Mayıs 2007
Transkript
Mayıs 2007
01.05.2007 01:19 Seite 1 Leilaenali Opel faciasý Müslüman toplumlarda aile içi dengeyi tartýþmaya açan “leilaenali” kampanyasý, web sitesinde Türkçe ve Flamanca forum 7’de düzenliyor. 1400 kiþiyi iþten çýkaracak olan Opel Anvers’te Türkler, gelecekleri konusunda 15’te tedirgin. Türk ailenin buruk zaferi Er cinayeti zanlýsý yakalandý 2002 yýlýnda Faslý kardeþler tarafýndan kurþun yaðmuruna tutulan Haydar Er’in katil zanlýsý yakalandý. 5 yýl aradan sonra katil zanlýsýnýn Fas’ta yakalanmasý yüreklere su serperken, saldýrganýn Belçika’ya istenip istenmeye7’de ceði henüz bilinmiyor. Anversli Uludað ailesi, eski polis komiseri Bart Debie’yi 3 yýla mahkum ettirmeyi ba3’te þardý. www.binfikir.be Sayfa 1.qxp Okuyun, bir fikir edinin Sayý 18 - Mayýs 2007 Kaçaklarýn konumu siyaset gündeminde Sýðýnma ve Göç Forumu, 6 ay içinde sýðýnma kararý verilemezse geçici oturma izni verilmesini, üç yýl sonra ise oturma hakký tanýnmasýný istiyor. elçika’nýn Brugge kentinde bir yargýçýn Kazakistanlý bir ailenin sýnýr dýþý edilme kararýný çocuklarýnýn eðitimlerini gerekçe göstererek durdurmasý Belçika’da kaçaklarýn konumunu tekrardan gündeme taþýdý. Sýðýnma ve Göç Forumu, Belçika’da kaçak olarak ve her gün sýnýrdýþý edilmek korkusuyla yaþayan onbinlerce insanýn yaþamlarýnýn güçlüðüne dikkat çekmek ve “Oturum Lotosu”nu eleþtirmek amacýyla geçen ay sýradýþý ve yaratýcý bir eylem düzenledi. Eylemciler, þimdiki sýðýnma politikasýnýn rastgele kararlara ve baka- B Köþe yazarlarýmýz Leyla ERTORUN Erdem RESNE Güven ÖZALP Erdinç UTKU Ýlknur CENGÝZ Mehmet AYDOÐDU Haydar ABÝ Adnan YILDIZ Nihat DURSUN 4 5 6 8 16 17 18 20 21 nýn niyetine býrakýlmýþ olduðunu dile getirdiler. Çok açýk olarak yazýlmýþ kriterlerin yasada yer almasýný isteyen örgüt, 6 ay içinde karar verilemezse geçici oturma izni verilmesini, 3 yýl sonra ise oturma hakký tanýnmasýný öneriyor. Arkadaþlarýmýz Leyla Ertorun ve Erdem Resne, Le Forum Asile et Migrations/ het Forum Asiel en Migraties (Sýðýnma ve Göç Forumu) oluþumunun öncülerinden Frédérique Mawet ile Belçika’daki kaçaklarýn konumunu görüþtüler. 12-13’te ‘Kalplerin yazarý’ Mustafa Kör Frédérique Mawet Sýðýnma ve Göç Forumu (FAM) eþbaþkaný ve Mülteciler Koordinasyon Kurulu (CIRE) Genel Müdürü 23 NÝSAN ÇOCUK BAYRAMI BELÇÝKA’DA DA COÞKUYLA KUTLANDI 22’de Flamanca olarak yazdýðý “de Lammeren-Kuzular” adlý ilk romanýný 28 Mart’ta yayýnlayan genç yazar Mustafa Kör’ün kitabý yok satýyor. Bir ayda 3. baskýsýný yapan kitabý ve kendisi hakkýnda söyleþtik. 16-17’ de editör’den Yine seçimler yaklaþtý, hükümeti bol Belçika’da. Altý deðiþik hükümeti olan Belçika’da her 6 yýlda bir yerel seçimler, her 5 yýlda bir Bölgesel seçimler ve her 4 yýlda bir de federal 3’te seçimler yapýlýyor. Sayfa 2x.qxp 29.01.2007 08:31 Page 1 Sayfa 3.qxp 01.05.2007 00:15 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM Türk ailenin iþkenceci polise karþý zaferi Debie’nin mahkum edilmesine sebep oan kanýtlarý anlattý. “11 polis Bart Debie’nin aleyhine ifade verdi. Benim kulaðýmdaki iþitme kaybý belgelendi, eniþtemin ambulansla hastaneye götüren görevli ifade verdi. Tüm bunlar Bart Debie’nin ceza almasýný saðladý” diyen Bülent Uludoðan eski komiser Bart Debie’ye verilen cezayý þöyle deðerlendirdi. ” Belçika’da cezalar hafif, buna göre deðerlendirdiðinizde bu sonuç bir baþarý ama tabii ki yaþadýðýmýz þiddetin tam cezasý deðil bu.” Serpil Aygün elçika’nýn Anvers kentinde bir Türk ailesine þiddet uyguladýðý gerekçesiyle yargýlanan eski polis komiseri Bart Debie, iþlediði diðer suçlarla birlikte toplam 3 yýl hapse mahkum edildi. Hapis cezasý ertelenen eski komiser, ýrkçý Vlaams Belang(VB) partisinin federal seçimler listesinde 10. sýradan adayý. 2003 yýlýnda komiser Bart Debie’nin iþkencesine mazur kalan Uludoðan kardeþler ve eniþteleri yaþadýklarý acý olayý anlatýrken, olayýn etkisini hala taþýdýklarý gözleniyordu. Küçük kardeþ Kamil Uludoðan, “ 2003 yýlý kurban bayramýnýn birinci günüydü. Ýþyerlerimizi kapattýktan sonra hepimizin büyüðü olan abim Bülent Uludoðan’a eþlerimizle birlikte bayram ziyaretine gittik. Saat Gece 11:30 civarýydý. Abimin evinin garajýnýn açýk ve etrafta kýrýk dö- B kük bir þeyler olduðunu gördük ve abimin yanýna gittik. O sýrada polise durumu bildirmek üzereydi ve biz de kaçan 3 Belçikalýyý yolda görmüþtük. Hemen peþlerine düþtük. Belçikalýlara ulaþtýðýmýzda orada bulunan sonradan sivil polis olduðunu öðrendiðimiz kiþiler bize saldýrdý ve ellerimizi kelepçeleyip, karakola götürdüler. Bizi hiç konuþturmadan tartakladýlar. Daha sonra Komiser Bart Debie geldi ve þiddetin düzeyi onun geliþinden sonra çok arttý. Tutuklulara diz çöktürüp, kafasýna tekme attýðý yöntemden dolayý kendisine “ Penaltý Vuruþçusu” lakabýnýn takýldýðý Bart Debie, abim Bülent’e de aynýsýný yaptý. Kafalarýmýzý radyötörlere vurdular. Eniþtem Menderes Bütüner karakolda aðýrlaþtýðý için ambulansla hastaneye götürüldü. Abim Bülent’in ise bir kulaðýnda %6 iþitme kaybý oluþtu” þeklinde yaþadýklarý acý þiddeti anlatýrken gelen Bülent Uludoðan’ da Bart Bart Debie’ye ýrkýçý partiden destek Irkçý parti yöneticilerinden Filip Dewinter’in desteklediðini açýkladýðý Bart Debie þu anda Anvers Belediyesi meclis üyesi ve haziran ayýnda yapýlacak olan federal seçimlerde de Federal parlamentoya aday. 2003 yýlýnda Uludoðan ailesine karþý karakolda uyguladýðý þiddetten ceza alan Bart Debie’yi Filip Dewinter þu sözlerle savunmuþtu;” þimdi Bart Debie’ye sahip çýkmazsak, suçla mücadelede sert yöntemler uygulayan tüm polis memurlarýný yüzüstü býrakmak anlamýna gelir” derken bazen rastgele þiddet uygulayan suçlularý durdurabilmek için katý yöntemler uygulanabileceðini söyledi. 10 Haziran’daki federal seçimler için listesini açýklayan VB, Bart Debie’ye 10. sýrada yer verdi. BADD suçlamalara sert yanýt verdi Haber Merkezi eçtiðimiz Þubat ayýnda organizatörleri içinde olduðu “Sözde Ermeni Soykýrýmýna Bakýþ” adlý konferans nedeniyle sýkýntýlardan kurtulamayan Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði(BADD), bir elemanýn iþten çýkarýlmasý ve kadrosunun ellerinden alýnmasý ile ilgili bir basýn toplantýsý düzenleyerek açýklamalarda bulundu. Verilen kararýn siyasi olduðunu vurgulayan Sönmez, Ermeni Soykýrýmý konusunda resmi görüþe uymadýklarý için ceza aldýklarýný söyledi: “Elimize geçen resmi yazýda iki hususa deðiniliyor. Ýlk olarak ORBEM müfettiþinin raporuna doðrultusunda derneðin politik eylemlerine rezerv konulðu belirtilirken, “Politik eylem”den G kasýtlarý ise Ermeni Soykýrýmýnýn inkar edilmesiyle ilgili konferans, imza kampanyasý ve benzeri faaliyetler. Ýkinci olarak ise tüm bu faaliyetlere aktif olarak katýldýðý için koordinatörümüzün görevine son verildiði ve koordinatörlük kadromuz elimizden alýndýðý bildiriliyor. Bize denmek istenenler açýk. Politik eylemlere rezerv konarak, devletle ayný düþünmemiz isteniyor. Eðer farklý düþünürsek, aktivitelerimizi yaptýrmayacaklarýný belirtiyorlar. Bu kabul edilemez bir tehdittir. Belçika birçok terör örgütü barýndýrýrken bize ifade özgürlüðü tanýmamasý, çifte standarttýr.” Sönmez, koordinatör Pierre Bastin’in hiçbir siyasi eyleme katýlmadýðýnýn ve sadece uyum etkinliklerini düzenlediðinin altýný çizdi. BADD’nin, Türk toplumu içinde Belçika’ya en çok uyum saðlayan dernek profilinde olduðunu belirten Sönmez, ilerici ve laik olmalarýna raðmen hep kendilerinin hedef alýndýðýný savundu: “bu konferansý biz düzenlemedik, afiþte birçok dernek vardý ama bize yükleniliyor. Çünkü hedef, Türk toplumu ve onu savunan oluþumlar.” Yetkililer, konuyla ilgili hukuki haklarýný arayacaklarýný belirttiler. 3 editör’den [email protected] Serpil Aygün Biz sadece okurun yanýndayýz ine seçimler yaklaþtý, hükümeti bol Belçika’da. Altý deðiþik hükümeti olan Belçika’da her 6 yýlda bir yerel seçimler, her 5 yýlda bir Bölgesel seçimler ve her 4 yýlda bir de federal seçimler yapýlýyor. Hükümeti bol Belçika’da seçim de bol oluyor yani. Her seçim yaklaþtýðýnda ise seçim oyunlarý hazýrlanýyor, çýkar gruplarý birleþiyor ve medyasý da bu duruma uyup pozisyonunu belirliyor. Her ülkede olur bunlar. Sadece Belçika’da biraz sýk yaþanýyor gibi. Belçika’ya ve Belçika’daki Türkçe yerel Binfikir kimsenin karmedyaya gelirsek, biz de Binfikir olarak yeþýsýnda ya da yanýnrimizi doðal olarak da deðil. Ancak hiç belirliyoruz. Ancak kimse bize güvenmeBinfikir, biraz garip(!) bir yayýn organý oldusin. Hiç kimse, Binfiðu için bizim yerimizi kir benim propagananlamakta zorluk çekenlerimiz olabiliyor. damý yapar diye düÖrneðin Binfikir sayþünmesin. falarýnda bir politikacýnýn baþarýlý çalýþmalarý yer alýrken, hatta bir yazarýmýz o politikacýya iliþkin övücü sözler yazabilirken, bir diðer yazarýmýz olumsuz yazýlar yazabilir ve hatta ayný politikacýnýn yaþadýðý skandallar ayný Binfikir’in sayfalarýnda yer bulabilir. Geçtiðimiz yerel seçimlerde Binfikir bürosu günlerce adaylarýn akýnýna uðradý. Seçimlere yaklaþýk iki hafta kala gece onikilere kadar adaylarýn mesajlarýný seçmene aktarabilmek için çalýþtýk. Eskisi ve yenisi pek çok aday bunu bizzat yaþadý. Hepsi Binfikir’de kendilerini ifade etme þansý olduðunu ve söylediklerinin çarpýtýlmadan, söyledikleri gibi yayýnlandýðýný gördüler. Ayrýca Binfikir, sadece reklam gelirleriyle yaþamýný sürdüren bir gazete olarak bile, geçtiðimiz yerel seçimlerde ilkelerinden ödün vermeyip politikacý reklamý almamýþtýr. Bunu okuyucuya, seçmene karþý bir sorumluluk olarak görüp, parasý olan adayýn kendini daha fazla tanýtma þansýna katkýda bulunmamýþtýr. Binfikir web sitesi olarak yayýn hayatýna baþladýðý 2004 yýlýndan beri kendisini tek taraflý olarak evrensel gazetecilik ilkelerine baðlamýþtýr. Bu evrensel ilkelerin ýþýðýnda yoluna devam eden Binfikir’in kapýsý, önümüzdeki federal seçimlerde de herkese açýk. Binfikir kimsenin karþýsýnda ya da yanýnda deðil. Ancak hiç kimse bize güvenmesin. Hiç kimse, Binfikir benim propagandamý yapar diye düþünmesin. Hiç kimse ben yanlýþ yaparsam, Binfikir beni korur, olaylarý su yüzüne çýkarmaz gibi bir beklenti içinde olmasýn. Ama bize, sadece doðrularý yazacaðýmýz konusunda güvenebilirsiniz. Ama bize, medya gücümüzü kullanarak hakkýnýzda karalama kampanyasý yapmayacaðýmýz konusunda güvenebilirsiniz. Binfikir, olaylarý eleþtirel bir süzgeçten geçirerek doðruyu bularak onu yazan ve bu doðrunun yorumlanmasýný ise sadece köþelerde özgürleþtiren bir yayýn organý. Binfikir bir kitele gazetesi ve sadece okurun yanýnda. Y Sayfa 4.qxp 30.04.2007 23:34 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM 4 Türk adaylar sýralanýyor Erdem Resne [email protected] Belçika’da ‘Amerika Lotosu’ öç etmek isteyenlerin rüyasý Amerika Birleþik Devletleri, göçün kontrolünü elinde tutmak için bir sistem belirlemiþ. Her yýl düzenlenen ve belirli bir eðitim seviyesindekilerin özendirildiði «Green Card Lottery»ye, baþvuru formunuzu doldurup yolluyorsunuz. Daha sonra kura çekiliyor ve 50 bin kiþi Green Card, yani yeþil kart alarak Amerikan rüyasýna kavuþmuþ oluyor. Bu kart Amerika’da süresiz oturma ve çalýþma izni saðlýyor. Benim bundan haberim olmadýðýný gören Türk arkadaþlardan biri «kýzým senin Sadece politik nasýl haberin olmaz, Türkiistikrarsýzlýk ye’de bizim ofiste avukatýndeðil, ekonodan, sekreterine hepimiz baþvuruyoruz» deyince çok mik belirsizlik þaþýrmýþtým. «Yahu, ayda 10 de insanlarý bin dolar maaþ verseler Ýsfýrsat olduðun- tanbul’u býrakýp da buraya da Batý ülkele- gelmem, üstelik iyi bir iþin olunca bunu zaten orada da rinde yerleþkazanýyoruz, diyordun» demeye itiyor. diðimde ise þöyle cevapladý: «Türkiye’de yaþýyoruz. Sen de biliyorsun irtica filan, ne zaman ne olacaðý belli olmaz. Ýnsanýn kendini saðlama almasý lâzým.» Haklýydý belki. Sadece politik istikrarsýzlýk deðil, ekonomik belirsizlik de insanlarý fýrsat olduðunda Batý ülkelerinde yerleþmeye itiyor. Bazýlarý okumaya geldiklerinde hayatlarýný da yavaþ yavaþ burada kurduklarý hatta buralardan evlendikleri için doðal olarak yerleþiyorlar. Bu arada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin görevlisi olarak ya da birtakým lobi faaliyetleri için gelenlerin de görev bitiminde buradan oturum alma çabalarý, hele bazý kesimlerde bayaðý yoðun. Yýllar önce, Türkiye, Brüksel’e, NATO’ya gönderdikleri subaylarýn yüksek eðitim seviyeleri sebebiyle NATO’da sürekli çalýþma teklifi aldýklarýnda kalanlar olduðunu farkedince, önlemini almýþ. Görev süresi bitince Türkiye’ye dönmek zorunluluðu getirilmiþ. Bu arada, belirli bir süre için yollanan öðretmenler ve özel kurum temsilciliklerinde çalýþanlardan, çocuklarýnýn okulunu bahane ederek istifa edip, Belçika vatandaþlýðý için yasal süreyi doldurmaya çalýþanlar da var. Bu çabayý anlayabiliyorum. Artýk öyle bir dünyada yaþýyoruz ki çift uyruklu olmak çok doðal. Ancak bir kesim var ki, -tuzu kuru olan kesim-, Türkiye’ye üçüncü dünya ülkesi denmesine, geri kalmýþ bir islam ülkesi gibi görülmesine en çok tepki gösteren, onlarýn bir Batý ülkesi vatandaþlýðýna geçmek için olmayacak þeyler yapmasý þaþýrtýcý. Geçenlerde de bir arkadaþým anlattý: Görev süresi biten bir aile, evini boþaltmayarak hala oturuyormuþ gibi Türkiye’ye dönmüþ. Oturumlarýný uzattýklarý için evin anahtarýný bir arkadaþlarýna býrakmýþlar, çiçekleri sulasýn da orada yaþamadýklarý belli olmasýn diye! G ederal seçimlere az kala partiler aday listelerini tamamlamak üzere. Türk toplumundan kimin aday gösterileceði konusu netleþiyor. Ýþte Binfikir’den þu ana kadar kesinleþen adaylarýn listesi: Anvers Meclis adaylarý: Groen!: Meyrem Almacý (liste baþý) / Sp.a: Þener Uðurlu (12. asil), Fatma Akbaþ (7. yedek). Brüksel-Halle-Vilvoorde Meclis adaylarý: cdH: Halis Kökten (7. asil) / PS: Emir Kýr (4. asil), Hediye Yiðit (7. yedek). Hainaut Meclis adaylarý: cdH: Neþe Açýkgöz (12. asil). Liege Meclis adaylarý: cdH: Nuray Saðlam (6. yedek) / PS: Necati Çelik (14. asil). Limburg Meclis adaylarý: CD&V: Hilal Yalçýn (2. yedek) / Open-VLD: Ha- F kan Çeliköz (3. yedek) / Sp.a: Duygu Akdemir (9. asil). Oost-Vlaanderen Meclis adaylarý: Groen!: Meryem Kaçar (3. asil) / Sp.a: Fatma Pehlivan (liste sonu) Senato adaylarý: CD&V: Nebahat Acar Adaylýklarý açýklanmayan ama muhtemel olan adaylar arasýnda Senato için Sait Köse (MR) de var. Yine Senato’da cdH’tan bir Türk adayý olma ihtimali yüksek, adaylýk için iki Charleroi’lý Bahtýþen Yarol ve Muhittin Kýlýç’ýn çekiþtiði söyleniyor. Ýlginç bir geliþme de Limburg’da yaþandý: Open-VLD’den 4. aday olmasý beklenen Þadan Yýlmaz, partiyle anlaþamadýðý için adaylýktan çekildiðini açýkladý. Yedek listedeki Hakan Çeliköz, Yýlmaz’ýn yerini alabilir. Anvers’te liste baþý Meyrem Almacý, liste oylarýný toplayýp kesin olarak seçilecek gibi. Yerel seçimlerde Türklerden çok oy alan Sp.a’nýn, iki adayý da zor þartlarda seçime sürmesi, tercih oylarýnýn önemini artýrýyor ama þanslar az. Brüksel’de Türk rakipleri olmayan Emir Kýr ve Halis Kökten’in þanslarý yüksek. PS, bakanlýðý çalkantýlý geçen Kýr’a Meclis üyeliði garantileyip oy toplamak amacýnda. Kökten’in de seçilmesi tercih oylarýna baðlý. Limburg’da Sp.a listesinde tek Türk’ün bulunmasý beklenmedik geliþme. Uygunsuz yerdeki Duygu Akdemir’in sýyrýlmasý için Il Meclis seçimlerindeki oy sayýsýný aþmasý gerekiyor. VLD adayýnýn þansý düþük. Yedek olmasýna raðmen Hilal Yalçýn, istifalardan yararlanýp Meclis’e girebilir. Liege adaylarýndan biri, tüm oylarý toplarsa seçilebilir, iki adayýn da uygunsuz sýrada olduðuna bakýlýrsa, oylar bölünürse çýkma þansý az. Hainaut’da Neþe Açýkgöz’ün tek þansý, þu ana kadar rakipsiz olmasý. Fakat Türk adayý olmayan PS’te yabancýlara yönelik kampanya yapan Alisson De Clercq, Açýkgöz’den oy çalabilir. Oost-Vlaanderen’da Fatma Pehlivan çok þanslý, Meryem Kaçar’ýn seçilmesi hem kendi oylarýna, hem Groen’un genel sonuçlarýna baðlý. Gent’te ‘Memleket halleri ve bir köpek’ Ankara Tiyatro Fabrikasý oyuncularýnýn oynadýðý “Memleket Halleri ve bir Köpek” adlý oyun Belçika’nýn Gent þehrinde De Centrale Kültür Merkezi’nde izleyici ile buluþtu. Yýlmaz Demiral’ýn derleyip yazdýðý ve Nuri Gökaþan’ýn yönettiði oyuna Belçikalý Türk siyasetçilerimizin de ilgisi yoðundu. Buse’ye sahip çýktýlar Ertan Güngör ürkiye’de televizyon patlamasý sonucu çýkan yangýnda yaralanan Buse Kamal’ýn yararýna Music Club Kýzlar Saz Grubu bir kadýnlar eðlencesi düzenledi. Beringen Türkgücü tesislerinde düzenlenen geceye ilgi oldukça yoðundu. Grup Fýrtýna, Dj Sedife, kemençeciler Aslan Yýlmaz ve Ýbrahim Bayraktar, sanatçý Mahir Tezerdi, davul zurna ekibi Yusuf Çorlu ve Ahmet Çorlu yaptýklarý çalýþmalarla gecenin müzik ahengini oluþturdular. Ayrýca tüm gelirinin Buse’ye gideceði gecede bir de tombala çekilisi yapýlarak konuklara çesitli hediyeler daðýtýldý. Edinilen bilgiye göre Buse’ye 18 yaþýna kadar 30 ameliyat yapýlmasý gerekiyor. T Sayfa 5x.qxp 01.05.2007 00:07 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM enk’te bir fabrikanýn, yabancý dil konuþulmasýna yasak getirmesi, Türkçe medyada büyük yanký buldu. Yorumlar genellikle hakkýmýzýn yendiði, Türklerin dýþlandýðý yönündeydi. Türkleri konu alan her haberde olduðu gibi maalesef yine olaylara tek taraflý bakýldý, düþünce eksikliði veya kötü niyetten dolayý taraf olan firmanýn görüþleri neredeyse hiç yansýtýlmadý. Öncelikle þunu belirtelim: Türk iþçilerin tepkisi büyük oranda haklýydý. Dil kullanýmý yüzünden iþten atýlmaya kadar varacak cezalar kabul edilemez. Yemekhanede bile yabancý dil yasaðý getirilmesi, dengesiz bir yaklaþým. Fakat olaylarý “ýrkçýlýk” diye yorumlayan bazý basýn organlarý, bu kadar aðýr bir suçlama yönelttikleri firma yöneticilerine söz hakký vermek zorundadýr. Bu yüzden Binfikir ve Milliyet için yaptýðýmýz haberlerde yönetici Geert Vermote’ye söz verdik. Olayýn ters yüzünü öðrenince, iki tarafýn da haklýlýk payý eþitleniyor. Vermote, kimseyi iþten atmak niyetinde olmadýklarýný, somut olarak da yemekhanede Türkçe konuþan herkesi cezalandýrmayacaklarýný, sadece gerektiði zaman önlem alabilmek için ellerinde bir dayanak olmasý gerektiðini ve en zor þartlarý bi- 5 G erdem resne [email protected] ‘Dil’ini tutabilmek Her olayda yaygara kopararak kendi toplumumuza zarar verdiðimizi artýk anlamamýz gerekiyor. Bunu anlamamakta direnirsek, dünyaya at gözlüðüyle bakmaya ve toplumsal komplekslerimizle yaþamaya mahkum oluruz. le düþünmek zorunda olduklarýný söylüyor. Þahsen bu açýklamalarýn sadece yarýsý beni tatmin etti. Ama bu bile, olaylara farklý bakmamýz için yeterli. Okuyucunun da kendi fikrini oluþturmasý için bu açýklamalarý sunmak, bir borçtur. Her olayda yaygara kopararak kendi toplumumuza zarar verdiðimizi artýk anlamamýz gerekiyor. Nasýl mý? Somut bir örnek yine geçtiðimiz ay ya- þandý. Yine medyamýzýn isyankar tutumu ve toplumun galeyana gelmesiyle yapýcý olabilecek bir tartýþma çýðrýndan çýktý ve T.C. Büyükelçisi Fuat Tanlay, olayda zarar gördü. Brüksel’deki Kürt lokali kundaklamasý ve DHKP-C davasý ile ilgili Belçika basýnýnda çýkan makalelere cevaben gazetelere mektup gönderen Büyükelçinin mektuplarý ve St-Josse Belediye Baþkaný Deman- Dil yasaðýnýn perde arkasý nez’yle ilgili açýklamalarý Türk basýnýnda yayýnlanýnca, Tanlay’a içiþlerine karýþtýðý gerekçesiyle “Sömürge Elçisi” suçlamalarý geldi. Galeyana gelmek iþte budur. Diplomasi, gazete köþelerinde kabadayý üslubuyla yapýlan, Ahmet’in – Mehmet’in karýþacaðý bir iþ deðildir. Medyamýz buna kalkýþýrsa, yarattýðýmýz yaygaranýn yükünü kendimiz taþýmak zorunda kalýrýz. Medya, hak aranacak yer deðildir. Hakkýný arayacak olanlara saðlýklý ve kapsamlý bilginin baðýmsýz olarak sunulduðu yerdir. Bunu anlamamakta direnirsek, dünyaya at gözlüðüyle bakmaya ve toplumsal komplekslerimizle yaþamaya mahkum oluruz. “Söz”ün ne kadar kuvvetli bir araç olduðunu her gün kiþisel olaylarda farkedebiliriz. Sevdiðimiz birinin kötü sözüne alýndýðýmýz kadar, topluluk içinde itham edilince elimiz-kolumuz baðlanýyor. Gazete gibi kitlesel bir araç kullanýnca bu güç, daha da büyüyor. Bu yüzden dil yasaðýna hemen ýrkçý damgasýný vurmadan, bizim gibi düþünmeyenleri damgalamadan önce elimizdeki verilere iyi bakmak zorundayýz. O zaman “ýrkçý” dediklerimizin sadece “hatalý”, “haksýz” bulduklarýmýzýn masumca “farklý” olduklarýný anlarýz. Engelliler yararýna düzenlenen ‘Rumelililer Gecesi’ne yoðun ilgi Serpil Aygün elçika’da yaþayan Rumeliler baþkent Brüksel’de müzikli bir geceyle biraraya geldiler. Brüksel Hükümeti Devlet Bakaný Emir Kýr ve Senatör Fatma Pehlivan’ýn da eþleriyle birlikte katýldýklarý gecenin gelirleri istanbul’da faaliyet gösteren BENDER Engellileri Destekleme ve Sosyal Yardýmlaþma Derneðine baðýþlanacak. Çok sayýda Rumelili’nin katýldýðý gecede çocuklardan oluþan bir B Genk’teki HP Pelzer firmasý, iþyerinde yabancý dil konuþulmasýný yasaklayýnca Belçika ve Türk basýnýnda tartýþma çýktý. Erdem Resne irket, Flamanca hkonuþmayanlara iki kez ihtar gönderip, üçüncüsünde iþçiyi iþten çýkaracak. Þirkette çoðunluk olan Türk iþçiler, yasaðýn kendilerine yönelik olduðunu savunuyor. Sendikalar, kurala tepkili. ABVV yetkilisi Roger Dessers, Flamancayý teþvik etmenin iyi bir þey olduðunu ama bunun iþten atýlmaya kadar gitmesini kabul etmediklerini söyledi. Yönetim, konu hakkýnda iþçilere danýþtýðýný belirtirken iþçiler, “danýþtýlar ama olumsuz görüþümüze raðmen karar aldýlar” dedi. Üç Türk iþçinin ihtar aldýðý fabrikada Türkler, “ekonomik durum kötü, iþten atmak için bahane arýyorlar” diye görüþ bil- Þ dirdi. Yönetici Geert Vermote ise “kimseyi iþten atma niyetimiz yok. Ama kural koyarken en kötü durumlarý bile düþünmek zorundayýz” diye kendini savundu. Yönetici, “yaklaþan sosyal seçimler için malzeme yapýlýyor. Bu kararý bir ay önce alýnca kimse sesini çýkarmadý” diye sendikacýlarý suçlarken, iþçilerden sendikacý Aytekin Han, “iþe alýrken þart koþmadýlar, þimdi güvenliði öne sürerek dili bahane ediyorlar. Güvenliðimiz þimdi mi akýllarýna geldi?” diye sitem etti. “Çeþitlilik planý” dahilinde þirketlerde proje yürüten ve iþçilerin ilk olarak þikayette bulunduðu Selahattin Koçak (Sp.a), “uyuma herkes evet diyor ama suyunu çýkardýlar. Diðer ülke vatandaþlarýna da bu kadar sert davranýrlar mý diye merak ediyorum” dedi. grup baðlama çalarken, Brüksel’de yaþayan sanatçý “Pýnar” da þarkýlarýyla konuklarý coþturdu. Diðer taraftan Gültekin ve Arif Þentürk de sahne aldý. Gecenin politikacý konuklarý Devlet bakaný Emir Kýr ve Senatör Fatma Pehlivan da yaptýklarý konuþmalardaRumelililerin ilk defa düzenlenen bu gecesinde olmaktan duyduklarý memnuniyeti dile getirdiler. Birlikte çiftetelli oynayýp halay çeken Emir Kýr ve Fatma Pehlivan konuþmalarýnda birbirlerine de övgüler yaðdýrdýlar. Sayfa 6x.qxp 30.04.2007 22:40 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM 6 ürkiye açýsýndan hem içte hem dýþta, önümüzdeki dönem için belirleyici niteliðe sahip olacak bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç, bir çok alýþýlmýþ ve benimsenmiþ dengeyi bozma potansiyeline sahip olmasýyla dikkat çekiyor. Gelecek üzerinde etkili olacak bu sürecin odaðýnda ise seçimler var. Özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliði sürecini etkileme gücüne sahip olan Fransa’daki seçimlerle, Türkiye’deki cumhurbaþkanlýðý seçimlerinin birbirlerine çok yakýn tarihlerde yapýlmasý karþýlaþtýrma olanaðý yaratmasý açýsýndan önem taþýyor. Her ne kadar iki ülkedeki seçim sistemleri birbirinin ayný olmasa da konuya yaklaþým biçimi daha ilk aþamada kendisini net bir þekilde hissettiriyor. Fransa’da partilerin son derece þeffaf bir þekilde belirledikleri ve son dakikaya kadar pazarlýk yapma gereði duymadýklarý adaylarý aylardýr programlarýný anlatmaya çalýþýrken görüyoruz. Bizde ise binlerce dengenin gözetildiði, kapalý kapýlar ardýnda günlerce süren pazarlýklarýn yaþandýðý, uzlaþýdan uzak ve sadece iktidar partisinin adayýnýn, bir de kendiliðinden aday olan ancak elle tutulur bir desteðe sahip olmayan bir iktidar partisi milletvekilinin, yer aldýðý bir cumhurbaþkanlýðý seçimiyle karþý karþýya kalýndý. T [email protected] Özde mi? Sözde mi? Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecinde yaþananlarýn oluþturduðu tabloya bakýldýðýnda, sistemin ciddi bir revizyona ihtiyacý olup olmadýðý sorusu kendiliðinden akýllara takýlýyor. Ýktidar partisinin, bir uzlaþý adayý belirlemek için muhalefetle ciddi nitelikte temaslar gerçekleþtirmek yerine kendi içindeki kamplaþmalarý aþabilmek için uðraþmasý ve belirgin bir aday üzerinde ancak son dakikada anlaþmaya varabilmesi de dikkate deðer bir unsurdur. Bu adayýn, ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi- ni engelleyecek bir sayýyla seçilememesi durumunda Türk siyaseti yine son derece gergin günler yaþama riskiyle karþý karþýya kalacak. Seçim sonucunun, Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini engelleyecek olan 367 sayýsýnýn bulunmasý durumunda ise Türk siyasetinde, Demokrat Parti iktidarýndan bu yana görülmeyen bir yapýyla karþý kar- Lier Camii gençlerin yönetiminde Haber Merkezi elçika’nýn Anvers yakýnlarýndaki Lier Belediyesi’nde cami derneðini gençlerden oluþan bir grup yönetiyor. Gençlerin enerji ve yeteneklerinden faydalanmayý amaçlayan dernek, 1981 yýlýnda kurulmuþ ve 270 üyesi bulunuyor. Lier Türk Ýþçileri Yardýmlaþma Derneði olarak adlandýrýlan camii derneðinin yeni baþkaný 30 yaþýndaki Taner Þentürk. Rahim Aktepe, Hüseyin B Demir, Hakan Durgun, Yýlmaz Erdem, Adnan Önder, Naci Saraç, Mansur Þimþek ve Muzaffer Güneþ’ten oluþan yönetim ekibi ile Baþkan Þen- türk, ilk olarak cami faaliyetlerini çeþitlendirmeyi amaçlýyor. Gençlere ve eðitime önem verdiklerini ileten yeni yönetim, kadýn ve gençlik kollarý oluþturarak tüm kesimlere hitap etmeyi de hedefliyor. Baþkan Þentürk, yönetimde yer almadan önce zaten büyüklerine yardým ettiklerini ve caminin iþlerine koþtuklarýný anlatýrken, “Burada yetiþmiþ, dil bilen insanlar gerekiyor. Sorunlar çýkýnca belediyeyle, yetkililerle birebir konuþabilmek lazým. Bu iþi zaten biz yapýyorduk, büyüklerimize tercümanlýk yapýp yardým ediyorduk. Artýk tümden bu iþlere bakabiliriz” þeklinde göreve geliþlerini açýklýyor. þýya kalýnacak ve Baþbakan, TBMM Baþkaný ve Cumhurbaþkaný’nýn iktidar partisinden çýktýðý bir manzara oluþacak. Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecinde yaþananlarýn oluþturduðu tabloya bakýldýðýnda, sistemin ciddi bir revizyona ihtiyacý olup olmadýðý sorusu kendiliðinden akýllara takýlýyor. Cumhurbaþkaný adayý olarak belirlenen Dýþiþleri Bakaný Abdullah Gül’ün, siyasi geçmiþindeki bazý yaklaþým ve söylemleri, bu olasý görevdeki tutumunun dikkatle izlenmesine neden olacak. Tamamen sürecin dýþýnda kalan halkýn ise Gül’ün aday gösterildikten sonra yaptýðý ilk açýklamalardan birindeki þu sözlerine baðlý kalmasýný temenni etmekten baþka yapacaðý çok da bir þey yok: “Ben milletime þunu söylemek istiyorum: Bana güvenin. Mahçup etmem. Ben cumhurbaþkanlýðýnýn nasýl bir sorumluluk gerektirdiðinin bilincindeyim. Cumhuriyet’e, Anayasa’da yazýlý laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine -son günlerin deyimiyle- özde baðlý biriyim. Beni tanýyorsunuz. Benim en büyük hedefim, Büyük Atatürk’ün gösterdiði gibi ülkemi, milletimi muasýr medeniyetin üzerine çýkarmak, bu yolda var gücümle çalýþmak. Türkiye’yi dünyayla bütünleþtirmek.” Zambak Bayramý Brüksel’i þenlendiriyor 5-6 Mayýs tarihlerinde Iris (Zambak) Bayramý çerçevesinde Brüksel’de “Brüksel þarký söylüyor” etkinliði, Brüksel Parlamentosu’nda halka açýk gün ve müzikal parkur, farklý alanlarda jazz dinletileri ve sokak þenlikleri düzenleniyor. 5 Mayýs Cumartesi Hooverphonic konseri – Saat 21.00, Grand’ Place/Grote Markt 6 Mayýs Cumartesi Sokak Þenliði – Saat 11.30-18.30 Sint-Jansplein Brüksel Parlamentosu – Saat 12.00-19.00 Halka Açýk gün ve müzikal parkur Brüksel Flarmoni Orkestrasý Konseri Saat 12-14.00 Grand’ Place/Grote Markt Credi-plan Afgelopen 3 maand leenden wij geld voor Acun M uit A., Akbas I. uit M., Akin E. uit C. , Akpnar M. uit T., Aktepe I. uit L., Alican C. uit A., Altuntas Y. uit H., Anastatiou P. uit D., Anaz M. uit A., Aydin R. uit D., Baldede Y. uit A., Becene V. uit A., Bilicna R. uit H., Buyukertas M. uit A., Cakici T. uit A., Cakmak H. uit A., Car C, uit Z, Coban A. uit A., Coskun S. uit G, Demir A, uit Z, Demir F. uit L, Dogan V. uit H, Diri S uit A., Djenrnani H. uit A., Durmus I. uit G., Erbay R. uit H., Ergurbuz uit Z., Erikli uit K., Fuga S. uit D, Goksu A. uit A. ... tot Zengin K uit G. Credi-plan kredieten. Plan bij Credi-plan. Wat kunnen wij voor u doen? Bel 0495/289080 elke weekdag van 12u00 tot 22u00 of sms wanneer u maar wil… Credi-plan is kredietmakelaar gevestigd in Antwerpen, Hardenvoort 20. Zaakvoerder Verlé Marc. Geen bezoek zonder afspraak. Sayfa 7x.qxp 30.04.2007 22:49 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM 7 ‘LEILAENALI’ kampanyasý ailede kadýn erkek dengesini sorguluyor Serpil Aygün Leyla ve Ali (Leila en Ali) kampanyasý ile Yabancý Kýzlarý ve Kadýnlarý Destekleme Merkezi (SAMV) Belçika’daki müslüman toplumlarýnda aile içinde kadýn ve erkeðin rolleri ve dengesini tartýþmaya açan bir dizi etkinlik düzenliyor. 20 Nisan’da baþlayan kampanya, Aralýk ayýna kadar sürecek. 5 yýldýr yabancý kökenli kadýnlarla kiþisel görüþmeler yapan SAMV çalýþanlarý tabu olan temalar veya gelenekler hakkýnda konuþulduðunda toplum yargýlarýyla karþýlaþmýþlar. Toplumsal destek olmadan tek baþýna bazý tabularý yýkmanýn imkansýz olduðunu düþünen SAMV, bu kampanya ile yabancý kökenli toplumlarda özellikle de Türk ve Faslýlar arasýnda ailede kadýn erkek dengesini tartýþmaya açýyor. Kadýn ve erkeklerin kendi aralarýnda ve çevrelerinde ev iþle- ri , ev dýþý iþler, çocuk bakýmý, genç kýz ve erkeklerin birbirlerinden beklentileri gibi konularý tartýþmalarýný hedefleyen kampanyanýn soruna bir çözüm önerisi sunmak gibi bir tavrý yok. Amacý sadece bu konularýn konuþulabilir hale gelmesi ve konuya duyarlýlýðýn artýrýlmasý. Leila en Ali projesi’nin Flaman Bölgesi’ndeki Müslüman toplumlarý hedeflediðini belirten projenin Limburg Bölgesi sorumlusu Sümbül Karakaya, bu nedenle hem projenin hem de projeyle ilgili web sitesinin adýnýn Leila ve Ali olduðunu anlattý. Sümbül Karakaya projenin 20 Nisan’da afiþ kampanyasýyla baþladýðýný söylerken, ilk çalýþmalarý olan psikolog ‘e-konsolosluk’ hizmette Haber Merkezi ürk vatandaþlarý artýk pasaport yenileme ve diðer süre uzatma iþlemlerinin yaný sýra çeþitli konsolosluk iþlemlerini internet üzerinden yapabilecekler. E-konsolosluk sayesinde Konsolosluk hizmetlerinin yüzde 85'i konsolosluða uðramadan internet üzerinden yapýlabilecek. Uygulama vatandaþa 7 gün 24 saat iþlemlerini halletme imkaný veriyor. E-konso- T losluk hizmeti ile, yoðun eleþtirilere neden olan müracaat kuyruðunda beklemeleri en aza indirmek hedefleniyor. Konsolos muavini Selen Evcit, konuyla ilgili olarak yaptýðý açýklamada, Avrupa’da yaþayan vatandaþlar için Ankara’da ayrýca bir “Konsolosluk Çaðrý Merkezi” nin 2 Nisan’dan beri hizmet verdiðini belirtti. Evcit, bu merkezle vatandaþlarýn telefonla da konsolosluk iþlemleri hakkýnda bilgi alabileceklerini bildirirken, “vatandaþlarýmýz, iþlem baþvurularýnýn akibetini soruþturabilir, Avrupa ülkelerindeki ve Türkiye’deki çeþitli kurum ve kuruluþlarýnýn adres ve telefon numaralarýný öðrenebilir ve konsolosluk çalýþmalarý hakkýnda istek ve eleþtirilerini bu merkeze sunabilirler” dedi. Üstün Dökmen’in Gent ve Genk kentlerinde verdiði “Türk ailelerinde iletiþim” konulu konferansa olan yoðun ilgiden duyduklarý memnuniyeti dile getirdi. 23 Nisan’da Gent’te gerçekleþen konferansa 300 kiþi katýlýrken, ayný konferansa Genk’te 400 kiþi katýldý. Karakaya bu proje için çok çalýþtýklarýný anlatýrken þunlarý söyledi: ” Bu projeye çok güveniyoruz. Amacýmýz konuyu tartýþmaya açabilmek. Bu konuda gençlere de ulaþabilmek için bir web sitesi hazýrlattýk ve burada gençlerin birbirleriyle görüþlerini paylaþabilcekleri hem Türkçe hem de Flamanca Forum bölümü açtýk. Ayrýca 18 Mayýs tarihini aile günü olarak belirledik ve Flaman bölgesinde yaklaþýk 35 camiide Cuma hutbesinde ailenin öneminden bahsedilmesi için anlaþtýk” dedi. SAMV’nin Leila en Ali projesi çerçevesinde belirlenen aile gününde çeþitli film gösterimleri, konuyla ilgili tartýþama ve grup sohbetleri de düzenlenmiþ. Afiþ kampanayasýnda ise kadýn ve erkeðin rolleri ile ilgili karikatürler kullanýlmýþ. Genk ve Gent’te düzenlenen psikolog Üstün Dökmen ile “Türk ailelerinde iletiþim” kon- feransýndan sonra 8 Mayýs’ta da Anvers’te Faslý hukukçu ve filozof Azizah Al Hibri, Müslüman ailelerinde kadýnýn yeri konusunda bir sunuþ yapacak. 10 ve 24 Kasým tarihlerinde ise yabancý kökenli stand-up’çýlar konuyu mizahi bir yaklaþýmla ele alacaklar. Youssef el Mousaoui ve Öznur Karaca’nýn sunacaðý stand-up gösterileri 10 Kasým’da Gent’te De Cen- Üstün Dökmen trale Kültür Merkezi’nde sunulurken, 24 Kasým’daki gösteri de Genk kentinde gerçekleþecek. Daha sonra Anvers, Mechelen, Leuven ve Brugge’de de gösteriler sunulacak. BTDB’den Mevlana günleri UNESCO’nun 2007 yýlýný Mevlana yýlý olarak belirlemesi, Belçika’da çeþitli etkinliklerin yapýlmasýný saðladý. Avrupalý Türk Demokratlar Birliði UETD ve Belçika Türk Dernekler Birliði, tasavvuf müzikli ve Semalý gösteriler düzenledi. Konya Belediye Baþkaný Tahir Akyürek de etkinliklere destek verdi. Haydar Er’in katili yakalandý Cep telefonu ile uluslararasý görüþmeler ucuzluyor Avrupa parlamentosu, cep telefonu ile uluslararasý görüþmelerin ucuzlatýlmasýný öngören yasa tasarýsýný onayladý. AB ülkelerinde cep telefonu kullananlar, önümüzdeki günlerde yabancý ülkeye ya da yabancý ülkeden aramalarýnda %70 daha ucuza görüþme yapacaklar. Serpil Aygün Brüksel’in Türk mahallesi olarak bilinen Schaerbeek semtinde 2002 yýlý Haziran ayýnda gerçekleþen ve Haydar Er’in ölümü, Safter Er’in de aðýr yaralanmasýyla sonuçlanan olayýn faili Ýsmail Khyar 5 yýl aradan sonra Fas’ta yakalandý. Schaerbeek Belediye Baþkaný Bernard Clerfayt ve Baþkan yardýmcýsý Sait Köse’nin, emniyet görevlilierinin de bulunduðu bir basýn toplantýsý ile duyurduðu ya- kalanma sonucu Er ailesinin yüreðine bir parça da olsa su serpilirken, acýlý aðabey Ekber Er, katilin Belçika’da yargýlanmasýný talep etti. Olayý soruþturan Schaerbeek Emniyeti Cinayet Birimi Komiseri Rudy Maes ise yaptýðý açýklamada olayý sonuna kadar takip ettiklerini anlatýrken, “5 yýl boyunca hemen hemen her gün bu olayla meþgul olduk. Tabii ki yurtdýþýna kaçmýþ bir suçluyu dünya çapýnda aramak biraz zaman alýyor ama biz elimizden geleni yaptýk” dedi. Sayfa 8.qxp 30.04.2007 23:40 Seite 1 Speakers Corner 8 Mayýs 2007 ZOKA [email protected] Ruha para bulaþmadan... en hiç karikatür çizmememe karþýn diðer birçok çizer ve yazar gibi Oðuz Aral ve Semih Balcýoðlu'nun nefesini hep üzerimde hissettim. Sadece yazý çizi baðlamýnda deðil, hayat çizgimin oluþmasýnda da önemli katkýlarý oldu bu iki büyük ustanýn. Oðuz Aral bizlerin "kahramaný"ydý. Karikatürü salonlardan sokaklara taþýdý. Oðuz Aral Gýrgýr’ý bir okul yapmayý baþarmýþtý. Meþru olmayan, Milli Eðitim Bakanlýðý’nda kaydý kuydu olmayan bir mizah okuluydu. Oðuz Aral her Pazartesi amatör karikatürcüleri odasýna toplar, keyifli sohbetler yapardý. Gençlerle bir konu üzerinde tartýþmayý severdi. Bilgiliydi. Günümüzde baþ köþelerdeki mizahçýlar onun torna tesfiyesinden geçmiþtir. Þimdi Aral’ýn öðrencileri usta oldu, yeni gençler kazandýrýyorlar mizah dünyasýna. Gýrgýr’ýn “Çiceði Burnundakiler” köþesine karikatüre yeni baþlayanlar çizgilerini yollar Oðuz Aral da gönderilen karikatür hakkýnda görüþlerini yazarak o karikatürü çizen çizeri ve diðerlerini yönlendirirdi. Oðuz Aðabey’in “gereksiz taramalardan kaçýnýn” önerisi mizahHalk filozofu çýlarýn atasözü haline gelmiþti Oðuz abiyi iyi neredeyse. Gýrgýr’da bu köþede anladýðýmýzý birazcýk ýsýnanlar arka sayfaya terfi ederdi. Orada piþen çizerler sanýyoruz. Bu de artýk iç sayfaya çizmeye baþnedenle Binfikir’i lar, Gýrgýr’ýn genç ustalarý arasýna bir okul yapmaya katýlýrdý. Gýrgýr, okuyucusunu yazar çizer yapan bir okuldu. Bu çalýþýyoruz; uygulama Gýrgýr geleneðinden “gereksiz polegelen Leman ve Penguen gibi dergilerce de benimsendi ve hamiklerden ve len uygulanmakta. Herhangi bir abartmalardan okurun bulduðu bir espri eðer kaçýnan” düzeyli cuk oturmuþsa bu dergilerin kapaðýnda deðerlendirilir. Bu okulyazar çizer ve dan gelen yazar çizerlerin yönettarafsýz gazeteci tiði dergilerde okurlar kadrolu yetiþtiren bir yazar çizerlerle neredeyse ayný þansa sahiptirler. okul... Biz de Binfikir’de baþýndan beri kendimize Gýrgýr ekolunu örnek alýyoruz. Sayfalarýmýz sonuna kadar okurlarýmýza açýk. Speaker’s Corner’da baþlayan yazma denemeleri okurlarýmýzý diðer sayfalara hatta gazetenin yönetimine bile taþýr. Binfikir okulundan yetiþecek olan yazar çizerleri ve gazetecileri ünlü yazarlara ve gazetecilere tercih ediyoruz. Biz de zamanýn Gýrgýr’ý gibi gücümüzü okurlarýmýzdan alýyoruz. Ruhuna henüz paranýn bulaþmadýðý genç kadromuz en büyük güvencemiz. Gýrgýr, medya eþkiyasý bir zata satýldýðý an ruhunu teslim etti ve 400 binlik tirajlardan 5 binin altýna düþtü. Binfikir bunun bilincinde bir oluþum. Halk filozofu Oðuz abiyi iyi anladýðýmýzý sanýyoruz. Bu nedenle Binfikir’i bir okul yapmaya çalýþýyoruz; “gereksiz polemiklerden ve abartmalardan kaçýnan” düzeyli yazar çizer ve tarafsýz gazeteci yetiþtiren bir okul... Þimdilik yetenekli gençlere sadece fýrsat veriyoruz, eminim bir gün Oðuz abi gibi para vermeye de baþlayacaðýz. B Kaç ülke çiðneyip gurbete geldin Ýyi ya da kötü þomajý aldýn Kendine bir de eþ buldun Yürü be efendi seni kim tutar Çok iyi bilirsin akla karayý En yakýnlarýnla açtýn arayý Kendine ilah etmiþsin parayý Hin çivisi üzerinde kim yatar Cuma gelir eve çanta atarsýn Helalýný gözün görmez itersin Zevkin için Dansik yolu turtarsýn Yularsýz develer çok çabuk yiter Dünya hali anlýyorum ben çabaný Kama bile delmez böyle çýbaný CPAS’de dilendirdin babaný Cakalar üstüne cakalar satar Nasýl olsa unutmuþsun dününü Viski bira gün eylesen gününü Kesen olmaz tekerinin önünü Yanmýþsýn efendi dumanýn tüter Bu gidiþle yönün hakka yönelmez Kendine saygýn yok lafýn dinlenmez Tuzu kokutmuþsun kokun önlenmez Uçkur fakirinde çile mi biter Výy ile No’da yokolmuþ dilin Masada sohbetin servetin malýn Evinde huzur yok yamandýr halýn Bu zokayý senden baþka kim yutar Ardýna bir baksan neler kaybettin Avrupa diyerek yok oldun gittin Ýmanla dinine çok yazýk ettin Ýslam pazarýnda salyangoz satar Hava atmak için kafaný taktýn Gösteriþ budalasý olup çýktýn Macera peþinde yuvaný yýktýn Pisliðin içine battýkça batar Akçýnarým kar mý kalmýþ koyakta Dövsem bile anlamaz ki dayaktan Çok aile sapasaðlam ayakta Namuslu kalana kýymet mi yeter? Nerde oðlun sokaklarda yetiþtirdin Eve baðlar diye gelin getirdin Binbir yalan ile geri götürdün Düþtüðü kuyuya onu da iter ÝNTERNET nternet deyince aklýmýza ne geliyor? Birçoðumuz için büyük bir bilgi bankasýdýr ÝNTERNET, ulaþýlmasý en zor olan mevcut dokümanlara en kolay yolla eriþebileceðimiz mükemmel aðlar arasý að! Yani milyonlarca aðýn ortak bir protokol çerçevesinde iletiþim kurmasý ve kaynaklarýný paylaþmasýdýr ÝNTERNET!!! Bizi kendi alemimizden alýp baþka alemlere götürebilecek en hýzlý araçtýr ÝNTERNET. Ýhtiyaç duyduðumuz birçok þey bu iletiþim aðý sayesinde ayaklarýmýza kadar gelmektedir. Öyle ki, insanlar birçok ihtiyacýný bu alanda karþýlamakta sýnýr tanýmaz hale gelmiþtir. Bankalardan hastanelere, okullardan büyük küçük iþletmelere, içinde bulunduðumuz þehre, hatta dünyamýzda ilgi ve ihtiyaç duyduðumuz birçok alana ulaþmak bir tarafa dursun, bu alanda mevcut olan her bir kareye tabiri caizse NÜFUZ ettiðimiz en sosyal aktivitemizdir ÝNTERNET. Birçok anlamda kendimize güzergah seçtiðimiz bu alem güzel ve yararlý olduðu kadar, çirkin ve zararlýdýr da!!! Ý Mehmet Ali Akçýnar Yaptýðýmýz her eylemin ille de külfetli bir yanýnýn olmasý kadar doðal bir þey yoktur tabii. Çýkarlarýmýz için olan her güzel nesneyi, aracý, veya araca aracý olan her bir varlýðý, aleyhimize kullanmak insan zekasý için hiç de zor bir olay deðildir. Görünürde bizi cezbeden varlýklarý toplumlarýn zararýna dönüþtürmek birçoðumuz için görev haline gelmiþtir bile; iþte ÝNTERNET dediðimiz bu að yýðýnlarýnýn içindeki aðlardan en zehirlisi de ‘CHAT’ tir. CHAT, yani sohbet etmek. Bizim için en kýymetli stok olan zamanýmýzdan, sabýrsýzca ve bilinçsizce yediðimiz ortamdýr, CHAT. Her yaþ grubunun farklý kimliklerle birbirlerinin ahlaki deðerlerini yozlaþtýrdýðý, aþýndýrdýðý savaþ arenasýdýr bu platform. Öyle ki evimizde veya internet cafelerde çocuklarýmýzýn, yetiþkinlerimizin birçok alanda manevi deðerleri zedelediði hatta kaybettiði sörf tahtasýdýr CHAT. Ýnsanlarýn utanmadan sýkýlmadan en özellerini en mahremlerini paylaþmaktan çekinmedikleri, kumar masasýdýr CHAT… Bu vahametin birçok yönü olduðunu, internetteki ahlaksýz sitelerden örnek verebiliriz, tabii bunlarýn yaný sýra milli duygularýmýzý kont- rolsüz þekilde galeyana getiren kafatasçý-milliyetçi ruhlarýn sahip olduðu birçok siteden de örnekleyebiliriz. Lafýn bir noktadan sonra özüne ulaþmak zor olmasa gerek… Bilinçli olarak yapmamýz gereken birçok iþ var. ÝNTERNET dediðimiz bu ortama karþý hem barýþýk hem de savaþ halinde, yani her an tetikte olmamýz gerekiyor. 18 yaþ sýnýrýnýn altýndakilere zararlý olanýn, 18 yaþ sýnýrýnýn üstündekilere zararý olamaz diyemeyiz hiçbir zaman. Evimizdeki bilgisayarýmýzý çocuklarýmýza teslim ederken ve teslim alýrken mutlaka yanlarýnda durmalýyýz. Ýnternet cafelere deðil de, birçok eðitim kurumumuzda bulunan internetin kullanýlmasý için onlarý oralara yönlendirmeliyiz. Nefis kemikli bir ete benzer, kemiðin kokusunu alan köpek ise bir an önce etin kemikten sýyrýlmasýný dört gözle bekler.!! Ben ÝNTERNET'i okyanuslara benzetirim, sakin ve durgun olduðu kadar acýmasýz ve tehlikelidir. Önemli olan okyanusa açýlmak deðil, önemli olan hýrçýn dev dalgalarýna karþý esir düþmemektir. Orhan Duman Sayfa 9xx.qxp 01.05.2007 00:30 Seite 1 Mayýs 2007 SÝZbize 9 ‘Türkiye’den evlenmek iyidir, buradakiler ot gibi yetiþiyor’ Türklerin evlilik stratejileri, çeþitli araþtýrmalara konu olmaya devam ediyor. Belçika Türklerinin %60 oranýnda Türkiye’den eþ seçmesi, farklý yorumlara yol açtý. Binfikir, evlilik konusunda Halkýn Nabzý’ný yokladý. Objektiflerimiz Baþkent’in Koekelberg ve Berchem-Sainte-Agathe semtlerindeydi. Sokakla yetinmeyen Binfikir, evlere de girdi! Adem Döner ÝÞÇÝ Bence Türkiye’den eþ seçmek daha mantýklý. Ben tekrar evlenmek zorunda kalsam hiç tereddüt etmeden Türkiye’den birini seçerdim. Buradaki gençler iki kültür arasýnda kayboluyorlar, kiþiliksizler. Ne yapacaklarýný bilmiyorlar. Hatta çoðu zaman kraldan kralcý, yani Belçikalýdan daha Belçikalý oluyorlar. Bu yetiþme tarzý göze alýnýrsa ben yuva kurmak konusunda buradaki gençlere güvenemiyorum. Speakers Corner Neþe Þengezer ÞÝRKET YÖNETÝCÝSÝ Nebahat Kumanova ÝÞÇÝ Ben Türkiye’den eþ seçmeye karþýyým. Aþýrý derecede düþünce farklýlýðý var. Buradaki gençlerle oradakiler farklý düþünüyorlar. Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz, sonuçta insana baðlý. Ama ben çalýþma hayatýmda Türkiye’den eþ getirenleri çok tanýdým, saðlýklý iliþkiler olduðunu düþünmüyorum. Oradan gelen dil bilmez, buradakinin eline bakar, ezilir. Hele damat oradan geliyorsa durum daha da zor. Buradaki gençler daha Avrupalý gibi yetiþiyor ama ayný zamanda aileler daha tutucu. Türkiye’den gelen eþ için bu zor bir durum. Türkiye’den biriyle evlenmek bence çok iyi bir þey. Belçika’daki gençler maalesef ne tahsil yapýyorlar, ne düzgün Türkçe öðreniyorlar. Ot gibi yaþýyorlar. Türkiye’den eþ getirmekle kültür farký olacaðýna da katýlmýyorum, sonuçta nerede büyürse büyüsün, bir insan hiçbir zaman baþkasýnýn dengi olmaz, aileler arasýnda da büyük farklar var. Ben burada yetiþtim, ama Belçika Türklerinin çoðunluðu gibi deðil. Nevzat Yakýcý ÝÞÇÝ Artýk çoðu aile Türkiye’den gelin ve damat istiyor, bunu çok normal buluyorum. Belçika’daki gençlerin yetiþme tarzý, evliliðe uygun bir tarz deðil. Aþýrý derecede serbest yetiþen bir gençlik var. Ben buradaki bir bayanla evliliði düþünemiyorum. Türkiye’den gelen insanlarla buradaki Türkler arasýnda kültür ve düþünce farký yok ama davranýþ farký var. Türkiye’dekiler buradaki yaþamý görünce sorun çýkabileceði doðru. Erdem Resne ‘Niteliksizlik buranýn sorunu’ Ocak sayýmýzda yayýmlanan Kamil Gözen imzalý «Gençlerimizi katlediyoruz» adlý yazýya cevap. Eleþtiri önemlidir ama yapýlan eleþtirinin nereye gittiði daha önemlidir. Türkiye’den gelenlere ‘NÝTELÝKSÝZ’ diyorsunuz. Ne demektir NÝTELÝKSÝZ? Bence bu çok büyük bir hakarettir. Türkiye’den gelen vatandaþlarýmýzýn birçoðu NÝTELÝKSÝZ deðil, kalifiyesizdir. Çünkü iki ülke arasýnda çok büyük sistem ve teknoloji farký var. Ama NÝTELÝK kelimesi ile kalifiye kelimesinin arasýnda büyük fark var. Bir yorumcu olarak böyle hassas bir konuda Belçikalýlara ‘Türkler NÝTELÝKSÝZdir’ derseniz sizi okuyanlar size inanýr, ‘Ha bak, Türklerin NÝTELÝKSÝZ olduðunu bir Türk söylüyor’ derler ve hakkýmýzda böyle düþünür- ler. Bunun hesabýný kim verebilir? Göç bir tarihsel konudur. Tarih bilimcinin incelemesi gereken ve tüm faktörler göz önünde tutularak sonuca varýlmasý gereken bir meseledir. Sadece ‘Türkler damat-gelin getiriyorlar’ demek, gerçekleri yansýtamaz. Bu kadar yaygýn bir gazetede yazýlan yazýlar, istatistikleriyle, verileriyle, örnekleriyle ve tezleriyle açýklanmak zorundadýr. Bu bir borçtur. Þu da bir gerçektir ki Belçika’da Türk milleti olarak her alanda toplumun çok gerisindeyiz. Eleþtirilerinize tamamen katýdýðým yerler de var ama sorunlarýn çözümü hiçbir zaman lokal problemlerin üzerine kesin hükümler kurarak bulunamaz. Mesela vizeye yaþ sýnýrý getirmek sorunlarýn çözumunu sadece biraz erteler. Ama bu sorunlar varolduðu sürece bizim Belçika’da kal- kýnmamýz, geliþmemiz ve uygar dünya görüþüne sahip olmamýz mümkün deðil. Türk Milleti’nin asýl belini büken iþsizlik ödeneði (DOP) ve sosyal yardýmlardýr. Tabii ki ihtiyaci olan bu yardýmlarý kullanacak. Ama artýk öyle deðil. Yardým olma özelliðinden çýkmýþ, Türk toplumunu Belçika'da tembelliðe ve hazýra alýþtýrmýþ. Asýl NÝTELÝKSÝZlik budur. Utanarak söylüyorum ki NÝTELÝKSÝZlik burada doðmus veya uzun süredir burada yaþayan vatandaþlarýmýzýn sorunudur. (Bu eleþtirim herkesi kapsamaz, kiþiseldir, bilimsel deðildir.) Yazýnýzda çocuklarýmýzýn Hollandaca’ya hakim olamadýklarýný belitiyorsunuz. O çocuklar Türkçe de konuþamýyorlar. Dil bilgileri argo kelimelerle dolu. Kendi dilini bilmeyen bir kiþi nasýl bir yabancý dil öðrenebilir? Yani Hollandaca bilmek kadar Türkçe bilmek de önemlidir. Bu eðitimin çocuklara verilmesi gerekir. Son olarak yaþadýðým bir hikayeyi aktarayým. Bir akþam üstü tramvaya bindim. 2-3 durak sonra 15-16 yaþlarýnda beþ kiþilik bir öðrenci grubu tramvaya bindi. Ortalýðý birbirine kattýlar. Ýnsanlarýn üzerlerine pet þiþeleri fýrlattýlar. Koltuklarý tekmelediler. Çok þaþýrdim. Ben sadece üç aydýr Belçika’dayým. Böyle bir þeyi Türkiye’de ne gördüm, ne de duydum. Þimdi bütün Belçikalýlar böyledir dersek sizce hata yapmýþ olmaz mýyýz? Mustafa Ercik Sayfa 10x.qxp 30.04.2007 22:54 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM 10 Anvers’te Kafkas rüzgarý esecek Serpil Aygün elçika Kuzey Kafkas Kültür Derneði (BENKAV) öncülüðündeki Kuzey Kafkas Kültür Festivali, bu yýl 18-20 Mayýs tarihleri arasýnda gerçekleþecek. Moussem vzw ile ortaklaþa düzenlenen festivalle Anvers’in Muhka ve Zuiderpershuis merkezleri üç gün boyunca Kuzey Kafkas kültürüne açýlacak. Programýn ilk etkinliði, 18 Mayýs akþamý Muhka’da yapýlacak. Gösterime girecek olan “Adigey” adlý belgeselde Ürdün Prensi Ali’nin, Kuzey Kafkasya’da yaptýðý bir gezi sýrasýnda gördüðü insanlarýn yaþam tarzlarý iþleniyor. 19 Mayýs’ta Zuiderpershu- B lendiði bir alan olan müzeye giriþ yaptýk. Kafkas kültürüne ait eserleri Muhka Müzesi’nde 19 Mayýs’tan itibaren sergileyeceðiz. Ayrýca TRT’de diziler yapmýþ, yazar, yönetmen, tiyatro oyunculuðu gibi alanlarda baþarýlý yazar Çetin Öner bu festivalde bizlerle olacak. Son olarak 20 Mayýs günü Kafkaslarýn Rusya’dan Türkiye’ye sürüldüðü 21 Mayýs’ý anma töreni düzenlenecek. Avrupa Çerkez Federasyonu Baþkaný Admiral Daþdemir burada olacak. Bunun yanýnda Abazya’dan üst düzey yetkililer ile Avrupa parlamenteri Cem Özdemir’i de törene bekliyoruz” dedi. is’de üç deðiþik müzik ve dans gösterisi düzenlenecek: Türkiye’den “Blane”, Fransa’dan “Sible” ve Belçika’dan çocuk dans grubu “Sine” gösterilerini sunacaklar. Ayný gün Muhka’da ise Kuzey Kafkas kültürünü tanýtan bir sergi organize edilecek. 20 Mayýs’ta ise gün boyunca edebiyat sunumlarý yer alacak. BENKAV Baþkaný Adnan Yýldýz festivalle ilgili olarak yaptýðý açýklamada “kültürel bir faaliyetten bahsettiðimizde genelde bir iki konudan ileriye gidilmiyor. BENKAV olarak bizler, Kuzey Kafkasya Kültür Festivali ile folklor ve müzikle beraber sinema ve kültürel deðerlerin korunduðu ve sergi- 18 Mayýs: 20:00–Muhka Film: Adigey 19 MayýsS: 20:00 Zuiderpershuis Dans: Blane, Sible, Sine 19 Mayýs: 20:00 – Muhka Sergi: Kuzey Kafkas Kültürü 20 Mayýs: 12:30 – Muhka Edebiyat: Çetin Öner ve Tahir Baysal Waalsekaai 47, 2000 Antwerpen Zuiderpershuis:: Waalsekaai 14 , 2000 Antwerpen Muhka: Leuvenstraat 32 Bilgi ve bilet: 0484 134 993 Çocuklarýn eðitimine katký için kermes Paraya mı ihtiyacınız var ? Kısa Vadeli Kredi şartları ile deǧerlendirilir1 Sonradan pişmanlık duymadan kredi mi almak istiyorsunuz ? O zaman doǧru adrestesiniz.Citibanka geldiǧinizde istediǧiniz miktar ne olursa olsun,kredi sebebiniz ne olursa olsun,her zaman en iyi hizmetle ve konunun uzmanları ile karşılaşacaksınız. Detaylı bilgi için ; • 0800 24 023 numarayı arayın, • Cep telefonunuzdan 3102’ye ücretsiz olarak (hazırım) mesajınızı gönderin, • www.citibank.be internet üzerinden hemen başvurun (Fransızca veya Flamence), • Citibank satış noktalarımıza gelin,yetkililerimizle görüşün Simdi dövizle askerlik hizmeti için de sizlere 5,5%2 gibi çok uygun oranla kredi veriyoruz !!! Gurur duyarak alabileceǧiniz kredi !!!! 1 Kısa Vadeli Kredi, banka kriterlerine göre deǧerlendirildikten sonra,banka ve müşteri tarafından karşılıklı olarak kabul edildikten sonra, imzalanip onaylanır. 2 Bu oran yıllık maliyet yüzdesi ile hesaplanmış olup, sadece dövizle askerlik hizmeti için,en fazla 36 ay vade ve en fazla 7.500€ için geçerli olacaktır. Yetkili Kişi : M. De Bolle – Yetkili Kurum : Citibank Belçika SA, Boulevard General Jacques 263g,1050 Brüksel, Vergi No; BE 0401.517.147 RPM Brüksel, C.B. 954-5462261-42. Kredilerde en iyi hizmet, en hızlı hizmet ! Serpil Aygün elçika Ýslam Federasyonu(BÝF)’na baðlý Brüksel Kadýnlar Kolu, bünyelerinde eðitim gören çocuklarýn eðitim araç ve gereç ihtiyacýný karþýlamak amacýyla haftasonu iki günlük bir kermes düzenlediler. 345 öðrencisi bulunan BÝF’in Brüksel Chaussée de Haecht üzerinde bulunan binasýnda gerçekleþen ker- B meste yaklaþýk 4000 Euro’luk gelir elde edilirken, Brüksel Kadýn Kollarý Baþkaný Fatma Aydýn, kermesin baþarýlý geçtiðini söyledi. Fatma Aydýn yaptýðý açýklamada, “burada çocuklarýmýza din ve ahlak dersleri verilirken, onlarýn kötü arkadaþ ve alýþkanlýklardan uzak durmalarý için de çaba sarfediyoruz. Bilindiði gibi 12-13 yaþ çocuklar arasýnda da uyuþturucu kullanýmý gibi kötü alýþkanlýklar arttý. Biz burada çocuklarýmý- zý hem din ve ahlak dersleri ile hem de sosyal bir çevre saðlayarak bunlardan korumayý amaçlýyoruz. Bu kermes için de satýlan yiyecekler ve el iþi ürünleri, sadece BÝF Brüksel Kadýn Kollarý’na baðlý kadýnlar tarafýndan saðlanmadý. Ayný zamanda dýþardan kadýnlarýmýz da katkýda bulundular. Buradan elde edeceðimiz gelirle, çocuklarýmýzýn eðitim olanaklarýný artýrmayý planlýyoruz” dedi. Sayfa 11x.qxp 30.04.2007 22:57 Seite 1 Mayýs 2007 11 Aþýk Erzade Kopan hem yerdi hem güldürdü Haber Merkezi vrupa Turnesi çerçevesinde Belçika’nýn Chaerleroi kentine de gelen Aþýk Erzade Kopan, Charleroi Diyanet Dernegi’nde sazýyla ve sözüyle katýlýmcýlarý hem taþladý hem güldürdü. Aþýk Erzade Kopan, güzelleme, taþlama, doðaçlama, memleketine göre tarif, kýsa serencem söyleyerek, Köroðlu hikayesi,geçmiþ tarihlerden bazý örnekler, komik romantik ve bazen de dramatik fýkralar anlattý. Etkinliðe Halk Þairi Memet Ali Akçýnar da farklý konular içeren deðiþik þiirler ve taþlamalar okuyarak renk kattý. A Charleroi Diyanet Derneði Baþkaný Fikret Karaman ve Hainaut Bölgesi Koordinator Din Görevlisi Kýyaseddin Ertano birer kýsa konuþma yaparak organizasyonda emeði geçenlere teþekkür ettiler. Aþýk Erzade Kopan, Türkiye’de Kars’ýn Azat köyünde doðmuþ ve o bölgelerde yetiþmiþ bir halk aþýðýmýzdýr. Kopan, birkaç aydýr bulunduðu Avrupa’nýn (Fransa, Hollanda, Almanya ve Belçika) çesitli kentlerinde, dernek lokallerinde ve salonlarýnda programlar yapýyor, Anadolu kültürünü, dini, milli duygu ve düþünceleri, örf ve adetleri sazýyla sözüyle dile getiriyor. Sayfa 12xx.qxp 01.05.2007 00:31 Seite 1 12 / SÖYLEÞTÝK Mayýs 2007 ‘Devlet, kaçaklýðý kendi yaratýyor’ Hoca eþeðe ters binmiyor, oturum hakký için geciken Belçika’ya sýrt çeviriyor. Erdem Resne/Leyla Ertorun “Kim kalsýn?” etkinliðini neden düzenlediniz? Oturum hakkýyla ilgili yasalarýn mutlaka deðiþmesini, þu an beklemede olan kaçaklara yapýlan muamelenin iyileþtirilmesini istiyoruz. Yasalarýn muðlaklýðý yüzünden þu an somut olarak her þey, Yabancýlar Kurumu ve Ýçiþleri Bakaný’nýn elinde. Keyfi ve tutarsýz kararlar veriliyor, kararlarýn yasallýðý sorgulanamýyor. Üstelik verilen kararlar gizli olduðu için emsal teþkil etmiyor. Bile bile kaçaklýk ve yasadýþýlýk teþvik ediliyor. Yýllarca dosyalar bekletilip, ardýndan topluca kaçaklar affediliyor. Bu durumun son bulmasýný istiyoruz. Somut önerileriniz nedir? 4 kriterimiz var. 1.si, 3 yýldan fazla beklemede olan ve kamu düzenine uyan herkesin oturum hakký kazanmasýný istiyoruz. Ayrýca dosya iþlemi için 6 ay içinde cevap almayan herkes için geçici oturum istiyoruz, ki bu konuda yasalar 3 ay diyor, biz toleranslý davranýyoruz. 2.si, aðýr hasta olan ve ülkesinde tedavi olamayacak insanlara oturum hakký istiyoruz. 3.sü, geri dönüþü imkansýz olan insanlara oturum hakký istiyoruz. Bazý ülkeler bölündü veya rejimi deðiþti, bu ülke vatandaþlarýnýn bazen dönüþü imkansýz oluyor. Son olarak en önemli isteðimiz, Belçika’yla “Kalýcý bað” oluþturmuþ herkesin oturum alabilmesi. Tabii bu kalýcý bað kavramý yasalara göre belirlenemez. Bu yüzden kalýcý baðý araþtýracak ve karar verecek, yargýç, avukat ve sivil toplum örgüt çalýþanlarýndan oluþan baðýmsýz bir komisyon kurulmasýný istiyoruz. “Kalýcý bað”ýn tanýmý yasal olarak zor diyorsunuz. Peki bu öneri de keyfi kararlara yol açmaz mý? Tabii o risk var, bu yüzden baðýmsýz komisyon istiyoruz. En somut þekilde karar verilmesini saðlamak için. Sorun, herkesi veya çoðunluðu kaçaklýktan kurtarmak deðil. Asýl sorun, adaleti saðlamak. Bugün polis bile operasyonlarda ele geçirdiði kaçaklarý, sorun yaratmýyorlarsa ve dosya iþlemleri sürüyorsa salýveriyor. Çünkü bu insanlar artýk buranýn insaný olmuþ. Siyasi partileri etkilemeyi baþardýnýz mý? Belçika’da oturum hakký için karar bekleyen insan sayýsý 100 bin olarak tahmin ediliyor. Ýki gün boyunca Brüksel’in en iþlek meydanlarýndan Monnaie’de kaçaklarýn “piyango”dan çýkar gibi ele alýnmalarýný protesto eden “Kim Kalsýn?” adlý medyatik þov, kaçaklar sorununu tekrar gündeme getirdi. Sýðýnma ve Göç Forumu, bu alanda aktif olan 120’den fazla derneði bir araya getirerek, siyasilere baský uygulamak ve vatandaþlara seslenmek istiyor. Gösteri, amacýna ulaþtý: 15 binden fazla kiþi etkinliðe katýldý, siyasi partiler, oturum yasalarýna eðilmenin gerekli olduðunu kabul etti. “Kim kalsýn?” etkinliðinin Frankofon sorumlusu, Mülteci ve Yabancýlar Koordinasyon Kurulu Müdürü Frédérique Mawet, Türk toplumunu da yakýndan ilgilendiren göç ve oturum sorunlarýný Binfikir’e anlattý. Kendimizi sürgünde hissetmek için sokakta, siyasi sorun yüzünden Belçika’da oturum hakkýný –dikilme iznini! - yýllarca bekleyen ünlü bir simanýn, Nasreddin Hoca heykelinin yanýnda sohbet ettik. Frankofon tarafta hazýr olmayan tek parti, MR. Onlara göre iltica yasasýný düzeltmek yeterli. Oysa düzeltildi bile. Kaldý ki kaçaklarýn çoðunluðu ilticacý deðil, yani siyasi nedenden dolayý burada deðil. Ýkisini ayýrmak lazým. Sosyalistler ve Yeþiller artýk iyice olumlu bakmaya baþladý, diðer partiler ise en azýndan sorun olduðunu ve çözüm bulunmasý gerektiðini kabul ediyor. Günümüzde serbest dolaþým var, insanlarýn özgürce istedikleri yerde yaþamasýný engellemek mantýk dýþý. Bu hak, sadece zenginlere tanýnmamalý. Bizim için en önemli an, seçim akþamý ile hükümet anlaþmasý arasýnda geçecek olan zaman dilimi. Orada etki yapmamýz lazým. Bugün kural yok. Yani oturum verilmiyor ama kaçak yaþamaya göz yumuluyor. Kural konunca, olumsuz sonuç ihtimali de var. Her þey açýk ve kurallara göre olursa, reddedilen kaçaklarýn da ülkelerine zorla gönderilmesini kabul edecek misiniz? Mantýklý olmak gerektiðine göre, evet. Misal: Saint-Boniface kilisesinde Afgan ilticacýlar açlýk grevine girdiklerinde yanlýþ yapýldý. Dosyalara bakýlmadan, eskiler de yeniler de (bunlarýn arasýnda 1 haftadýr Belçika’da olanlar vardý) affedildi ve oturum aldý. Bunu Bakan Dewael kararlaþtýrdý. Buna da karþýyýz, çünkü adaletsiz bir durum ortaya çýkýyor. Dýþarýya da kötü mesaj veriliyor. “Gösteri yapalým, dosyamýzýn önemi yok” diye düþünenler oluyor. Bu yanlýþ bir durum. O yüzden evet, kural konunca, kurala göre oynamak gerekecek. “Kim kalsýn?” etkinliðine ihtiyaç var mýydý? Ýsteklerinizi, siyasilerle konuþarak elde edemez misiniz? Amacýmýz sadece siyasi baský deðil. Partiler sorunun farkýnda ama erteliyorlar. Bizim amacýmýz, partileri harekete geçirecek kitleleri de etkilemek. Belçikalýlar bu konularý bilmiyor ve gereksiz korkular taþýyorlar. Oysa bazýlarý her gün elini sýktýklarý insanlarýn bazen kaçak olduklarýný bilmiyorlar. Yaþamý piyango gibi gösterince, halk da yaþanan dramýn farkýna varýyor. Bu kadar aðýr bir konu ilk kez sansasyonel biçimde duyuruluyor. Rahatsýz olmadýnýz mý? Sayfa 13xx.qxp 01.05.2007 00:34 Seite 1 13 Mayýs 2007 Bizim faaliyet tercihimiz bu deðil. Sosyal çalýþanlar, “reality show” tarzýný sevmezler. Ama kitleye ulaþmak zor. Bugün iletiþime girmek için kurallara uymak zorundasýnýz. Belçika’da bizi destekleyenler %10-15 civarýnda, karþýtlarýmýz da ayný oranda. Kararsýz %70 insanýmýz var. Baþka türlü onlara ulaþamayýz. Bir de kabul etmek gerekir ki Frankofonlar kaçaklara daha olumlu bakýyor, Flaman kamuoyu daha tedirgin. Flamanlar “reality show” tarzýný daha çok benimsedikleri ve asýl onlara hitap ettiðimiz için, bu formatý seçtik. Baþarýlý da olduk. 15 bin oy atýldý, bu rakama gösterilerle ulaþmamýz imkansýz. Ama insan onuruna zarar vermemek için çok titiz davrandýk. Zor bir iþti fakat etik açýdan hiç hata yapmadýk. Karþýtlarýmýz da var dediniz. Onlarýn görüþü nedir? Etkinliðe tepkileri ne oldu? “Her yerde sorun olduðunu” düþünüyorlar. Kaçaklara öncelik verildiðini, kendilerinin ihmal edildiðini söylüyorlar. Bir yerde “yeni” olmanýn, hayata baþtan baþlamanýn ne olduðunu bilmiyorlar. En önemlisi, iki yüzlüler. Kaçaklara kýzýyorlar ama iþverenler, kaçak iþçi çalýþtýrmaktan kaçýnmýyorlar. Üstelik kaçaklar oturum hakký elde edince onlarý kovup, yerine daha ucuza baþka kaçak iþçi alýyorlar! Biraz da genel bilgi konularýna girelim. Belçika’da oturum alma yollarý nedir? Kaçaklýk durumundan nasýl çýkýlýr? Önce þunu belirtelim: Belçika’ya öylesine gelip oturum almak diye bir þey yok. Ýlk olarak iltica olasýlýðý var. Siyasi bir nedeniniz olur ve acilen geldiðiniz Belçika’da “iltica” (sýðýnma) dosyasý açarsýnýz. Cenevre Konvansiyonu’na göre bazý þartlarý doldurmanýz lazým. Görüþ, din, mezhep meselesi yüzünden sorun yaþayýp hayati tehlikeniz varsa iltica dosyasý açabilirsiniz. Yabancýlar Kurumu ile Mülteci ve Uyruksuzlar Genel Merkezi, dosyaya bakýyor. Dosyalarýn %90’ý reddediliyor. Ýkinci seçenek, Yardým Amaçlý Koruma (Protection Subsidiaire – Subsidiaire Bescherming). Kiþisel olarak sorunu olmayan ama savaþ gibi, genel þiddet gibi durumlarda bulunan insanlara uygulanýyor. Geçici oturum (5 yýl – yenilenebilir) veriliyor. Son olarak aile birleþimi durumu var. Bu üç kategoriye girmeyenler, oturum alamýyor. Ama somut durum þu: ya turist vizesiyle, ya baþarýsýz bir iltica dosyasý nedeniyle, ya da geçici oturum veya öðrenci olarak ülkeye giren ve kaçak olarak yaþayanlar var. Ardýndan yasallaþma (régularisation / regularisatie) için Yabancýlar Kurumuna dosya veriyorlar ve öylece bekliyorlar. Yasal olarak iþlemleri, kendi ülkelerinden yapmalarý lazým ama bu da saçma. “Madem ülkende kalabiliyorsun, neden bize gelmek istiyorsun?” derler! Dosyalar nasýl ve neye göre ele alýnýyor? Cevap vermem imkansýz. Yasa var ama muðlak. Her seferinde deðiþik yorumlanýyor. Biz baský yapýp masaya oturuyoruz, Yabancýlar Kurumu ve Bakanla. Bazý konularda görüþ birliðine varýyoruz, mesela þu veya þu þartta böyle davranýlsýn diyoruz. Sonra bakýyoruz anlaþtýðýmýz konularda bile bazý dosyalar bize geri dönüyor. Hadi yasa deðiþikliði neyse, anlaþtýðýmýz konularda bakanlýk genelge de yayýnlamýyor. Keyfi durum devam ediyor. Ýnsanlar bekletiliyor. Kaçaklar CPASOCMW veya kaldýklarý merkezlerden yardým alýyor. Hem kaçaklara hak tanýmamak hem onlara göz yummak, bazý tepkileri haklý çýkarmaz mý? Aþýrý sað partilere malzeme yaratmak deðil mi bu? Bu insanlar sanýldýðý kadar pahalýya mal olmuyor. Ki olsalar da, insanlýk meselesi bu. Her gün “polis beni götürecek mi?” korkusuyla yaþayan, iþ sektörüne atýlamayan insanlarýn yerinde kimse olmak istemez. Yardým ve ödenek þekilleri farklý. Bazýlarýna CPAS-OCMW yardým ediyor, bazen ise merkezlere yollanýyorlar. Çoðu kaçak, özgürlüðünü bile feda edip merkezleri tercih ediyor, çünkü sadece ödenek ve yardýmla yaþamak imkansýz, hele onlar gibi normal hayata atýlamazsanýz. Bu ülkede garip þeyler oluyor: talebi reddedilen kaçaklar, Danýþtay’a itiraz ettiklerinde yasal olarak “sýnýrdýþý edilebilir” durumda oluyorlar ama itiraz süresince de yardým alabiliyorlar. Tabii ki bu durumun deðiþmesi- ni istiyoruz ama deðiþmediði için de baskýlara boyun eðip “yardýmlar kesilsin” veya “hepsi atýlsýn” diyemeyiz. Umudunuz var mý? Af çýkacak mý? Af çýkacaðýný düþünmüyorum. Doðru yöntem de o deðil. Ama devlet kendi hatasý ve gecikmesinden dolayý bu sorunu yarattýðý için baþta belirttiðim kriterlere uyanlarý yasallaþtýrmalý. A nlaþýlan asýl sorununuz, geciken dosyalar ve bekletilen kaçaklar. Geciken gecikti, yapacak bir þey yok deyip, en azýndan yeni dosyalara öncelik verilemez mi? Önerinize FÝLO deniyor. “First Ýn, Last Out” (Ýlk gelen son çýkar). Pascal Smet (Sp.a) önermiþti. Bence uygun yöntem o deðil, artýk bu ülkede dosyalarýn ilerlemesi ve insanca yaþanmasý için imkan yaratmamýz, karar almamýz lazým. Oturum lotosunu ‘Ti’ye aldýlar Serpil Aygün Daha önce de kaçaklara af çýkarýlmasý ile ilgili yürüyüþ, okul ve klise iþgali yapýldý ama hiç biri geçtiðimiz günlerde düzenlenen “oturum lotosu” kadar ilginç ve yaratýcý deðildi. e Forum Asile et Migrations/ het Forum Asiel en Migraties (Sýðýnma ve Göç Forumu) Belçika’da kaçak olarak ve her gün sýnýrdýþý edileceðim korkusuyla diken üstünde yaþayan onbinlerce insanýn yaþamlarýnýn güçlüðüne dikkat çekmek ve “Oturum Lotosu”nu eleþtirmek amacýyla 4 ve 5 Nisan tarihlerinde sýradýþý ve yaratýcý bir eylem düzenledi. Eylem kapsamýnda Belçika’da kaçak olarak kalan 5 kiþi Brüksel’in merkezinde Place de la Monnaie / Muntplein’de kurulan bir cam ev içinde yaþamaya baþladý. Cam evin açýlýþýna Leuven Katolik Üniversitesi’nden Profesör Rik Torfs ve Belçikalý film yapýmcýsý Luc Dardenne ev sahipliði yaptýlar. Cam evdeki tiyatro oyuncularý 3’ü kadýn 5 kaçak, bir Kongolu, bir Rus ve Kolombiyalý bir anne, Sýrp bir baba ve bekar bir Faslýyý temsil etti. Onlardan sadece biri Belçika’da kalabilmek için oturum ala- L bildi. Bunun kim olduðunu 2 gün boyunca oturum loto ile tahmin etmeye çalýþtý Belçikalýlar. Big Brother ve benzeri reality showlarý andýrýr bir þekilde “Kim kalabilir?” sloganý altýnda düzenlenen eylem boyunca cam evin bulunduðu meydandan geçenler “kimin kalmasýný, kimlerin sýnýrdýþý edilmesini istediklerini” oylarýyla belirlediler. Meydanda bir konteyner içinde bilgisiyarlar yerleþtirildi. Ýsteyen Tatiana, Bozidar, Marie-José, Samir ve Eva’nýn dosyalarýný inceledikten sonra 5 adaydan hangisinin oturum hakký almak için en iyisi olduðunu seçti. Bunun yanýnda internet üzerinden www.wiemagblijven.be sitesinde de oy kulladý. Ýsteyen de SMS mesajý gönderdi. Olasý göçmenlerin haklarýný savunmak amacýyla mücadele eden ve Aralarýnda uluslararasý NGO ve sendikalarýn da bulunduðu 130 oluþumu çatýsý altýnda toplayan Sýðýnma ve Göç Forumu bu “oyun”la sýðýnma ve oturum politikasýndaki rastgeleliði sorguluyor. Sýðýnma ve oturum yasalarý ve sürecinin karmaþýk olduðunu bu eylemleriyle “oturum lotosu”nu eleþtirmeyi hedeflediklerini açýkladý. Þimdiki sýðýnma politikasýnýn rastgele kararlara ve idarenin niyetine býrakýlmýþ olduðunu , kriterlerin saydam olmadýðýný ve idarenin kendi koyduðu kurallarýný bile uygulamadýðýný , son 10 yýlda 7 kez deðiþtirildiðini dile getirdiler. Kurallarýn hukuk devletinde olmasý gerektiði gibi kamuya açýk bir þekilde konulmadýðýný ve bu nedenle de adli saçmalýk olduðunu belirttiler. Çok açýk olarak yazýlmýþ kriterlerin yasada yer almasýný isteyen örgüt, karma bir komisyonun sýðýnma taleplerini deðerlendirip belirli bir süre içinde ilgili bakana öneride bulunmasýný istiyor. 6 ay içinde karar verilemezse geçici oturma izni verilmesini 3 yýl sonra ise oturma hakký tanýnmasýný öneriyor. 10 Haziran Federal Seçimlerinden bir hafta sonra, 17 Haziran’da hükümet kuruluþ çalýþmalarý sýrasýnda siyasiler üzerinde baský yaratmak amacýyla ulusal çapta bir gösteri yapýlacak. Sýðýnma ve Göç Forumu eylemi ilk meyvesini verdi ve Sosyalist Partiler (SP.A ve PS) seçim sonrasý koalisyon görüþmeleri sýrasýnda kaçaklarýn konumunu mutlaka masaya yatýracaklarýný söylediler. Sayfa 14x.qxp 30.04.2007 23:01 Seite 1 Mayýs 2007 14 Mehmet Aydoðdu çocuklarý sanatla buluþturdu Serpil Aygün elçika Atatürkçü Düþünce Derneði(BADD) bünyesinde bulunan çocuklar, Ressam Mehmet Aydoðdu ile sanatla buluþtu. 23 Nisan için saz ve koro çalýþmalarý yapan BADD çocuklarý, ev ödevlerine yardým derslerini de tamamladýktan sonra Belçika’da yaþayan ve Avrupa’nýn tanýnmýþ ressamý Mehmet Aydoðdu ile kolaj çalýþmasý yap- B týlar. Yaklaþýk 20 kadar çocuk ile resim, sanat ve hayallerin gerçekleþtirilmesi üzerine kýsa bir sohbet yapan ressam Aydoðdu, daha sonra çocuklara hayallerini sanat yoluyla nasýl gerçek yapacaklarýný anlatýrken, bir taraftan da her zaman gördüðümüz nesnelere sanat yoluyla farklý bir yaþam vermenin yöntemini gösterdi. Çocuklar, en çok sevdikleri nesneleri, röntgen filmleri üzerine yapýþtýrdýklarý, gazete ve dergi parçalarý ile farklý bir bakýþ açýsýyla yeniden yaparken, onlara da baþka bir hikaye ve hayat kazandýrmayý öðrendiler. Böylece somut anlatýmlarýn dýþýnda kalan yaratýcý ve daha soyut bir anlatýmý çocuklar bizzat kendileri uygulamýþ oldu. Çocuklar Mehmet Aydoðdu ile sanata merhaba dediler. Sayfa 15x.qxp 30.04.2007 23:03 Seite 1 Mayýs 2007 GÜNDEM Belçika Emirdað Vakfý’na tazminat cezasý OPEL’de endiþeli bekleyiþ Erdem Resne rüksel Ýþ mahkemesi, eski bir çalýþaný ile davalýk olan Belçika Emirdað Vakfý’ný yaklaþýk 12.000 Euro’luk tazminatla cezalandýrdý. Resmi kayýtlarda Baþkan olarak gözüken Þeref Vuran’ýn yerine mahkeme, fiili baþkanlýk görevini sürdüren iþadamý Mesut Yavaþ’ý sorumlu buldu. Masraflarý Brüksel Bölge Ýþ Kurumu ORBEM tarafýndan karþýlanan bir iþçi kontenjaný bulunan Vakýf, bu görev için iþe aldýðý Rukiye Yüksel’in maaþý ve çýkýþ tazminatýný ödemediði gerekçesiyle cezaya çarptýrýldý. Vakýf, Ekim 2004’te iþe aldýðý Yüksel’e Ocak 2005 maaþýný ödemeyip iþine son vermiþ. Çeþitli prim ve tazminatlarý da ödemeyen vakýf yöneticileri, çalýþanýn sosyal evraklarýný da vermedikleri için eski iþçi Yüksel, vergi beyanýnda bulunamayýp iþsizlik ödeneðinden de yararlanamamýþ. Kararýn ilginç tarafý ise dernek yönetimiyle ilgili hüküm. Suçlu bulunan vakfýn resmi kayýtlara göre yönetimi, Þeref Vuran tarafýndan yürütülüyor. Fakat Eylül 2005’te istifasýný veren Vuran’ýn yerine Baþkan seçilen Mesut Yavaþ’ýn Baþkanlýðý, henüz resmi gazeteye bildirilmemiþ. Telefonla aradýðýmýz Mesut Yavaþ, konuyla ilgili yorum yapmadý. B 15 Erdem Resne eçtiðimiz haftalarda 1.400 kiþinin iþten çýkarýlacaðý açýklanan Anvers’teki Opel fabrikasýnda çalýþan Türk iþçiler, kendileri hakkýndaki kararý merak ve endiþeyle bekliyor. Kimi ev kredisi, kimi evlilikle uðraþýrken bu haberi alan Türk iþçiler, tüm fabrika’daki çalýþanlar gibi zor durumda. 9 yýllýk iþçi Ýsmail Altun, er ya da geç fabrikanýn kapanacaðýný düþünüyor: “2010 yýlýndan itibaren sadece 80.000 araba üretecekmiþiz. Bu, þu demek: 1.500 kiþinin yýllýk üç ay çalýþmasý yetecek. Þu an 5.000 kiþiyiz. Bu kadar iþçi ne olacak? Artýk çoðu iþçi düzgün tazminat alýp çýkmak istiyor, çünkü gençlerin iþ bulma þansý yüksek. 5-6 yýl sonra çýkarýlýrsak durum zorlaþacak.” Eylül’e kadar 1.400 iþçiyi çýkaracak olan yönetim, önce kýsa süreli kontratlýlarý ve emekliliðe yaklaþanlarý ikna etmeye çalýþýyor. Ýnterim olarak çalýþan Hasan ve Sezgin Kara, þirketteki gelecekleri konusunda umutsuz. Sezgin Kara, Perþembe günü atýldýklarý açýklanan ve ertesi gün sendika baskýsýyla süresi uzatýlan iþçiler arasýnda. Hasan Kara ise, yeni girdiði fabrika’dan aldýðý gelirle yeni kurduðu yuvasýný yaþatmaya çalýþýrken bu haberle sarsýlmýþ. G Hasan Kara, Ýsmail Altun, Selman Alagözlü ve Sezgin Kara Olasý bir kötü haberde tazminatlarý hesaplayan iþçiler, bu konuda da dertli. Ýþçilerden Selman Alagözlü, “þu an sendikalardan aldýðýmýz bilgilere göre en fazla yýllýk 11.000 Euro civarýnda bir para alabiliiriz. Bunun da yarýsýndan fazlasý vergiye gidecek. Gerisini siz düþünün” diyor. Alagözlü, ayný durumdaki bir iþ arkadaþýnýn daha þimdiden baþka bir firmayla anlaþtýðýný ve kendisine de teklifte bulunduðunu belirtiyor. “Her þeye hazýrlýklý olmalýyýz, bir yandan iþ arayabiliriz, diðer yandan da kalmanýn yollarýný arýyoruz çünkü kabul etmek gerekir ki Opel’deki ekonomik þartlar çok iyi.” Ýþçiler, sendikalardan da þikayetçi. Gereðinden çok üretim yapýldýðý için bu durumda olduklarýný düþünen Ýsmail Altun, sendikalarýn buna göz yumduðunu iddia etti: “ek mesai yapýlýyordu, stok olduðunu bildiðimiz halde. Þimdi firmanýn elinde 100.000 hazýr araba var, biz grev yapsak da umurlarýnda deðil, zaten mal hazýr. Sanki sendikalar da seçim derdine düþmüþ gibi þimdi baðýrýyorlar ama çok geç.” Sayfa 16x.qxp 30.04.2007 23:08 Seite 1 Mayýs 2007 ARTfikir 16 ACILARDAN UMUDUN VE KALPLERÝN YAZARLIGINA EDEBÝYAT DÜNYASININ ÝLGÝ ODAÐI MUSTAFA KÖR [email protected] Zamana uymak ‘Þimdi bacaklarým yok ama edebiyatla uçabiliyorum’ Serpil Aygün/Erdinç Utku ünlerden bir aðustos sýcaðýnda saatin hayatýmýzý nasýl yönlendirdiðini ve bu hakký nereden aldýðýný merak ederken beni rahatsýz eden bu düþünceden kurtulmak için o günden itibaren saat takmamaya karar vermiþtim… Hayat, saati baþkalarýna sorarak tükeniyorken, akýp giden zamanýn yalnýzca geçen saatlerden deðil, mevsimlerden, mutluluk ve hüzünlerden ve bizden de ibaret olduðunu keþfetmeye baþladým. Günler geçtikçe biz büyür, mevsimleri deviririz, yýllarýn delikanlýlaþtýrdýðý benliðimizle. Mevsimler geçer, geceler bize karýþýr, biz kýzdýðýmýz dünyaya. Bir de bakarýz ki kocaman adam olmuþuz, okuduðumuz kitaplarýn ve yaþadýðýmýz anlarýn karýþýmý koca bir adam… Ertelediðimiz ‘an’lar zamaný geldiðinde olur diye, Vakit kazanmak avutmuþuz kendimizi. Zauðruna bindiðimiz man her þeyin ilacýdýr ditrenin ters istikamete yerek geçirmiþiz vaktimizi. gittiðini fark ettiðimizVakit kazanmak uðruna de, yanlýþ yollara düþbindiðimiz trenin ters istimekten dolayý zaman kamete gittiðini fark ettiðimizde, yanlýþ yollara düþkaybettiðimizin farkýmekten dolayý zaman kayna varýr, zararýn bettiðimizin farkýna varýr, neresinden dönersek zararýn neresinden dönerkar olacaðýna inanýsek kar olacaðýna inanýrýz, rýz, geç olsa da. geç olsa da. Güneþ ufukta alçaldýðý zaman, farklý bir dilimindeyizdir ömrümüzün. Güneþ ýþýnlarý ona bakanlara çok yol kat ederek ulaþmýþtýr. Bizler de bu zaman içerisinde kat ettiðimiz yollarýn yýllardan ibaret olduðunu bilsek de, o ýþýnlarýn kýymetini bilemeden, saniyelerden þikayet ederiz. Eskiden duvarda asýlý bir takvimimiz olurdu. Ve tek tek kopan takvim yapraklarýnýn arkasýný okumayý ihmal etmezdi annem. Her günde farklý bir fýkra, farklý bir hayat dersi vardý, bizi büyüten: ‘Zaman sana uymazsa sen zamana uy’ gibi. Hayatýn takvim yapraklarýndan ibaret olduðunu keþfettiðimde küçüktüm. Zaman akýyor, aktýkça da getirdiði güzellikler yanýnda birçok güzelliði de beraberinde alýp gidiyordu. Büyümekten vazgeçmeyi bile düþünmüþtüm, zamanýn sevdiklerimi akýntýsýnda alýp götürdüðünü fark ettiðimde. Hayat her saate bakýþta seni saniyelere þahit yazýyor. Ve çekmecelerde birikiyor þahidi olduðun ‘an’lar. Ýþte zaman algýladýðýmýz ‘tek an’dýr. Nitekim, "bizim evrenimizin baþlangýcý" diye kabul edilen big-bang anýndan þimdiye dek geçen zamaný kapsayan "kozmik yýl'a" nisbetle bir insan ömrünün 10 saliselik bir anlam ifade etmekte olduðunu okumuþtum bir gazetede. Acý tatlý yýllarla geçen bir ömrün tamamý, ak saçlý anneanneme göre sanki uykuda yaþanmýþ bir rüya gibi gelip geçmiþti. Yaþadýklarýmýz rüya mý deðil mi bilemem, fakat bildiðim bir þey var, evrenimizde ortaya çýkacak her þey "evrensel tek an'ýn" kapsamýnda olup, bitmiþtir. Ve neyin gerçek neyin rüya olduðunu tabii ki bize yine zaman gösterecektir. G ustafa Kör, altý kardeþin en küçüðü olarak Konya’nýn (Karaman) Yollarbaþý Köyü’nde doðmuþ. Babasý 1963 yýlýnda Charleroi’ya maden iþçisi olarak gelmiþ. 1974 yýlýnda Winterslag’a taþýnmýþ. 1979 yýlýnda eþini ve altý çocuðunu da Belçika’ya getirmiþ. Eisden madenine transfer olur ve Kör ailesi Opgrimbie’de “Küçük Ýspanya” diye adlandýrýlan semtte bir evde oturmaya baþlamýþ. 3 yaþýnda Türkiye’ye geri dönen Mustafa, 13 yaþýnda tekrar Belçika’ya gelir. Mustafa halen OpMustafa Kör grimbie’de oturuyor. 1994 yýlýnda kendisine örnek aldýðý aðabeyinin intiharý onu çok yaralar. 1998 yýlýnda geçirdiði trafik kazasý nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olmuþ Mustafa. Ancak tüm bu acýlar edebiyat dünyasýnda koþmasýna engel olamamýþ. Geçirdiði kazadan sonra yazar olmaya karar vermiþ Mustafa. Umuttan yazmak, yazmaktan umut, tüm bunlardan da þimdi Flamanca edebiyat dünyasýnýn konuþtuðu ‘Mustafa Kör’ doðmuþ. “Yazarken sanki kafamda birileri bana ne yazacaðýmý söylüyor, ben de onlarý kaðýda döküyorum. Bunu da çok seviyorum” diyor. 28 Mart’ta çýkan ilk romaný “De lammeren” (Kuzular) kendisiyle görüþtüðümüzde 3. baskýsýný yapmaya hazýrlanýyordu. Yazma yeteneði anne ya da babasýndan miras deðil. Belki anne tarafýndan dedesinden kalan kitaplar etkili olmuþ olabilir. Köyün filozofuymuþ ve öldüðünde evinden çýkan kitaplarýn sayýsý herkesi þaþýrtmýþ. Annesi de Mustafa’ya sýk sýk ‘sen farklýsýn, dedene benziyorsun’ diyormuþ zaten. Daha önce öykü ve masal yazan Mustafa, 2004 yýlýnda “Anamýn bahçesindeki menekþeler” öyküsüyle El Hicre edebiyat ödülünü kazandý. Bu ödül edebiyat dünyasýna kapý açtý. Hollanda’da Van Gennep ve Belçika’da Van Halewyck yayýnevi ilk romanýný yayýnladý. M Hasselt Kültür Merkezi’nde Limburg Valisi Steve Stevaert ile politika, edebiyat, sanat ve toplumsal sorunlar hakkýnda yaptýðý sohbet sonrasýnda görüþtük yazar Mustafa Kör ile. TÜRKÇE KONUÞUYOR, FLAMANCA YAZIYORUM “Türkçe konuþan bir ailede büyüdüm, konuþurken de Türkçe konuþuyorum doðal olarak. Ancak yazarken Flamanca olarak yazýyorum. Düþünceye Flamanca’da dalýyorum. Yazarken Türk unsurlar da ekliyorum. Flamanca ve Türkçe’yi harmanlýyorum. Kendimi anadili ve büyüdüðü ülkenin dilinden anlatmak istediði durumu en etkili ve güçlü bir biçimde verebilecek sözcükleri ve deyimleri ayrýþtýran bir simyacý olarak görüyorum.” Türkçe ve Flamanca sinerji yara- týyor. Anadolu kökenini Hollandaca’ya aþýlýyorum. Türkçemiz zengin ama yeterince sahip çýkmýyoruz. “Flamanca edebiyatýn uzun süredir içindeyim ama Türk edebiyatýyla yeni yeni ilgilenmeye baþladým. Necip Fazýl Kýsakürek, Oðuz Atay gibi isimleri okuyorum. Orhan Pamuk’un Kar romanýný iki dilde birden okuyorum. Flamanca ve Türkçe versiyonlarýný yanyana koyarak.” YAÞADIKLARIM VE BANA ANLATILANLARDAN “Ýlk romaným otobiyografik bir çalýþma. Kiþilerin ve yerlerin adýný deðiþtirdim. Yazdýklarýmýn özünü yaþadýklarým ve bana anlatýlanlar oluþturuyor” diyor Mustafa Kör. Ancak Kör roman tekniðine uygun bir þekilde kaleme almýþ anlatmak istedikleri- ni. Kör’ün ilk romaný Limburg’daki bir Flaman köyü ile Konya’daki bir Türk köyünün, yani iki ayrý dünyanýn ayný kiþiler üzerinden anlatýmý. Romanýn kahramanýnýn adýnýn Umut olarak seçilmesi de raslantý deðil zaten. Kitapta hemen hemen tüm Türklerin yaþadýðý vatana geri dönüþ özlemi de konu ediliyor. Batýnýn kapitalist sanayi dünyasý ve Anadolu’nun mistik gizemli ve duygusal imgelenmesi dikkat çekiyor. “Annem bana sürekli kuzum diye hitap ederdi. Hala da öyle seslenir bana. Kuzu saf. Umut, ahenk ve hoþgörüyü simgeliyor” diyerek kitabýnýn adýnýn neden “kuzular” olduðunu açýklýyor, genç yazar Kör. “2007 yýlýnýn Mevlana yýlý olduðunu bilmiyordum ama kitabýmda Mevlana etkisi hissediliyor” diye de ekliyor. Sayfa 17x.qxp 30.04.2007 23:11 Seite 1 Mayýs 2007 YABANCI KÖKENLÝLERE ÖRNEK “Eðer Belçika’da yaþayan yabancý kökenlilere bakarsak çok az sayýda yazar, filozof veya müzisyen görüyoruz. Bu grup toplumun önemli bir kesimi. Umarým gençler beni bir örnek olarak algýlarlar. Ancak diðer taraftan sanat yapabilen bir yabancý kökenli olarak belirli aralýklarla konuþan biri durumuna düþmek de istemiyorum.” IRKÇILIÐIN EN KORKUNCU Her yabancý gibi çocukluðundan bu yana ufak tefek ýrkçýlýða maruz kaldýðý olmuþ, ama Mustafa’nýn baþýna gelen en korkunç ýrkçýlýk ise Hasselt’te kontrol doktorunun yürüyemez halde olduðuna inanmamasý ve ‘iþte sosyal sigortadan para koparmaya çalýþan bir Türk daha’ gözüyle bakmasý olmuþ. BURADA BENÝ DÝNLEYEN BÝR NEHÝR VAR “Türkiye’ye dönmeyi düþünmüyorum. Bir engelli olarak orada yaþamýmý sürdürmem çok zor. Türkiye sadece bir nostalji. Geçmiþ devamlý özlenir. Bu beynin aldatýcý bir özelliði. Nostalji ve geçmiþe özlem güzel ama ona takýlmamak lazým. Geçmiþ, bitmiþ, tarih olmuþ. Onu býrak, büyük dolabýn çekmecesine koy, orada kalsýn. Sürekli açýp kapa- ARTfikir ma. Doðduðun yer deðil, doyduðun yer vatanýn. Beni, acýlarýmý Maas Nehri dinliyor. KÜLLERDEN BÝR YAZAR DOÐDU “Meþhur bir söz vardýr. ‘Her insan doðuþtan yeteneklidir.’ Ýþ güç koþuþturmasýnda bu ortaya çýkamaz. Sanatla aþkla kavrulduðun zaman billur su olursun. Farkýnda olmadan bu dünyada cenneti bulursun. Þimdi bacaklarým yok ama edebiyatla uçabiliyorum. Kazada öldüm ama bu küllerin içinden bir yazar doðdu. Gece 12.00’den, el ayak çekildikten sonra yazmaya baþlýyorum; koruma meleklerim gelince. Elmas topraktan çýkýnca sadece bir taþ. Ýþlenince pýrlanta oluyor. Kaba bir elmastým, edebiyatýn derinliklerince ruhumun inceliklerine ulaþtým. ÇANAK BAÐIMLISI BÝR TOPLUM OLDUK “40-50 yýldýr Belçika’da yaþýyoruz ama hala çanaktan paparazzi ve televole izliyoruz. Çocuklarýmýzý sanat ve edebiyata yönlendirmeliyiz. Þöyle ortalama bir Türk ailesine akþama konuk olun görürsünüz; ortaya kuruyemiþ ve cips konmuþ. Çaylar yudumlanýrken herkes çanak izliyor. O ortamda büyüyen bir çocuðun kültür-sanata ilgi duymasý zor. Kapasitemiz var ama kendi- mizi ifade edemiyoruz. Dil öðrenmek bu anlamda çok önemli. TÜRKÝYE’DE SAÐCI BELÇÝKA’DA SOLCUYUZ “Çýkarlarýmýz için hemen ‘U dönüþü’ yapýyoruz. Türkiye’de sað partileri destekleyenler burada solcu oluyor. Siyasete atýlanlar politikanýn ‘P’sinden anlamýyorlar. Hayatýmýzý politika belirliyor. Politika her þeydir. Seçeceðin kiþiler senin geleceðini belirliyor. Ýyi araþtýrýp oy kullanmak gerek.” KOEN PETERS: ‘KALBÝMÝN YAZARI’ Mustafa Kör Belçika yazýn dünyasýnda hemen kabul görmüþ. Edebi ve felsefi konularý tartýþtýðý yakýn arkadaþlarý var. Bunlardan biri de Koen Peters. Yazdýðý “Büyük Avrupa Romaný” adlý kitabýnda Ankara adlý bir bölümün olmasýnda Mustafa Kör ile muhabbeti etkili olmuþ. Peters kitabýný Kör’e, ‘Kalbimin Yazarý’na diye baþlayan cümlelerle imzalamýþ. HEDEFÝM 35-36 YAÞLARINDA “GOUDEN UIL” EDEBÝYAT ÖDÜLÜNÜ ALMAK “Ýkinci romaným “Tahsildar” yolda. Bu kitap için altý ay Anadolu’yu dolaþtým. Ege ve Akdeniz Bölgelerini. Ýstanbul’a hayraným. Doðu da ilgimi çekiyor ama tekerlekli sandalye o bölgeleri gezmeme engel. Yazar Mustafa Kör, Limburg Valisi Steve Stevaert’a karþý laman Bölgesi’nde 16 Nisan’da baþlayan ve 12 Mayýs’a kadar sürecek olan Felsefe Günleri çerçevesinde Hasselt Kültür Merkezi’nde 26 Nisan’da yazar Mustafa Kör ile Limburg Valisi Steve Stevaert; politika, edebiyat, sanat ve toplumsal sorunlar hakkýnda hoþ bir sohbet gerçekleþtirdi. Flaman Radyo ve Televizyonu VRT’de yayýnlanan ‘De Zevende Dag’ programýnýn sunucularýndan olan Annelies Beck’in sorularýný cevaplayan Limburg Valisi Steve Stevaert ve yazar Mustafa Kör’e yaklaþýk 40 kiþilik bir izleyici top- F 17 luluðu da katýldý. Bu yýlki sloganý “de andere kant- diðer taraf” olan tartýþma programýnýn amacý politikacýlarla edebiyatçýlarý karþý karþýya getirerek iki tarafýn da diðerinin alaný ile olan ilgisini ve düþüncelerini paylaþmak. Program sonrasý görüþtüðümüz Steve Stevaert Mustafa Kör’e övgüler yaðdýrarak, “Mustafa Flamanca’yý Limburg Valisi’nden bile daha iyi kullanýyor. Son derece zengin bir ifade biçimi var. Çok hoþ bir tartýþma oldu” derken, Mustafa Kör ise Steve Stevaert’ýn çok kültürlülüðe verdiði önemden bahsetti. [email protected] Fiyatlarda gevþeme sebzelerde düþüþ eçenlerde bir gazetede Belçika’daki fal ortamýyla ilgili bir haber okudum. Öyle görünüyor ki, fal ve büyücülüðün yýllýk bütçesi 80 milyon Avro civarýndaymýþ. Bunu daha iyi algýlýyabilmek için gazete ve dergileri okumak, tv kanallarýnda gezinmek, radyo dinlemek veya internet sitelerini týklamak yeter. Beklentilerinizin aksine hiçbir umudu, hiçbir düþ dünyasýný bulamayýz burada. Fal ve büyücülük yaþamýmýz içinde cereyan eden ve bildiðimiz, ama bir baþkasý tarafýndan söylenmesinden boþ zevk aldýðýmýz salt aynamýz, salt gerçeðimizden baþka bir þey deðildir. Bu yazdýklarým sizlere herhangi bir karþýlýk getirmez göründüðüne göre, bu tür kuru betimlemeler ne Fiyatlarda gevþe- iþe yarýyor diyebilirsiniz. “Gerçeði adlandýrarak komeler baþladýðý valamak”, tek hedefim geriçin çürüyen sebçeði veya gerçek diye adzelere benzemelandýrdýðýmýz þeyleri aldatýyelim. Çünkü, bir cý yönleriyle ortaya çýkarmaya çalýþmaktýr. Bir bakgün tüm eski elsanýza aramýzdaki köþeyi dönmüþler, zýr cahil ama biselerimizi çýkartarak yaþamýn çok az ve yanlýþ bildikleriyle kulaklarýmýzý eskitenler doðduðu yere veya yaþamý çözmeyi baþardýðýna inanan yobazlar, geri döneceðiz. yani yazgýnýn bile belli baþlý deðerlerini çiðnemeyi önsezi diyerek savunanlarýn sayýsý çok olmasýna raðmen Belçika üniversitelerindeki talebe sayýmýz ancak iki binlerde çakýlýp kalmaktadýr. Yaþýmýz ve durumumuz ne olursa olsun, öðrenme arzumuz nerede biterse hayatýmýz orada tamamlanýr. Hayatýn deðerinin, uzun yaþanmasýnda deðil, iyi ve bilinçli yaþanmasýnda olduðunu hepimize hatýrlatmak isterim. Ýnsanýn bir canlý olarak saygýnca yaþayabilmesi için açlýklarýnýn, susuzluklarýnýn ve diðer gereksinimlerinin karþýlanmasý gereklidir. Burada en önemli noktalardan biri de eðitimdir. Her birimiz, özellikle de çocuklarýmýz bireysel olarak aile ve yakýn çevremizden, toplumsal olarak da eðitim çarkýndan nasibini almalýdýr. Böylece çok kültürlü bir ortam içinde yaþarken kültürümüzü ve ayrýcalýðýmýzý koruyabiliriz. Fal gibi, boþ nasihatlar gibi vesaire þeyler insanlýðý günlük ücretle geçinip gitmeye zorlayarak, yaþamýmýzý alýp götürür. Verimsiz bir yaþam daima tehlike içerir. Bu düþüncelerimin arkasýnda, bilgilendirmekten baþka bir amaç yoktur. Zaten gizli olan bir þey etkili olamaz, paylaþýlamaz. Öyle deðil mi? Siyaset ortamýnda, derneklerde, cemiyetlerde bizleri sorumsuzca temsil edenlere, orada bulunabilmek için feryat edenlere sesleniyorum. Eðitim, yaþamýn iyi bir yaþam olmasýnýn nasýl mümkün olabileceðini sorgulamak da deðil midir? Fiyatlarda gevþemeler baþladýðý için çürüyen sebzelere benzemeyelim. Çünkü, bir gün tüm eski elbiselerimizi çýkartarak yaþamýn doðduðu yere geri döneceðiz. Ve yumuþak ve yorgun yaðmur düþecek doðamýza dalgýn damlalarla. G Sayfa 18x.qxp 30.04.2007 23:54 Seite 1 Mayýs 2007 18 Hayt Huyt Park Haydar Abi “Delikanlý adamýn köþesi... Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!” Ben tüm Türk adaylarýn milli danýþmanýyým Halisciðim de 7. sýradan milletvekili adayý oldu. Çocuða bir yamuk yapmazlarsa Sait’in de Senato’ya aday gösterilmesi bekleniyor. Fatma Pehlivan, Meryem Kaçar, Nebahat Acar... Hepsi bizim kýzlar. Yýllarýn Haydar Abisi bu durumda çýkýp da taraf tutamaz. Emirciðimi bile istesem de destekleyemem. Ben bugüne bugün topluma malolmuþ biriyim. Belçika’daki tüm Türklerim Milli abisiyim. Beni deyip gelene, Haydar Abi’sinden danýþmanlýk isteyene hayýr diyemem. Yamuk çizer Ýsmail Doðan’ý sevmem ama köþeme aldýðým fotomontajlarýný sevdim. Sayfa 19x.qxp 30.04.2007 23:16 Seite 1 Mayýs 2007 EÐÝTÝM 19 Ölümü çocuklara nasýl anlatacaðýz? Emel Kýlýç eçtiðimiz günlerde Anvers'de çok sevdiðim arkadaþým ailesinden bir yakýný kaybetti. Ölen kiþi anneannesiydi, altmýþ yýl birlikte yaþadýðý dedesi ve ailesi periþan durumdaydý. Dedesi ve anneannnesi, uzun yýllar içinde birbirlerine olan sevgileri, arkadaþlýk ve dostluða dönüþmüþ, seksenine yaklaþan bu sevimli iki ihtiyar artýk iki bedende yaþayan tek bir canlý gibi olmuþlardý. Arkadaþým, bu olayýn ardýndan günlerce aðladý, içine kapandý ve daha sonra yaþamýndaki eksikliði kabullenip gündelik yaþamýna devam etmeye çalýþtý. Dedesi ise yaþadýðý yas durumunun yaný sýra; kendi içinde sessizliðe bürünüp, eþinin varlýðýnda da her sabah yedide yaptýðý uzun yürüþlerine devam ederek bu durumu aþmak için çabaladý. Yaþamýmýzda ölümün olduðu bir gerçek. Peki yetiþkinleri bu denli etkileyen ölümü miniklere nasýl anlatacaðýz? Onlara, bir yakýnýný yitirmenin verdiði acý karþýsýnda nasýl destek olacaðýz? Uzmanlar, çocuklarýn ve yetiþkinlerin 'ölüm' kavramýna bakýþ açýlarýnýn birbirinden farklý olduðunu dile getiriyorlar. Uzmanlar, yas süresinin kiþiden kiþiye deðiþebildiði gibi çocuklarýn yaþlarýna göre de farklýlýk gösterdiðini belirtirken, yas süresince aðlamanýn, üzülmenin, suçlamanýn, kaybedilen kiþi ile geçirilen anýlarý hatýrlamanýn son derece normal tepkiler olduðunu söylüyorlar. Ancak yas döneminin sonrasýnda, kiþinin normal yaþama dönmesi bu konuda gerekiyorsa uzman desteði almasý son derece önemli. Uzman psikolog Alanur Özalp, okul öncesi çocuklarýn ölümü ''misafire gitmek'' gibi algýladýklarýný söyleyerek, ''Çocuklar, ölüm kavramýný anlamakta zorlandýklarý için; hemen tepki göstermeleri beklenmemeli, yedi yaþýn altýndaki çocuk- G Uzmanlar ölüm sonrasý yas durumunun çocuklarýn yaþlarýna baðlý deðiþtiðini söylerken, çocuklarýn kendilerini suçlu hissedecekleri ifadelerin yetiþkinler tarafýndan kullanmamasý gerektiðini kaydediyorlar. lar ölen kiþinin ardýndan ‘Neden gelmiyor' diye sorular sormaya baþlýyorlar. Çocuða, ''Öldü, bitti. Artýk gelmeyecek'' gibi deðil; ayrýntýlý ama onu korkutmadan yaþananýn mutlu olmaný isterdi'' gibi cümlelerle çocuklarýn kendilerini iyi hissetmeleri saðlanabilir. Ölen kiþinin fotoðraflarý ve bir takým eþyalarýnýn da saklanmasý uygun olabilir. Okul öncesi çocuklar için ölen kiþi ile ilgili minik hikayeler de anlatýlabilir'' diyor. ‘Ben ne olacaðým?' anlatýlmasý gerekiyor'' dedi. Özalp, çocuða kendine güven verecek, güzel anýlar ve yaþanmýþlýklarýn anlatýlabileceðini, ayrýca mezarlýk ziyaretinin yakýn tarihte bir kaç kez yapýlabileceðini, aile içinde yakýnýný yitiren baþka kiþiler varsa; onlarýn da çocuða örnek olarak gösterilebileceðini vurguluyor. Çocuklarýn, ''Ben yaramazlýk yaptým onun için öldü'' gibi kendilerini suçlu hissetmelerini saðlayacak düþüncelerden kaçýnmalarý için yetiþkinlerin çocuða destek olmasý gerektiðini anlatan Özalp, ''Çocuklara ''Bundan sonra daha yakýn olacaðýz'' mesajý vermek önem kazanýyor. ''O da Çocuðun ilkokula baþladýðýnda ölümün ne demek olduðunu anlamaya baþladýðýný ve ölen kiþinin geri gelmeyeceðini farkedebildiðini beliten Özalp, bu yaþ dönemi çocuklarýn, yakýnýný kaybettiðinde ''Ben ne olacaðým'' diye sorular sormaya baþladýðýna iþaret ediyor. Özalp, bu konuda çocuklara yaklaþýmýn son derece önemli olduðunu, çocuklarýn yaþamlarýnda bundan sonra ne gibi deðiþiklikler olacaðýný ve kimlerden destek alacaðý konusunda bilgilendirilmelerinin gerektiðini söylüyor. Ergenlik dönemindeki çocuðun, ölümü kendisiyle ilgili olumsuz algýlayabileceðini, bunun için aþýrý tepki verebileceðini söyleyen Özalp, çocuklara nasýl destek olunabileceði konusunda þunlarý söylüyor: “Çocuðun bir yardýma ihtiyacý olduðu durumlarda bir uzman desteði almak gerekiyor. Ölen bir kiþinin ardýndan ailelerin en kýsa zamanda çocuða bu durumu söylemeleri, durumu saklamamalarý gerekiyor. Çocuk, cenaze törenine katýlabilir. Yanýnda bir yakýný ile mezar ziyaretlerinde bulunabilir ve ölüm konusu çocuða anlatýlabilir. Anlatýrken, bir uzmandan yardým alýnabilir ama çocukla konuþulan ifadeler net olmalý. Bunun yaný sýra, çocuðun yaþýna ve sorularýna göre yaþanan olay bir kaç kere daha anlatýlabilir.” Uzman Psikolog Alanur Özalp yas durumundan çýkmak için yetiþkinlere önerilerini özetle þöyle sýralýyor: -Dostlarýnýzla birlikte olun. Onlarýn size yardýmcý olmasýna izin verin. -Saðlýðýnýza dikkat edin. Yas dönemi sizi uykusuz ve iþtahsýz býrakýr. -Önemli kararlarý erteleyin. Bu dönemde daha sonra piþman olacaðýnýz kararlar verebilirsiniz. -Sabýrlý olun. Zaman her þeyin ilacý olacaktýr. Aceleci olmayýn, zamana güvenin kendinize ve hayatta kalan dostlarýnýza haksýzlýk etmeyin. -Kaybettiðiniz kiþi ile olan anýlarýnýzý hatýrlayacaksýnýz. Bu durum bazen sizi üzecek, aðlatacak bazen de bu yaþanmýþ anýlarý hatýrlamak, yeniden yaþamak sizi rahatlatacaktýr. -Hoþgörülü olun. Çevrenizdeki kiþiler ne diyeceklerini bilemeyebilirler. Böyle bir durumun onlar için de zor olabileceðini düþünün. -Zararlý alýþkanlýklarýnýz artabilir. Kederli olduðunuz için sigarayý arttýrmýþ olabilirsiniz. Bu konuda gerekiyorsa profesyonel yardým alýn. -Doktora sormadan ilaç almayýn. Yakýnlarýnýz acýnýzý azaltmak için kendileri için iyi gelmiþ ilaçlarý size verebilir, önerebilirler. Herkesin bünyesi farklýdýr. -Günlük yaþamýnýza geri dönün. Ýþe gidin, alýþveriþlerinizi yapmaya baþlayýn. Ev için de sorumluluklarýnýzý üstlenin. -Acýnýzýn zamanla azalmasý kaybettiðiniz kiþiye haksýzlýk etmek anlamýna gelmez. Acýya son vermekten korkmayýn. -Gelecekle ilgili olumsuz senaryolar kurmayýn. Bu tür senaryolar sizi geriye götürecek, depresyona sokabilecektir. -Eðer yukarýda saydýðýmýz þeyleri yapamayacaðýnýzý düþünüyorsanýz, bir uzman psikologdan beklemeden yardým alýn. Sayfa 20.qxp 01.05.2007 00:04 Seite 1 20 Mayýs 2007 Sivil Toplum Belçika Türk Kadýnlar Derneði on yýldýr faaliyette [email protected] Serpil Aygün Belçika eski çaðlara geri gidiyor emokrasi insan haklarý diyen Belçika Devleti Anvers ve diðer belediyelerin aldýðý baþörtü yasaðý kararý ile Belçika’yý eski çaðlara götürüyor. Seçimlerde özelikle Spa (Flaman sosyalist partisi) ve Belediye Baþkaný Patrick Janssens; biz demokratýz, insan haklarýna saygýlýyýz, çok kültürlü (diversiteit), çeþitlilikten yana topluma inanýyoruz diye bir çok yabancý kökenli Müslümaný listesine aldý. Seçim kampanyalarýnda cami cami, dernek dernek gezdi ve yabancýlara “biz sizin kimliðinize saygýlýyýz çok çeþitli kültüre inanýyoruz” diyerek Müslümanlarýn oyunu aldý. Belediye Baþkaný olduðunda da ilk kararlarýdan biDin özgürlüðü ri olarak baþörtü yasaðýný varsa, çeþitliliðe getirdi. Yasak kararýný yalnýz Spa inanýyorsan ve almadý. Bunu CD&V(Flaman bu toplumda Hristiyan Demokratlar), VLD (Flaman Liberaller) ve NVA baþörtüsü takan (Flaman milliyetçileri) da bir toplum da bastýrdý. Bu kararý Yeþiller Groen! Partisi ve varsa, nasýl kýsmen de SPRIT hariç tüm baþörtüsünü partiler desteklediler. yasaklarsýn? Bir kiþinin yaþantýsýnda en önemli þeylerden biri kimliði ve dinidir. Baþörtüsünü dininden dolayý takan biri için bu ayný zamanda kimliðinin bir parçasý olur. Baþörtüsü yasaðý ile hem din hürriyetini hem de kimliðini elinden almýþ olursun. Demokrat olan, insan haklarý ve din hürriyetine inananlar, nasýl bu yasak kararýný alýrlar? Böyle kararlar dikte ile eski çaðlarda olurdu. Öyleyse eski çaðlara mý dönüyoruz? Din özgürlüðü varsa, çeþitliliðe inanýyorsan ve bu toplumda baþörtüsü takan bir toplum da varsa, nasýl baþörtüsünü yasaklarsýn? Bazýlarýnýz diyecek ki, yasak sadece belediyede halkýn önüne çýkanlar için geçerli. Hayýr tam öyle deðil. Öyle olsa dahi bu çað dýþý bir karardýr. Bir örnek vereyim: 10 yýl belediyede o görevi en iyi þekilde yapan biri bu karardan sonra neden halkýn önüne çýkamasýn? Bu kararla ne demek istiyorsun? Baþörtüsü takanlar bu toplumdan deðil mi? Tehlikeli midir bu kiþiler? Mesajýn nedir? Sadece danýþmalarda yasak olacak denmiþti. Yönetmelik çocuk bakýmý, okular, yardým kurumlarý vs. de kapsadý. Kulislerde kimlik kartlarýna da baþörtüsü yasaðýnýn tartýþýldýðýný biliyor musunuz? Bizim oy verdiðimiz, Müslüman seçilenler neredeler? Nasýl bu kararý geçirdiler? Þimdi ne yapýyorlar? Bunlar önümüzdeki seçimlerde halkýn karþýsýna nasýl çýkacaklar? Bizi temsil eden dernekler neredeler? Seslerini neden çýkarmadýlar ve halen çýkarmýyorlar? Camiler neden sesiz kalýyorlar? Belçika Devleti Anayasasý’nda din hürriyeti olduðu halde bu kararý engellemediðinden, eski çaðlara gidiyoruz diyorum ve bu karardan vaz geçmelerini umarak hepinizi duyarlýlýða davet ediyorum. D elçika Türk Kadýnlar Derneði, Brüksel’de 12 yýldýr faaliyet gösteren bir kuruluþ. 50’ye yakýn üyesi bulunan dernek, Belçika’da yaþayan Türk kadýnlarý arasýndaki kültürel dayanýþmayý saðlamak, Türk gençlerinin eðitim sorunlarýný gidermeye yardýmcý olmak ve Türk kadýnýnýn kendi kimliðini koruyarak Avrupa’da tanýnmasýný hedefleyen bir oluþum. Baþkan Nihal Akyýldýrým ile derneðin çalýþmalarý hakkýnda sohbet ettik. 2000 yýlýnda derneðin yönetiminde bulunan Baþkan Nihal Akyýldýrým yaklaþýk 2 yýldýr da dernekte baþkanlýk görevini yürütüyor. 7 kiþilik bir yönetim kuruluyla yönetilen Belçika Türk Kadýnlar Birliði özellikle Ana-Çocuk Eðitimi Programý (AÇEP) ile tanýnýyor. Hatta kendilerinin Açep kadýnlarý olarak bilindiðini söyleyen Baþkan Nihal Akyýldýrým, “Türk Kadýnlar Birliði olarak 10 yýldýr baþarýlý bir þekilde ana çocuk saðlýðý programýný yürütüyoruz. Ancak yaptýðýmýz çalýþmalar sadece bununla sýnýrlý deðil. Çocuklar için Türkçe derslerinin yanýnda folklor ve koro çalýþmalarýmýz da var. Ayrýca sohbet annelerimiz var ki orada da Açep dersleri sonrasý yine bir program dahilinde aile, çocuk ve kadýn olarak yaþadýklarý sorunlarý bu sohbetlerde paylaþma imkaný buluyorlar” derken her yýl düzenledikleri kermesten de bahsetti. Her yýl geleneksel olarak Türk kültür ve el sanatlarýný tanýtmak amacýyla Nato binasýnda düzenlenen Türk kermesine katýlýyoruz. Burada da yine kendi üyelerimizin hazýrlamýþ olduðu Türk mutfaðýndan yiyeceklerin B Nihal Akyýldýrým yanýsýra Türkiye’den getirdiðimiz el sanatlarý ürünlerini satarak hem kültürümüzü tanýtýyor hem de derneðimize ufak katkýlar saðlýyoruz” dedi. Program hakkýnda Baþkan Akyýldýrým, “ annelerin eðitimi ve bilinçlendirilmesi yakýn aile çevresine de olumlu yansýyor. Anne, baba ve çocuklarýn birbirleri ile olan aile içi iliþkileri, büyükananne ve büyükbabalarla olan iliþkilerinde çok olumlu geliþmeler görmekteyiz. Bütün bunlar Türk ailelerinin yaþadýklarý memlekete olan uyumlarýný kolaþtýrmakta, çocuklarýn okulda baþarýlarýný artýrmaktadýr” derken programýn Schaerbeek’te haftada bir kez Salý günleri ve Anderlecht’te de Perþembe günleri üçer saat olarak verildiðini söyledi. Her yýl programý tamamlayan annelere bir de diploma veren Dernek, özel bir diploma töreni de organize ediyor. Bu yýl diploma töreninin 23 Ha- ziran’da yapýlacaðýný belirten Baþkan, “önümüzdeki dönem kayýtlarýmýz da þimdiden baþladý” dedi. Büyükelçilik Eðitim Müþavirliði’nden ve Büyükleçi’nin eþi Yelda Tanlay hanýmdan da çok destek gördüklerini belirten Baþkan Nihal Akyýldýrým, çocuklara Türkçe derslerini de yine Büyükelçilik Eðitim Müþavirliði’nin katkýlarýyla Türkçe dil dersi öðretmenleri aracýlýðýyla verdiklerini anlatýyor. Þu anda yaklaþýk 20 çocuðun Türkçe dil derslerine katýldýðýný belirten Baþkan Akyýldýrým, folklor ve koro için ilgisizlikten yakýnýyor. Akyýldýrým, “Türkçe dil derslerini veren hocamýz hem folklor hem de koro çalýþmalarýný yürütebiliyor ancak maalesef yeterince ilgi olmadýðý için bu alanlarda henüz sýnýf açamadýk. Kayýt olduðu takdirde þu anda bu dersleri hemen verebilecek durumdayýz” diyerek, çocuklarýný bu alanlarda kursa göndermek isteyen ailelere Belçika Türk Kadýnlarý Derneði olarak bu çalýþmalarý düzenlediklerini duyurdu. Bu yýl Belçikalý bir baþka dernek ile iþbirliði yaparak annelere Fransýzca dil kurslarý vereceklerini de belirten baþkan Akyýldýrým, kendilerine gelen annelerin bir çoðunun iþsizlik yardýmý aldýklarýný, bu kurslarýn da ORBEM tarafýndan eðitim olarak kabul edildiðini ifade etti. Böylece annelerin kurslara katýlýmý kolaylaþacak. Diðer taraftan annelerin kurslar süresince çocuklarýnýn bakýmýný gerçekleþtirmek üzere yine Belçikalý bir dernek ile iþbirliði yaptýklarýný ifade eden Baþkan, “ böylece anneler “çocuklarýmý nereye býrakacaðým” sýkýntýsýný yaþamadan kurslarýmýza katýlabilecekler” dedi. Son olarak Belçika’da yaþayan Türk kadýnlarýnýn sorunlarýna deðinen Baþkan Nihal Akyýldýrým, dil sorunu çok büyük. Hem Türkçe’nin kullanýmý hem de buranýn yerel dillerinin öðrenilmesi büyük bir sorun. Bunun yanýnda hanýmlar çok fazla dýþa açýlmýyor. Bu kurslar onlar için birer sosyal faaliyet anlamý taþýyor. Mümkün olduðunca kendilerini her alanda geliþtirsinler. Kah bu kurslar kah dil kurslarýna katýlarak hem kendi iþlerini kendileri halledebilir hem de çocuklarýnýn eðitimine katkýda bulabilirler. Ayrýca yaþadýklarý topluma uyum saðlamalarý için de bunlar gerekiyor” dedi. Sayfa 21x.qxp 30.04.2007 23:52 Seite 1 Mayýs 2007 YAÞAM Belçika Fransýz toplumunda EÐÝTÝM BURSU KÝMLER BAÞVURABÝLÝR VE ÝSTENÝLEN PROSEDÜR ayýn okurlar, yaz tatili dönemini hesaplamazsak, 2007-2008 eðitim yýlý birinci dönemine iki aydan az bir süre kaldý. Göçmen kökenli birçok vatandaþ eðitim bursundan bihaber iken, yine birçok vatandaþ da eðitim yýlý ortasýnda eðitim bursuna baþvurmaktadýr. Oysa, müracaatýn kabulü için istenilen müracaat formunun doldurulup, en geç 31 Ekim’de ilgili servise gönderilmesi gerekmektedir. Aile bütçesinin gitgide kýsýtlandýðý günümüz þartlarýnda, çocuk okutmanýn, özellikle yüksek eðitimde, maddi açýdan ne kadar zorlaþtýðý bilinmektedir. Bu zorluklar karþýsýnda, çocuklarýnýzýn eðitimi için ayýrmýþ olduðunuz bütçeye ek olarak eðitim bursuna veya, eðitim kredisine baþvurabilirsiniz. S Öðrenciden istenilen þartlar: a) 2006-2007 eðitim yýlýnda derslerine düzenli olarak katýlma, b) Gün boyu eðitim veren resmi bir okula kayýtlý olma, c) Ayný eðitim yýlýný ikinci defa tekrarlamama. (*) - Eðitim süresince bölüm deðiþtiren öðrenciler (ör.: teknik bölümden meslek bölümüne geçiþ ) burs alma hakkýný kaybetmezler. Öðrenciden yükümlü aileden Eðitim bursu nedir? Eðitim bursu veya eðitim yardýmý, eðitimlerinde maddi sýkýntý çeken öðrenciler için, karþýlýk alýnmadan, bazý þartlara baðlý olarak, Communauté Française (Fransýz Toplumu Hükümeti) tarafýndan verilen parasal yardýmdýr. Bu bursa baþvuru þartlarý: Eðitim bursuna ve eðitim kredisine hak kazanabilmek için öðrenciden ve öðrenciden yükümlü olan ailesinden birtakým þartlarýn yerine getirilmesi istenilmektedir: istenilen þartlar: a) Öðrencinin ailesiyle birlikte müracaat tarihinden evvel en az 5 yýl Belçika’da resmi olarak ikamet etme þartý; b) “Aile reisinin” (anne veya baba) yükümlülüðünde olan çocuk sayýsýna göre, gelir durumunun bakanlýkça belirtilen “tavan gelir”i aþmamasý; (örneðin: iki çocuklu bir ailenin gelirinin yýllýk 20.961.54 Euro’yu aþmamasý gerekmektedir) (**) 21 SOSYAL REHBER Nihat Dursun Yýllýk gelir durumu önceki yýlýn vergi beyannamesinde belirtilen yýllýk gelir miktarýna göre deðerlendirilmektedir. Belirtilen esas þartlarý yerine getiren her aile reisi eðitim alan çocuklarý için eðitim bursu alma hakkýna sahiptir. Müracaat: Müracaat için gerekli dökümanlarý orta dereceli eðitim için ve yüksek eðitim için farklý renklerde ayrý ayrý dökümanlar bulunmaktadýr. Öðrencinin eðitim aldýðý okul idaresi sekreterliðinden temin etmek mümkündür. Bu dokümanlar, ailenin mali durumunu, öðrencinin ve ailenin genel durumu hakkýnda bilgileri yetkili mercilere aktaran belgeler olup öðrenciden sorumlu veli (anne veya baba) tarafýndan doldurulmasý gerekmektedir. Ayrýca, öðrencinin eðitim durumuyla ilgili genel bilgilerin ayný okul idaresi tarafýndan doldurmasý gerekmektedir. Hazýrlanan tüm dökümanlar ve gerekli bilgileri, en geç 31 Ekim 2007 tarihinde, iadeli taahhütlü olarak (iadeli taahhütlü olarak gönderilmeyen müracaatlar kabul edilmemektedir) belgelerin üzerinde bulunan okulun bulunduðu eyalet “bölge adresine” göndermeniz gerekmektedir. Eðitim bursuna baþvuran öðrencinin veya öðrenciden sorumlu kiþinin hastaneye yatmasý, öðrenciden sorumlu kiþinin iþini kaybetmesi gibi önemli mazeretler karþýsýnda, gecikmenin nedeni belirtilerek müracaat 1 Mart 2008 yýlýndan önce ilgili servise gönderilme- lidir. Ayrýca, eðitim bursuna hak kazanýp da eðitim yýlý ortasýnda, düzensiz olarak derslerini takip eden veya okulu terk eden öðrencilerin, eðitim bursunu yasal olmayan yoldan alan öðrencilerin, ailelerinden ödenen burs miktarý, %12 faizle geri tahsil edilmektedir. Burs için istenilen þartlarý yerine getirip de yardýmý alamayan veya yardýmýn bir kýsmýný ancak alabilen veliler, itiraz etmelerine raðmen bir sonuç alamazlarsa, iadeli tahhütlü bir mektupla Ministère de la Communauté francaise Monsieur le Président du Conseil d’Appel des Allocations d’étude Espace 27 Septembre, 6ème étage Bureau 6.E.606 Boulevard Léopold I, 44 1080 Bruxelles adresine baþvurabilirler. *** (*) Eðitim bursunun devamý öðrencinin baþarýsýna baðlýdýr. Yani sýnýfta kalan öðrenci bir sonraki yýl eðitim bursu hakkýný kaybetmektedir. Ancak Bakanlýðýn 2005 yýlýnda aldýðý yeni karar öðrenciye bir defa olmak þartýyla yeni bir hak vermektedir: yani orta dereceli eðitimde 1,2,3 ve 4. sýnýfa kadar öðrenci bir yýl sýnýfta kalmýþ ise burs hakkýný kaybetmemektedir. (**) Þart koþulan “tavan gelir”, aile içindeki çocuk sayýsýna ve öðrencinin yapacaðý eðitim düzeyine (meslek eðitimi, fen veya matematik bilimler) göre deðiþmektedir. KASIM 2005 BÝNFÝKÝR’ÝN ÝLK SAYISI 10 bin adet basýlýp tüm Belçika’ya daðýtýldý MAYIS 2007... 18 sayýdýr yine ayný heyecanla 10 BÝN ADET Binfikir’i tam zamanýnda çýkartýp tüm Belçika’ya daðýtýyoruz Reklam vermek için: 0484 / 528 902 Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku Haber Koordinatörü Erdem Resne Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku, TASARIM Openwings REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES 44, rue des Palais bte 1, 1030 Bruxelles TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be Sayfa 22x.qxp 30.04.2007 23:43 Seite 1 GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK 22 Filiz TOSYALI Ailede yemek saatleri küren bir ufaklýk aile fertlerinin tartýþmasýna neden olmamalý. Zevkle yenmesi beklenen bir yemeðin sýkýcý bir hal almamasý için; yemek saatlerini çok erkene alýp, çocuklarýna baba gelmeden yemek yediren anneler de biliyorum. Biz çocuklarýn yemek yeme davranýþý edinmeleriyle ilgili bilgilerden az çok haberdar olursak, çocuklarýmýzdan rahatsýz olmayýz. Onlar masamýzda yaþlarýna uygun davranýþlar sergilerken; neþemizi kaçýrýp da, güzel bir akþam yemeðini bozmayýz. Týpký yürümesini bekler gibi sabýrla bekleyebiliriz. Çocuðumuzun yemek yeme geliþimi ilecek birlikte yenilen hiç deðilse bir öðün yemeðin çocuklarýmýzýn davranýþlarýnýn olumlu geliþiminde katkýsý büyüktür. Güzel bir örtü, masaya konan temiz ve iþtah açan tabaklar da onu çok etkiler. Masaya temiz giysilerle oturmak onu geleceðe hazýrlar. Çocuklarýmýzýn yemek yeme davranýþlarý yaþlarýna göre deðiþecektir. Týpký gülücüklere baþlamalarý, emeklemeleri, yürümeleri gibidir. Sürekli ayaklarýyla masaya vuran bir çocuk, aðzýndakini durmadan tü- A Dokuz yaþýna gelen bir çocuðun yemeðinin miktarýný belirlerken isteðini göz ardý edemeyiz. Az veya çok yemesi kendi tercihi olabilir. O çatal býçak kullanabilir. Yemek aralarýný sokak etkinlikleri ve oyun nedeniyle tercih edebilir. Bebeðimizin ya da çocuðumuzun beslenmesi her dönemde farklýlýklar gösterir. 12 ay çocuðun oyun ayýdýr. Yemekle oyun oynamak ister. Yemeðe avucuyla saldýrmak, vurmak, dökmek ona daha çok zevk verir. Zamanla geçer. 16da. ayýn yemeðini kendi yemek isteyebilir. Ýzin verin yemeye çalýþsýn. Tanýmadýðý yiyecekleri geri çevirir, anne þýmarýklýk yapýyor zanneder. Lütfen siz anne babalar; yemesi gerekiyorsa çok aç olduðu zaman verebilirsiniz. Onun durumuna saygý duymalýsýnýz. 2.5 yaþýna doðru biraz düzelir. Üç yaþ güzel bir yaþtýr. Meyveler, tatlýlar, süt, yoðurt onun tercihleri arasýna girer. Bu yaþýn en büyük tehlikesi ailenin bazý fertleri tarafýndan azarlanmasýdýr. Sert kurallarý olan anne baba, çocuðun tercihlerini kendisine göre alýnmýþ bir davranýþ gibi görür. Oysa davranýþý yaþýndan dolayýdýr. Beþ yaþýnda býçak kullanmaktan büyük zevk alýr. Ekmeðine yað sürmeyi çok sever. Ona zarar vermeyecek keskin olmayan plastik býçaklar verilebilir. Bazý plastik býçaklarýn çok keskin olduðu gözden kaçmamalý. Çocuk sakin bir þekilde kontrol edilmeli. Çocuk bu yaþta, ilgisini çeken bir þey olursa masadan kalkar gider… Sakýn kýzmayýn, gelecek. Merakýný giderir tekrar döner. Altý yaþýndaki çocuðun iþtahý sizi þaþýrtmasýn. Köfteler, patatesler onun baþ yemeði olur. Çikolata, þekerleme en sevdiði yiyeceklerdir. Yemeði uzun uzun çiðner, aðzýný açar… Sakýn telaþlanmayýn, rencide etmeyin; Mayýs 2007 bireysellik kazanýyor. Yerinde sallanýr durur. Masaya tekme de atabilir. Süt diþleri olsa da dikkat etmelisiniz Yedi yaþ; daha önce sevilmeyen yiyeceklerin de yenmeye baþlandýðý bir yaþtýr. Yemek yerken kurallara uyduðunu görürsünüz. Masa sohbetlerini çok sever. Siz aðzýnýzda lokma ile kalkýp televizyonda dizide neler olduðuna bakarsanýz; o da masadan kalkabilir, kural bu zanneder. Onun davranýþ kurallarýna uymasýný istiyorsanýz, çocuðunuzu býrakýp kendi kurallarýnýzla ilgilenmelisiniz. Sekiz yaþ iþtah yaþýdýr. Sana ne oldu dedirtecek kadar zevkle yemek yer. Kokularý alýr, güzel yemekleri sever. Sevmediði yiyecekler azalýr. Çocuðumuza olumsuzluk yüklemeyelim Siz çocuðunuzun olduðu ortamlarda, hangi yaþta olursa olsun; “çocuðum çok iþtahsýz, yemez” demeyin. Farkýnda deðilmiþ gibi davranýn. Sevmediði yiyecekleri bilin, az verin. Çocuðunuza baþkalarý tarafýndan ikram edildiðinde, “katiyen yemez. Sevmez onu. Ben ne yapacaðým ” demeyin. Söylerseniz, o da yememekte ýsrar eder. Güzel masalarda güzel sohbetlerle sevgiyi yaþatýn. FÝKÝRCÝKLER Çocuk bayramý coþkuyla kutlandý GENT Belçika’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý baþta BrükTürk kökenli yerel siyasetçilerin sel, Charleroi, Genk, Gent, Liege, Verviers, Mol, Temse olmak üzere katkýlarýyla hazýrlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çoTürklerin yoðun yaþadýðý yerleþim birimlerinde çoþkuyla kutlandý. cuk Bayra- Öðrenci ve öðretmenler Büyükelçi Fuat Tanlay, Baþkonsolos Mehmet Özyýldýz ve Eðitim Müþaviri Tolga Yaðýzatlý’yý makamýnda ziyaret etti. Öðrencilerden Eda Çelikcan büyükelçilik, Asena Kavak GENK baþkonsolosluk ve Defne Þendil ise Eðitim Müþavirliði koltuklarýna oturdular. Brüksel’de Salle Maringnan´da (Sint-Josse) Eðitim Müþavirliði organizasyonu olarak düzenlenen 23 Nisan Þenliði T.C. Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay, Brüksel Hükümeti Bakaný Emir Kýr, resmi temsilciler, yerel siyasetçiler ve sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaþlar katýldý. Anderlecht Mozaik düðün BRÜKSEL salonunda yapýlan diðer 23 mý törenlerini, Nisan kutlamasýna Brüksel Belçika Ýçiþleri Bakaný Patrick Hükümeti Kültür Bakaný Fadila Laa- Dewael, CD&V Genel Baþkaný Jo nan katýldý. Vandeurzen, Flaman Uyum Bakaný Genk’te Genk Eðitim Vakfý ve Marino Keulen, Genk Belediye BaþOkul Aile Derneði, BTDB (Belçika kan yardýmcýlarý Wim Dries, AnTürk Dernekler Birliði), Türkçe ve vers Baþkonsolosu Gürol SökmenTürk kültürü öðretmenleri, yerel ca- süer, Türk kökenli siyasetciler ve mi ve kültür ve spor dernekleri ve vatandaþlar izledi. Ýspanyol, Polan- yalý, Belçikalý, Ýtalyan gruplar ve yabancý konuklar dikkat çekti. Genk Halk Eðitim ve Aktivite Merkezi Derneði ise, FC Türkse Rangers Tesisleri’nde dernek üyeleri, öðrenciler ve velilerin katýlýmý ile 23 Nisan’ý kutladý. Charleroi Bölgesi Türkçe ve Türk kültürü öðretmenlerinin öncülüðünde çeþitli örgütlerin katkýlarýyla düzenlenen 23 Nisan kutlamasý coþkulu geçti. 23 Nisan Gent´te De Centrale Kültür merkezinde yoðun bir katýlýmla kutlandý. Senatör Fatma PEHLÝVAN, Milletvekili Cemal ÇAVDARLI ve sivil toplum örgütü temsilcileri ve veliler katýldýlar. Tunus, Belçika, Sudan, Filipinler, Slovakya ekipleri de gösteri yaptýlar. Anvers’teki tören ise her yýl olduðu gibi bu yýl da Harmonie salonunda yapýldý. Sayfa 24.qxp 29.01.2007 08:36 Page 1 Belçika’daki telekom çözümünüz 30 Haziran’a kadar geçici kampanya 30 Haziran’a kadar Faturalı Hat abonesi olun ve fatura ödemelerinizi ister banka otomatik ödeme talimatı ile, ister kredi kartınızla, ister banka havalesiyle ödeyin. Hemen size en yakın satış noktalarımızdan birine gidin ve seçiminizi yapın. Seçenek 1 : 24 aylık Faturalı Hat kontratı imzalıyorsunuz ve faturalarınızı banka otomatik ödeme talimatı ile ödüyorsunuz Seçenek 2 : 24 aylık Faturalı Hat kontratı imzalıyorsunuz ve faturalarınızı banka otomatik ödeme talimatı harici bir yöntemle ödüyorsunuz Aylık arama kredisi* Seçenek 1 Seçenek 2 10 € 20 € 30 € 50 € 90 € 60 90 150 210 420 dakika dakika dakika dakika dakika 45 60 120 180 240 dakika dakika dakika dakika dakika *Seçtiğiniz aylık arama kredisi ne kadar çok olursa, alacağınız bedava dakikalar da o kadar artmaktadır. BEDAVA arama dakikaları, yurt içinden tüm Ay Yıldız ve BASE numaralarına yapılan aramalar için geçerlidir (özel numaralar hariç). 30 gün süreyle geçerli olan BEDAVA arama dakikaları kontrat imzalandıktan itibaren 24 ay boyunca gönderilir. Ay içinde kullanılmayan bedava dakikalar bir sonraki aya aktarılamaz. Müşteri ancak faturalarını otomatik ödeme talimatı ile ödemeye devam ettiği sürece seçenek 1 ile öngörülen bedava dakikaları almaya hak kazanır. Bu koşula uyulmadığı takdirde bedava dakikaların gönderilmesi durdurulur. Bu kampanyayla verilen bedava dakikalar özel kullanımla sınırlı olup diğer kampanyalarla birlikte kullanılamaz. Ayrıntılı bilgi ve koşullar için www.ayyildiz.be’yi ziyaret ediniz. Ayrıntılı bilgi ve koşullar için www.ayyildiz.be
Benzer belgeler
Şubat 2007
“öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gelgit olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da
kalýp- kalmamakla...
Eylül 2008
Frankofon Hýristiyan Demokratlarý CDH ve Frankofon Sosyalisleri PS diðer koalisyon
partilerinden farklý bir çizgide.
CDH ve PS sýðýnma konusunda genel bir düzenlemeden
yanalar. Belçika’daki kaçakla...