2 4 3 İşsizlik Sigortası`nda değişiklikler
Transkript
Göçmenler üzerinde oyunlara son Sınırdışı etme Göçmenler için özel yargıya hayır 2 Ücret zammı Tüm çalışanlara 150 Fr. Fazla ücret Uyum zorlaması 3 Almanlaşmak istemeyene para cezası 4 Nr. 7 | September 2010 | türkisch Erscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch Hakların kısıtlanmasına Evet denildi İşsizlik Sigortası’nda değişiklikler Eylül ayı sonunda yapılan halkoylamasında, işsizlerin bir dizi haklarını kısmayı amaçlayan hükümet tarafından hazırlanmış bir yasa tasarısı az bir çoğunlukla kabul edildi. Unia sendikası bu sonuçla, çalışanların haklarına saldırın devam edeceğine dikkat çekti. Halkoylaması sonuçlarında dikkati, işsizlikten en fazla etkilenen bölgelerin bu yasaya yüksek oranda hayır demesi oldu. Unia sendikası halkoylaması sonunda yaptığı açıklamada, hükümetin, yasa tasarının az bir farkla kabul edilmesinin dikkate alması ve sosyal sigortalarda daha fazla kısıntı yapma girişimimde bulunmaması gerektiğini belirtti. Önümüzde ki günlerde parlamentoya sunulması beklenen Emeklilik Sigortasında benzer şekilde hükümetin, çalışanların haklarına saldırması halinde Unia sendikasının yeniden, bu yasa değişikliği için Referandum’a gideceğine dikkat çekildi. Böylesi bir durumda, oy kullanmaya gideceklerin, bu saldırıya hayır oyu vermesi bekleniyor. Fazla kazanç… Bu arada halkoylaması öncesi yapılan tartışmalarda, bu kısıtlamaları savunan kesimlerin bile, işsizlik sigortasının finansmanı konusunda bir tartışmanın gerekli olduğunu itiraf etmişti. Gerçektende yeni yasaya göre de hala, yıllık kazancı 126.000 Fr. Olanlar, işsizlik sigortasına prim ödemekte, bu miktarın üstünde geliri olanlar, gelirleri arttıkça daha az prim ödemekte ve yıllık geliri Sonuçlar üzücü. 315.000 Fr. Onlalar ise hiç prim ödememektedirler. Unia sendikası hükümetten bu çarpık durumu düzeltmek için bir öneri hazırlamasını beklemekte ve yüksek geliri olanların en az diğerleri kadar prim ödeyerek işsizlik sigortasının finansmanına katılmasını istemekte. Az Prim. İşsizlik Sigortasında yapınla bu kısıntılar ise, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra özellikleri işsizleri fazla zor durumda bırakacak, bu nedenle Unia sendikası, hükümetten, işsizlere yönelik yardım ve eğitim Kağıtsız Göçmen gençler için Eğitim Hakkı İsviçre Kantonlar Meclisi, kağıtsız göçmen gençlere, mesleki eğitim yolunu açan bir yasa önerisini kabul ederek, kağıtsız diye adlandırılan, İsviçre’de oturma ve çalışma izni olmayan göçmenlerin sorunları konusunda ufakta olsa bir adım attı. Milletvekili Luc Barthassat tarafından parlamentoya getirilen bu teklif, daha önce Ulusal Meclis tarafında da kabul edildiğinden, şimdi hükümet bu konuda atılacak somut adımları yürürlüğe koymak zorunda. Unia sendikası göçmen komisyonu bu konuda daha önce bir karar alarak bu konuda girişimlerde bulunmuş ve bunun sonucunda parlamentoya bu teklif getirilmişti. programlarının daha etkin hale getirilmesini talep etmekte. Benzer şekilde, yasanın yürürlüğe girme tarihinin en azından ertelenerek, krizin sonuçlarının hafiflemesinin beklenmesi talep etmekte. Bu halkoylaması sonuçları bir kez daha, çalışanların haklarını korumanın ne kadar zor olduğunu gösterdi. Gerek sendikaların gerekse de diğer işçi kuruluşlarının halkoylamasına yönelik çalışmalarda oldukça sınırlı maddi olanaklara sahip olmasına karşın, çalışanların haklarını kısıtlamak isteyen çevrelerin maddi imkanları ise çok daha fazla. Özellikle halkoylamasının yakınlaşması ile bütün İsviçre’de görülen büyük afişler ve gazete ilanları, halkoylamasını hatırı sayılır bir şekilde etkiledi. Buna rağmen, işsizliğin yaygın olduğu bölgelerde oy kullananların çoğunluğu bu yasa değişikliğine hayır oy verdi. / Mehmet Akyol Resmi makamlarında teyit ettiği gibi İsviçre’de bugün on binlerce kağıtsız çocuk ve genç yaşamakta. Sendikal hareketin bu konuda ki ısrarlı talepleri sonunda önce temel eğitimi yaşında olan çocukların okula gitmesi için, oturma izni şartı kaldırılarak bu konuda ilk adım atılmıştı. Ancak temel eğitimin bitiminden sonra gençlerin eğitimlerini devam ettirme imkanı bulunmamaktaydı. Özellikle çıraklık eğitimi için oturma izni istenmesi, kağıtsız genç göçmenlerin elini kolunu bağlamaktaydı. Genç Göçmenler Unia sendikası bu duruma bir çözüm bulunması için, gerek hüküme- Göçmenlerin politik hayata katılmasına İki kez daha hayır Eylül ayı sonunda Bern ve Basel kantonlarında yapılan ve göçmenler belli şartlarda seçme ve seçilme hakkı verilmesinin öngören iki yasa önerisi oldukça yüksek hayır oyları ile ret edildi. 1982 yılından bu yana bu konuda yapılan her oylamalarda hayır oylarının bu kadar yüksek düzeyde çıkması bir kez daha entegrasyondan İsviçre toplumunun sadece asimilasyonu anladığını ortaya koydu. Bern Kanton’unda «zäme läbe – zäme schtimme» adı altında 2005 yılında lanse edilen yasa önerisi 175.651 hayır oyuna karşılık 68.309 oyla, yani %72 oranı ile kabul görmedi. Bern Kanto’nun da 1994 yılında yapılan göçmenlere kanton ve belediye düzeyinde seçme ve seçilme hakkı tanınması konusunda yapılan oylamanın ardından, Kanton yönetimi, belediyelere kendi bölgelerinde göçmenlere seçme ve seçilme hakkı tanımasını sağlayacak bir teklifi Kanton meclisine getirmişti. Ancak meclisin bu teklifi ret etmesinin ertesinde, sol partiler birlikte bu amaç doğrultusunda bir yasa önerisi teklifinde bulunmuşlardı. Birlikte yaşam… Kim bu Kanton’sa vergi ödüyorsa, onunda oy hakkı olmalıdır adı altında sürdürülen kampanyaya karşın, bu Kanton’da önemli bir gücü olan yabancı düşmanı SVP, diğer sağcı partilerle birlikte bir ırkçı kampanya başlattılar ve bu yasa önerisinin ret edilmesine neden oldular. Ancak oylamaya katılımın %34.3 gibi çok düşük düzeyde kalması, bu yasa önerisini getiren kesimlerin, oy hakkı olanları sandık başına götürmede oldukça başarısız olduklarında göstermekte. te gerekse de Parlamento’ya bir dizi öneriler vererek bu skandal durumunun ortadan kaldırılmasını sürekli talep etti. İsviçre tarafından imzalanan, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Anlaşması, bitin çocuklara eşit eğitim imkanı yaratılmasını öngörmekte. Eylül ayı içinde İsviçre Parlamentosu tarafından kabul edilen bu öneri ile bu durumun olumlu yönde değişmesinin yolu açılmış olmaktadır. Hükümet önümüzde ki aylarda gerek yasalarda gerekse de kararnamelerde değişiklikler yapmak zorunda ve temel eğitimi bitiren kağıtsız göçmen gençlere mesleki eğitimi imkanlarının nasıl yaratılacağını açıklamak durumunda. Ama nasıl? Ayni gün Basel kantonunda yapılan halkoylaması da benzer bir şekilde sonuçlandı. Gene sol ve yeşil partiler tarafından lanse edilen, göçmenlere seçme ve seçilme hakkı yasa önerisi, 42.086 oya karşın 9942 oyla kabul görmedi. Kanton yönetiminin, bu yasa teklifine karşı getirdiği ve göçmenlere kısıtlı bir oy kullanma hakkı tanıyan karşı öneride sadece 19.826 oy aldı ve 31.066 oyla ret edildi. Ret edilen yasa önerisi, İsviçre’de ikamet izni olan ve en az 5 yıldan beri Basel Kantonu’nda oturan göçmenler seçme ve seçilme hakkı tanımayı öngörmekteydi. Kanton yönetiminin önerisi ise göçmenlere sadece seçme hakkı tanımaktaydı. Kanton parlamentosu her iki önerinin de kabul edilmesini kabul etmiş buna karşın Kanton yönetimi ayrı bir karşı yasa önerisini halkoylamasına sunmayı kararlaştırmıştı. Neuenburg ve Jura Bu oylamalar sonucu, göçmenlerin seçme ve seçilme hakkı bütün İsviçre’de, Neuenburg ve Jura Kantonları ile sınırlı kalmaya devam etti. Basel kantonunda yaşayanların %34 olmasına karşın, 1994 yılında benzer bir yasa önerisi gene kabul görmemişti. 2006 yılında Kanton Anayasası’nın yenilenmesi gündeme geldiğinde, göçmenlere oy hakkında tartışmaya açılmış, ancak Kanton parlamentosu Anayasa’ya böyle bir madde konulmasını kabul etmemişti. Ancak bu Kanton içinde bulunan Riehen ve Bettingen belediyelerine, özel nedenlerle, eğer isterlerse bu belediyelerde yaşayana göçmenlere oy hakkı verilmesi bu Anayasa değişikliğinde yer almıştı. Her iki belediye ise bugüne kadar bu konuda bir girişimde bulunmadılar. / Mehmet Akyol İki yüzlülüğe son Unia sendikası bu kararın olumlu sonuçlar doğuracağına dikkat çekerek, bu toplum içinde büyüyüp okula giden gençlere, sadece ebeveynlerinin oturma izni yok diye eğitim haklarından mahrum edilmesi skandalına son verilmesini sevindirici olduğunu belirtti. Parlemento tarafından alınan bu kararın hükümet tarafından bir an önce fazla detaylarda uğraşılmadan hayata geçirilmesini ve özellikle kanton yönetimlerine bu yasal değişikliğin nasıl hayata geçirilmesi gerektiğinin bir an önce açıklığa kavuşması gerektiği konusuna da Unia tarafından dikkat çekildi. / Mehmet Akyol horizonte Kısa kısa EP Electricité Temmuz ayı başında EP Electricité işyeri yönetimi Cenevre, Lozan ne Neuennurg’ta ki şubelerini kapatarak100 işçiyi çıkış vereceğini açıklamasını takiben, işyerlerinde çalışan işçiler Unia sendikası ile birlikte, bu kararın geriye alınması için mücadeleyi başlattılar. Çalışanlar işyerinin durumunun iyi olduğunu, işyeri yönetimin kötü idaresinin işleri zorlaştırdığını belirterek, işyerlerinin kapanması için ortada bir neden olmadığını söylediler. İşyerine ait Cenevre’de ki bir inşaatta yapılan bir günlük grev, çalışanların mücadelede kararlı olduğunun göstermesinin ardından, işyeri ile sendika arasında görüşmelere başlandı. Öncelikle, işyerinin kapatılması halinde çalışanların haklarını garanti altına alacak örnek bir sosyal plan konusunda anlaşmaya varıldı. Bunu takiben Lozan’da kurulu Ciel kooperatifi işyerini satın alma kararı aldı ve bütün çıkışlar geri alındı. Öte yandan, bu işyerinde 2011 sonuna kadar çıkış verme zorunluluğunun ortaya çıkması halinde, mevcut sosyal plan yürürlükte kalacak ve eski işveren bu sosyal planın gereklerini yerine getirecek. AREVA T&D Ağustos ayı başında ise Alstom tekeline ait Oberentfelden’de ki eski adı ile Areva işyerinde çalışan 140 işçiye çıkış verileceği açıklandı. İşyeri Komisyonu ve Unia sendikası, çıkışların engellenmesi için işyeri yönetiminden görüşme talebinde bulundu. Yapılan görüşmelerde işyeri yönetiminden, işten çıkarılması planlanan işçilerin, ya işyerine ait bir başka işletmede çalışma imkanı verilmesi veya erken emekli edilmesi talepleri yer aldı. İşyeri Komisyonu tarafından getirilen öneriler doğrultusunda, işten çıkarılacakların sayısı önce 128 e düşürüldü, daha sonra bu sayı 35 e kadar indi. Böylelikle 105 çalışanın çıkışına engel olunurken, çıkış alanlar içinse ayrı bir sosyal plan yapıldı. Brauerei Cardinal Yaz aylarında süren işyeri kapanmalarına Eylül ayı başında Freiburg’ta ki geleneksel bira üreticisi Cardinal işyeri de katıldı. Gerek çalışanların gerekse de Freiburg şehrinde yaşayanların büyük tepkisine neden olan bu karar sonrasında Unia sendikası ve işyeri komisyonu, işyerinin kapanmasına engel olmak için, ialışanlarla bir dizi toplantılar yapıp, işyeri yönetimine alternatif teklifler hazırladılar. Bu teklifler şu şekilde belirlendi. nBelli bira çeşitlerinin üretimi devam ettirilmeli nDağıtım merkezinin yeri değiştirilmemeli nİşyerinin belli bölümleri başka işyerleri için kiraya verilmeli İşçiler tarafından getirilen bu öneriler, işyeri tarafından planlanan çıkışların önlenebiliri nitelikte olduğun götermekte. İşyeri yönetiminin bu önerileri dikkate alarak, işyerini kapatma kararından geri adım atması beklenmekte. Uluslar arası Bira tekeli Carlsberg tarafından daha önce satın alınmış olan bu işyeri, bu yılın ilk altı ayında karlarının %12, başka bir deyişle 850 Milyon Fr. Arttırdığını açıklamıştı. 2 Nr. 7 | September 2010 | türkisch Sınırdışı etme yasa önerisi halkoylamasına sunuluyor Yabancılara karşı özel yargıya HAYIR! SVP’nin göçmenleri sınır dışı etme inisiyatifi ve Parlemento tarafından kabul edilen Karşı Öneri aynı yere çıkmaktadır. Bunlar anayasada yabancıların eşit olmayan hukuki muamelelerini sağlamlaştırmak istemektedirler. SVP’nin Göçmenleri Sınır Dışı Etme İnisiyatifi: Göçmenlerin Sırtından Seçim Kampanyası yapmaktır. SVP kararlı bir seçim kampanyası içindedir ve bu kampanyayı on yıldan beri milyonlarca frankla ,göçmenlerin ve ilticacıların sırtından yürütmektedir. SVP göçmenleri sınır dışı etme inisiyatifini 2007 seçim kampanyasında da aşırı afiş ve ilan kampanyaları ile lanse etmiştir. Halihazırda yürürlükte olan yabancılar yasasına göre her yıl yüzlerce suçlu yabancının yurt dışı edilmesini önemsemedikleri gibi gerçekle, yani inisiyatiflerinin devletlerarası hukuka aykırı ve bununla beraber mümkün olmadığı ile ilgilenmemektedirler. SVP’nin kışkırtıcı yabancı düşmanlığı sınır tanımamaktadır: Bundan dolayı 2011 seçim kampanyası için direkt 1 Ağustos günü yeni inisiyatiflerden oluşan koca bir paket sunmuştur. Karşı Öneri*ye Sol için tatlı olarak bir bütünleşme maddesi eklemişlerdir. Ama bu madde ,ilgili kişiler için en önemli noktadan, -yani politik katılımdan- komple yoksundur ve mecburi deşildir. Bu madde uygulamalarını gönüllü düzeyde Kantonlara bırakmıştır. Karşı Öneri Sonuç Parlementonun çoğunluğu aşırı SVP‘nin arkasından gidiyor, Merkez partiler yabancı düşmanı seçim kampanyası pastasından paylarını alabilmek için SVP ile yarışmaktadırlar. Devletlerarası hukuka aykırı olan, göçmenleri sınır dışı etme inisiyatifini, geçersiz açıklamak ya da açıkça Hayır demek yerine, merkez partiler Karşı Öneri ile sadece SVP’nin taleplerinin şeklini değiştirmişlerdir ve devletlerarası hukuk ile, -yani özellikle Avrupa Birliği ile yapılan iki taraflı; kişilerin serbest dolaşım anlaşmasına birleştirilebilir hale getirilerek,- resmileştirmişlerdir. İnsiyatif ve Karşı öneri aynıdır. Göçmenleri sınır dışı etme inisiyatifi ya da Karşı Öneri – her iki durumda da sonuç aynı olacaktır: üçüncü sınıf bir yargı. İsveçreli suçlular için ilerde de aynı ceza hukuku geçerli olacaktır. Avrupa Birliği vatandaşı suçlular için serbest dolaşım anlaşması geçerlidir. Bu kişiler ancak serbest bırakıldıktan sonra da aşırı suç işlemeye devam ederlerse sınır dışı edilebilirler. Yeni anayasa maddesi dünyanın gerikalan insanlarını bütün sertliğiyle kapsamaktadır. Sonuç: Biz 2 x HAYIR diyoruz! Daha fazla bilgiyi kampanya sitemizden edinebilirsiniz www.2xnein.ch, www.facebook. com/2xnein Kampanyamızı Destekleyiniz! Aktifleşerek bize yardımcı olunuz! nwww. 2xnein.ch/aufruf sitesindeki bildirimizi imzalayınız nOkuyucu mektubu yazınız nTanıdıklarınızla tartışınız nToplantılara gidiniz ve düşüncelerinizi açık ve belli bir şekilde söyleyinizVe nTanıdıklarınıza e-mail veya mektup yazarak neden «2 x HAYIR» dedişinizi kısa ve açık bir şekilde açıklayiniz. İsviçre Sendikalar Birliği Kongresi yapılıyor İş güvenliği ve Göçmen politikası 5 ve 6 Kasım 2010 tarihlerinde Bern’de yapılacak olan İsviçre Sendikalar Birliği Kongresi’nde tartışmaya açılacak konular arasında, asgari ücret yasa teklifi, çalışanların mesleki eğitimleri, çalışma hayatı ile aile, tatil ve sağlık gibi konular yer almakta. Sendikalar ayrıca, emekli sigortalarının geleceği, çalışma güvenliği sağlayacak bir ekonomik düzen ve göçmen politikalarını da Kongre gündeme aldılar. İsviçre Sendikalar Birliği Kongresi’ne göçmen politikaları konusunda bir dizi öneri getiren Göçmen Komisyonu, gerek hükümet gerekse de yerel idarelerden göçmen politikasında yeni bir dönüm noktası talep etmektedirler. Gerek politik gerekse de sendikal düzeyde tüm imkanlar seferber edilerek, göçmelere yönelik ayrımcılıkların ortadan kaldırılması temel hedef olarak belirlenmekte. Bu arada İsviçre’de yaşayan ancak oturma izni olmayan göçmelerin durumlarının yasalaştırılması da önemli bir talep olarak öne çıkmakta. Kongre gündeminde, göçmenleri ilgilendiren şu konular yer almaktadır. Kağıtsızlar yasalaştırılsın Kağıtsız olarak adlandırılan bu göçmenler yıllarca bu toplum içinde çalışma ve yaşamalarına karşın en temel insanlık haklarından mahrum durumdalar. Benzer şekilde onların çocukları da gene kendileri buna neden olmadıkları halde en temel haklardan yoksun durumdalar. Toplumun kanayan bu yarası yıllardır bir çözüm beklemekte, ancak hükümet bu konuda ciddi bir adım atmamaktadır. Öte yandan göçmenler sürekli olarak İsviçre politik yaşamında gündemde olmalarına karşın, hep sorun olarak görülmekte, ne onların bu topluma katkıları ne de onların bu konu ile ilgili düşünceleri dile getirilememektedir. Bu tek taraflı Monologa bir son verilmelidir. Vatandaşlık hakkı Bu ülkede doğup büyümüş olmalarına karşın ikinci ve üçüncü kuşak göçmelerin vatandaşlık hakları hala engellerle doludur. İsviçre toplumunun artık bu göçmenlere, doğrudan vatandaşlık hakkı tanıyacak bir yasal düzenlemeye ihtiyacı vardır. Göçmenlerin toplumla kaynaşmasında en önemli engel olarak gösterilen, dil sorunu da benzer şekilde bir çözüm beklemektedir. Göçmenlere sadece dil öğrenin demek yeterli olmamaktadır, göçmenler dil öğrenme hakkı ve imkanı sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin toplu iş sözleşmelerine, çalışma za- manı içinde, çalışma zamanı olarak tanınacak dil öğrenme imkanları yaratacak maddeler eklenmelidir. Ancak hükümet tam tersi bir anlayışla, dil bilmeyen göçmenleri cezalandırma yoluna gitmekte, onları sınır dışı etme ile tehdit etmektedir. Bu kuşkusuz toplumla kaynaşmayı engelleyici bir etki yaratmaktadır. Eğitim hakkı Göçmenler ayrıca, gerek temel eğitim gerekse de mesleki eğitimi konularında eşit şans ve imkanlar sağlanmalıdır. Göçmenlerin ihtiyaçlarına cevap verecek eğitim programları yaratılmalı, göçmenlerin eğitimleri teşvik edilmelidir. Toplumla kaynaşmanın, ilkokul sıralarından başladığı dikkate alınarak göçmen çocukların eğitimleri için teşvik programları gündeme getirilmelidir ve her türlü ayrımcılığı engelleyici tedbirler alınmalıdır. Sendika temsilcileri Olten Toplantısı Daha güçlü bir Unia İşyerlerinde çalışan sendika temsilcileri ilk defa bir araya geldi. 18 Eylül günü Olten da bir araya gelen 400 sendika temsilcisi, daha güçlü bir sendika yaratmak için nelerin gerekli olduğunu tartışmaya açtı. «Unia Forte» adı altında ilk defa İsviçre’nin tüm bölgelerinde çalışma yapan sendika temsilcileri bir araya geldiler. Çeşitli işyerlerinde çalışan sendika temsilcileri, toplantıyı takiben Olten Schützenmatte’de çalışan işçiler için bir dayanışma gösterisi yaptılar. Toplantının açılışında yapılan konuşmalarda, Unia sendikasının işyerlerinde ki örgütlendirmek için 2 yıl önce başlattığı çalışmalara dikkat çekildi. Daha sonra 19 ayrı konuyu tartışmak için çalışma atölyeleri yapıldı. Özellikle ekonominin demokratikleştirilmesi, emeklilik sigortalarının geleceği, işyerinde sendika temsilcilerinin çalışma alanlarının etkin hale getirilmesi gibi can alıcı konuların tartışıldığı bu toplantılarda, göçmenlerin sendika içinde ki konumları ve rolleri de tartışmaya açıldı. Daha sonra bu çalışmaların önemli sonuçları, tüm katılımcıların katıldığı toplantıya sunuldu. Çalışanlarla, çalışanlar için Unia sendikasının ilk defa gerçekleştirdiği bu toplantı sendika açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirildi. Sendikanın tabanının oluşturan işyerlerinde çalışan sendika temsilcilerinin ilk defa bir araya gelmesi, sendika içi demokrasi açısından önemli bir adım. Unia sendikası, başarılı bir sendikal politikaların ancak çalışanların bizzat katılımı ile gerçekleşeceğini savunmakta ve bu konuyu somutlaştırmayı amaçlamaktadır. Bu toplantı ile Unia sendikası bu konuda söylediklerini hayata geçirmeye kararlı olduğunu bir kez daha vurgulamış oldu. Şimdi söz ve karar çalışanlarda. horizonte 3 Nr. 7 | September 2010 | türkisch Yapı yan işkolu işçileri hak ettikleri ücret artışını talep ediyorlar Tüm çalışanlara 150 Fr. ve asgari ücret artsın! Yapı yan işkollarında kriz yok, çılgınca bir çalışma temposu devam ediyor, işyerlerinin ellerinde yeterince iş var.Konut yapımı tüm hızı ile sürüyor. Binaların dış duvarlarının yapımını üstlenen firmalar için daha sıkı tedbirler (Minergie) sürekli arttırılmakta. Devlet tarafından enerji tasarrufu sağlayan önlemler için 180 Milyon teşvik verilmesi ile, ev yenilenmesi hızlanmış durumda. Son yıllarda üretkenliğin çok hızlı arttığı biliniyor. Buna karşın gerçek ücretler bu artışın yarısı düzeyinde, başka türlü söylenecek olursa, ücretlare geride kaldı. Bu işkolunda ücretler, yapı işkoluna göre daha düşük düzeyde. Geçen yıl işverenler ücret artışı vermemekte direndiler, buna karşın hastalık sigortası primler aşırı ölçüde yükseldi. Ücret Zammı Yapı Yan işkolları firmaları bir ücret zammı verecek durumdalar!İş üretkenliği ve buna bağlı olarak stresli çalışmada sürekli artmakta. Ancak ücretler ayni hızda artmıyor. Çalışanlar bir ücret artışını çoktan hak etmiş durumdalar ve bu ücret artışı son derece gerekli. Bu nedenle ücret zammı konusunda mütavazı olmak için ortada bir gerekçe yok. Eğer firmaların durumu iyi ise, her gün bu firmalar için çalışanlarda bundan yararlanmalı. Bu nedenle, elektrik, bina tekniği, metal inşaat, duvar ve çatı, izalosyon işlerinde çalışanların Ücret zammı isteyen işçiler seslerini yükseltiyor. temsilcilerinin Eylül ayında yaptığı ortak bir toplantıda tüm bu işkolullarında çalışan bütün işçiler için 150 Frank ücret zammı istenmesi kararlaştırıldı. Ayrıca bu işkollarında ki asagari ücretlerin hala düşük bir seviyede olduğu ve arttırılması gerektiğide karar altına alındı. Satış işkolunda çalışan işçiler gece ve pazarları çalışmak istemiyor 24 Saat çalışmaya Hayır Tüm çalışanlara 150 Fr. Bu ücret zammı ile bir yandan pahalılık karşılanırken bir yandan da pahalılık içinde olmayan hastalık sigortası primlerinde ki artışta karşılanmış olacak ve yaşamak için elimizde bir şey kalabilecek. Bu taleplerin gerçekleşmesi ise sana bağlı. 14 Haziran 2011 de Kadın Grevi Kadınlar ileri! Anayasa yer alan eşit işe eşit ücret prensibinin hayata tam olarak geçirilmesi için Unia sendikası, diğer sendikalarla birlikte 14 Haziran 2011 tarihinde bir kaz daha bir ‘kadın grevi’ yapmayı kararlaştırdı. Bu yılın Mart ayında yapılan kadın gösterileri büyük bir başarı ile sonuçlanmasında Unia sendikasının önemli bir payı vardı. Bu başarının devam etmesi için Unia sendikası kadın komisyonu 2011 yılının, eşit işe eşit ücret prensibinin Anayasa’da yer almasının 30. yılının ve ilk kadın grevinin 20. yılının da kutlanacağı 2011 yılında bu prensibin hayata geçirilmesi için yeniden bir kadın grevi yapılması gerektiği görüşünde. Başarı daha tam değil Unia soruyor, sende sabaha kadar çalışmak istermisin? Unia sendikası son yıllarda moda haline getirilmeye çalışılan 24 saat boyunca kesintisiz alışverişin çalışanlar açısından kabul edilir yanının bulunmadığını savunmakta ve bu nedenle satış yerlerinin daha uzun süre açık tutulmak istenmesine karşı mücadele vermektedir. Son aylarda bu konu giderek daha fazla gündeme gelmeye başladı. En son Kanton Zürih’te FDP partisi, satış işyerlerinin açık kalma sürelerini düzenleyen yasanın tümden kaldırılması için girişimlerde bulunacağını açıklaması tartışmaları yeniden canlandırdı. ‘Bütün işyerleri, tüketi- ciler ne zaman alışveriş yapmak isterse açık olmalıdır’ bu partiye SVP; CVP gibi partilerde destek vermekte ve bu önerinin tüm İsviçre’de geçerli hale getirilmesini talep etmektedirler. Önce Benzin istasyonları Bu konuda hedef olarak seçilen ilk satış yerleri benzin istasyonları. FDP Cenevre milletvekili Christian Lüscher tarafından meclise verilen bir önerge, benzin istasyonlarının hiçbir kısıtlama olmadan 24 saat açık kalmasını talep etmekte. Bu öneri meclisin ilgili komisyonu tarafında Ağustos ayı sonunda kabul edildi. Şimdi sıra mecliste. Unia sendikası alınan bu kararın doğrudan doğruya çalışanların hak- larına bir saldırı olduğuna dikkat çekerek, işverenlerin sendikalarla bu işkolunda bir toplu iş sözleşmesi yapmaya yanaşmamasının nedenlerinden birinin bu olduğunu açıkladı. Satış işyerlerine konan açık kalma süresinin kısıtlanmasının kaldırılmasının da mevcut yasalarla çeliştiği başka bir gerçeklik. Sendikalar bu gelişmelere karşı yasal planda ve işyerlerinde gerekli mücadeleyi vereceklerini açıkladılar. Son 40 yıl içinde kadınlara karşı çalışma hayatında var olan ayrımcılıkla mücadele konusunda sendikalar önemli adımlar attılar, ancak bu başarılar henüz tam değil. Bir tek kadın çalışanların hala %20 daha az ücret almaları ve 4000 Fr. Tana az ücret alanlar arasında kadınların büyük Çoğunluk istemiyor Bu güne kadar, çeşitli kantonlarda bu kısıtlanmaların kaldırılması için getirilen önerilerin büyük bir bölümü, yapınla halkoylamaları ile red edildi. Sadece Solothurn kantonu, bayram günlerinde yılda iki gün satış işyerlerinin açık kalmasını kabul etmişti. Öte yandan St. Galen Kantonu’nda bu konuda Eylül ayı sonunda 4. halkoylaması yapılmakta, daha önce bu kantonda bu konuda yapılan 3 oylamada halk bu önerilere hayır dedi. Benzer şekilde Cenevre ve Basel kantonların da önümüzde ki aylarda benzer öneriler halkoylamasına sunulacak. Çalışma arkadaşlarınla bu taleplerin nasıl gerçek olacağını tartış. İşyerinde şefine bu zammın neden gerekli olduğunu anlat. Unia sendikasını bu konuda ki çalışmalarına destek ol. Kadınlar grev istiyor. bir çoğunlukta olması bunun bir göstergesi. Çalışan ve çocuk sahibi olan kadınların hala yeterli oranda çocuk bakım imkanlarına sahip olamaması, kadınların büyük bir çoğunluğunun oldukça garantisiz ve kötü işlerde çalışmaya devam etmesine bir son verilmesi gerekli. Ayrıca hükümet tarafından kadınların emeklilik yaşının bir kez daha yükseltilmek istenmesi kabul edilecek bir durum değil. Unia Kadın Konferansı Haziran ayında 100 delege ile Murten’de toplanan Unia sendikası 5. Kadın Konferansı’nda, çalışma süresi politikası çerçevesinde, ücretli ve ücretsiz çalışma, yeniden işbölümünün gündeme getirilmesi gibi konuları görüşmüştü. ‘kadınların işleri bitmez, ama kadınlar olmadan da işler yürümez diyerek konuşmasına başlayan Unia sendikası kadın sorumlusu sekreteri Corinna Schaerer, çalışan kadınların ayrıca ücretsiz olarak, yemek yapma, alışveriş, ev temizliği, çocuk bakımı gibi ev işlerini de yaptıklarının unutulmaması gerektiğine dikkat çekmişti. horizonte Nr. 7 | September 2010 | türkisch Siz Sorun Unia Cevaplasın Toplumla kaynaşma tartışması büyüyor Uyum? Hayır kalsın! Bir imkanı çarpıtan ve ırkçılığı gizleyen kelime… Hastalık Sigortası Değiştirme Hastalık Sigortası primlerinin yeni yılda önemli miktarda artacağını duydum. Bu nedenle hastalık sigortasını değiştirmek istiyorum. Yeni yılda primleri daha düşük olan yeni bir sigortaya geçmek istersen şu anki sigortaya nasıl çıkış verebilirim ve nelere dikkat etmeliyim? Mevcut yasalara göre, hastalık sigortasının, yeni primlerin yürürlüğe gireceği tarihten en az iki ay öncesine kadar size yeni primlerin ne kadar olacağını bildirmek zorundadır. Bu bildirimle birlikte, size hangi tarihe kadar sigortadan çıkmak için müracaat edeceğinizin de bildirilmesi gerekir. Genellikle yeni primlerin yeni yıldan itibaren geçerli olacağı dikkate alınırsa, en geç 30 Kasım tarihine kadar şu an ki sigortanıza çıkış vermeniz söz konusudur. Dikkat! Sigortadan çıkış talebinizin, çıkış süresi bitmeden önce sigortaya ulaşmış olması gerekir. Başka bir deyişle, bu tarih bir çalışma gününe denk düşmüyorsa, ondan önceki en son çalışma günü, çıkış için son gün olarak kabul edilir. Ayrıca çıkış talebinin sigortaya taahütlü bir mektupla gönderilmesi tavsiye edilir, böylece daha sonra bir anlaşmazlık çıkması durumunda elinizde bir ispat imkanı olur. Sigortaya prim borçları bulunması durumunda ise, sigorta bu çıkış talebimizi red etme hakkı da bulunmaktadır. Temel sigortaya ek sigortalar içinde çıkış imkanları aynı mıdır? Hayır, genel olarak bu ek sigortalara çıkış verme imkanı 30 Eylül tarihi itibarı ile mümkündür, hatta bazı sigortaların daha uzun çıkış süreleri vardır, örneğin bu süre bazen 6 aydır, başka bir deyişle bu durumda çıkış verme, yıl sonu için 30 Haziran tarihi olmaktadır. Çıkış kuralları, genel sigorta şartnamelerinde belirtilmek zorundadır. Yeni sigortaya giriş tarihi, eski sigortanın bitimi ile bağlantılı mıdır? Yasalara göre, bir sigortadan çıkışınız, ancak yeni sigortanın, eski sigortaya, sigortanızın ara vermeden başladığını belirtmesi ile geçerlilik kazanır. Başka bir deyişle yeni sigortanızın sizi kabul ettiğini yeni sigortaya bildirene kadar eski sigortanızdan ayrılmazsınız. Yeni sigortanın, sizin o sigortaya geçtiğinizi eski sigortaya zamanında bildirmemesi durumunda ne olur? Yasalara göre yeni sigortanın, eski sigortaya durumu zamanında bildirmemesi halinde, eski sigortada kalınır. Bu durumda yeni sigortanızın ihmali olması halinde, bu sigortanın, bu durum nedeniyle ortaya çıkacak her türlü maddi kayıplarınızı karşılamak zorundadır. (daha fazla prim ödeme gibi) Yeni sigorta primlerini nasıl öğrenebilir ve bir kıyaslama yapma imkanı elde edebilirim? Bu konuda pek çok faydalı Internet sayfaları bulunmaktadır. Örneğin http://www.praemien. admin.ch adlı sitede, mevcut sigortanızı diğerleri ile kıyaslayarak bir sigorta değiştirme için gerekli bilgileri elde edebilirsiniz. www.bag.admin.ch 4 Uyum kavramı kulağa masum ve hatta pozitif gelmektedir. Ama arka planında sistematik bir dışlama politikası gizlidir. Misilleme tehditleri ile halihazırda hakları gasp edilmiş olanlar uyum sağlamaya zorlanıyorlar. Örneğin işsizlik parası alanlar (Arbeitslosengeld II) kötü koşullar altında iş piyasasına dahil edilmeye çalışılıyor. Keza aynı şekilde göçmenlere de, fırsat eşitliği ve eşit haklar yadsınırken, uyum sopası ile tek taraflı uyum performansı uygulamaları buyurulmaktadır. Neredeyse yarım asır boyunca, göçmenlerin eşit haklara sahip insanlar olarak bu topluma aktif olarak katılmamaları için herşey yapılmıştır. Ve doğrudan veya dolaylı ırkçı nitelikler ve ayrımlar uyum kisvesi altında temsil edildiğinden, bunlar bugün herzaman olmadığı kadar sosyal kredibiliteye sahip olmustur. Bu da düşünce özgürlüğü sayılmaktadır Göçmenler bir yandan istenmeyen ve günah keçisi olarak gösterilirken, öte yandan, atfedilen «eksikliklerini» ve dışlanmışlıktan kaynaklanan «noksanlıklarını» kendileri çözmeye mecbur bırakılmaktadırlar. Tüm bu ikiyüzlülük ve gerçeklerin çarpıtılması uyum etiketiyle gerçekleşmektedir. Almanya göçmenlik politikası göçmenlere kendi çıkarları için topluma katılmada destek oluyormuş gibi yaparken, aslında tam aksini yapmaktadır. Uyum politikasının gerçek meramı ve etkileri ancak dikkatli bakıldığında ortaya çıkıyor. Irkçılık Yerine Eşit şartlarda koşulsuz birliktelik dahi, ki bu eşitsiz koşullarda aslında bir çözüm teşkil etmeyecektir, uyum politikasının amacı olmadı ve hala da degildir. Tüm toplumsal kesimler ve gruplarda etkisini gösteren, Biz ile Ötekiler arasında sözde bir ayrım tüm kafalara kazılmıştır. BĐZ tüm üstün «egemen kültür» (Leitkultur) ve kapitalist «üretim ideolojisi» ile Batılı çoğunluk toplumunu tariflerken, ÖTEKĐLER ise herşeyden öte suç işleyen, geri kalmış ve eğitimsiz, yabancı organizmalar olarak damgalanmaktadır. Nitekim kanaat önderleri söylemlerinde herşeyden evvel (sözde) sĐ lami kökenden insanları bu ötekinin öncüleri olarak etiketlemektedirler. (Sarrazin’in ırkçı ifadeleri hedeflenen bu yönelimin erken zirvesidir.) Bu karalamayı sağlam temellere dayandırabilmek için yaptırımlarıda içinde barındıran çeşitli tedbirlere başvurulmaktadır. Amaç bilhassa zor hayat sartlarından gelen göçmenleri ya şartsız disipline etmek ya da tamamen dışlamaktır. «Uyum» kavramı altında yürütülen zırvalık, en son CDU/CSU/FDP Federal Koalisyon Hükümetin «Uyum sözleşmeleri» olarak adlandırdığı uygulamalarla bir kez daha güncellik kazandı. Bu sözleşmelerle istenmeyen göçmenlerin uzun süreden beri sabitlenmiş tebaiyetleri kendi elleriyle pekiştirilmek istenmektedir. Uyum diktatörlüğü son dönemde o kadar güçlü yürütülmektedir ki bu işten muzdarip olanlar da kendi kendine kara çalan biçimde suç ortağı olarak işin içine çekilmektedirler. Asimilasyonun adı uyum oldu… Alman’laşmayana ceza yolda Almanya’da göçmen ve yabancılar tartışması yeniden alevlenmeye başlıyor. Hükümet uyum sağlamada direniş gösterenlere para cezası vermeye hazırlanıyor. Hür Demokrat Parti Genel Sekreteri, «Göçmenlerden Alman vatandaşı yaratmalıyız» dedi. Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin, Müslümanlar ve göçmenlerin uyum sağlamayarak Alman toplumuna zarar verdiği tartışmasını başlatmıştı. Sarrazin’in bu açıklamalarının ardından Almanya yabancıların uyum sorununu daha sık tartışmaya başladı. Bu tartışmalardan güç alan Hıristiyan Birlik partileri, Alman toplumuna uyum sağlamayan ve uyum sağlamaya direniş gösteren göçmenleri cezalandırmaya hazırlanıyor. Çocuklarının okula gitmemesine göz yuman ailelere 2 bin 500 euroya kadar ceza verilecek. Ayrıca Almanca öğrenmeyen ve uyum kurslarına gitmeyen yabancıların sosyal yardımlarında kesintiye gidilecek. Yarı resmi devlet televizyonu ARD’de «Bericht aus Berlin» programına konuk olan Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Alman toplumuna uyum göstermemek için direniş gösteren yüzde 10-15’lik bir göçmen kesimin bulunduğunu açıkladı. İçişleri Bakanı de Maiziere, uyum kurslarına katılmayan bu kişileri cezalandırmayı planladıklarını açıkladı. Uyum sağlamada direnen kişilerin sosyal yardım pa- Zor günler 26 Eylül’de yapılan halkoylamaları göçmenler açısından tam bir hayal kırıklığı oldu. Bir yandan işsizlik sigortasında yapılan kısıtlamalar, bir yandan iki Kanton’da daha politik hak taleplerinin ret edilmesi. Ve Kasım ayı sonunda bir kez daha göçmenler konusunda halkoylaması, zor günler bizleri bekliyor… ralarında kesintiye gidilebileceği gibi para cezaları da verilebilecek. De Maiziere, «Devletten finansal destek gören göçmenler ve yabancılar uyum kurslarına katılmalı. Kim ki bu yükümlülüklerini yerine getirmezse, önce uyarılacak. Bir sonraki aşamada da cezalandırılacak» dedi. Suçlanan Partiler Başbakan Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Birlik Partisi Genel Sekreteri Hermann Gröhe, Alman toplumuna uyum göstermede direniş gösteren göçmen ve yabancıların cezalandırılması gerektiğini söyledi. Uyum konusunda Sosyal Demokrat ve Yeşiller’in iktidarları döneminde çıkardıkları yasaları eleştiren Gröhe, koalisyon hükümetinin bu yasalardan doğan zorlukları bertaraf etmek için çaba gösterdiğini belirtti. Eşit Haklar Uyum maskesi altında, toplumun göçmen kesimlerini bir taraftan binbir iftira ile dışlayan ve öte yandan eğitici şekilde onları ortalamanın üzerinde bir itaate zorlayan fikri şiddetle kınıyoruz. Uyum kavramını teşkil eden kışkırtıcı ve insanlık dışı politikaların maskesini düşürmek ve foyasını ortaya çıkarmak gereklidir. Uyum kavramı altında, hakların gaspı, dışlama ve uyum teşvik edilmektedir. Buna karşı, hayatın tüm alanlarında dayanışma temelli ve eşit haklara dayalı bir toplumsal birliktelikten yanayız. Öncelikle, Eşit Haklar ve fırsat eşitliği, koşulsuz ve telkinsiz çeşitlilik ve karşılıklı iletişime dayalı, hür iradeyle oluşacak birlikte yaşam için bir temel oluşturacaktır. Düşman imgeleri yerine dayanışma ve açıklık. Biz anayasanın şu maddelerine uyulmasını talep ediyoruz: Madde 1: İnsan onuru dokunulmazdır. Madde 3: Herkes yasa önünde eşittir. Bu anlamda taleplerimiz: nGöçmen ve mültecilere yönelik tüm hak mahrumiyetleri doğuran yasaların kaldırılması nYaptırım öngören düzenlemelerin 2500 Euro Ceza Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti Genel Sekreteri Christian Lindner de çocuklarının okula gitmemesini görmezden gelen ve bu duruma göz yuman ailelere para cezası verilmesi gerektiğini söyledi. Neuen Presse gazetesine demeç veren Lindner, «Çocuklarının okula gitmemesine müsamaha gösteren göçmen ve yabancılara 2 bin 500 euroya kadar para cezası verilmeli. Göçmenlerden Alman vatandaşı yaratmalıyız. Ayrıca göçmenler ve yabancılar arasındaki işsizlik oranını yarı yarıya düşürmeliyiz» dedi. / Mehmet Akyol kaldırılması (düşük gelir durumunda oturum hakkından mahrumiyet vb.) nGönüllülüğe dayalı geniş kapsamlı hizmetler (örneğin dil kursları) nEğitim, iş yaşamı ve konut alanlarında eşit haklar nIrkçı olmayan habercilik ve eleştirel bir medya nKentsel dönüşümden kaynaklanan yerinden edilmelere son nSiyasal alan (örneğin seçim hakkı) başta olmak üzere, tüm toplumsal alanlarda katılım imkanları nKışkırtıcı ve ırkçı ifade ve eylemlerin tutarlı bir şekilde cezalandırılması Beilage zu den Gewerkschaftszeitungen work, area, Événement syndical | Heraus geber Verlagsesellschaft work AG, Zürich, Chefredaktion: Marie-José Kuhn; Événement syndical SA, Lausanne, Chefredaktion: Alberto Cherubini; Edizioni Sociali SA, Lugano, Chefredaktion: Françoise Gehring Amato | Redaktionskommission M. Akyol, D. Filipovic, O. Osmani, M. Martín, M. Ferreira | Sprachverantwortlich Mehmet Akyol | Koordination Osman Osmani | Layout Simone Rolli, Unia | Druck Ringier Print, Adligenswil | Adresse Unia, Redaktion «Horizonte», Postfach, 8021 Zürich, [email protected] www.unia.ch
Benzer belgeler
Yeni Sözleşme
Göçmenlerin toplumla kaynaşmasında en önemli engel olarak gösterilen, dil sorunu da benzer şekilde
bir çözüm beklemektedir. Göçmenlere sadece dil öğrenin demek yeterli
3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır
Unia sendikası bu kararın olumlu sonuçlar doğuracağına dikkat çekerek,
bu toplum içinde büyüyüp okula giden gençlere, sadece ebeveynlerinin
oturma izni yok diye eğitim haklarından mahrum edilmesi s...
Daha Fazla Ücret
Eylül ayı sonunda yapılan
halkoylamasında, işsizlerin
bir dizi haklarını kısmayı
amaçlayan hükümet tarafından hazırlanmış bir yasa
tasarısı az bir çoğunlukla
kabul edildi. Unia sendikası bu sonuçla...
Bizsiz İsviçre olmaz
Göçmenlerin toplumla kaynaşmasında en önemli engel olarak gösterilen, dil sorunu da benzer şekilde
bir çözüm beklemektedir. Göçmenlere sadece dil öğrenin demek yeterli
2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet
etmemişti. Ancak bu Kanton içinde
bulunan Riehen ve Bettingen belediyelerine, özel nedenlerle, eğer
isterlerse bu belediyelerde yaşayana
göçmenlere oy hakkı verilmesi bu
Hastalık Sigortası Yasasına Evet
Eylül ayı sonunda yapılan
halkoylamasında, işsizlerin
bir dizi haklarını kısmayı
amaçlayan hükümet tarafından hazırlanmış bir yasa
tasarısı az bir çoğunlukla
kabul edildi. Unia sendikası bu sonuçla...
Kitlesel Göçe Hayır insiyatifine HAYIR
yeni bir dönüm noktası talep etmektedirler. Gerek politik gerekse de sendikal düzeyde tüm imkanlar seferber
Yeni Bir Dönemin Başlangıcında
ve üye sayıları istikrarlı hale geldi.
Zürih’te yapılan son kongre ile birlikte önümüzde ki dört yıllık süreç için
kararlaştırılan hedefleri yanda ki yazıda ayrıntılı olarak bulabilirsiniz. Bu
hede...
3 2 4 HAYIR Göçmen kadınlara eşit haklar bir hayal mi?
verilen Ernst Gabathuler ile dayanışma için başlatılan kampanya
yıl sonunda ilk sonuçlarını verdi.
39 yıl boyunca Karl Mayer AG işyerinde çalışna, ayni zamanda işyeri komiysonu başkanı olan Ernst
G...
Uluslararası Kadın Günü: Ekmek ve Gül
gün çalışan bir işçinin asgari ücretinin
4000 Frank olması talep edilmekte.
Özellikle düşük ücretli işlerde çalışan
kadınlar için bu yasa önerisi önemli.
Kadınlara özgü iş olarak kabul edilen, hizm...