başındaki krizden sonra başlamıştır. Kriz sonrasında ilgili ülkelerin baskıcı politikalara yöneldiği gerçeği ile birlikte ele alındığında, bu ortak çabaların niteliğinin de büyük oranda aynı yönde olacağı açıktır. AB’nin ortak göç politikası oluşturmaya yönelmesinin en önemli itilim sebeplerinden biri ise AB entegrasyonunun geldiği düzeydir. Tek bir pazar oluşturmak yönünde ortaya konulan irade, bir bakıma bazı gelişmeleri zorunlu kılmıştır. Schengen Anlaşmasıyla ‘iç sınırlar’ kaldırılmıştır. Bu süreçteki önemli dönüm noktalarından bir diğeri de Maastricht Anlaşması olmuştur. Amsterdam Anlaşması ise AB’nin ortak bir göç politikası olacağı yönünde bir irade beyanı olarak ele alınabilir. Fakat Amsterdam Anlaşması’nın içerdiği düzenlemeler, aradan geçen zamana rağmen umulan sonuçları yaratmamıştır. Üye devletlerin göç politikası çerçevesinde sahip oldukları yetkilerin AB düzeyine transferi gerçekleşmemiş ve ortak bir göç politikası oluşturulamamıştır. Avrupa Anayasası’nın ise, beklenen sonuçları, yani ortak bir AB göç politikasını yaratabileceği şüphelidir. Bunun temel nedenini ise AB’nin, uluslararası kapitalist rekabet çerçevesinde ortak davranma yönündeki genel iradelerine rağmen, kendi içinde farklı çıkarlara sahip ulusal kapitalist yapılardan oluşan gerçekliğinde aramak gerekmektedir. Emek göçü poltitikası Bu söylenenler AB’nin oluşturmaya çalıştığı ortak emek göçü politikası sözkonusu oldu- 4 ğunda özellikle gözönünde tutulmalıdır. Avrupa Komisyonu’nun konuya ilişkin faaliyetine ve özelde de Ekonomik Göçe İlişkin Eylem Planı’na bakıldığında, varılacak sonuçların merkez kapitalist ülkelerin göç alanındaki genel yönelimlerinin dışında olmayacağı söylenebilir. Bu yönelimin ilk ayağı, birikim sürecinin dönemsel ihtiyaçları çerçevesinde üretimde gereksinim duyulan nitelikli ve yüksek nitelikli işgücü kategorilerindekilerin ilgili ülkelere göçmelerinin önünü yapılmaktadır. Bu çerçevede ilgili işgücü kategorilerini çekmek için özendirici düzenlemeler yapmaktır. İkinci ayağı, yüksek işsizliğe rağmen emek piyasasındaki aktif işgücünün yapmak istemediği, vasıfsız ve düşük vasıflı işgücü gerektiren kirli, zor ve tehlikeli işleri yaptırmak amacıyla, geçici biçimler altında ve kabul edilen göçmenlerin yerleşmemeleri için her önlem alınarak sınırlı bir şekilde göçe izin vermektir. Sözkonusu yönelimin üçüncü ayağı ise, geri kalan hemen herkesin sınırları aşmasını engellemek amacıyla ‘kale’nin surlarını mümkün olduğunca güçlendirmektir. Buradan bakıldığında, ortak bir AB emek göçü politikası oluşturmak çerçevesindeki düzenlemelerin, üye devletler için gerçekten zorlayıcı sonuçlar üretebileceğini söylemek ise güçtür. Çalışmanın yanıtlamayı deneyeceği soru çerçevesinde bakıldığında, genel ifadeyle sermaye birikim sürecinin ihtiyaçları yerine, hakları ve özgürlükleriyle sosyal bir varlık olarak insanı temel alan, bir AB ortak emek göçü politikası oluşturulamayacağı açıktır. AB düzeyinde bir ortak emek göçü politikası oluşturma yönündeki çabaların, yapıcılarını asgari anlamda memnun edecek şekilde başarıya ulaşacağı ise şüphelidir. ✏ İbrahim Soysüren Kanayan Filistin Dünyanın en büyük hapishanesi Gazze, bir mezbahaya dönüşüyor. Şerit kelimesi (Gazze Şeridi’ndeki), 65 yıl önceki getto kelimesi gibi, kanla ıslanıyor. Bombalar, mermiler, fosfor ve GBU39 radyoaktif silahları, makineli tüfek ateşleri, Israil Savunma Gücleri tarafından gece gündüz havadan, denizden ve karadan 1.5 milyonluk sivil nüfusun üzerine yağdırılıyor. Ölü ve yaralı sayısı, İsrail tarafından Şerit’e girmeleri yasaklanan yabancı medyanın yaptığı her haberde biraz daha artıyor. Ancak kritik rakam şu ki; her İsrailli ölüye karşılık, 100 Filistinli ölüyor. Bir İsrailli’nin hayatı 100 Filistinli’nin hayatına bedel. Bu varsayımın yansımaları, bunu kabul edilebilir ve normal gibi sunmaya çalışan İsrail sözcüsü tarafından sürekli tekrarlanıyor. Katliamı salgın hastalıklar izleyecek; çoğu ikamet yerinde su ve elektrik yok, hastahenlerde doktor, ilaç ve jeneratör sıkıntısı var. Katliam abluka ve kuşatmayı izledi. Her yerde protesto Dünyanın yükseliyor. rurla sahip zenginlerin her yerinden protesto sesleri Ancak dünya basınları, ve guoldukları nükleer bombalarıyla, hükumetleri, İsrail’I, Savunma Hapishaneye dönen bir ülke. ex-press Güçleri’nin işledikleri suçların görmezden gelineceğine temin ediyor. Olayın başını ve sonunu Filsitinli şair Mahmut Derviş’in Jidariyya (Mural) adlı şiirinden dinleyelim. Volkanların coğrafyasında yapacak işlerim var Issızlıktan yıkıma Lott’un zamanından Hiroşima’ya Henüz daha tanımadığım bir tutkuyla Sanki henüz hiç yaşamamışım gibi… Belki Şimdi uzaklara gitmiştir Ve Dün, yakınlaşmıştır Tarihin kıyılarında dolaşmak için Şimdi’nin elini tutuyorum ve dağ keçilerinin kaosuna sahip döngüsel zamandan kaçıyorum Elektronik zamanın hızıyla Yarınım nasıl kurtarılabilir? veya çöl karavanımın yavaşlığıyla? Sonum gelene kadar işim var sanki yarını hiç görmeyecekmişim gibi ve burada olmayan bugün için yapacak işlerim var Bu nedenle dinliyorum yavaşça Kalbimin karınca vuruşlarını… Kadın Göçmenler Avrupa’da Göçmen Kadın Emeği Son yıllarda Avrupa’da yükselen göç hareketleriyle birlikte ev içi hizmetlerde çalışan göçmen kadınların sayısı giderek artmaktadır. metler için kaçak göçmen kadın çalıştırmanın giderek yaygınlaşan bir pratik olduğuna dikkat çekilmektedir (Anderson, 2000). ‘Küreselleşmenin hizmetçileri’ olarak tanımlanan göçmen kadınlara duyulan ihtiyaç, bu talebin yaratıldığı ülkelerdeki sosyoekonomik gelişmelerle açıklanmakta, küreselleşme ile birlikte giderek artan göç hareketleri genişleyen talep için arz yaratmaktadır. Bütün bunların bir sonucu olarak dünya çapındaki göçmen kadın emekçilerin sayısı artmakta, emekçi kadınlar göç akımların önemli aktörleri olarak ortaya çıkmaktadır. Avrupa’da hanelerin giderek artan oranda göçmen kadın emeği talep etmesinin arkasında iki önemli etmen yatmaktadır. İlk etmen, çocuklu kadınların artan çalışma oranları ve kadının çalışması fikrinin sosyal bir norm olarak kabul görmesidir. Kadının çalışması bir yandan aile için daha yüksek gelir anlamına gelmekte bir yandan da ev içi hizmetlerin piyasadan karşılanması için olanak yaratmaktadır. Avrupa geneline bakıldığında, çocuklu kadınların yarısından fazlasının çalıştığını anlaşılmaktadır (Eurostat, 2004). Bu gelişmeye ek olarak, daha önce ev kadınları tarafından aile bireylerinin menfaati için bedelsiz üretilen ev içi hizmetlerin, giderek ticarîleştiğine ve pazardan satın alınabilir hâle geldiğine tanık olmaktayız. Bu yazının amacı, Avrupa’da ev hizmetlerinde çalışan göçmen kadınlar için son yıllarda ortaya çıkan arz-talep dinamiklerini incelemek, ülke örneklerinde göçmen kadın emeği arz ve talebini şekillendiren etmenlere bakmaktır. Yazıda, bunlarla birlikte, Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki refah devleti rejimleri ile bu ülkelerin göç rejimleri arasındaki ilişki incelenecek, bu rejimlerin göçmen kadın emeğine nasıl talep yarattığı tartışılacaktır. Avrupa’da Göçmen Kadın Emeği Talebini Artıran Etmenler Avrupa’da göçmen emeğine olan talep yükselmektedir. Avrupa ülkelerinde ev hizmetleri, yaşlı ve çocuk bakımı gibi işlerde yoğunlukla göçmenlerin çalışması, bu işlerin yapıldığı ‘haneleri uluslar arasılaştırmaktadır’ (Lutz, 2004:47). Avrupa’nın beş farklı şehrini kapsayan bir araştırmada, değişik ev içi hiz- Talebin nedenleri Avrupa’da hanelerin giderek artan oranda göçmen kadın emeği talep etmesinin ardında yatan ikinci etmen, sosyal hizmetlerinin karşılığının, bu hizmetleri alacak kimselere maddî olarak ödenmeye başlamasıdır. Devletin hizmet vermek yerine hizmet vereceği kişiye para vermesi, bir başka söyleyişle ‘bakım için nakit’ uygulaması, yaşlı ve sakatları, bakımları için gerekli hizmetleri piyasadan satın almaya yöneltmektedir (Ungerson, 2003). Yaşlı bakımı için emek talebi, Avrupa’nın artan yaşlı nüfus oranı ile paralel olarak yükselmektedir (Cameron ve Moss, 2002). Beilage zu den Gewerkschaftszeitungen work, area, Événement syndical | Herausgeber Verlagsesellschaft work AG, Zürich, Chefredaktion: Marie-José Kuhn; Événement syndical SA, Lausanne, Chefredaktion: Alberto Cherubini; Edizioni Sociali SA, Lugano, Chefredaktion: Françoise Gehring Amato | Redaktionskommission M. Akyol, D. Filipovic, H. Gashi, M. Martín, M. Pereira | Sprachverantwortlich Mehmet Akyol | Koordination Hilmi Gashi | Layout Simone Rolli, Unia | Druck Ringier Print, Adligenswil | Adresse Unia, Redaktion «Horizonte», Postfach, 8021 Zürich, [email protected] www.unia.ch
Benzer belgeler
Daha Fazla Ücret
Bilindiği gibi yeni Göçmen Yasası 2006 yılında halkoylamasına
sunuldu ve kabul edildi. 2007 yılı
başında yeni yasanın yürülüğe girmesini takiben göçmen kurumları
hükümetten bir kez daha bu konunun ...
3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır
öngörmektedir. Aralık 200 de ise Birleşmiş Milletler bu günü yani 18 Aralığı
uluslararası göçmen günü olarak ilan etti.
Bizsiz İsviçre olmaz
ayni günlerde, yeni Göçmen ve İltica Yasalarının yürürülüğe girmesini
protesto amacı ile GrossmünsterKirche işgal edilmişti. Bunu takiben bir yil içinde özellikle oturum
3 2 4 HAYIR Göçmen kadınlara eşit haklar bir hayal mi?
ayni günlerde, yeni Göçmen ve İltica Yasalarının yürürülüğe girmesini
protesto amacı ile GrossmünsterKirche işgal edilmişti. Bunu takiben bir yil içinde özellikle oturum
2 4 3 İşsizlik Sigortası`nda değişiklikler
ayni günlerde, yeni Göçmen ve İltica Yasalarının yürürülüğe girmesini
protesto amacı ile GrossmünsterKirche işgal edilmişti. Bunu takiben bir yil içinde özellikle oturum